Yaparak Öğreneceğiz
Sıkça gündeme gelen bir kesim Aleviler. Ama eskisi gibi katliamlarla değil, bir fark var. Artık daha çok yükselttikleri taleplerle basına konu oluyorlar. Mitingleri, kurultayları ve kararlılıklarıyla Aleviler örgütlülüklerini gösteriyorlar. Sadece Alevilikle ilgili sorunların çözümünü değil, Kürt sorununa çözüm, faili meçhul cinayetlerinin aydınlatılmasını istiyorlar; Cumartesi Anneleriyle, öğrencilerle, işçilerle de dayanışma gösteriyor, düzenin mağdur ettiği herkesle ortak mücadele etmeyi önemsiyorlar. Alevi Kurultayı’nın gündemindeydi bütün bunlar. Biz de Alevi kadınlara gidelim, 8 Mart öncesinde onlarla sohbet edelim, kadınlar ne diyor, ne düşünüyor bir de kendi ağızlarından dinleyelim istedik ve Kocaeli’nin Körfez ilçesine doğru çıktık yola… Körfez ilçesi Alevilerin yoğun oturdukları bir bölge; kimi Sivas’tan kimi Dersim’den göçmüş buraya. Kimisini ekmek kavgası getirmiş buraya, kimisini de zorunlu göç koparmış ata toprağından…
Bu yolda bedel ödeyenler olmasaydı
“Sıcak kanlıyızdır” diyorlar kendileri için. Gerçekten de öyle. Sohbet çabucak koyulaşıyor, başlıyorlar anlatmaya. “Alevi-Bektaşi denilince özgürlük, hoşgörü, sevgi gelir aklıma” diyor Şeriban abla. “Sonuçta bizim kültürümüzde din, dil, ırk ayrımı yok, kadın da erkek de birdir. Birdir ama erkek egemen düzen, illa ki susuyorsun. Bir de buna kültürünü gizleme girince, iyice içine kapanıyorsun.” Şeriban ablaya sorduk Alevi kadınlar ne gibi sıkıntılar yaşıyor diye; başladı anlatmaya: “Dedim ya ‘kültürünü gizleme’ diye, zamanında ben Aleviyim demek öyle kolay değildi. Düşün kapı komşundan bile gizliyordun. Bu yolda bedel ödeyenler olmasaydı bugün de diyemezdik ya.” Kadriye abla alıyor sözü, Körfez’e ilk geldiği zamanları anlatıyor, 2 Temmuz dönemiymiş, zorunlu göç onu buralara getirmiş. “Zordu o dönem” diyor. Nasıl olmasın ki, toprağından ayrılmış, canları gözlerinin önünde yanmış. İster istemez insanın aklına şu soru geliyor: “Alevi olduğunu sakladın mı?” “Tabii ki de hayır” diyor. “Olmaz öyle şey. Her fırsatta söyledik, çocuğumuzu da böyle yetiştirdik.”
8 Martta serbest kürsü
Alevi Kurultayı’nı sorduk kadınlara. Bir dizi karar alınmış ve bu kararlar sadece Alevileri de kapsamıyor. “Elbette” diyor Kadriye abla “Çünkü biz Aleviler, herkesin eşit olmasını istiyoruz, herkes için eşit yurttaşlık hakkı istiyoruz.”
Ardından sözü Körfez Hacı Bektaş Veli Vakfının yönetiminde olan Melek abla alıyor: “Aleviliğin özünde kadın da erkek de eşittir. Ama göçler, adaptasyon sorunu, asimilasyon politikaları kadınları eve kapatmış durumda. Bu yüzden kadınlar bu süreçte olması gerekenden çok daha az yer aldılar. Biz Körfez ilçesinde kadınları biraz biraz dışarı çıkarmaya başladık. Cemevimiz yapılıyor, toplantılar, etkinlikler düzenliyoruz ve kadınlarımız tüm bunların örgütlenmesinde aktif rol alıyorlar. Yaparak öğreneceğiz” diyor gülümseyerek. Hatta 8 Mart vesilesiyle kadın komisyonu olarak etkinlik düzenleyeceklermiş, serbest kürsü yapacaklarmış, şiir okuyacaklarmış. “Eee, söz kadınların” diyor.
Söz AKP’nin yaptığı çalıştaya geldi mi sesler, yüzler ciddileşiyor. Hacı Bektaş’ın bu konuda tutumu vardı, biliyoruz, ama merak da ediyoruz: “Hiç ‘Yaa hükümet çalıştayı düzenliyor, Alevi açılımı yapıyor. Muharremde iftara çağırdı, cemevlerini başbakanlığa bağlayacak, dedelere maaş verecekmiş onlar da bir şeyler yapmak istiyor’ diyen oldu mu?”
Tek tek sıraladı kadınlar: “Hükümet kendi Aleviliğini yaratmaya çalışıyor. Bizim kültürümüzü çalıştaylarla yok etmeye çalışıyor. Bizim derdimiz başbakanın iftar düzenlemesi, cumhurbaşkanının cemevine gelmesi değil ki. Bizim derdimiz, taleplerimiz ortada. Çocuklarımızın zorunlu din dersi görmesini istemiyoruz, diyanet işleri kaldırılsın, cem evlerimiz ne diyanet işlerine ne de başbakanlığa bağlansın, devlet inançlardan elini çeksin ve her inanca eşit mesafede olsun, sosyal, siyasal, kültürel, inançsal anlamda eşit yurttaşlık istiyoruz.”
Kadınlar eskiden beri mücadelenin içinde
6 Martta İzmir’de yapılacak mitingde Alevi kadınların yer alacağını belirterek devam ediyor Melek abla kadınların bıraktığı yerden. Merak ediyoruz, biraz da çekinerek soruyoruz; bu mitingde kadınlar kendi taleplerini dile getirecek mi? Sonuçta biliyoruz ki Alevilik denilince, birçok kesimin aklına ensest ilişkilerin yaşandığı bir inanç gelir. Kadınlar ne düşünüyor bu konuda?
Ablalarımızdan biri, “Bilmeyip kulaktan dolma bilgilerle konuşanlar, bizi böyle söyleyerek küçük düşüreceklerini sanan bilgisizlerdir onlar. Aleviliği bilen farklı inançtan komşularımız, bizlere en büyük desteği onlar sunuyor” dedi. “Bizim yüzümüz açık, anlımız ak” deyip bitiriyor. Yaşadıklarını çok konuşmak istemiyorlar ama sorunca başlıyorlar anlatmaya. Kimini “Kuran bilmiyorsunuz, cenazenizi biz kaldırıyoruz” diye sindirmeye çalışmışlar, kimini mum söndü yalanından… “Buralara gelene kadar bilmezdik mum söndü nedir ne değildir diye. Konuşmuyoruz çünkü bu çağda böyle saçmalığa nasıl inanılabildiğini anlamıyoruz” diyor Melek abla. “Bizde kadın-erkek yan yana ibadet eder cemevlerinde, eskiden kadın Pirlerimiz varmış, cem içerisindeki hizmetlerin çoğunu kadınlar yapıyormuş.” diye devam ediyor. “Kadınlar ta eskiden beri mücadelenin içinde” diyor bir ablamız. Bugün de kurultaylarda mitinglerde bunu gösteriyoruz, diyorlar.
Evrensel'i Takip Et