15 Ekim 2006 21:00
Yoksulluğun sebebi zenginliktir
GÜNÜN YAZILARI
Yoksulluk gerçeği, içinde bulunduğumuz Ramazan ayında, iftar çadırlarındaki uzun kuyruklarda, dağıtılan yardımlarda yaşanan izdihamlarda yüzünü gösteriyor. Yoksulluk kendini tüm çıplaklığıyla gösterirken, piyasaya çıkan İktisat Dergisi son sayısını yoksulluğa ayırmış. İktisat Dergisi İ.Ü. İktisat Fakültesi Cemiyeti tarafından gerçekleştirilen İktisatçılar Haftası etkinliği çerçevesindeki, "yoksulluk" ana başlığını taşıyan oturumları derlemiş.
Oturumlarda yoksulluğun kaynağı ve çözümüne yönelik farklı bakış açıları ortaya konmuş. Liberallerden Marksist çizgiye geniş bir yelpazede temsilcilerin yer aldığı oturumlardaki sunumlar tüm ayrıntılarıyla yer alıyor: Yoksulluğun ilkel toplumlardan günümüze kadar her dönem var olan bir olgu olduğunu ve günümüz gelişmeleriyle aşılacağını savunan liberal tezler... Eşitsizlikler üzerine kurulmuş kapitalist sistemde yoksulluk probleminin asla çözülemeyeceğinin altını çizen tezler vs... Sunulan tebliğlerin bir kısmını sayfamıza taşıyoruz!
Ekonomik obezite "Yoksulluk eğer bir maraz ise madalyonun öbür yüzündeki ve yoksulluğun nedeni olan zenginlik, aşırı zenginlik de bir marazdır. Tıpkı insanların aşırı beslenmeleri yani obezite gibi bir şeydir. Olayın bir ucunda yetersiz beslenmeden dolayı bir zafiyet varsa, öbür ucunda da aşırı sermaye birikimi, aşırı zenginlik vardır. Bir ülkede yoksulluk varsa, dünyada yoksulluk varsa, bu zenginlikten dolayıdır. Bunlar aslında madalyonun iki yüzüdür. Biz sadece bir yüze, yoksulluğa bakmamalıyız. Hadisenin tümünü görmek durumundayız." Bu sözlerin sahibi Ekonomist Mustafa Sönmez, yoksulluğun giderek derinleştiğine dikkat çekiyor: "Türkiye'nin özellikle son 10 yılda dehşetli bir gelir bölüşümünde adaletsizliğe doğru seyrettiğini görüyoruz. 2000'li yıllarda bir başka kulvarda bunun böyle seyrettiğini görüyoruz. Bir kere dehşetli bir işsizlik var. İşsizlik bütün büyüme iddialarına rağmen azalmıyor. Kente göç var, tarım dışı nüfus artıyor. Bunlar istihdam edilmiyor. İşsizlik hem oransal hem mutlak olarak artış gösteriyor. İşsizlik artıyorsa, gelir büyümez. Ekonomi büyüse bile gelir alt gelir grupları tarafından paylaşılmış olamaz. "
Dünya Bankası'nın illüzyonu Küreselleşme dünyadaki bölüşümü olağanüstü bozdu. Güney dünya giderek daha fazla dışlandı ve yoksullaştı. Ülkelerin içlerinde gelir bölüşümü son derece bozuldu. Küreselleşme sürecinin ortaya çıkarmış olduğu bu yoksullaşma ve alt kesimlerin giderek toplumdan tecrit olması Dünya Bankası'nı bu konuda hassas olmaya itti. Tabii ki bu hassaslaşma sistemin esenliği açısından... Yoksulluğa karşı program hazırlayan Dünya Bankası, yoksulluğu şöyle tanımladı: Günde 1 dolar ile 1,5 dolar harcayanların oluşturduğu kitle. Sönmez, sunumunda bu tanıma karşı uyarıyor: "Bu aslında ciddi bir manipülasyon ve etkili de oluyor. Bütün dünyaya hakim kılındı, bütün hükümet programlarına sokuldu. Buna kapılmamak lazım. Yoksulluk meselesini bütün bir bölüşüm içerisinde görmek gerekiyor. "
Çalışan yoksullar artıyor Yoksulluk mese
Ekonomik obezite "Yoksulluk eğer bir maraz ise madalyonun öbür yüzündeki ve yoksulluğun nedeni olan zenginlik, aşırı zenginlik de bir marazdır. Tıpkı insanların aşırı beslenmeleri yani obezite gibi bir şeydir. Olayın bir ucunda yetersiz beslenmeden dolayı bir zafiyet varsa, öbür ucunda da aşırı sermaye birikimi, aşırı zenginlik vardır. Bir ülkede yoksulluk varsa, dünyada yoksulluk varsa, bu zenginlikten dolayıdır. Bunlar aslında madalyonun iki yüzüdür. Biz sadece bir yüze, yoksulluğa bakmamalıyız. Hadisenin tümünü görmek durumundayız." Bu sözlerin sahibi Ekonomist Mustafa Sönmez, yoksulluğun giderek derinleştiğine dikkat çekiyor: "Türkiye'nin özellikle son 10 yılda dehşetli bir gelir bölüşümünde adaletsizliğe doğru seyrettiğini görüyoruz. 2000'li yıllarda bir başka kulvarda bunun böyle seyrettiğini görüyoruz. Bir kere dehşetli bir işsizlik var. İşsizlik bütün büyüme iddialarına rağmen azalmıyor. Kente göç var, tarım dışı nüfus artıyor. Bunlar istihdam edilmiyor. İşsizlik hem oransal hem mutlak olarak artış gösteriyor. İşsizlik artıyorsa, gelir büyümez. Ekonomi büyüse bile gelir alt gelir grupları tarafından paylaşılmış olamaz. "
Dünya Bankası'nın illüzyonu Küreselleşme dünyadaki bölüşümü olağanüstü bozdu. Güney dünya giderek daha fazla dışlandı ve yoksullaştı. Ülkelerin içlerinde gelir bölüşümü son derece bozuldu. Küreselleşme sürecinin ortaya çıkarmış olduğu bu yoksullaşma ve alt kesimlerin giderek toplumdan tecrit olması Dünya Bankası'nı bu konuda hassas olmaya itti. Tabii ki bu hassaslaşma sistemin esenliği açısından... Yoksulluğa karşı program hazırlayan Dünya Bankası, yoksulluğu şöyle tanımladı: Günde 1 dolar ile 1,5 dolar harcayanların oluşturduğu kitle. Sönmez, sunumunda bu tanıma karşı uyarıyor: "Bu aslında ciddi bir manipülasyon ve etkili de oluyor. Bütün dünyaya hakim kılındı, bütün hükümet programlarına sokuldu. Buna kapılmamak lazım. Yoksulluk meselesini bütün bir bölüşüm içerisinde görmek gerekiyor. "
Çalışan yoksullar artıyor Yoksulluk mese
Evrensel'i Takip Et