28 Temmuz 2006 22:00
Ford Otosan Kocaeli Fabrikası, Ford tarafından yapılan denetimlerde, Avrupa Ford fabrikaları arasında "en iyi araç üretim fabrikası" olarak seçildi. Otomobil pazarının yüzde 17'sini elinde tutan bu otomotiv devi, sektöründe lider olarak yoluna devam ediyor. 1.6 milyon metrekarelik açık alan üzerine inşa edilen görkemli binasıyla, binlerce işsizin hayallerini süsleyen Ford Otosan, işçiler için ise "Ford'a bir giren pişman bir de girmeyen" dedirtiyor. Çünkü milyarlarca dolarlık gelire karşın işçilere uzun çalışma süreleri, ağır çalışma koşulları ve asgari ücret reva görülüyor. Fabrikada örgütlü Türk Metal ise işçilerin isteklerine yanıt vermiyor.

'Ford işçisine kız vermiyorlar!' Ford Otosan'ın 'Aramızda' dergisinde yer alan 2005 yılı 'Ford Otosan İş Tatmini Anketi'ne göre işçilerin yüzde 69'u ücretinden memnun değil. Gerçek memnuniyetsizlik oranı ise çok daha yüksek. Çünkü Ford'a yeni giren bir işçi asgari ücret ile işe başlıyor. 3 yıllık bir işçi ise ikramiye ve sosyal haklarla birlikte ancak 500-600 YTL ücret alıyor. Ev kirasının İzmit genelinde ortalama 300-350 YTL olduğu düşünüldüğünde, bu paranın yetmediği ortada. Bir Ford işçisi durumu "Ford'da çalışanlara kız vermiyorlar" sözüyle anlatıyor. Bin bir umutla Ford'a çalışmaya gelen gurbetçi bir işçi ise şunları anlatıyor: "En az ücret veren otomobil fabrikası Ford. Bir de Avrupa'nın bir numarası olmakla övünüyor. Kendimiz geçinemiyoruz ki, para biriktirelim."

İşçi canından beziyor Ford Otosan'daki hızlı iş temposu ve ağır çalışma koşulları, işçileri canından bezdiriyor. Bant sistemiyle üretim yapılan Ford'da, işçiler bu çalışma sistemini "robotlaşma" olarak tanımlıyor ve ekliyorlar: "Ford'un felsefesi, bandın hızını artırıp, daha çok mal üretmek ve daha çok kâr etmek." İşçiler, aynı hareketi giderek daha hızlı bir tempoyla yapıyorlar. Bu hız öyle bir yere vardı ki artık 1,7 dakikada bir otomobil üretiliyor. Başka bir Ford işçisi bu durumu şöyle anlatıyor: "Bant sistemi, eskiden köleler için yapılmış. Zaten bizlerin de bir köleden hiç farkı yok." Geçen yıl bir araç 1,8 dakika yapılıyormuş. İşçiler önümüzdeki yıl ise bu rakamın 1,5'e düşürülmek istendiğini anlatıyor. Ford işçisi "Belden rahatsızlanan, kol lifleri kopan, kaşı patlayan ve çeşitli iş kazaları geçiren arkadaşlarımız var. Adam kalmadı. Arkadaşlarımızın canı çıkıyor" dedi. Başka bir Ford işçisi de "İş ağır, işçinin ise değeri yok" dedi. Ağır çalışma şartları artık çevreden de biliniyor. Her ay 28-30 işçi işi bırakırken, bu rakam 60'ın üzerine çıktı. Ford eskisi gibi işçi bulamadığı için meslek lisesi, sınav ve yaş gibi şartları da kaldırdı.

10 dakika uyku İşçinin normalde 1 satte yapması gereken iş bu fabrikada yarım saatte yaptırılıyor. Bir işçi mesai bitimini şöyle anlatıyor: "Ford işçisi ölü gibidir. Servisle on dakikalık yolda uyuyakalıyoruz. Eve gidince yemek yeriz, yemekten sonra ise televizyon karşısında uyuya kalırız. Sabah yeniden fabrikaya. Bir gün değil, iki gün değil yıllarca sürer bu durum. 8 saat sürekli ayakta çalışan işçilere yarım saat yemek, 10'ar dakikalık iki çay molası veriliyor. Ve koşuşturmaca bu molada da sürüyor. Ford işçisi molaların nasıl geçtiğini anlatıyor: "Yemekhane fabrikadan 10 dakika uzaklıkta. Koşturarak yemekhane kuyruğuna giriyorum, orada da 5-10 dakika bekliyorum. Yemeği aceleyle mideye indirip tekrar banda. Bir sigara içebilirsem benden mutlusu yok. Banda bir dakika geç kalınca azar işitiyorum."

Bel fıtığı, ağrı... Sürekli aynı işin yapılması, rotasyon yapılmadığı için işçinin vücudunun belli bir bölümünün sürekli çalışırken, diğer bölümünün sürekli durması bel fıtığı, boyun ağrıları, bedenin bir kısmının sürekli ağrıması gibi kalıcı rahatsızlıklara da yol açıyor. Ford işçileri, işçilerin yüzde 90'ında meslek hastalığı bulunduğunu söylüyor. Hastaneye gitmek isteyen, "Neden, niçin" gibi sorularla yıldırıldığı, istirahat alanların evlerine kadar gidilip kontrol edildiği için pek çok işçi buna cesaret edemiyor. Ama buna rağmen bir hafta içinde 8 işçi bel fıtığı teşhisiyle hastaneye kaldırıldı.

Sadece iş Bu kadar yoğun tempo ve düşük ücret, işçilerin sosyal yaşantısını da tamamen bitme noktasına getirmiş. "Kocaeli bir işçi için pahalı bir kent. Zaman da yok, para da yok. Ben zaten yorgunluktan bitmiş oluyorum. Uyuyacak mıyım, gezecek miyim?" diye soran işçiler monotonlaşan hayatlarını şöyle özetliyorlar: "Her şey iş oluyor. Sosyal hayat sıfır, aile, arkadaşlar, eşim, dostum her şey sıfır; sadece iş var."


ÇALIŞMA KOŞULLARI AĞIR İşyerinde çalışma koşullarının çok ağır olduğunu söyleyen Türk Metal Gölcük Şube Başkanı Yücel Yücel, buna karşın meslek hastalığı düzeyine ilerlemiş bir rahatsızlığın olmadığını ileri sürdü. Yücel, "6 ayda bir check-up yapılıyor. İşyerinde dört doktor var. İşçinin sağlık sorunu varsa, heyet raporuyla belgeliyorsa yer değişimi yapılıyor. Ancak işçiler çevrelerinden kopmamak için bu değişimi kabul etmeyebiliyor. Yerlerini beğenmeyen işçi, tazminatıyla işten ayrılabiliyor" dedi. TİS ile ilgili genel merkez yöneticileriyle görüşme yaptıklarını aktaran Yücel, özellikle yeni işçilerin yüzde 20-60 arasında zam beklediğini dile getirerek "Genellikle 120-130 TL'lik zam yeterli görülüyor" dedi. Yücel, Ford'da işçi ücretlerinin MESS ortalamasının altında olduğunu kaydetti. İşten ayrılanların sayısının neden arttığını sorduğumuz Yücel, şu yanıtı verdi: "Şu anda TÜPRAŞ ve PETKİM'deki işçi alımından dolayı işten çıkmak isteyen arkadaşlarımız var."


İŞÇİ EK ZAM BEKLİYOR MESS ile metal iş kolundaki sendikalar arasında imzalanacak grup toplu iş sözleşmesi öncesinde Ford işçileri endişeli. İşçiler MESS ile yapılacak sözleşmenin dışında Ford için ücretlerde ek iyileştirme bekliyor. Şu anda Ford işçilerine verilen ücret, asgari ücretin biraz üstü. Görüşlerini aldığımız bir Ford işçisi, 10-15 TL'lik komik zamların, kendileri için yeterli olmayacağını belirterek "Zaten enflasyon oranında zammı MESS kendiliğinden veriyor. Ford'daki ücretler çok düşük. Bizi enflasyon oranı kurtarmaz. Zaten açıklanan enflasyonla gerçek enflasyon farklı. Kazık atıyorlar. Son iki ayda paranın değeri düştü. Bizim ücretler yüzde 20 eridi. Biz en az yüzde 25 zam bekliyoruz. Bu da ancak 100-150 TL yapar" dedi. İşçiler çalışma koşulları, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında da çözüm bekliyor. Bel fıtığı olanların sayısının arttığını anlatan İşçiler, "Para kadar sağlık da önemli. Bize bekleyin düzelecek diyorlar. Hiçbir şey düzelmedi. Kaç kişi daha sakatlansın" diyorlar. Sözleşme öncesi, vardiya çıkışı Türk Metal İş Gölcük Şubesi'nin salonunda 50-60 işçinin katıldığı toplantılar yapılıyor. İşçiler, işyerinde yaşadıkları sorunlarını ve sözleşmeden beklentilerini anlatıyor. İşçiler daha fazla dayanamayacaklarını belirterek, gerekirse greve çıkılmasını istediklerini söylüyorlar. Ancak toplusözleşmeden ve sendikalarından çok da umutlu değiller. İşçiler, başarının ancak işçilerin birleşmesiyle sağlanabileceğini söylediler.


REKABET BÖLÜYOR Fabrikada işçiler açısından bu kötü koşulların sürmesinin nedeni ise işçileri birbirine düşüren rekabetin kışkırtılması. Fabrikada iki tür rekabet var. İlk olarak vardiyalar arasında rekabet yaratılıyor. Çıkan mal sayısı eğer diğerlerinden az olursa kimi zaman mesai saati uzatılıyor. Bu yarışın üretilmesi gereken mal sayısını artırmak dışında işçiye bir katkısı yok. Bir diğer rekabet ise ücretler arasındaki farklılıkla yaratılıyor. Küçük de olsa bu farklarla birbirlerinin yerinde gözü olan işçiler yaratılarak güvensizlik ortamı yaratılıyor. Toplam Kalite Yönetimi çerçevesinde uygulanan "iç müşteri-dış müşteri" uygulaması, güvensizliği daha da artırıyor. Bu yöntemle hatasız üretim yapılması isteniyor, işçi birbirinin hatasını buluyor, birbirini denetliyor. Hatta gerekirse şikayet ediyor. İşçiler bu uygulamalar karşısında sessizliğini koruyan Türk Metal'e ise tepkili.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İşçiye, düşman hukuku

İşçiye, düşman hukuku

Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor: Besleme basın devreye sokuldu, valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltılarla gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca ‘suç icadı’yla BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Adalet bakanı, "Kimileri ‘Bize soruşturma açın’ dercesine ortalıkta dolaşıyor" demişti. BİRTEK-SEN genel başkanının tutuklanmasından sonra siyasetçiler, gazeteciler ve sanatçılar şafak operasyonu ile gözaltına alındı

Evrensel'i Takip Et