6 Ocak 2011 01:00
GÜNÜN YAZILARI
Hiç eksik olmadı ama, AKPnin devlet organlarını kendi çizgisinde oluşturmaya engel teşkil eden kurum ve güçleri aşmak üzere gerçekleştirdiği ve başarıyla çıktığı Referandumdan sonra Soldaki ayrışma ya da Sosyalistler yeniden bölündü(!) tartışması yeniden alevlendirildi. Piyasa diliyle söylenirse Ocağa odunlar sürüldü, üzerine tutuşturucular serpildi ve körükçü, yanmayacak ve fakat başkalarını, bir kısmını maşa bir kısmını odun yerine kullanacak şekilde konumunu ayarlayarak, ateşi harlamaya girişti. Doğan Holdingin Radikaliyle, etkili isimlerinin bir kısmının dolaysız CIA bağlantısı üzerine basında tefrikalar yayımlanan Tarafın sayfalarından solun darbeciliği; sosyalistlerin Ergenekonculuğu üzerine, nerede solculukla-sosyalist olmakla yollarını çoktan ayırmış ya da hiçbir zaman zaten öyle bir politikası ve pratik mücadelesi olmamış piyasacı varsa, onların, artık yinelene yinelene iyice kirlenmiş nakaratları bir kez daha sürüme kondu.
Sürüme kondu!
Çünkü ticari faaliyette, emek sömürüsüyle elde edilmiş metanın pazar payı ne kadar fazla olabilirse, sağlanan ve sermayeye dönüştürülen kâr payı o kadar artmış olur. Adı geçen basın organlarının başka tür bir amacı olamaz. Kapitalizme halel gelmesinden ödü kopan, kapitalizme biat etmiş kişilerin solculuk üzerine konuşmalarıyla sosyalizm mücadelesinin bugünkü ve geleceğe dair sorunları üzerine devrimci çabanın birbiriyle 180 derece zıt olduğunu bu gazetelerin sahipleri ve yöneticileri de biliyorlardır. Kapitalist işletmelerin sağladığı olanakları sosyalizm mücadelesine ve devrimci örgütlere karşı saldırı mevziine dönüştüren Entelektüel baylar ve bayanların kapitalizmi aşma diye bir dertlerinin olmadığını sosyalist sol bilmiyor değil. Bu saldırı çünkü yeni başlamadığı gibi bir özellik de göstermiyor. Bay Yağcı, örneğin -ilginç bir çakışmayla- adının gereklerini yerine getireli hayli zaman oluyor. Onun, hükümet politikalarında ve AKPnin devlet aygıtını kendi çizgisinde ve anlaşma halinde olduğu askeri güçlerle birlikte yeniden Dizayn etme çabalarını Halkın ilk kez kendi adına kendini yönetmesi olarak pazarlaması, sosyalist görüş bir yana, en berbatından Solculukla dahi bağdaştırılamaz. Diğer birkaçı ise yıllar yılıdır Birikimin sayfalarında, sosyalist politikanın Türkiyede bir güç haline gelmesini önlemek üzere insanların önüne sürekli olarak sözüm ona geliştirici olma adına saptırıcı-güvensizleştirici ammalar getiren, olamazlığı ve gerçekleşemezliği teorileştiren bir faaliyet yürütüyorlardı. Bunlar şimdi antiemperyalizmi güya aşağılarken, antikapitalizmi mi temsil ediyorlar. Böyle bir iddiada bulunmaları gülünç olmalarını gösterir başka bir şeyi değil. Antikapitalist mücadelede bugüne dek bir tek pratik adım attıkları görülmeyen insanların Entelektüel gevezeliklerinin beş paralık bir değeri olamaz. Onların, politik bilinci yönünden En geride sayılabilir herhangi bir işçinin, Ekmek parasını artırmak için giriştiği kadar bir devrimci çabaya dahi uzak olduklarını, Solda ve Sosyalist saflarda bilmeyen mi var? Öyleyse bu gibilerinin devrimcilerin mezarlarına tükürme anlamına gelen vaazları, arsız hırsızın tutumunu anımsatıyor. Dahası da var: bunlar bilerek, isteyerek ve hırsızlığa zorunlu olmadıkları halde yapıyorlar, yapacaklarını. Sermaye basınının bunlara, sosyalizm mücadelesine karşı kürsü açması da, işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki sınıf mücadelesinin gereklerine aykırı düşmüyor.
AKPnin liberalleri mi demeli bunlara, yoksa liberallerin AKPlisi mi? Aslında fazla fark etmiyor. T. Erdoğan ve partisiyle hükümetinin politikalarında Halk devrimi keşfeden; bu parti-hükümet ve ABDde üslenmiş CIA bağlantılı yol göstericinin çizgisinde Halkın kendi kendini yönetimini; Kendi anayasasını kendisinin yapması ve özgürleşmesini gören bu bay ve bayanların MHPden farklı bir sağcılığı ifade etmek üzere bir tür Solculuklarından yine de belki söz edilebilir; ama Sosyalist olma ile en küçük bir bağlarının olmadığına tanıklık etmeyecek sosyalist de herhalde yoktur. Kanıt gerektirmeyecek denli açık olan düzen işbirlikçiliğini uyanış içindeki genç kesimlere ve ilerici aydın çevrelerine İlericilik-devrimcilik- özgürlük savunuculuğu ve hatta Sosyalistlik olarak sunmaları dahil, tutumları, peşi sıra yürüdükleri Erdoğan ve takiyeci-dinsel istismar geleneğinde yürüyenlerin tutumlarıyla birleşiyor.
AKP ve Amerikan liberalleri cephesinden devrimcilere yöneltilen Cuntacılık-Milliyetcilik-Statükoculuk suçlamalarının karalama amaçlı spekülasyondan öte bir dayanağının olmadığını bu takiyeciler de biliyorlar. Basit mantık oyunlarına dayalı paralellikler kurarak, Madem AKPyi desteklemediniz, onun Demokratikleştirme(!) politikalarına destek vermediniz, o halde cuntacı ve statükocusunuz! türünden bayağı dedikodularının, dedikodudan başka bir değeri bulunmuyor. Ama onların AKPnin eteğine yapışarak oradan Sosyalistlik yaratmaya koyulduklarının kanıtı bizzat kendilerinin söyledikleridir. Çok somuttur; söz uçsa da yazıları kalıcıdır. Köşelerini izleyenler de, onlara açılmış televizyon ve gazetelerden vaazlarını takip edenler de tanıklık edebilirler. AKP ve başbakanı, haklarını isteyen Kürtlere, işsizliğe itilen ve gayri insani koşullarda çalıştırılan işçilere, kentin ve kırın emekçileriyle hak arayışındaki gençlere karşı ne kadar demokrat ve ilerici ise, bunların demokratlıkları, ilericilikleri ve haşa sosyalistlikleri de o kadardır!
Bunun içindir ki onlardan en iddialı olanının Yeni bir sosyalizm tartışması zorunluluğundan, AKPye ve politikalarına tutum nedenine bağlayarak söz etmesi dahil, en gerici ve bağnaz sosyalizm karşıtlarının da aralarında yer aldığı bu tür solcular(!)dan, hayli zaman öncesinden zaten ayrışmış olmak iyi, yerinde ve olumlu olmuştur. Bugünkü çırpınışlarının ve ilgi çekmeye çalışıyor olmalarının nedenlerinden biri de bu olmalı.
Devrim mi, reform ve düzen içi entrikaların kurbanı olmak mı? Bu tartışmaların bağlandığı asıl soru budur. Ve sınıf mücadelesi tarihi, kitlelerin işçi sınıfı öncülüğündeki devrimi olmaksızın, kapitalist bataklığın bin türlü cenderesinde boğulmakla yüz yüze kalmanın kaçınılmaz olduğunu söylüyor, buna göre hareket ediyoruz.
A. Cihan Soylu
Evrensel'i Takip Et