10 Ağustos 2006 21:00

'Hükümet çaresizlik içinde'

İsrail'in 'askerlerinin kaçırıldığı' gerekçesiyle önce Filistin'e ardından da Lübnan'a gerçekleştirdiği saldırılar bir ayı geçti. İsrail'in kara harekatıyla da genişlettiği saldırılarda ölü bilançosu her geçen gün artarken Türkiye de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler'e dahil ülkeler ateşkes de dahil olmak üzere hiçbiri olumlu adım atılması için girişimde bile bulunmuyor. Üstelik, ABD'nin Ortadoğu'daki askeri birliklerine silah sevkiyatı için kullandığı NATO İncirlik Üssü'nden üç gün önce başlayan mühhimmat sevkıyatı ve 'İsrail'in bombalarının' temin edildiğine dair haberler konusunda da hükümet çevrelerinden hiçbir açıklama gelmedi. Uluslarası camiada ve Türkiye'de, Ortadoğu'da ABD'nin yayılmacı politikasını İsrail aracılığıyla daha da genişleteceği konuşuladursun, Filistin ve Lübnan'a yönelik saldırıların daha ilk günlerinde gazetemize yaptığı açıklamada 'Lübnan'ın Türkiye'den çok şey beklediğini' dile getiren BBC Lübnan muhabiri Hüsnü Mahalli ile gelişmeler üzerine görüştük.

'BM ve İKÖ ABD kontrolünde' "Ortadoğu'da, ABD-İngiltere ve İsrail tarafından hiçbir şeyin amatörce yapılmayacağını" ve "önce Afganistan, ardından Irak ve şimdi de Filistin ve Lübnan'a yönelik saldırıların bir projenin parçaları olduğunu" dile getiren Hüsnü Mahalli, saldırıların Suriye ve İran'a hatta Türkiye'ye kadar genişletileceğini söyledi. İsrail'in Hariri suikastıyla gerçekleştiremediği saldırı planını, şimdi 'askerlerinin kaçırıldığı' gerekçesiyle ortaya koyduğunu vurgulayan Mahalli, bir yandan da İsrail'in Lübnan'daki saldırılarında her gün 15-20 askerini kaybettiğini ve bunlara rağmen yenilgiyi asla kabul etmeyeceğini kaydetti. Saldırının başından bu yana İsrail'i kınamaktan kaçınan BM ile iligili değerlendirme de yapan Hüsnü Mahalli, BM'nin hiçbir işlevinin olmadığını dile getirerek, eskiden Sovyetlerin de baskısıyla bir tavır sergileyebildiğini ama şimdi tamamıyla İsrail'in güdümünde kararlar aldığını söyledi. Mahalli, Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta katıldığı İslam Konferansı'nda alınan '7 Maddelik Barış Planı'na da değinerek ne Araplardan ne de İslam ülkelerinde hareketlenme olmadığına dikkat çekti. Bu durumu İslam ülkelerinin 'ABD kontrolünde' olmasına bağlayan Mahalli, Irak'ta ölü sayısı gittikçe artarken ve Filistin'de de İsrail saldırıları sürerken bunların haberlerde yer almadığını da vurguladı.

'AKP İsrail'e göre düşman' İncirlik'ten ABD askeri mühimmatının Güney Kıbrıs'a oradan da İsrail'e kaydırılacağı haberleri üzerine sorduğumuz soruya ise Mahalli, "Türkiye çaresizlik içinde" yanıtını verdi. İsrail'de yayımlanan gazete haberlerinde AKP Hükümeti konusunda 'olumsuz' bir çok haberin yer aldığına vurgu yapan Mahalli, AKP Hükümeti'nin gelişmeleri ve İsrail'in tutumunu değerlendiremeyecek durumda olduğunu ve 'sadece orantısız güç kullanılıyor' şeklindeki açıklamalarla yetindiğini dile getirdi. AKP'nin İsrail tarfından düşman olarak algılandığını öne süren Mahalli, İsrail ve ABD'nin Türkiye gibi müttefiklerine asla dürüstçe davranmadığını ifade etti.


Beyrut'tan kaçışlar sürüyor İsrail'in Lübnan'a saldırılarının başlamasının ardından bölgede yaşayan 55'i Türk 61 kişi Yayladağı Sınır Kapısı'ndan yurda giriş yaptı. Lübnan'daki savaş ortamından bir an önce kurtulmak isteyen, çoğunluğu Türk vatandaşı bir grup Türkiye'ye giriş yaptı. Lübnan'ın Başkenti Beyrut'ta bulunun Türk Konsolosluğu'na giderek yardım isteyen grup, büyükelçiliğin koordine ettiği otobüsle yola çıktı. Önceki gün saat 19.30 sıralarında Yayladağı Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapan grupta, 55 Türk, 4 Lüblanlı, 1 Etiyopyalı ve 1 Filipinli vatandaş bulunuyor. Öte yandan Alman ve Fransız vatandaşlar da Yayladağı Sınır Kapısı'nı kullanarak İstanbul üzerinden ülkelerine gidiyor. Kafilede bulananlardan Amira Duran (25), yıllar önce çalışmak için memleketleri Mardin'den Lübnan'a gittiklerini söyledi. Beyrut'ta hayatın durma noktasına geldiğini belirten Duran, "Her tarafa bomba yağıyordu. Herkes sığınacak bir yer arıyor. Bodrum katı olan binalar tıklım tıklım doluyor. İnsanlar tedirgin. Cenazelerin gömülmesine bile fırsat vermiyor. Dünyaya gözlerini yeni açmış bebekler bile öldürülüyor. Bu kadar masum vatandaşın ne suçu var. Bütün dünya buna nasıl seyirci kalır?" şeklinde konuştu. Savaştan kaçan Fatma Eren, canlarını zor kurtardıklarını belirterek yeni doğan bebeğiyle birlikte Türkiye'ye geldi.


İncirlik'ten 'bomba' sevkıyatı Adana'nın Yüreğir ilçesinde bulunan İncirlik Hava Üssü'nden TIR'larla, Mersin'in Silifke ilçesine bağlı Taşucu beldesinde NATO finansmanıyla yaptırılan limana askeri malzeme sevkıyatına devam ediliyor. Üç gündür süren sevkiyat boyunca her gün konteyner yüklü 15 TIR İncirlik'ten Taşucu'na hareket ediyor. Dün de, ABD askerlerinin gözetiminde ve özel harekat timlerinin eşliğinde, sabah saatlerinde, İncirlik beldesindeki hava üssünden çıkış yapan 15 TIR'dan oluşan konvoy, Taşucu'ndaki limana giriş yaptı. TIR'lara yüklü, içinde askeri malzeme bulunan konteynerlerin üzerlerinde "USAF" (United States Air Force-Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri) ile "Explosives" (patlayıcı madde) yazısı bulunduğu görüldü. İncirlik Hava Üssü'ndeki ABD'li yetkililer, Taşucu'ndaki limana götürülen malzemelerin, "rutin envanter" olduğunu savunurken, Limana yanaşan ABD askeri gemilerinin konteynerleri ABD ve Fransa tarafından kulanılmaya başlanan Güney Kıbrıs'taki BAF hava Üssü'ne götürdükleri öne sürülmüştü.

Evrensel'i Takip Et