2 Ağustos 2006 21:00

Baalbek'e büyük taaruz

İsrail Güvenlik Konseyi'nin kara harekatının genişletileceğini açıklamasının ardından İsrail işgal ordusu, Bekaa Vadisi'ndeki Hizbullah'ın güçlü olduğu bölgelerden Baalbek'te büyük bir operasyon başlattı. Lübnan'a yönelik 3 haftalık saldırılarında, 828 kişinin ölümüne ve 3 bin 200 kişinin de yaralanmasına neden olan İsrail hava kuvvetlerinin, saldırının ilk saatlerinde bölge üzerinde benzeri görülmemiş düzeyde yoğun bir hareketlilik içerisinde oldukları belirtilirken, dün sabah erken saatlerde bölgeye en az 10 bombardıman düzenlendi. İsrail ordusu ayrıca, Lübnan sınırından 20 km. içerideki 10 köyün boşaltılmasını istedi.

18 Lübnanlı öldü Baalbek'teki operasyonda, 4'ü çocuk 18 Lübnanlının öldüğünü bildiren haber kaynakları, Cemaliye köyünde, 5'i evlerinin yıkılması sonucu 12 sivilin, Saat köyünde de aynı aileden 5 kişinin yaşamlarını yitirdiği belirtildi. Hermel'de de bir sürücünün hayatını kaybettiği belirtilirken, saldırıda ölenlerden birinin Suriye vatandaşı olduğu söylendi. Bu arada, Güney Lübnan'ın Sayda kentininde düzenlenen hava taarruzunda yerle bir olan bir evde bir anne ile iki kızı öldü.

Şiddetli çatışmalar Öte yandan Baalbek'teki Hizbullah'a ait boşaltılmış El Hikme Hastahanesi'ne indirme yapan İsrail askerleriyle Hizbullah gerillaları arasında şiddetli çatışmalar çıktığı bildirildi. İsrail ordu sözcüsü, 4 saat süren çatışmalar sırasında, 5 Hizbullah militanını yakalandığını, 10'unun öldürüldüğünü iddia ederken, Hizbullah, militanların bu haberi kesin bir dille yalanladı. Baalbek'teki operasyona karşılık Lübnan'ın güneyinde ise, İsrail askerleriyle Hizbullah militanları arasında çıkan çatışmalarda, 3 işgal askeri öldü. Ayta Aş Şab köyünde bulunan İsrail askerlerinin bulunduğu eve tanksavar füzesinin isabet etmesinin ardından çıkan çatışmalarda 25 askerin de yaralandığını belirtildi. İsrail'in kuzeyindeki yerleşim birimlerine füze saldırıları yapan Hizbullah, dün ilk kez sınırın 70 km. ötesine füze fırlattı. Hayfa'nın kuzeyindeki Akko'dan Nahariye'ye, Tiberya'dan Kiryat Şimone'ye kadar kuzey bölgelerine 70'ten fazla füze atan Hizbullah, ilk belirlemelere göre 8 kişinin yaralanmasına neden oldu. Kuzeydeki sınır kasabası Zarit yakınına düşen Hizbullah füzeleri ise, 5 işgal askerinin yaralanmasına neden oldu. Hizbullah dünkü saldırılarında ayrıca, Lübnan sınırını Adayse köyünden geçen 2 İsrail tankını imha etti.

AB'den ateşkes çağrısı yok Diğer yandan AB Dönem Başkanı Finlandiya'nın çağrısı üzerine İsrail'in Filistin ve Lübnan saldırısını görüşmek için olağanüstü toplanan AB dışişleri bakanları da, acil ateşkes çağrısında bulunamadı. Diplomatik kaynaklar, Finlandiya tarafından hazırlanan taslak belgede yer alan "acil ateşkes" çağrısının, İngiltere, Almanya, Çek Cumhuriyeti ve Danimarka'nın itirazı üzerine tasarından çıkartıldığını belirtti. Dışişleri bakanlarının uzlaşma sağladığı belgede, "Lübnanlı ve İsrailli sivillerin şiddete maruz kalmasından ve hayatlarını kaybetmesinden büyük endişe duyulduğu" belirtilerek, insani altyapının yıkılması, halkın göç etmek zorunda bırakılması eleştirildi. İsrail'in Kana saldırısının ve Hizbullah'ın roket saldırılarının kınandığı belgede, BM personelinin İsrail tarafından öldürülmesi için "kabul edilemez" denildi.

Çokuluslu güç toplantısı Bu arada Güney Lübnan'da kurulması düşünülen yeni çokuluslu istikrar gücüne katkıda bulunmak isteyen BM üyesi ülkeler, bugün bir araya gelecek. Toplantının, daha ziyade teknik düzeyde bir ön hazırlık niteliğinde olacağı bildirildi. Söz konusu toplantıyı "teknik ve ön hazırlık toplantısı" diye tanımlayan BM Medya Bölümü Başkanı Fawzi Ahmad, güce katkıda bulunmak isteyen devletlerin, istikrar gücünü belirleyecek teknik konuları tartışacaklarını belirtti. Lübnan'da kurulması düşünülen yeni gücün, "BM barış gücü mü yoksa çokuluslu bir güç mü" olacağını soran gazeteciye, Ahmad, "BM'nin bu konuda bir tercihi yok ve bu konu tartışılıyor. Ama bildiğiniz gibi iki güç birbirinden farklı" diye konuştu. Yeni çokuluslu askeri güce katkıda bulunmak isteyen BM üyesi ülkeleri bir araya getirecek toplantıyı, Lübnan'da siyasi bir anlaşmaya dayalı ateşkes sağlanması koşuluyla uluslararası gücün gönderilmesinden yana olan Fransa'nın boykot edeceği bildirildi.

ABD: Ateşkes gündemde değil Bu arada, Beyaz Saray, Lübnan'da acil ateşkesin gündemde olmadığını bildirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Tony Snow, acil ateşkesin henüz gündemde görünmediğini belirtti. Snow, Fransa'nın ateşkes çağrısı yapan karar tasarısına ilişkinse tasarının, Lübnan ve İsrail ilişkilerinin gerekliliği de dahil olmak üzere ABD'nin desteklediği birçok noktayı içerdiğini söyledi.


Türkiye'ye yine övgü Washington'u ziyaret etmekte olan İsrail Başbakan Yardımcısı Şimon Peres, İsrail'in Türkiye'ye büyük saygısının olduğunu söyledi. "Washington Institute" adlı düşünce kuruluşunda konuşma yapan Peres'e, İsrail bombardımanı altında olan Güney Lübnan'da uluslararası askeri güç konuşlandırılması durumunda, Türkiye'nin olası asker katkısına İsrail'in nasıl bakacağı soruldu. Bu soruya Peres, "Türkiye ve başbakanı, Ortadoğu'daki çatışmaların sona erdirilmesi için yollar bulunması yönünde çok samimi çabalar gösteriyor" dedi. Zaman zaman görüş farklılıkları yaşansa da Türkiye'yi çok takdir ettiklerini söyleyen Peres, önceki gün New York'ta yaptığı konuşmada da Türkiye'yi ve Başbakan'ı övmüştü.


Genç Filistinli katledildi İsrail'in, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları bir ayı geçerken, Gazze'nin kuzeyinde bir İsrail uçağının füze saldırısında 14 yaşında bir Filistinli öldü. Beyt Lahiya'nın dışındaki saldırıda 4 kişi de yaralandı. Öte yandan Filistin lideri Mahmud Abbas, Lübnan'da ve Filistin topraklarında acil ateşkes çağrısı yaptı. Ürdün'ü ziyaret eden Abbas, Arap liderlerle yaptığı görüşmelerden sonra Filistinli ve Lübnanlıların İsrail'in altyapının bombalanması ve sivillerin öldürülmesini içeren barbarca saldırılarına karşı çıktığını söyledi. Abbas, görüşmelerde Lübnan'da ve Filistin topraklarında acil ateşkes çağrısının yinelendiğini belirtti.


Blair: Yenilenmeye ihtiyaç var ABD'yi ziyaret eden İngiltere Başbakanı Tony Blair, Batı'nın "Ortadoğu'da aşırılık yanlılarına nasıl karşı gelineceği konusundaki stratejisini yenilemeye ihtiyacı olduğunu" söyledi. Hizbullah'ın, Arap ve Müslüman kamuoyunu, Batı'nın karşısına almak ve misillemeyi kışkırtmak için İsrail'e saldırdığını iddia eden Blair, bölgeye kalıcı barışı getirecek bir çözüm konusunda "umutlu" olduğunu kaydetti. "Bizleri tehdit edenleri yenmek için kendimizi, stratejimizin tam bir yenilenmesine adamalıyız" diyen Tony Blair, "Aşırılık yanlılarını yenmek için Müslüman, Yahudi ve Hristiyan, Arap ve Batılı, zengin ve gelişmekte olan ülkelerin birlikte barış ve uyum içinde gelişebileceği farklı bir geleceği tasvir eden ılımlılık ittifakına ihtiyacımız var" diye konuştu. Blair, uluslararası toplumun, İsrail ve Hizbullah gerillaları arasındaki çatışmaları durdurmak için yapabileceği her şeyi yapmaya devam etmesi gerektiğini de belirtti.


Psikolojik savaş Güney Lübnan'ı yerle bir eden İsrail, dün Hizbullah'a ait televizyon ve radyo yayınlarına girerek, Hizbullah'ın kayıpları konusunda çeşitli iddialarda bulundu. Hizbullah'ın televizyonu El Manar'ın yayınına akşam haberlerinde müdahale eden İsrail işgal ordusu, birkaç dakikalık yayında, Hizbullah gerillalarına ait olduğunu iddia ettiği ceset resimleri gösterdi ve Hizbullah liderleri Seyid Hasan Nasrallah'ı yalan söylemekle suçladı. El Manar'ın haber programında yayınını ele geçiren İsrail, sırtüstü yere uzanmış, üzerinde fişeklikleri ve Amerikan ordusundakine benzer bir kamuflaj pantolonu bulunan bir ceset göstererek, Arapça, "Bu, Hizbullah'ın özel birliklerinin bir mensubunun cesedinin fotoğrafı" yazısını yayınladı. Daha sonra, "Nasrallah yalan söylüyor; kayıplarını saklayan biz değiliz" iddiasını geçiren İsrail, bundan sonra Nasrallah'ın bir fotoğrafıyla, "Hizbullah üyesi dikkat, yalan söylüyor!" yazısını yayınladı. İsrail ayrıca FM radyolarının yayınlarına da girerek, düzenli tekrarlanan ve iki dakika süren, "Nasrallah yalan söylüyor. Vatansever marşları dinlemeyi bir anlığına bırakın, düşünün ve ayaklarınızı yere basın" şeklindeki bandı yayınladı. İsrail'in ayrıca, benzer iddialar taşıyan kısa mesajları, Lübnan'daki cep telefonlarına da gönderdiği belirtildi.


'Evlerimiz mültecilere açık'

Roza Çiğdem Erdoğan Mutlu Şahin* Lübnan Ortodoks Ermeni Halifesi, tüm Hristiyanların evlerinin kapısının, Güney Lübnanlı mültecilere açık olduğunu belirtti. "Direniş, Lübnan için sadece bir hak değil; aynı zamanda bir gerekliliktir" diyen Lübnan Ortodoks Ermeni Halifesi El-Matran Keygam Hatceryan, Mehrnews Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini söyledi. İsrail'i kınayan Hatceryan, "Lübnanlı masum sivil halkı katledip, mülteci durumuna düşürmek, hiçbir uluslararası yasayla izah edilemez" diye konuştu. Vatanı işgal edilen her halkın direnmeye hakkı olduğunu ifade eden Hatceryan, "Biz de, direnişi Lübnan halkı için sadece bir hak değil, bir vazife olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Saldırı hepimize Lübnan'da farklı etnik ve dini grupların bulunduğuna da değinen Ortodoks Ermeni Halifesi Hatceryan, "Ülkemizdeki herhangi bir topluluğa saldırılmışsa bu, ülkedeki tüm topluluklara yapılmış bir saldırıdır. Biz, Lübnan'da bir aile gibiyiz ve birlik olmalıyız" diye konuştu. Hatceyan, İsrail saldırılarından dolayı kendi ülkelerinde mülteci durumuna düşen Lübnan halkı ile ilgili olaraksa, "Hristiyan ailelerin evlerinin kapısı, tüm mültecilere açıktır. Bombardımanların durmasından sonra, sağ salim evlerine dönmeleri için çalışıyoruz" dedi. Lübnan'da derhal ateşkes ilan edilmesi gerektiğini işaret eden Hatceryan, Hizbullah lideri Seyid Hasan Nasrallah için de, "Nasrallah, akıl ve hikmetle hareket eden bilge ve vatansever bir liderdir" ifadelerini kullandı. (*) Şeyh Bedreddin Film Kolektifi [email protected]

Evrensel'i Takip Et