27 Temmuz 2006 21:00

Tekellerin Avrupası'na hayır!

Evrensel: 'Nei til EU, AB'ye Hayır' hareketiyle ilgili bilgi verebilir misiniz? Kristine Mollø-Christensen: Nei til EU, Norveç'te AB'ye karşı ikinci referandum hazırlığının başladığı 1990 yılında kuruldu. Halk ilk kez 1972'de "AB'ye hayır" demişti. Burjuvazi bunu hazmedemedi ve yeniden referandum yapmak için hazırlığa başladı. Nei til EU kurulduktan sonra, AB'ye karşı olan kişi, örgüt ve kuruluşlar bir cephede toplandı. Bunlar arasında balıkçılar, tarım üreticileri, kadın örgütleri, sendikalar, çevre, gençlik örgütleri ve partiler yer alıyordu. 1994 yılındaki kampanya sürecinde Nei till EU'nun 145 bin üyesi vardı. Norveç'in nüfusunun 4.5 milyon olduğu göz önüne alınırsa bunun büyük bir sayı olduğu görülür. Şimdilerde üye sayısı 25 bin civarında. Bu sayıyla Nei till EU, sendikalardan sonra en büyük kitle örgütü durumunda. En küçük yerleşim biriminde bile örgütlüyüz. Nei till EU'nun örgütlenme biçiminden söz eder misiniz? 1994'teki örgütlenme modelini sürdürüyoruz. En ufak yerleşim birimlerinde oluşturulan konseyler, tüm üyelere açık olan yıllık kongrelerinde çalışma planlarını belirliyorlar. Bunların üstünde değişik küçük yerleşim birimlerinin toplandığı il konseyleri var. Bunlar da her yıl üyeleriyle biraraya gelerek programı belirliyorlar. Norveç'te 19 bölge var. Buralarda bölgesel konseyler oluşturuldu. Bir de Merkezi Konsey bulunuyor. Merkezi Konsey'de en önemli kararlar alınıyor. Bu nedenle merkezi konsey, her il konseyinden biri erkek biri kadın iki delegeyle oluşturuluyor. Farklı grupları temsil eden, farklı eğitim düzeylerine sahip kişileri örgütleyen örgütlerden de delegeler, konseyde yer alıyor. Örgütlenmenin tüm aşamalarındaki konseylerde kadınların oranı yüzde 40 olmak zorunda. Merkezi Konsey; coğrafi durum, sosyal tabaka, farklı politik akım veya hiçbir örgüte mensup olmayanlar dikkate alınarak oluşturuluyor. Başka örgütlerle çalışıyor musunuz? Uluslararası bir örgütlenme ağının içinde misiniz? Evet. Birçok örgütle, başta sendikalar olmak üzere neoliberal politikalara karşı olan hemen hemen tüm örgütlerle birlikte çalışıyoruz. Refah toplumunun yok edilmesine, özelleştirmeye karşı olan örgütlerle beraber mücadele ediyoruz. Uluslararası düzeyde TEAM adındaki bir ağın içinde aktifiz. TEAM, 23 Avrupa ülkesinde bulunan, AB'ye eleştirel bakan 57 örgütün oluşturduğu bir ilişki ağı. İçinde sağdan, ortadan, soldan, Yeşiller'e kadar AB'nin içinde bulunduğu duruma karşı çıkan politik grup, örgüt ve partiler yer alıyor. Hedef Avrupa'nın demokratikleştirilmesi. TEAM; ırkçılığa karşı çalışmayı öne çıkararak, sağ gruplarla arasına sınır koyuyor. TEAM, şimdi çalışmasını AB'nin doğuya genişlemesine yöneltti. Bu ülkelerdeki AB karşıtı hareketleri destekliyor. Avrupa'nın kuzeyindeki halklar genelde AB'ye karşı çıkıyorlar. Bunun nedeni ne? İskandinav ülkelerinde kadınlar, yaşlıların ve çocukların refah içinde yaşaması için epey mücadele etti. Kadınların çoğu kamuda çalışıyor. AB ve pazarın liberalleştirilmesi, kadın haklarına ve kamu sektörüne yönelik ağır bir saldırı. Bu AB'ye karşı olmanın nedenlerinden biri. Ama birçok neden daha var. Norveç'in çok genç bir ülke olması, 100 yıldan beri İsveç'ten bağımsız olunması, en azından belli bir grup için AB'ye karşı çıkma nedeni. Başka bir neden de İskandinav ülkelerinin sosyal devlete alışmış olmaları. Halkın İskandinav Modeli diye bilinen modelden vazgeçmek istememesi. Her ne kadar bu model son 20 yılda sosyal demokratlar tarafından adım adım tasfiye edildiyse de AB, pazarın liberalleştirilmesi anlamına geliyor ve bu nedenle istenmiyor. Dördüncü neden İskandinav ülkelerinin kendi aralarındaki işbirliğini daha öne çıkarmaları. Bu ülkeler kendilerini zaten Avrupa'nın dışında görüyorlar. Son olarak da Avrupa Birliği'ne karşı hareketlerde sol rüzgarın egemen olması. Bütün enerjimizle tekellerin Avrupası'na karşı mücadele etmeliyiz. Tekellerin Avrupası militarizmin artması, işçi haklarının, demokratik hakların ve refahın azalması anlamına gelir. İşçilerin ve halkın zararınadır. Bu nedenle Avrupa'nın bütün ilerici güçleri ortak mücadele etmeliler. Antiliberal, antiemperyalist bir platformda Danimarka, Fransa, Norveç gibi farklı ülkeler biraraya gelmeli. Türkiye halklarına, Kürt ve Türk emekçilerine AB ile cennet bahçesi vaat edildiğini biliyorum. Bu, tamamıyla sermayenin yalanı ve bir hilesi. Neyse ki Evrensel gibi gazeteler Türkiye işçi ve emekçilerini nelerle karşılacağı konusunda bilgilendiriyor. Türkiyeli AB karşıtlarına da mücadelelerinde başarılar diliyorum.

Evrensel'i Takip Et