18 Ekim 2006 21:00

'Çiçek' serisine devam: 'Elbette Çiçek'

Yeşilçam Sineması'nın renkli isimlerinden Arif Keskiner, anılarını anlattığı Doğan Kitap'tan yayınlanan üçüncü kitabı 'Elbette Çiçek'te tanıklık ettiği birçok olayı ana hatlarıyla okuyucu ile buluşturuyor. Gezdiği ülkelerin hem sineması hem de ünlü isimleri ile ilgili anılarını anlatan Keskiner, 12 Eylül askeri darbesinin sinema üzerindeki baskısını ise sanki hiçbir şey olmamış gibi ele almış. Yılmaz Güney'le ilgili kitaplarda ve anılarda okuyucunun/ dinleyicinin karşılaştığı isimlerden biri olan Arif Keskiner, bir süredir anılarını kitaplaştırıyor. Önce "Çiçek Gibi" ardından "Yine mi Çiçek?" kitaplarında kronolojik bir tarzda anlattığı anılarını, üçüncü kitabı "Elbette Çiçek" ile devam ettiriyor. Arif Keskiner, yapımcı kimliğiyle tanınan bir isim. Yeşilçam ahalisi, O'nu Komünist ya da Çiçek Arif lakabıyla biliyor. Yılmaz Güney'in de arkadaşı. Yine Yeşilçam'ın birçok ismiyle iş yapmış biri. 1960'lı yıllardan başlamak üzere Türkiye'de Yeşilçam Sineması adıyla bilinen sektörün ürettiği "Selvi Boylum Al Yazmalım", "Maden", "Kapıcılar Kralı", "Köşeyi Dönen Adam" gibi önemli yapımlarda imzası bulunuyor. Filmleriyle yurtdışında birçok kez festivallere konuk olmuş. Yani Türkiye sinema tarihinin oldukça önemli bir ismi, tanığı ve yaşayanı. Birinci kitabında anlatmaya başladığı anılarını ikinci ve üçüncü kitabında da devam ettiriyor. Türkiye sinemasının neler yaşadığını en ayrıntılı bir şekilde bilen bir isim olan Keskiner, kitabına Taşkent'te katıldıkları film festivalini anlatarak başlıyor.

Aytmatov'la tanışma Yapımcılığını yaptığı "Selvi Boylum Al Yazmalım" filmine esin kaynağı olan kitabın yazarı Cengiz Aytmatov'la tanışmasına ilişkin bilgilere yer veriyor. Onunla geçirdiği günleri ayrıntılarıyla anlatan Keskiner, o dönemin Sovyetler Birliği'nde karşılaştığı birçok edebiyatçı ve sinemacı ile anılarını okuyucuyla paylaşıyor. Bu arada yapımcılığını yaptığı filmlerin hikayeleri hakkında da anekdotlar sunuyor. Örneğin Tarık Akan ve Cüneyt Arkın'ın birlikte oynadığı "Maden" filminin perde arkasını açıyor. Sette, çekimlerde yaşananlara dair bilgiler veriyor. Bu arada Keskiner, gittiği ülkelerin yaşadığı siyasal dönemler hakkında da kimi bilgileri aktarıyor. Moskova'ya, Taşkent'e, Kırgızistan'a gittiği dönemleri anlatırken Sovyetler'in politikasının ne tür tepkilere yol açtığını kitabın ayrıntılarında bulmak mümkün. Tabii Türkiye'nin koşulları hakkında çok ayrıntılara girmese de değinmeleri bulunuyor Çiçek Arif'in. Toplum üzerinde olduğu gibi sinema, edebiyat, müzik üzerinde de çok büyük bir psikolojik etkide bulunan 12 Eylül askeri darbesine ilişkin bir başlık açmış olsa da bu olayın sinemadaki yansımalarına daha çok kendisinin yaşadığı birkaç küçük çaplı gözaltı olayına değiniyor. Kitap, son yıllardaki anılarıyla devam ediyor. (İstanbul/DİHA)

Evrensel'i Takip Et