11 Ocak 2011 01:00

‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü nedeniyle birçok gazeteci örgütü açıklama yaparak AKP’nin basın üzerindeki baskısını eleştirdi.
Gazeteci ve yazarların, baskı altında, özgürlükten uzak, yargılama ve soruşturmalar altında karşıladığını belirten ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, Başbakana televizyon kapatma yetkisi veren yasayı “Sansür ve tehdit girişimi” olarak değerlendirdi.
Halkın haber alma hakkını özgür bir şekilde kullanamadığını belirten Abakay, halen 50’ye yakın gazeteci ve yazarın cezaevinde olduğunu hatırlattı. Binlerce gazeteci yazar için de yargılama ve soruşturma devam ettiğini belirten Abakay, “Demokratik ülkelerde görülmeyen bu durum devleti yöneten AKP iktidarının hiç gündemine gelmemekte” diyerek, Başbakan ve bakanların bu konuda hiçbir yorumda bulunmadığına dikkat çekti.
TELEVİZYON KAPATMA YETKİSİ
10 Ocak’tan birkaç gün önce hükümetçe getirildiği TBMM Genel Kurulunda kabul edilen RTÜK Kuruluş Kanunu ile ilgili yasa tasarısıyla Başbakana ya da görevlendirdiği bakana televizyon kapatma, program yasaklama yetkisi verildiğini belirten Abakay, “Utanılacak bir yasal düzenleme” yorumu yaptı. Abakay, “Düzenleme seçimler öncesi muhalif ses çıkartacak olan televizyon kanalları için açık sansür ve tehdit girişimidir” değerlendirmesi yaptı.
ELEŞTİREL BASIN BASKI ALTINDA
“Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi, Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada ülkede eleştirel basının baskı altında tutulmasını kınadıklarını belirterek, “Demokratikleşme konusunda sözde değil özde hamleler yapılmasını ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını talep ederiz.” denildi.
Bu çağrının geçen yıl da yapıldığı belirtilen açıklamada “Tutuklu ve hükümlü gazetecilerin serbest bırakılmaları talebimizi kuvvetle tekrarlıyoruz” denildi
10 OCAK ‘SUSTURULMUŞ GAZETECİLER GÜNܒ OLMASIN
Parlamento Muhabirleri Derneği Yönetim Kurulu açıklamasında Cezaevlerinde bulunan 50’yi aşkın gazetecinin özgürlüklerinden yoksun olduğu belirtililerek “Gazeteciler bu zor koşullar altında kamusal görevini yerine getirmeye, toplumun ‘gözü, kulağı, sesi’ olmaya çalışıyor; halkın bilgi edinme hakkı için mücadele veriyor. Unutulmamalıdır ki, gazetecilerin olmadığı, özgürce çalıştırılmadığı, yasaklanıp, sansürlendiği toplumlarda, demokrasiden söz edilemez” denildi.
Çalışan Gazeteciler Günü’nün tarihçesinin anlatıldığı açıklamada şöyle denildi:
“Aradan tam 50 yıl geçti. Basın emekçileri bugün de ‘bayram’ yapamıyor… Çalışan Gazeteciler Günü’nü buruk geçiriyor. Yıpranma hakkımız elimizden alındı… Bu yetmiyormuş gibi işsizlik tehdidi ile karşı karşıyayız… Sendikal güvenceden yoksunuz… Sosyal haklarımız yetersiz. ”
Açıklamada ifade ve basın özgürlüğü sorununun devam ettiği vurgulanarak bazı yasaların, 2011 Türkiyesi’nde halen ifade ve basın özgürlüğünü kısıtladığı dile getirildi.







EVRENSEL'İNMANŞETİ

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.