13 Ağustos 2006 21:00
'Çocuklar ölmesin'
Lübnan'ın Sur kentine bağlı Kana kasabasında 28 kişinin öldüğü bombardımanda çocuk cesetlerini havaya kaldıran görüntüleri ile belleklere kazınan Lübnanlı sivil savunma görevlisi Salim Daher, savaşlarda çocukların ölmesini hazmedemediği söyledi. 48 yaşındaki Daher, 28 yıldır Lübnan Sivil Savunma Teşkilatında görev yapıyor. Ülkesinde 1982, 1993, 1996 ve 2006 yılında meydana gelen iç çatışmalar ve savaşlarda, sivil savunma görevlisi olarak çalıştığını kaydeden Daher, şunları söyledi: "Kana katliamında, enkaz halindeki evden 3 kişiyi yaralı olarak kurtardık. 18 kişinin cesedini ellerimle çıkardım."
'Kendimi kaybettim' Daher, bebek cesetleriyle karşılaşınca yaşadıklarını şöyle anlattı: "Bebeğin boynundaki mavi emzik, herkes gibi beni de derinden yaraladı. Savaşlarda masum çocukların ölmesini hazmedemiyorum. Bebek cesetleriyle karşılaşınca kendimi kaybediyorum. Bir sivil savunma görevlisi olarak sakin olmak zorundayım. Ama bir bebeğin ölmüş bedenini kucaklayan kim sakin kalabilir? Çocuklar savunmasızdır, masumdur, silahsızdır, onlar saflığı simgeler. Bebeklerin cesetlerini havaya kaldırarak, isyanımı haykırıyorum belki. Bilemiyorum, çünkü gerçekten o sırada ne yaptığımın farkında değilim. Ama bu çocukları, bu görüntülerle tüm dünya gördü. Bu çocuk fotoğrafları savaşı durdurmayabilir ama, insanların duygularını harekete geçirebilir. Dünyanın gözünü bu bölgeye çevirebilir diye düşündüm belki de. Yaşadığım dehşeti, ancak olaydan sonra fotoğrafları ve görüntüleri izleyince fark ediyorum. Odamda yalnız kaldığımda bebek cesetleri gözümün önüne geliyor."
Kızılhaç'a eleştiri Daher, sözlerine şöyle devam etti: "Başlangıçta neredeysek yine aynı noktadayız. Olan sivillere oldu, yüzlerce sivil öldü, binlercesi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Savaş başladı mı derseniz? Bana göre henüz başlamadı. Asıl savaş bu bombalamalar bitince, insanlar yeniden evlerine dönmeye başladıklarında yaşanacak." Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç'ın da yetersiz kaldığını belirten Sivil Savunma Görevlisi, şöyle konuştu: "Ama onları suçlamıyorum. Karşılarında İsrail gibi tüm dünyada lobisi olan büyük bir güç var. Karşılarındaki güç, normal bir devlet değil, İsrail. Örneğin Magrup diye bir küçük kasabada bir haftadır kurtarılmayı bekleyen 3 çocuklu 5 kişilik bir aile var. Kızılhaç'a bildirmemize rağmen, İsrail'den sivillerin bölgeden çıkarılabilmesi için gerekli izin alınamıyor. Onlarında sözü geçmiyor. Bizimse elimiz kolumuz bağlı, çünkü yollar bombalanmış durumda. Oraya ulaşmak için iş makinelerinin çalışması gerekli. İş makineleri de hava saldırılarında öncelikli hedef oluyor."
'Kendimi kaybettim' Daher, bebek cesetleriyle karşılaşınca yaşadıklarını şöyle anlattı: "Bebeğin boynundaki mavi emzik, herkes gibi beni de derinden yaraladı. Savaşlarda masum çocukların ölmesini hazmedemiyorum. Bebek cesetleriyle karşılaşınca kendimi kaybediyorum. Bir sivil savunma görevlisi olarak sakin olmak zorundayım. Ama bir bebeğin ölmüş bedenini kucaklayan kim sakin kalabilir? Çocuklar savunmasızdır, masumdur, silahsızdır, onlar saflığı simgeler. Bebeklerin cesetlerini havaya kaldırarak, isyanımı haykırıyorum belki. Bilemiyorum, çünkü gerçekten o sırada ne yaptığımın farkında değilim. Ama bu çocukları, bu görüntülerle tüm dünya gördü. Bu çocuk fotoğrafları savaşı durdurmayabilir ama, insanların duygularını harekete geçirebilir. Dünyanın gözünü bu bölgeye çevirebilir diye düşündüm belki de. Yaşadığım dehşeti, ancak olaydan sonra fotoğrafları ve görüntüleri izleyince fark ediyorum. Odamda yalnız kaldığımda bebek cesetleri gözümün önüne geliyor."
Kızılhaç'a eleştiri Daher, sözlerine şöyle devam etti: "Başlangıçta neredeysek yine aynı noktadayız. Olan sivillere oldu, yüzlerce sivil öldü, binlercesi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Savaş başladı mı derseniz? Bana göre henüz başlamadı. Asıl savaş bu bombalamalar bitince, insanlar yeniden evlerine dönmeye başladıklarında yaşanacak." Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç'ın da yetersiz kaldığını belirten Sivil Savunma Görevlisi, şöyle konuştu: "Ama onları suçlamıyorum. Karşılarında İsrail gibi tüm dünyada lobisi olan büyük bir güç var. Karşılarındaki güç, normal bir devlet değil, İsrail. Örneğin Magrup diye bir küçük kasabada bir haftadır kurtarılmayı bekleyen 3 çocuklu 5 kişilik bir aile var. Kızılhaç'a bildirmemize rağmen, İsrail'den sivillerin bölgeden çıkarılabilmesi için gerekli izin alınamıyor. Onlarında sözü geçmiyor. Bizimse elimiz kolumuz bağlı, çünkü yollar bombalanmış durumda. Oraya ulaşmak için iş makinelerinin çalışması gerekli. İş makineleri de hava saldırılarında öncelikli hedef oluyor."
Evrensel'i Takip Et