8 Eylül 2006 21:00
'Bilgide kamusal mülkiyeti
savunacağız'
Sekiz araştırma görevlisi ve bir doktora öğrencisinin, fikirlerin özgürce tartışılabileceği bir bilim kongresi gerçekleştirme hedefiyle bir süre önce yola çıkarak temellerini attığı Karaburun Bilim Kongresi başladı. İlk teması Bilim ve İktidar olarak seçilen kongrede, bilim ve iktidar ilişkisine eleştirel katkılar sunularak bilim-bilim insanı-bilgi üretim koşulları ile tüm iktidar türleri arasındaki ilişkiler sorgulanacak. Disiplinler arası etkileşimlerin artması ve genç bilim insanlarının desteklenmesi de kongrenin amaçları arasında bulunuyor. Açılış konuşmalarıyla başlayan kongreye açılış tebliğini sunacak olan Prof. Dr. Korkut Boratav eşinin geçirdiği rahatsızlık nedeniyle kongreye katılamadı.
Bilimsel bir ortam yaratma çabası Düzenleme Kurulu Üyesi DEÜ-İİBF Araştırma görevlisi Nuri Erkin Başer, geçen yılın Kasım ayında dokuz genç araştırmacı olarak kongre çalışmalarına başladıklarını ifade etti. Üniversitelerde, kolaycılığın, rekabetin ve bireysel gelişimin ön planda tutulduğunu belirten Başer, kolektif bir bilinçle bilimsel bir ortam oluşturma çabası içinde yola çıktıklarını dile getirdi. Yola çıkarken ticari sponsor kullanmamak ve herhangi bir üniversite çatısı altında kongreyi yapmamak gibi iki temel ilkelerinin olduğunu ifade eden Başer, Karaburun ve Mordoğan belediyelerinin kongreyi sahiplenmesi ile kongre yerinin netleştiğini belirtti. Üniversitelerin artık birer piyasa haline geldiğini dile getiren Başer, "Üniversiteler proje cenneti, kampüsler paralı otopark profesörler dondurma reklamı yıldızı oldu. Bilgi tamamen sermayenin iktidarı altına girdi" dedi. Bütün bunlara rağmen sayıca az ama yürekli insanların bilim için çabaladığını söyleyen Başer , "Gerçeğin peşinde Don Kişot gibi koşacağız, kolektif bilgi üretimini ve bilgide kamusal mülkiyeti savunacağız" dedi. Eğitim Sen Genel Merkez Yöneticisi Emirali Şimşek, kongreyi düzenleyen gençleri kutlayarak, "Bugüne kadar üniversitelerin resmi ideolojiden bağımsız olmasına izin verilmemiştir. Ülkemizde üniversiteler özgür değildir" dedi. Üniversitelerden çıkan cesur seslerin cezalara çarptırıldığını dile getiren Şimşek, üniversitenin bilimsel bilgi üretmesi önündeki engellerin mücadele ile aşılabileceğini belirtti. Karaburun Belediye Başkanı Serdar Yasa, bir dönem üretkenliği ve mücadelesiyle Şeyh Bedrettin'lerin Börklüce'lerin yaşam alanı olan nergisi, çipurası ile ünlü Karaburun'un Bilim Kongresine ev sahipliği yapmaktan gurur duyduğunu söyledi. Mordoğan Belediye Başkanı Ahmet Çakır da, fiziksel olarak batıya en yakın bir bölgede bulunmasına rağmen Karaburun yarımadasının devletin nimetlerinden en az yararlanan bir bölge olduğunu ifade etti. "Bilimin her şeyde birinci sırada olması için hepimizin çok çalışması gerekiyor" dedi.
'Daha iyisine hazır olalım' Prof. Dr. Oğuz Oyan, sistemi dönüştürecek onun gerçek alternatifinin oluşturacak arayışların bulunması için kongrenin önemli olduğunu belirtti. Oyan, "Sadece Neoliberal bir ekonomik sistem vardır bunun dışında bir şey yoktur" düşüncesinin anayasa bağlamında empoze edildiğini dile getirerek, bilimle emekçi sınıfların birliğini sağlamak gerektiğini ifade etti. Kongre Danışmanı Doç. Dr. Ahmet Haşim Köse, "Bir düşün parçası olduk ve bu düş gerçekleşti, biz radikal entelektüelleriz" dedi. Can Yücel, Marx ve Aşık Veysel'den alıntılar yapan Köse, "Birlikte düşünmeye ve birlikte daha iyisini yapmaya hazır olalım" dedi. Konuşmaların ardından diğer illerden gelen katılımcıların yerleştirilmesinin ardından Kongre oturumlarla devam etti.
Bugünün programı
A3 Oturumu: Bilim İnsanı - İdeoloji - İktidar Oturum Başkanı: İşaya Üşür Erdal Dağtaş -Medya-Sermaye İlişkileri: Kitle İletişim Alanında Bilimsel Çalışmaların Konumu ve İktidarın Gücü Vehbi Başer -İrrasyonel-Bürokratik İç İktidar Ürünü Olarak Prebendal Bilim İnsanı: Yumuşakbaşlı Bir Uğraşı Olarak Bilim Özgür Narin -Bilim ile İktidar Arasındaki İlişkinin Çözümlenmesine Dair Eski Bir Öneri: Bilimin "Gerçek Boyunduruk Altına Alınışı" Tayfun Yılmaz -Bilimsel Yöntemin Şekillenmesinde İdeolojik Hegemonya B3 Oturumu: İktisat - Toplum- İktidar Oturum Başkanı: Yaşar Uysal Şansel Özpınar -Bir Meşrulaştırma Aracı Olarak İktisat Bilimi Timuçin Yalçınkaya -İktisat Biliminin Güvenilirlik Sarsıntısı Bağlamında İnsanlar, İktisatçılar ve İktidarlar Altuğ Yalçıntaş -İnsan Düşüncesinde Belirsizlik, İdeoloji ve İşlem Maliyetleri Filiz Özağ -Kapitalist Dünya Sistemi, Liberal Devlet ve Dış Ticaret
C3 Oturumu: Bilim - Teknik - İktidar Oturum Başkanı: Sezai Temelli Adviye Erbay -Bilim ve İdeoloji: Tekniğin İktidarı Barış Alpaslan ve Utku Akseki -Bilim ve Teknoloji Politikaları: Kim İçin? Ne İçin? Nasıl? İbrahim Arap -Türkiye'nin Bilim ve Teknoloji Politikası ve Avrupa Birliği
A4 Oturumu: Bilim - Bilgi - İktidar Oturum Başkanı: Ahmet Haşim Köse Muammer Tuna -Modern Çağda Bilimin İşlevselliği Güncel Önkal -Sosyo-Politik Bilgi Akışı Karşısında Bilimsel Değişimin İmkânı ve Ahlakı Jale Karakaş -İktidarın Meşrulaştırılmasında Felsefe ve Hukuk "Bilgi Alanları"nın İşbirliği Funda Günsoy Kaya -'Kriz'den 'Karar'a: Politik Olanın Dönüşü
B4 Oturumu: Bilgi - Birey - İktidar Oturum Başkanı: H. Neşe Özgen Aydan Gülerce -Politik İktidar, Psikolojik Bilgi ve Öznellik Nuray Ergüneş ve Melda Yaman Öztürk -Erkek Akıl Gonca Önder ve Ceren Mert -Kartezyenden Panoptisizme: Bireyin Çözülüşü ve Bilim / İktidar ile Olan İlişkisi Ferda Dönmez Atbaşı -Akademik Birey ve Ürünü: Yabancılaşma Sorunu
C4 Oturumu: Davetli Konuşmacı: Hasan Ünal Nalbantoğlu -Üniversite A.Ş. Koşullarında Bilgi ve İktidar İlişkisinin Dönüşümü
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön src=/resim/k1.gif width=335 height=2> src=/resim/b1.gif width=5>
TMY'nin düdüğü ötüyor!Veli Ay Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, çatışmalarda yaşamlarını yitiren HPG'lilerin cenazelerinin ailelerine verilmemesini protesto eden 9 genç hakkında 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istedi. Gençlerin eylem esnasında düdük çalmaları ve olayı kınamak amacıyla temsili beyaz kefen giymeleri de savcılık tarafından suç sayıldı. Tartışmalı bir şekilde Meclis'ten geçen ve maddelerinin demokratik hakları kısıtlayarak 'yoruma açık olabileceği' endişesi taşınan Terörle Mücadele Yasası (TMY) uygulanmaya başlandı. Diyarbakır'da 1 Ağustos 2006 tarihinde HPG'lilerin cenazelerinin ailelerine verilmemesini protesto eden Diyarbakır Demokratik Gençlik Bileşenleri üyesi gençler hakkında TMY'nin 7/2-b maddesi uyarınca 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, gençlerin taşıdığı "Ne TMK, ne OHAL toplumsal barış", "Birileri bu vahşete dur desin", "Çete Ağar, tüccar Tayyip, elmacı Baykal bu halk sizi de yakar", "Burası Kosova değil, Çeçenistan değil, Dersim", "Sayın Paşam bugüne kadar kaç kulak kestiniz?" yazılı dövizler delil olarak gösterildi.
'Şüpheli, düdük çalarken...' Basın açıklamasında Abdullah Öcalan'dan "Sayın Öcalan, Sayın Abdullah Öcalan" şeklinde bahsedildiğine özellikle dikkat çekilen iddianamede, eylemcilerden Özlem Teke'nin 'düdük çalması' suç unsuru olarak ön plana çıkarıldı. Savcılık iddianamesinde ilgili bölüm şu şekilde yer aldı: "Dosyada bulunan fotoğrafların incelenmesinde şüpheli Murat Kolca'nın basın açıklaması sırasında şüpheli Gökhan Biçer'in yanında yer aldığı ve megafonu tuttuğu, şüpheli Özlem Teke'nin düdük çalarken, Hasan Deniz'in üzerinde 'Turkey' yazılı ve ölen örgüt mensuplarına ait resimlerin bulunduğu döviz taşırken, şüpheli Hasan İhsan Elyakut'un 'Vahşete Sessiz Kalmak Onaylamaktır' yazılı pankartı tutarken görüntülerinin olduğu, şüpheliler Hasan Deniz, Hasan İhsan Elyakut, Murat Kolca ve Gökhan Biçer'in üzerlerinde kefeni temsil ettiği söylenen beyaz kıyafet olduğunun görüldüğü, şüpheliler Mehmet Çakırca, Vasfi Erdem, Yeter Aykal ve Meyase Akın'ın basın açıklaması sırasında ve sonrasında grup içinde yer aldıklarına ilişkin fotoğraflarının dosyada bulunduğu."
5 yıla kadar hapis istemi Savcılık iddianamesinde basın açıklaması sırasında açılan dövizlerde yer alan fotoğrafların 'örgüte yakın yayın organlarında propaganda amaçlı kullanıldığını' savunarak, örgüt propagandası yapıldığını ileri sürdü. 6'sı tutuklu 10 sanık hakkında TMY'nin 7/2-b ve Türk Ceza Kanunu'nun 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca "Örgüt mensuplarına yardım ederken veya propaganda yaparken başka bir suç oluşturmak, örgütün veya amacının propagandasını yapma" suçlamasıyla 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmalarını istedi. Davanın ilk duruşması 28 Eylül 2006 tarihinde 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Sanıkların avukatlarından Cebbar Leygara, TMY'de yapılan değişikliklerle getirilen 'örgütün amaçları doğrultusunda eylem' kavramının soyut bir kavram olduğuna dikkat çekti.
'Her türlü fiil suç olabilir' Leygara, "Bu soyut kavramdan dolayı suçun nerede başlayacağı nerede biteceği belli değil. Her türlü fiil suç olabilir. Bu elimizdeki iddianamede bir basın açıklamasında düdük çalmak bir suç unsuru gibi gösterilmiş. Beyaz kefen giymek suç unsuru gibi gösterilmiş. Yani suçun nerede başladığı, nerede bittiği belli değil. Bugün düdük çalmak, yarın mendil sallamaktır, öbür gün el sallamaktır. Ceza hukukuna uygun olmayan bir durum oluşuyor. Soyut iddialarla ucu belli olmayan bir güzergaha giriyor" diye konuştu.
Bilimsel bir ortam yaratma çabası Düzenleme Kurulu Üyesi DEÜ-İİBF Araştırma görevlisi Nuri Erkin Başer, geçen yılın Kasım ayında dokuz genç araştırmacı olarak kongre çalışmalarına başladıklarını ifade etti. Üniversitelerde, kolaycılığın, rekabetin ve bireysel gelişimin ön planda tutulduğunu belirten Başer, kolektif bir bilinçle bilimsel bir ortam oluşturma çabası içinde yola çıktıklarını dile getirdi. Yola çıkarken ticari sponsor kullanmamak ve herhangi bir üniversite çatısı altında kongreyi yapmamak gibi iki temel ilkelerinin olduğunu ifade eden Başer, Karaburun ve Mordoğan belediyelerinin kongreyi sahiplenmesi ile kongre yerinin netleştiğini belirtti. Üniversitelerin artık birer piyasa haline geldiğini dile getiren Başer, "Üniversiteler proje cenneti, kampüsler paralı otopark profesörler dondurma reklamı yıldızı oldu. Bilgi tamamen sermayenin iktidarı altına girdi" dedi. Bütün bunlara rağmen sayıca az ama yürekli insanların bilim için çabaladığını söyleyen Başer , "Gerçeğin peşinde Don Kişot gibi koşacağız, kolektif bilgi üretimini ve bilgide kamusal mülkiyeti savunacağız" dedi. Eğitim Sen Genel Merkez Yöneticisi Emirali Şimşek, kongreyi düzenleyen gençleri kutlayarak, "Bugüne kadar üniversitelerin resmi ideolojiden bağımsız olmasına izin verilmemiştir. Ülkemizde üniversiteler özgür değildir" dedi. Üniversitelerden çıkan cesur seslerin cezalara çarptırıldığını dile getiren Şimşek, üniversitenin bilimsel bilgi üretmesi önündeki engellerin mücadele ile aşılabileceğini belirtti. Karaburun Belediye Başkanı Serdar Yasa, bir dönem üretkenliği ve mücadelesiyle Şeyh Bedrettin'lerin Börklüce'lerin yaşam alanı olan nergisi, çipurası ile ünlü Karaburun'un Bilim Kongresine ev sahipliği yapmaktan gurur duyduğunu söyledi. Mordoğan Belediye Başkanı Ahmet Çakır da, fiziksel olarak batıya en yakın bir bölgede bulunmasına rağmen Karaburun yarımadasının devletin nimetlerinden en az yararlanan bir bölge olduğunu ifade etti. "Bilimin her şeyde birinci sırada olması için hepimizin çok çalışması gerekiyor" dedi.
'Daha iyisine hazır olalım' Prof. Dr. Oğuz Oyan, sistemi dönüştürecek onun gerçek alternatifinin oluşturacak arayışların bulunması için kongrenin önemli olduğunu belirtti. Oyan, "Sadece Neoliberal bir ekonomik sistem vardır bunun dışında bir şey yoktur" düşüncesinin anayasa bağlamında empoze edildiğini dile getirerek, bilimle emekçi sınıfların birliğini sağlamak gerektiğini ifade etti. Kongre Danışmanı Doç. Dr. Ahmet Haşim Köse, "Bir düşün parçası olduk ve bu düş gerçekleşti, biz radikal entelektüelleriz" dedi. Can Yücel, Marx ve Aşık Veysel'den alıntılar yapan Köse, "Birlikte düşünmeye ve birlikte daha iyisini yapmaya hazır olalım" dedi. Konuşmaların ardından diğer illerden gelen katılımcıların yerleştirilmesinin ardından Kongre oturumlarla devam etti.
Bugünün programı
A3 Oturumu: Bilim İnsanı - İdeoloji - İktidar Oturum Başkanı: İşaya Üşür Erdal Dağtaş -Medya-Sermaye İlişkileri: Kitle İletişim Alanında Bilimsel Çalışmaların Konumu ve İktidarın Gücü Vehbi Başer -İrrasyonel-Bürokratik İç İktidar Ürünü Olarak Prebendal Bilim İnsanı: Yumuşakbaşlı Bir Uğraşı Olarak Bilim Özgür Narin -Bilim ile İktidar Arasındaki İlişkinin Çözümlenmesine Dair Eski Bir Öneri: Bilimin "Gerçek Boyunduruk Altına Alınışı" Tayfun Yılmaz -Bilimsel Yöntemin Şekillenmesinde İdeolojik Hegemonya B3 Oturumu: İktisat - Toplum- İktidar Oturum Başkanı: Yaşar Uysal Şansel Özpınar -Bir Meşrulaştırma Aracı Olarak İktisat Bilimi Timuçin Yalçınkaya -İktisat Biliminin Güvenilirlik Sarsıntısı Bağlamında İnsanlar, İktisatçılar ve İktidarlar Altuğ Yalçıntaş -İnsan Düşüncesinde Belirsizlik, İdeoloji ve İşlem Maliyetleri Filiz Özağ -Kapitalist Dünya Sistemi, Liberal Devlet ve Dış Ticaret
C3 Oturumu: Bilim - Teknik - İktidar Oturum Başkanı: Sezai Temelli Adviye Erbay -Bilim ve İdeoloji: Tekniğin İktidarı Barış Alpaslan ve Utku Akseki -Bilim ve Teknoloji Politikaları: Kim İçin? Ne İçin? Nasıl? İbrahim Arap -Türkiye'nin Bilim ve Teknoloji Politikası ve Avrupa Birliği
A4 Oturumu: Bilim - Bilgi - İktidar Oturum Başkanı: Ahmet Haşim Köse Muammer Tuna -Modern Çağda Bilimin İşlevselliği Güncel Önkal -Sosyo-Politik Bilgi Akışı Karşısında Bilimsel Değişimin İmkânı ve Ahlakı Jale Karakaş -İktidarın Meşrulaştırılmasında Felsefe ve Hukuk "Bilgi Alanları"nın İşbirliği Funda Günsoy Kaya -'Kriz'den 'Karar'a: Politik Olanın Dönüşü
B4 Oturumu: Bilgi - Birey - İktidar Oturum Başkanı: H. Neşe Özgen Aydan Gülerce -Politik İktidar, Psikolojik Bilgi ve Öznellik Nuray Ergüneş ve Melda Yaman Öztürk -Erkek Akıl Gonca Önder ve Ceren Mert -Kartezyenden Panoptisizme: Bireyin Çözülüşü ve Bilim / İktidar ile Olan İlişkisi Ferda Dönmez Atbaşı -Akademik Birey ve Ürünü: Yabancılaşma Sorunu
C4 Oturumu: Davetli Konuşmacı: Hasan Ünal Nalbantoğlu -Üniversite A.Ş. Koşullarında Bilgi ve İktidar İlişkisinin Dönüşümü
src=/resim/b1.gif width=5>

TMY'nin düdüğü ötüyor!Veli Ay Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, çatışmalarda yaşamlarını yitiren HPG'lilerin cenazelerinin ailelerine verilmemesini protesto eden 9 genç hakkında 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istedi. Gençlerin eylem esnasında düdük çalmaları ve olayı kınamak amacıyla temsili beyaz kefen giymeleri de savcılık tarafından suç sayıldı. Tartışmalı bir şekilde Meclis'ten geçen ve maddelerinin demokratik hakları kısıtlayarak 'yoruma açık olabileceği' endişesi taşınan Terörle Mücadele Yasası (TMY) uygulanmaya başlandı. Diyarbakır'da 1 Ağustos 2006 tarihinde HPG'lilerin cenazelerinin ailelerine verilmemesini protesto eden Diyarbakır Demokratik Gençlik Bileşenleri üyesi gençler hakkında TMY'nin 7/2-b maddesi uyarınca 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, gençlerin taşıdığı "Ne TMK, ne OHAL toplumsal barış", "Birileri bu vahşete dur desin", "Çete Ağar, tüccar Tayyip, elmacı Baykal bu halk sizi de yakar", "Burası Kosova değil, Çeçenistan değil, Dersim", "Sayın Paşam bugüne kadar kaç kulak kestiniz?" yazılı dövizler delil olarak gösterildi.
'Şüpheli, düdük çalarken...' Basın açıklamasında Abdullah Öcalan'dan "Sayın Öcalan, Sayın Abdullah Öcalan" şeklinde bahsedildiğine özellikle dikkat çekilen iddianamede, eylemcilerden Özlem Teke'nin 'düdük çalması' suç unsuru olarak ön plana çıkarıldı. Savcılık iddianamesinde ilgili bölüm şu şekilde yer aldı: "Dosyada bulunan fotoğrafların incelenmesinde şüpheli Murat Kolca'nın basın açıklaması sırasında şüpheli Gökhan Biçer'in yanında yer aldığı ve megafonu tuttuğu, şüpheli Özlem Teke'nin düdük çalarken, Hasan Deniz'in üzerinde 'Turkey' yazılı ve ölen örgüt mensuplarına ait resimlerin bulunduğu döviz taşırken, şüpheli Hasan İhsan Elyakut'un 'Vahşete Sessiz Kalmak Onaylamaktır' yazılı pankartı tutarken görüntülerinin olduğu, şüpheliler Hasan Deniz, Hasan İhsan Elyakut, Murat Kolca ve Gökhan Biçer'in üzerlerinde kefeni temsil ettiği söylenen beyaz kıyafet olduğunun görüldüğü, şüpheliler Mehmet Çakırca, Vasfi Erdem, Yeter Aykal ve Meyase Akın'ın basın açıklaması sırasında ve sonrasında grup içinde yer aldıklarına ilişkin fotoğraflarının dosyada bulunduğu."
5 yıla kadar hapis istemi Savcılık iddianamesinde basın açıklaması sırasında açılan dövizlerde yer alan fotoğrafların 'örgüte yakın yayın organlarında propaganda amaçlı kullanıldığını' savunarak, örgüt propagandası yapıldığını ileri sürdü. 6'sı tutuklu 10 sanık hakkında TMY'nin 7/2-b ve Türk Ceza Kanunu'nun 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca "Örgüt mensuplarına yardım ederken veya propaganda yaparken başka bir suç oluşturmak, örgütün veya amacının propagandasını yapma" suçlamasıyla 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmalarını istedi. Davanın ilk duruşması 28 Eylül 2006 tarihinde 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Sanıkların avukatlarından Cebbar Leygara, TMY'de yapılan değişikliklerle getirilen 'örgütün amaçları doğrultusunda eylem' kavramının soyut bir kavram olduğuna dikkat çekti.
'Her türlü fiil suç olabilir' Leygara, "Bu soyut kavramdan dolayı suçun nerede başlayacağı nerede biteceği belli değil. Her türlü fiil suç olabilir. Bu elimizdeki iddianamede bir basın açıklamasında düdük çalmak bir suç unsuru gibi gösterilmiş. Beyaz kefen giymek suç unsuru gibi gösterilmiş. Yani suçun nerede başladığı, nerede bittiği belli değil. Bugün düdük çalmak, yarın mendil sallamaktır, öbür gün el sallamaktır. Ceza hukukuna uygun olmayan bir durum oluşuyor. Soyut iddialarla ucu belli olmayan bir güzergaha giriyor" diye konuştu.
Evrensel'i Takip Et