31 Ağustos 2006 21:00
Barış, aşiti, sılh, peace...
GÜNÜN YAZILARI
Bugün, 1 Eylül Dünya Barış Günü. 67 yıl önce bugün (1 Eylül 1939), Nazilerin Polonya'yı işgal etmesiyle, insanlık tarihinin en kanlı savaşı, 2. Dünya Savaşı başladı. 52 milyon insanın yaşamını yitirdiği ve milyonlarca insanın yaralandığı karanlık dönem, Sovyetler'in, Nazileri yenmesiyle 1945'te sona erdi. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi.
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle, bügün başta ülkemiz olmak üzere dünyanın dört bir yanında sokağa çıkacak olan savaş karşıtları, silahların susmasını ve savaşların sona ermesini talep edecek. Barış mitingleri, barış yürüyüşleri ve barış nöbetleri gibi etkinliklerin düzenleneceği Türkiye'de, İsrail'in Ortadoğu'daki terörü kınanırken, bölgede süren operasyon ve çatışmaların durması için adım atılması talep edilecek.
Diyarbakır 'yasaklı' Bölgedeki barış etkinlerinin merkezi konumundaki Diyarbakır'da yapılmak istenen "Barış ve Demokrasi Şöleni"ne aynı gün açık öğretim sınavları olduğu gerekçesiyle valilik tarafından izin vermedi. Valilik mitingin ancak Ergani Yolu üzerindeki Fuar Alanı'nda yapılabileceğini belirtti. Karara tepki gösteren Şölen Tertip Komitesi de, valiliğin gösterdiği adresi kabul etmedi. Konuya ilişkin açıklama yapan DTP İl Başkanı Hilmi Aydoğdu, şölen için Diyarbakır'a gelecek olan DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk'ü binlerce kişiyle karşılama kararı aldıklarını söyledi. Karşılamanın ardından konvoy eşliğinde İstasyon Meydanı'na gelinerek, burada kitlesel bir açıklama yapılacağını belirten Aydoğdu, herkesi İstasyon Meydanı'nda düzenleyecekleri basın açıklamasına davet etti. Katılımın fazla olması için mahallelerde çalışma başlattıklarını ifade eden Aydoğdu, halkın artık kan ve gözyaşını istemediğini kaydederek, Kürtlerin yeteneklerini ve birikimini Türkiye'nin çıkarlarına kullanmak istediğini söyledi. DTP Eşbaşkanı Türk'ü karşılama töreninin Diyarbakır tarihinde bir ilk olmasını istediklerini belirten Aydoğdu, Türk'ün Türkiye'nin kaderini değiştirecek ve gündemden çıkmayacak tarihi açıklamalar yapacağını kaydetti. Valiliğin ısrarlara rağmen şölene izin vermediğini ifade eden Aydoğdu, "Biz ısrarla bu şölenin bir barış ve demokrasi şöleni olduğunu vurguladık. Ancak il valiliği bunu kabul etmedi ve bize Newroz alanını gösterdi. Ancak yine o gün tüm halkımız yaşlı genç kadın herkesi eşbaşkanımızı karşılamaya ve İstasyon Meydanı'nda yapılacak mitinge davet ediyoruz" dedi.
Van'da mitinge davet 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Van'da Belediye Garajı yanındaki alanda yapılacak mitingin hazırlıkları tamamlandı. DTP Van İl Başkanı İbrahim Sungur, DTP PM Üyesi Mahmut Çelik, Bostaniçi Belediye Başkanı Gülcihan Şimşek ve Sanatçı İbrahim Rojhilat'ın katılımıyla parti binasında açıklamada bulunarak, mitinge katılım çağrısında bulundu. DTP İl Başkanı Sungur, boğulmak üzere olan bir insanın ne kadar oksijene ihtiyacı varsa dünya insanlarının da barışa ihtiyacı olduğunu belirterek, "Savaşa verilen önem barışa verilmiyor. Savaşın önemi kandır, tahribattır ve gözyaşıdır. Kendi ülkemize baktığımız zaman halklar arasında barışa ihtiyaç vardır" dedi.
Lüleburgaz'da iki kutlama Lüleburgaz, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü düzenleyeceği iki etkinlikle kutlayacak. Kristal-İş, Petrol-İş, Eğitim-Sen, EMEP ve ÖDP'den oluşan Lüleburgaz Demokrasi, bugün Kongre Meydan'ında yerel müzik gruplarının katılacağı kitlesel basın açıklaması yapacak. Kent Konseyi'nin düzenleyeceği etkinlik ise Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak'ın, Kongre Meydanı'nda yapacağı basın açıklamasıyla başlayacak. 2 Eylül'de Türkan Saylan'nın katıldığı söyleşi ile kutlamalar sona erecek.
Çınarlı'da barış etkinliği Kocaeli'nin Çınarlı Mahallesi'nde Emek Partisi ve Demokratik Toplum Partisi, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle, şiir dinletisi ve sinevizyon gösteriminin yapıldığı bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte, Lübnan'a asker gönderilmek istenmesine tepki gösterildi.
KADINLARDAN BARIŞ ÇAĞRISI Demokratik Kadın Hareketi, DTP Adana il binasında açıklama yaparak, Silopi'de kuracakların barış çadırına ilişkin bilgi verdi. EMEP, DTP Kadın Meclisi, SDP, DÖGH, İHD ve EKD'nin destek verdiği açıklamada konuşan Gülistan Dehşet, "Yirmi yıllık çatışmalı sürecin yaralarını sarmak yerine her geçen gün yeni çatışmalar ve operasyonlar yaşanmakta, ciddi kayıplar verilmektedir" dedi. Silopi'de barış nöbeti tutacaklarını belirten Dehşet, "Biz Adana'daki kadınlar olarak anaların yaşadığı kaygıları paylaşıyor ve bu anlamlı yürüyüşe katılacağımızı deklere ediyoruz" dedi.
KAHVEDE BARIŞ TOPLANTISI Emek Partisi (EMEP) Gaziantep İl Örgütü, 1 Eylül Dünya Barış Günü hazırlıklarını mahallelerde yaptığı ev ve kahve toplantılarıyla sürdürdü. EMEP'in Çıksorut semtinde kahvede düzenlediği halk toplantısına, Eğitim Sen Şube Sekreteri Hanifi Yaylacı, işçiler ve gençler katılırken, toplantıda konuşan Emek Partisi İl Başkanı Mehmet Türkmen "Ortadoğu'da yaşanan katliamlara, hükümetin Lübnan'a asker gönderme planlarına karşı; Türkiye'de ise Kürt sorununun demokratik çözümü için ve sınır ötesi operasyonlara karşı, 1 Eylül'de alanları doldurmalıyız" dedi. Toplantıda söz alan vatandaşlar ise Türkiye'nin ABD ve İsrail'in taşeronluğunu yapmasına karşı olduklarını belirterek 1 Eylül'deki yürüyüşe kitlesel katılacaklarını ifade ettiler.
İZMİR FUARI'NDA BARIŞ VURGUSU Bugün, kapılarını açacak olan 75. İzmir Enternasyonal Fuarı'dan (İEF) barış çağrısı yapıldı. Barış etkinlikleri kapsamında İzmir Sanat'ta Barış Derneği sanıklarının katıldığı bir panel düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu panelden önce yaptığı konuşmada, İzmir Fuarı'nın ülkeleri bir araya getirerek dünya barışına katkıda bulunduğunu dile getirdi. Barış Derneği davası sanıklarından ve CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol, panelde yaptığı konuşmada, barışa en çok ihtiyaç duyulan günlerin yaşandığını belirterek, 5 Eylül'de TBMM'nin tezkere kararı için toplanacağını hatırlattı. 1 Mart tezkeresinin üzerinden az bir zaman geçtiğini dile getiren Anadol, "65 bin ABD askeri Doğu ve Güneydoğu'da konuşlanacaktı. Geri hizmetteki 15 bin asker ile birlikte 80 bin kişilik güç, topu, tankı, füzesi ve bayrağı ile topraklarımıza yerleşecekti. Trabzon, Marmaris Aksaz ve Sabiha Gökçen Havaalanı'nı istiyorlardı. 1 oyla tezkereyi reddettik. Red kararı çıkmasaydı şimdi işgal altında olacaktık" dedi. Bugün aynı şekilde o günlerde olduğu gibi bir takım çevrelerin, "Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesi zorunlu" dediğini hatırlatan Anadol, olayın saptırıldığını, kasıtlı bir şekilde kamuoyunun yanıltıldığını ifade etti. Anadol,"Gönderilecek olan sayı belli değil. Ne kadar kalacağı belli değil. Bunlar hukuksal noksanlardır ve siyasi bakımdan yanlıştır. Oraya giden güç, Hizbullah'ı silahsızlandıracak. Söylenildiği gibi, imar için gitmeyecek, mutlaka muharebe edecekler" dedi. Sonuna kadar bunun karşısında olduklarını ifade eden Anadol, barışa inanan, savaşa karşı olan herkesin 5 Eylül'de sesinin yükseltmesi ve tezkerenin reddini istemesi gerektiğini ifade etti. Panele katılan, Barış Derneği davasının diğer sanıkları Ali Sirmen, Gencay Şaylan, Öner Yağcı ve Ergün Elgin de birer konuşma yaptılar.
Tüzel: Barış için İsrail'le antlaşmalar iptal edilsin
HABER MERKEZİ Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, "Barış gününde barışı yeniden kazanmak için, bölgede ve yurtta barışı sağlamak için emperyalist işgallere hayır, halkların dostluğuna ve kendi geleceklerini belirleme hakkına evet" dediklerini bildirdi. Tüzel, yazılı açıklamasında insanlığın dünyasının 2. Paylaşım Savaşı'nda yaşadığı acıların bir daha yaşanmasın diye barış gününü ilanlan edenler içinde yer alan emperyalist devletlerin, temennilerini hızla terkederek işgal ve savaşlara giriştiğini hatırlattı. "Bunların başını çeken ABD ve dünya politikalarındaki izleyicisi İngiltere ve de bu güçlerin Ortadoğu'daki uzantısı İsrail, bugün Ortadoğu'yu kanayan yara haline getirmiştir" diyen EMEP Genel Başkanı Tüzel, sözde uluslararası toplumun sesi olacak BM'nin büyük emperyalist devletlerin kontrolünde Lübnan'daki kıyım ve vahşete seyirci kaldığına ve şimdi de işgali kalıcılaştıracak "barış gücü" oluşturma kararı aldığına dikkat çekti. Tüzel, "1 Eylül Dünya Barış Günü'nde gözler Ortadoğu'da; Lübnan'da, İran'da, Suriye'dedir. Şimdi sorun emperyalistlerin bölgedeki varlığını kalıcı olmaktan çıkaracak ve barış getirecek bir mücadelede Türkiye'ye düşen rolü yerine getirmektir. Lübnan'a asker gönderme tezkeresinin çıkması demek Ortadoğu halklarına düşman bir planda Türkiye'nin görev alması ve batağa sürüklenmesi demektir" dedi. Türkiye yönetiminin savaşın ve terörün yanında yer alması arzusuna halkın yabancı olmadığını vurgulayan Tüzel, ülkede kendi sorunları ve iç politikasında örneğin Kürt sorununda barışı ve demokrasiyi gözetmeyenlerin dış ilişkiler ve bölge halkları için de şiddete teslim olmaktan yana olacaklarını ifade etti. Tüzel, "Türkiye başta Amerika olmak üzere emperyalist güçlere karşı çıktığı ve bölgede güçlü bir barış gücü olduğu sürece 'büyük devlet' ve halkların sevgisini kazanmış bir ülke olacaktır. Bu nedenle Lübnan'a asker gönderilmemeli ve İsrail ile ilişkiler askıya alınmalı, anlaşmalar iptal edilmelidir. Demokratik ve barışın egemen olduğu bir ülke olmamız için sınırdışı operasyonlara varan bir ezme ve şiddet politikası değil, kendi Kürtlerini eşit, özgür ve gönüllü bir birliğe kazanmaya dönük bir siyaset izlenmelidir" dedi.
'Silahlar sussun!' Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, Mazlum Der ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nin oluşturduğu İnsan Hakları Ortak Platformu ise 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Lübnan'a asker gönderilmesinin her an çatışmalara taraf olma ihtimalini ve riskini beraberinde getireceğini ifade etti. Asker göndermenin gerekçesi olarak Irak topraklarında sınır ötesi operasyon yapabilme arzusunun bölgesel barışı tehdit edici nitelikte olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bundan uzak durulması gerektiği vurgulandı. Türkiye'nin çatışmaların sona ermesi için inisiyatifler geliştirebilecek durumdayken, komşularıyla çatışma riski taşıyacak girişimlerde bulunmasının sorunları daha da çözümsüzlüğe iteceğine dikkat çekildi.
'Savaş çevre felaketi getirir' Çevre Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Burçak Karaman Uysal da yaptığı yazılı açıklama savaşın çevre felaketi olduğuna dikkat çekerek, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nün bu yıl da savaşın gölgesinde geçtiğini ifade etti. Uysal, İsrail'in Lübnan ve Filistin'e yönelik saldırılarının vahşice bir hal aldığını belirterek, içme suyu, kanalizasyon ve çöp sorunundan kaynaklı salgın hastalıkların Lübnan halkı için olduğu kadar İsrail halkı için de ciddi tehdit olduğunu vurguladı.
İstanbul'da KESK'e miting daveti
İstanbul/EVRENSEL 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri çerçevesinde pazar günü Çağlayan'da yapılacak mitingin hazırlıkları sürüyor. Miting Tertip Komitesi, KESK Şubeler Platformu'nu ziyaret ederek destek istedi. Ziyaret sırasında ilk söz alan DTP Genel Başkan Yardımcısı Nursel Aydoğan, Diyarbakır'da düzenlenmek istenilen mitingin engellenmek istendiğine dikkat çekerek yetkililerin önce iyi tablo çizerek daha sonra ise mitinge izin vermeyebildiğini söyledi. Bazı sendikaların Kürt sorununa uzak durmalarını olumlu bulmadığını belirten Aydoğan, Kürt sorunu çözülmeden demokratik mücadelenin başarılı olamayacağını ve sendikal hareketlerin de eriyeceğini dile getirdi. Daha sonra söz alan EMEP İstanbul İl Yöneticisi Can Denizci, sokaklarda, caddelerde yaraları birlikte saralım reklamları asan AKP'nin İsrail'le ilişkileri sürdürerek ikiyüzlü siyaset izlediğini söyledi. Arıca AKP hükümetinin kendi halkına çözüm getiremezken dış ülkelere nasıl çözüm getireceğini soran Denizci, Lübnan'a asker gönderilmemesi gerektiğini söyledi. SDP İstanbul İl Yöneticisi Yaman Yıldız, siyasetlerin Kürt sorununda ayrıştığını söyleyerek, Kürt sorunuyla dayanışmada sadece demokratik örgütlerin kaldığını belirtti. KESK Şubeler Platformu adına konuşan SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli, Kürt sorunu çözülmeden demokrasi mücadelesinin olamayacağını belirterek mitinge olabildiğince güçlü katılım sağlayacaklarını söyledi.
Resepsiyonda PKK konuşuldu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ev sahipliğinde, Gazi Orduevi'nde verilen 30 Ağustos resepsiyonu, devletin zirvesini biraraya getirdi. Resepsiyonda, askerler, PKK konusunda mesajlar verdi. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, "Terör örgütünün hareketliliğinin devam edeceğini kabul etmeliyiz, terörü bıçak gibi kesmek zor" dedi. İlker Başbuğ, "Ne yaparlarsa yapsınlar hedeflerine asla ulaşamayacaklarını bilmeleri gerek. Bizim de bu kararlılığı göstermemiz lazım" diye konuştu. Orgeneral Başbuğ, PKK üyeleri için bir affın gündemde olup olmadığı sorusuna ise "Genel af ya da bir başka şey kesinlikle söz konusu olamaz, terörist gelir teslim olur, çıkar adalete hesabını verir" yanıtını verdi. Kara Kuvvetleri Komutanı, ABD'nin PKK koordinatörü atamasını da "Her adımı baştan öldürmemek, olgunlaşmasını beklemek lazım" sözleri ile değerlendirdi. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, PKK ile mücadelede özel temsilci olarak atadıkları emekli orgeneral Joseph Ralston'ın önümüzdeki haftalarda Türkiye'yi ziyaret edeceğini söyledi.
Diyarbakır 'yasaklı' Bölgedeki barış etkinlerinin merkezi konumundaki Diyarbakır'da yapılmak istenen "Barış ve Demokrasi Şöleni"ne aynı gün açık öğretim sınavları olduğu gerekçesiyle valilik tarafından izin vermedi. Valilik mitingin ancak Ergani Yolu üzerindeki Fuar Alanı'nda yapılabileceğini belirtti. Karara tepki gösteren Şölen Tertip Komitesi de, valiliğin gösterdiği adresi kabul etmedi. Konuya ilişkin açıklama yapan DTP İl Başkanı Hilmi Aydoğdu, şölen için Diyarbakır'a gelecek olan DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk'ü binlerce kişiyle karşılama kararı aldıklarını söyledi. Karşılamanın ardından konvoy eşliğinde İstasyon Meydanı'na gelinerek, burada kitlesel bir açıklama yapılacağını belirten Aydoğdu, herkesi İstasyon Meydanı'nda düzenleyecekleri basın açıklamasına davet etti. Katılımın fazla olması için mahallelerde çalışma başlattıklarını ifade eden Aydoğdu, halkın artık kan ve gözyaşını istemediğini kaydederek, Kürtlerin yeteneklerini ve birikimini Türkiye'nin çıkarlarına kullanmak istediğini söyledi. DTP Eşbaşkanı Türk'ü karşılama töreninin Diyarbakır tarihinde bir ilk olmasını istediklerini belirten Aydoğdu, Türk'ün Türkiye'nin kaderini değiştirecek ve gündemden çıkmayacak tarihi açıklamalar yapacağını kaydetti. Valiliğin ısrarlara rağmen şölene izin vermediğini ifade eden Aydoğdu, "Biz ısrarla bu şölenin bir barış ve demokrasi şöleni olduğunu vurguladık. Ancak il valiliği bunu kabul etmedi ve bize Newroz alanını gösterdi. Ancak yine o gün tüm halkımız yaşlı genç kadın herkesi eşbaşkanımızı karşılamaya ve İstasyon Meydanı'nda yapılacak mitinge davet ediyoruz" dedi.
Van'da mitinge davet 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Van'da Belediye Garajı yanındaki alanda yapılacak mitingin hazırlıkları tamamlandı. DTP Van İl Başkanı İbrahim Sungur, DTP PM Üyesi Mahmut Çelik, Bostaniçi Belediye Başkanı Gülcihan Şimşek ve Sanatçı İbrahim Rojhilat'ın katılımıyla parti binasında açıklamada bulunarak, mitinge katılım çağrısında bulundu. DTP İl Başkanı Sungur, boğulmak üzere olan bir insanın ne kadar oksijene ihtiyacı varsa dünya insanlarının da barışa ihtiyacı olduğunu belirterek, "Savaşa verilen önem barışa verilmiyor. Savaşın önemi kandır, tahribattır ve gözyaşıdır. Kendi ülkemize baktığımız zaman halklar arasında barışa ihtiyaç vardır" dedi.
Lüleburgaz'da iki kutlama Lüleburgaz, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü düzenleyeceği iki etkinlikle kutlayacak. Kristal-İş, Petrol-İş, Eğitim-Sen, EMEP ve ÖDP'den oluşan Lüleburgaz Demokrasi, bugün Kongre Meydan'ında yerel müzik gruplarının katılacağı kitlesel basın açıklaması yapacak. Kent Konseyi'nin düzenleyeceği etkinlik ise Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak'ın, Kongre Meydanı'nda yapacağı basın açıklamasıyla başlayacak. 2 Eylül'de Türkan Saylan'nın katıldığı söyleşi ile kutlamalar sona erecek.
Çınarlı'da barış etkinliği Kocaeli'nin Çınarlı Mahallesi'nde Emek Partisi ve Demokratik Toplum Partisi, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle, şiir dinletisi ve sinevizyon gösteriminin yapıldığı bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte, Lübnan'a asker gönderilmek istenmesine tepki gösterildi.
KADINLARDAN BARIŞ ÇAĞRISI Demokratik Kadın Hareketi, DTP Adana il binasında açıklama yaparak, Silopi'de kuracakların barış çadırına ilişkin bilgi verdi. EMEP, DTP Kadın Meclisi, SDP, DÖGH, İHD ve EKD'nin destek verdiği açıklamada konuşan Gülistan Dehşet, "Yirmi yıllık çatışmalı sürecin yaralarını sarmak yerine her geçen gün yeni çatışmalar ve operasyonlar yaşanmakta, ciddi kayıplar verilmektedir" dedi. Silopi'de barış nöbeti tutacaklarını belirten Dehşet, "Biz Adana'daki kadınlar olarak anaların yaşadığı kaygıları paylaşıyor ve bu anlamlı yürüyüşe katılacağımızı deklere ediyoruz" dedi.
KAHVEDE BARIŞ TOPLANTISI Emek Partisi (EMEP) Gaziantep İl Örgütü, 1 Eylül Dünya Barış Günü hazırlıklarını mahallelerde yaptığı ev ve kahve toplantılarıyla sürdürdü. EMEP'in Çıksorut semtinde kahvede düzenlediği halk toplantısına, Eğitim Sen Şube Sekreteri Hanifi Yaylacı, işçiler ve gençler katılırken, toplantıda konuşan Emek Partisi İl Başkanı Mehmet Türkmen "Ortadoğu'da yaşanan katliamlara, hükümetin Lübnan'a asker gönderme planlarına karşı; Türkiye'de ise Kürt sorununun demokratik çözümü için ve sınır ötesi operasyonlara karşı, 1 Eylül'de alanları doldurmalıyız" dedi. Toplantıda söz alan vatandaşlar ise Türkiye'nin ABD ve İsrail'in taşeronluğunu yapmasına karşı olduklarını belirterek 1 Eylül'deki yürüyüşe kitlesel katılacaklarını ifade ettiler.
İZMİR FUARI'NDA BARIŞ VURGUSU Bugün, kapılarını açacak olan 75. İzmir Enternasyonal Fuarı'dan (İEF) barış çağrısı yapıldı. Barış etkinlikleri kapsamında İzmir Sanat'ta Barış Derneği sanıklarının katıldığı bir panel düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu panelden önce yaptığı konuşmada, İzmir Fuarı'nın ülkeleri bir araya getirerek dünya barışına katkıda bulunduğunu dile getirdi. Barış Derneği davası sanıklarından ve CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol, panelde yaptığı konuşmada, barışa en çok ihtiyaç duyulan günlerin yaşandığını belirterek, 5 Eylül'de TBMM'nin tezkere kararı için toplanacağını hatırlattı. 1 Mart tezkeresinin üzerinden az bir zaman geçtiğini dile getiren Anadol, "65 bin ABD askeri Doğu ve Güneydoğu'da konuşlanacaktı. Geri hizmetteki 15 bin asker ile birlikte 80 bin kişilik güç, topu, tankı, füzesi ve bayrağı ile topraklarımıza yerleşecekti. Trabzon, Marmaris Aksaz ve Sabiha Gökçen Havaalanı'nı istiyorlardı. 1 oyla tezkereyi reddettik. Red kararı çıkmasaydı şimdi işgal altında olacaktık" dedi. Bugün aynı şekilde o günlerde olduğu gibi bir takım çevrelerin, "Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesi zorunlu" dediğini hatırlatan Anadol, olayın saptırıldığını, kasıtlı bir şekilde kamuoyunun yanıltıldığını ifade etti. Anadol,"Gönderilecek olan sayı belli değil. Ne kadar kalacağı belli değil. Bunlar hukuksal noksanlardır ve siyasi bakımdan yanlıştır. Oraya giden güç, Hizbullah'ı silahsızlandıracak. Söylenildiği gibi, imar için gitmeyecek, mutlaka muharebe edecekler" dedi. Sonuna kadar bunun karşısında olduklarını ifade eden Anadol, barışa inanan, savaşa karşı olan herkesin 5 Eylül'de sesinin yükseltmesi ve tezkerenin reddini istemesi gerektiğini ifade etti. Panele katılan, Barış Derneği davasının diğer sanıkları Ali Sirmen, Gencay Şaylan, Öner Yağcı ve Ergün Elgin de birer konuşma yaptılar.
Tüzel: Barış için İsrail'le antlaşmalar iptal edilsin
HABER MERKEZİ Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, "Barış gününde barışı yeniden kazanmak için, bölgede ve yurtta barışı sağlamak için emperyalist işgallere hayır, halkların dostluğuna ve kendi geleceklerini belirleme hakkına evet" dediklerini bildirdi. Tüzel, yazılı açıklamasında insanlığın dünyasının 2. Paylaşım Savaşı'nda yaşadığı acıların bir daha yaşanmasın diye barış gününü ilanlan edenler içinde yer alan emperyalist devletlerin, temennilerini hızla terkederek işgal ve savaşlara giriştiğini hatırlattı. "Bunların başını çeken ABD ve dünya politikalarındaki izleyicisi İngiltere ve de bu güçlerin Ortadoğu'daki uzantısı İsrail, bugün Ortadoğu'yu kanayan yara haline getirmiştir" diyen EMEP Genel Başkanı Tüzel, sözde uluslararası toplumun sesi olacak BM'nin büyük emperyalist devletlerin kontrolünde Lübnan'daki kıyım ve vahşete seyirci kaldığına ve şimdi de işgali kalıcılaştıracak "barış gücü" oluşturma kararı aldığına dikkat çekti. Tüzel, "1 Eylül Dünya Barış Günü'nde gözler Ortadoğu'da; Lübnan'da, İran'da, Suriye'dedir. Şimdi sorun emperyalistlerin bölgedeki varlığını kalıcı olmaktan çıkaracak ve barış getirecek bir mücadelede Türkiye'ye düşen rolü yerine getirmektir. Lübnan'a asker gönderme tezkeresinin çıkması demek Ortadoğu halklarına düşman bir planda Türkiye'nin görev alması ve batağa sürüklenmesi demektir" dedi. Türkiye yönetiminin savaşın ve terörün yanında yer alması arzusuna halkın yabancı olmadığını vurgulayan Tüzel, ülkede kendi sorunları ve iç politikasında örneğin Kürt sorununda barışı ve demokrasiyi gözetmeyenlerin dış ilişkiler ve bölge halkları için de şiddete teslim olmaktan yana olacaklarını ifade etti. Tüzel, "Türkiye başta Amerika olmak üzere emperyalist güçlere karşı çıktığı ve bölgede güçlü bir barış gücü olduğu sürece 'büyük devlet' ve halkların sevgisini kazanmış bir ülke olacaktır. Bu nedenle Lübnan'a asker gönderilmemeli ve İsrail ile ilişkiler askıya alınmalı, anlaşmalar iptal edilmelidir. Demokratik ve barışın egemen olduğu bir ülke olmamız için sınırdışı operasyonlara varan bir ezme ve şiddet politikası değil, kendi Kürtlerini eşit, özgür ve gönüllü bir birliğe kazanmaya dönük bir siyaset izlenmelidir" dedi.
'Silahlar sussun!' Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, Mazlum Der ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nin oluşturduğu İnsan Hakları Ortak Platformu ise 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Lübnan'a asker gönderilmesinin her an çatışmalara taraf olma ihtimalini ve riskini beraberinde getireceğini ifade etti. Asker göndermenin gerekçesi olarak Irak topraklarında sınır ötesi operasyon yapabilme arzusunun bölgesel barışı tehdit edici nitelikte olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bundan uzak durulması gerektiği vurgulandı. Türkiye'nin çatışmaların sona ermesi için inisiyatifler geliştirebilecek durumdayken, komşularıyla çatışma riski taşıyacak girişimlerde bulunmasının sorunları daha da çözümsüzlüğe iteceğine dikkat çekildi.
'Savaş çevre felaketi getirir' Çevre Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Burçak Karaman Uysal da yaptığı yazılı açıklama savaşın çevre felaketi olduğuna dikkat çekerek, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nün bu yıl da savaşın gölgesinde geçtiğini ifade etti. Uysal, İsrail'in Lübnan ve Filistin'e yönelik saldırılarının vahşice bir hal aldığını belirterek, içme suyu, kanalizasyon ve çöp sorunundan kaynaklı salgın hastalıkların Lübnan halkı için olduğu kadar İsrail halkı için de ciddi tehdit olduğunu vurguladı.
İstanbul'da KESK'e miting daveti
İstanbul/EVRENSEL 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri çerçevesinde pazar günü Çağlayan'da yapılacak mitingin hazırlıkları sürüyor. Miting Tertip Komitesi, KESK Şubeler Platformu'nu ziyaret ederek destek istedi. Ziyaret sırasında ilk söz alan DTP Genel Başkan Yardımcısı Nursel Aydoğan, Diyarbakır'da düzenlenmek istenilen mitingin engellenmek istendiğine dikkat çekerek yetkililerin önce iyi tablo çizerek daha sonra ise mitinge izin vermeyebildiğini söyledi. Bazı sendikaların Kürt sorununa uzak durmalarını olumlu bulmadığını belirten Aydoğan, Kürt sorunu çözülmeden demokratik mücadelenin başarılı olamayacağını ve sendikal hareketlerin de eriyeceğini dile getirdi. Daha sonra söz alan EMEP İstanbul İl Yöneticisi Can Denizci, sokaklarda, caddelerde yaraları birlikte saralım reklamları asan AKP'nin İsrail'le ilişkileri sürdürerek ikiyüzlü siyaset izlediğini söyledi. Arıca AKP hükümetinin kendi halkına çözüm getiremezken dış ülkelere nasıl çözüm getireceğini soran Denizci, Lübnan'a asker gönderilmemesi gerektiğini söyledi. SDP İstanbul İl Yöneticisi Yaman Yıldız, siyasetlerin Kürt sorununda ayrıştığını söyleyerek, Kürt sorunuyla dayanışmada sadece demokratik örgütlerin kaldığını belirtti. KESK Şubeler Platformu adına konuşan SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli, Kürt sorunu çözülmeden demokrasi mücadelesinin olamayacağını belirterek mitinge olabildiğince güçlü katılım sağlayacaklarını söyledi.
Resepsiyonda PKK konuşuldu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ev sahipliğinde, Gazi Orduevi'nde verilen 30 Ağustos resepsiyonu, devletin zirvesini biraraya getirdi. Resepsiyonda, askerler, PKK konusunda mesajlar verdi. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, "Terör örgütünün hareketliliğinin devam edeceğini kabul etmeliyiz, terörü bıçak gibi kesmek zor" dedi. İlker Başbuğ, "Ne yaparlarsa yapsınlar hedeflerine asla ulaşamayacaklarını bilmeleri gerek. Bizim de bu kararlılığı göstermemiz lazım" diye konuştu. Orgeneral Başbuğ, PKK üyeleri için bir affın gündemde olup olmadığı sorusuna ise "Genel af ya da bir başka şey kesinlikle söz konusu olamaz, terörist gelir teslim olur, çıkar adalete hesabını verir" yanıtını verdi. Kara Kuvvetleri Komutanı, ABD'nin PKK koordinatörü atamasını da "Her adımı baştan öldürmemek, olgunlaşmasını beklemek lazım" sözleri ile değerlendirdi. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, PKK ile mücadelede özel temsilci olarak atadıkları emekli orgeneral Joseph Ralston'ın önümüzdeki haftalarda Türkiye'yi ziyaret edeceğini söyledi.
Evrensel'i Takip Et