26 Eylül 2006 21:00
'AABF İslami bir örgüt değil'
GÜNÜN YAZILARI
Almanya'da bugün ilk kez Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble başkanlığında bir İslam Zirvesi gerçekleştirilecek. 15'i Müslüman örgütlerden ve Müslüman ülkelerden gelenler, 15'i de Almanya tarafından olmak üzere toplam 30 kişinin katılacağı zirve iki saat sürecek. Zirveye davet edilen Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), hafta sonunda yaptığı değerlendirme toplantısında zirveden beklentilerini netleştirdi. AABF adına zirveye katılacak olan Genel Sekreter Ali Ertan Toprak, sorularımızı yanıtladı. İslam Zirvesi'ni nasıl değerlendiriyorsunuz? Her şeyden önce böyle bir zirvenin yapılması olumludur. Bu ülkedeki göçmenlerin inancının Alman hükümeti tarafından kabul edilmesi bizce önemli. Zirve bu bakımdan, İslam'ın resmen tanınması konusunda bir adım. Tabii ki bunun arkasında 11 Eylül'de başlayan sürecin de büyük bir payı var. Belki 11 Eylül sonrası gelişmeler olmasaydı, bugün İslam Zirvesi de düzenlenmezdi. Ne yazık ki, böyle kötü olaylar, bir diyaloğun başlamasına da neden olabiliyor. Zirveye davetli örgütler arasında AABF'nin bir farklılığı bulunuyor. Siz kendinizi klasik bir "İslam örgütü" olarak nitelendirmiyorsunuz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Biz kendimizi İslami örgüt olarak görmüyoruz. Bu durumda neden zirveye katıldığımız sorulabilir. Biz, İslami bir coğrafyadan, Anadolu'ya özgü ve İslamla özel ilişkisi olan bir inancın örgütüyüz. Federasyonumuzun son genel kongresinde de Aleviliğin, Şii ve Sünni teolojiden farklı bir teolojiye sahip olduğu kabul edildi. Bu görüşümüzü İslam Zirvesi'nde dile getireceğiz. Eğer zirveye katılmama kararı alsaydık, o zaman başkaları bizim adımıza konuşmuş olacaktı. Zirveyi, kendinizi tanıtmak ve görüşlerinizi ifade etmek için mi kullanacaksınız? Elbette. Ayrıca, Türkiye'nin yüzde 99'unun Müslüman inancından olduğu yönündeki geleneksel görüşün, bütün farklılıkları ortadan kaldıran, herkesi aynı potada eriten söylemin, Alman devleti tarafından bire bir alınıp uygulanmasını istemiyoruz. Bu zirve aynı zamanda Türkiye'nin yıllardır muhatap almadığı Alevilerin Almanya tarafından muhatap alınması anlamına geliyor. Zirveye davet edilen İslami örgütlerin tümü, Hıristiyanlığın sahip olduğu haklara İslamın da sahip olmasını istiyorlar. Kilise vergisine karşılık "cami vergisi" getirilmesini istiyorlar. Bu durumda siz de "cemevi vergisi" mi talep edeceksiniz? Biz, Anayasa'nın inanç gruplarına tanıdığı bütün haklardan yararlanmak isteriz. Eğer kiliselere alınan vergilerin bir bölümü dağıtılıyorsa, bu diğer inanç grupları için de geçerli. Laiklik de, devletin bütün inançlara eşit mesafede olmasını gerektiriyor. Devletin hiçbir inanç kurumuna karışmaması, maddi yardımda bulunmaması, böyle bir eşitliğin sağlanması en doğru olanı değil mi? Elbette öyle. AABF'nin esas görüşü budur. Ama bu söz konusu değil ve bütün inanç grupları devletten yardım alıyorsa, biz "devletten para alınmaz" demeyeceğiz. Dediğim gibi, bizim esas görüşümüz inanç gruplarının kendi kendilerini finanse etmesidir. İki saat sürecek zirvede konuşma çok sınırlı olacak. Ayrıca İslam örgütleri adına da DİTİB'e basın konferansında söz hakkı veriliyor. AABF olarak siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunu doğru bulmuyoruz. İçişleri Bakanlığı ile bu konuyu görüştüm. Bütün inanç gruplarına aynı mesafede olmaları gerektiğini söyledim. Zirve sırasında da bizim adımız yazılmamış, ancak ikinci bölümde söz alıp görüşlerimizi açıklayacağım. Sırf fotoğrafta yer almak için oraya gitmeyeceğiz. Bunun adı zaten diyalog olmaz.
Evrensel'i Takip Et