10 Mart 2011 13:07

16 Martta yine Fethiye’de buluşuyoruz!

Artık “Ekmek ve Gül” dergisini ve programını takip eden herkes biliyor ki Fethiye’de bir tecavüz davası var. Fethiye’de 4 yıldır korunan bir tecavüz çetesi var. Fethiye’de 4 yıldır işletilmeyen bir hukuk sitemi var. Fethiye’de binlerce utançtan bir utanç, binlerce çirkinlikten bir çirkinlik, Türkiye’de ise kadın dayanışması var.

Dört yıl önce tecavüze maruz kaldığımda tırmaladığım devlet kapıları tecavüzü örtüp suratıma kapanırken bir kez daha öğrendim ki erkek egemen devlet tüm aygıtlarıyla tecavüzcüyü açıkça koruyor. Ancak bu sefer ne yaparlarsa yapsınlar nasıl korularsa korusunlar tecavüzcülerin yargılanması talebimizin önüne geçemediler. Ankara Adalet Bakanlığı ceza işlerinin önünde yüzlerini hiç görmediğim kadınların yaptığı eylemdi bu davanın açılmasını sağlayan.

19 Ocak tarihinde Türkiye’nin belli illerinden gelen kadınlar Fethiye’ye ayak bastıklarında biliyordum ki gelemeyen tüm kadınların kalbi Fethiye’de atıyordu. Çünkü yapmakta olduğumuz şey başka bir şeye benzemezdi. Kadın dayanışmasıydı, sadece kadın olduğun için bu dayanışmanın bir parçasıydın. Fethiye Savcılığının önündeki kadın kalabalığının içindeydim, orada benim kim olduğumun önemi yoktu. Hiç kimse merak da etmiyordu çünkü zaten 4 yıl önce tecavüze maruz kalan sadece ben değildim, benim bedenim üzerinden bütün kadınlıktı. Ancak kim olduğumu önemseyen ağzından salyalar akıtarak saatler öncesinden savcılık önüne gelen boyalı basın için durum aynı değildi. Hazırlandıkları yeni bir tecavüze karşı yine kadın dayanışması yanımdaydı. Elimdeki dövizi yanımda duran kadın arkadaşa verip, basının burnunun dibinden geçip girmiştim savcılığa.

Gerçekte en son üzerimde sırıtırken gördüğüm ama kabuslarımda her gece gördüğüm tecavüzcünün iğrenç yüzüyle mahkeme koridorundan burun buruna gelip tir tir titremeye başladığımda, dışarıdaki kadınların kapalı pencereleri delip geçen “Yanındayız… Yanındayız kadın arkadaşım…” çığlıkları o bir tek adama karşı binlerce olduğumuzu hatırlattı bana. Mahkeme salonuna girdiğimde karşımda Türkiye’nin dört bir yanından gelen, birbirini ve beni tanımayan “Biz de bu davanın takipçisiyiz, avukatıyız” diyen 11 kadın avukatı ve birçok bireysel ve kurumsal müdahillik koyan kadınları gördüm. Fethiye adliyeleri bu kadar çok katılımlı bir duruşmaya alışık olmasa gerek ki oturabilmek için salona dışarıdan sandalye taşımamız gerekti. Mahkeme salonuna alınmayan, dışarıda adliye kapısı önündeki kadınlar seslerini mahkeme heyetine öyle duyurdular ki dışarıdaki yüzlerce kadın eğer salonda olsalardı eminim salon daha sessiz olurdu. İfademi verirken başımı dik tutmamı sağlayan işte bu seslerdi.

16 Martta yine Fethiye’de olacağım. Yine bana tecavüz eden adamların tiksindiren suratlarını görmek zorunda kalacağım. Ama biliyorum ki yine kadınların ısrarlı ve cesur sesleri ile dimdik gireceğim salona. Ve gözlerinin içine bakacağım insanların.

Tanımadığım, belki yüzünü hiç görmediğim bu kadınlarla daha önce belki aynı mekanda bulunduk, aynı sokakta yürüdük… Bilmem! Belki de bir minibüs kuyruğunda sıra yüzünden çıkıştık birbirimize. Ne önemi var ki? Birçoğunu yine tanımayacağım ve tekrar görmeyeceğim. Ama şimdi biliyorum ki 4 yıl öncesinden daha farklı bir insanım; çünkü artık dünyada kadın dayanışması diye bir şey olduğunun farkındayım.

DAYANIŞMAYA ÇAĞRI!

2007 yılında Fethiye’de yaşadığı toplu tecavüzden sonra mücadeleyi bırakmayan, başvurduğu her yerden olumsuz cevap alan kadın yılmadı.

Yıllar süren hukuk mücadelesi sonucunda toplu tecavüze karışan 8 kişiden 18 yaş altında olan ikisi hakkında Muğla İli Fethiye İlçesi Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Dava öncesinde çeşitli illerde basın açıklamaları gerçekleştiren kadınlar, “Susmuyoruz, adalet istiyoruz, takipçisi olacağız” diyerek, tecavüz çetesinin tamamının yargılanmasını ve cezalandırılmasını istemişlerdi. Davanın 26 Ocakta görülen ilk duruşması birçok ilden gelen kadınların protesto gösterisi eşliğinde gerçekleşti. Sonuçta dava 16 Marta ertelenirken, tecavüz zanlısı diğer 6 kişinin de yargılanmasına karar verildi. Karar, adliye önünde bekleyen kadınlar tarafından sevinçle karşılandı. Şimdi kadınlar 16 Marttaki davayı daha kitlesel bir şekilde izlemeye hazırlanıyor.

Ekmek ve Gül olarak 26 Ocakta Fethiye’deydik. 16 Martta da Fethiye’de olacağız. Arkadaşımızın yanında olduğumuzu duyururken tüm okurlarımızı da dayanışmaya çağırıyoruz.

Evrensel'i Takip Et