12 Eylül 2006 21:00
İş yerlerinin görünmez sorunu
DİĞER HABERLER
Duygusal taciz ülkemizde üzerinde fazla durulmayan bir sorun olsa da bu az rastlanıldığı anlamına gelmiyor. Çalışanların haklarının ihlal edilmesi ise duygusal tacizi körüklüyor.
Beykent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevda Ergenekon, ülkemizde iş yerlerinde duygusal tacizin, Avrupa ülkelerine göre çok daha fazla yaşandığını savundu. Ergenekon, "duygusal taciz" olarak ifade edilebilecek olan psikolojik şiddetin (mobbing), yıldırma, bastırma, sindirme, yok sayma, psikoterör veya soyut şiddet uygulamayı içerdiğini söyledi.
Duygusal tacizin örgütsel çatışmanın, verimsizliğin ve motivasyon eksikliğinin kaynağı olarak görüldüğünü ifade eden Ergenekon, bu davranış biçiminin, çalışanlara üstleri, astları veya eşit düzeyde olanlar tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet ve aşağılamayı da içerdiğini bildirdi.
Esnek çalışma Ergenekon, duygusal tacizin Türkiye'de daha fazla yaşanmasının sebeplerini şöyle anlattı: "En önemli nedenlerden biri, çalışanların aynı iş yerinde uzun süre çalışmaları ve kıdem yükünün artması. Buna ihbar süreleri ve kullandırılmayan yıllık izinleri de eklediğimizde oldukça yüksek meblağlarla karşılaşıyoruz. Böylece "mobbing" uygulayarak kişiyi istifaya zorlamak, bir yönetim biçimi olarak benimseniyor. İkinci nedeni ise ülkemizde hem kamu hem de özel sektörde yeni gelen yönetimin kendi adamlarını kadrolara yerleştirme isteği."
En çok kadın mağdur Uzun yıllar çalışma ortamlarının erkeklerin egemenliği atında olduğuna işaret eden Ergenekon, "Kurbanların yüzde 77'si kadındır. Kadınlar iş ortamına girdiğinde, bir başka erkeğin işine engel oluyormuş gibi algılanıyor. Erkekler kendi aralarında 'Bir adam kendi evini, ailesini doyurur. O kadındır, sonuçta ona bakacak bir erkek vardır' diye düşünüyorlar. Yani avlanan ilkel erkek, günümüzde dışarıda çalışan erkektir. Kadın evde çocuk bakar, yemek pişirir, anne ve ev kadını olarak görev yapar diye düşünüyorlar. Ama çağımızda durum değişti. Kadınlar, eskiden erkek işi olarak bilinen bazı işleri erkeklerden daha iyi yapabiliyorlar. Hatta erkeklerin de kendileri gibi yemek pişirip, bebek bakmalarını istiyorlar. Bu tabii ki herkes için geçerli değil" diye konuştu. Duygusal tacize uğrayan kişinin bunu kimseyle paylaşamadığını ve asıl sorunun buradan kaynaklandığını belirten Ergenekon, mağdurun içe döndüğünü ve bu nedenle yoğun depresyon yaşadığını ve sonrasında çeşitli hastalıklara kadar varan bir rahatsızlık oluştuğunu, çalışamayacak duruma gelen kurbanın işten ayrılmak zorunda kalabildiğini anlattı.
Kapıda binler bekliyor tehdidi Duygusal tacizin gündeme gelme açısından çok kısa bir geçmişe sahip olduğuna dikkati çeken Ergenekon, "Yöneticilerin çalışanlarla yaptıkları toplantılarda 'filanca iş arama sitesine verdiğimiz ilana şu kadar bin kişi başvurdu' diyerek aba altından sopa gösterdikleri bir ortamda çalışanlar, her türlü tacize katlanmakta ve görmezden gelmektedirler. Her yaştan kişi, duygusal tacize uğrayabiliyor. 25 yaşın altındaki ve 55 yaşın üzerindekiler daha çok tacize uğrama riski taşıyor" dedi. Mobbing sürecinin çoğu zaman kişisel bir kıskançlık veya güç gösterisi sebebiyle bir kişi veya bir grup tarafından başlatılabileceğini kaydeden Ergenokon bunun elbette yalnızca iş yerinde yaşanmadığına dikkat çekiyor.
Esnek çalışma Ergenekon, duygusal tacizin Türkiye'de daha fazla yaşanmasının sebeplerini şöyle anlattı: "En önemli nedenlerden biri, çalışanların aynı iş yerinde uzun süre çalışmaları ve kıdem yükünün artması. Buna ihbar süreleri ve kullandırılmayan yıllık izinleri de eklediğimizde oldukça yüksek meblağlarla karşılaşıyoruz. Böylece "mobbing" uygulayarak kişiyi istifaya zorlamak, bir yönetim biçimi olarak benimseniyor. İkinci nedeni ise ülkemizde hem kamu hem de özel sektörde yeni gelen yönetimin kendi adamlarını kadrolara yerleştirme isteği."
En çok kadın mağdur Uzun yıllar çalışma ortamlarının erkeklerin egemenliği atında olduğuna işaret eden Ergenekon, "Kurbanların yüzde 77'si kadındır. Kadınlar iş ortamına girdiğinde, bir başka erkeğin işine engel oluyormuş gibi algılanıyor. Erkekler kendi aralarında 'Bir adam kendi evini, ailesini doyurur. O kadındır, sonuçta ona bakacak bir erkek vardır' diye düşünüyorlar. Yani avlanan ilkel erkek, günümüzde dışarıda çalışan erkektir. Kadın evde çocuk bakar, yemek pişirir, anne ve ev kadını olarak görev yapar diye düşünüyorlar. Ama çağımızda durum değişti. Kadınlar, eskiden erkek işi olarak bilinen bazı işleri erkeklerden daha iyi yapabiliyorlar. Hatta erkeklerin de kendileri gibi yemek pişirip, bebek bakmalarını istiyorlar. Bu tabii ki herkes için geçerli değil" diye konuştu. Duygusal tacize uğrayan kişinin bunu kimseyle paylaşamadığını ve asıl sorunun buradan kaynaklandığını belirten Ergenekon, mağdurun içe döndüğünü ve bu nedenle yoğun depresyon yaşadığını ve sonrasında çeşitli hastalıklara kadar varan bir rahatsızlık oluştuğunu, çalışamayacak duruma gelen kurbanın işten ayrılmak zorunda kalabildiğini anlattı.
Kapıda binler bekliyor tehdidi Duygusal tacizin gündeme gelme açısından çok kısa bir geçmişe sahip olduğuna dikkati çeken Ergenekon, "Yöneticilerin çalışanlarla yaptıkları toplantılarda 'filanca iş arama sitesine verdiğimiz ilana şu kadar bin kişi başvurdu' diyerek aba altından sopa gösterdikleri bir ortamda çalışanlar, her türlü tacize katlanmakta ve görmezden gelmektedirler. Her yaştan kişi, duygusal tacize uğrayabiliyor. 25 yaşın altındaki ve 55 yaşın üzerindekiler daha çok tacize uğrama riski taşıyor" dedi. Mobbing sürecinin çoğu zaman kişisel bir kıskançlık veya güç gösterisi sebebiyle bir kişi veya bir grup tarafından başlatılabileceğini kaydeden Ergenokon bunun elbette yalnızca iş yerinde yaşanmadığına dikkat çekiyor.
Evrensel'i Takip Et