23 Haziran 2006 21:00

İşkenceye suç duyurusu

İzmir'in Bornova ilçesine bağlı Altındağ semtinde saatçilik yapan Şevki Kaytan, polisler tarafından kötü muameleye maruz kaldığı gerekçesi ile suç duyurusunda bulunarak, İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi'ne başvurdu. Bornova'ya bağlı Altındağ semtinde saatçilik yapan Şevki Kaytan (46), 19 Haziran günü Altındağ Karakolu'nda görevli 3 resmi polis memuru tarafından işkenceye maruz kaldığını iddia etti. Kaytan, kardeşi Ali Kaytan'ın eşinden ayrıldığını ve çocuklarının da eşinde kaldığını ancak ayda bir görüşme hakkının bulunduğunu belirterek, yaşananları söyle anlattı: "Kardeşim aradan bir ay geçmesine rağmen çocuklarıyla görüşememişti. 19 Haziran günü 4 yaşındaki oğlu evden kaçıp kardeşimin yanına geliyor. Daha sonra eşi polise haber veriyor. Polisler olay günü geldiğinde ben dükkanımın önünde oturmuş arkadaşlarımla çay içiyordum. Bu sırada kardeşimi sordular. Yan tarafta da pideci dükkanımız vardı. Oraya bir sorun dedim. Orada da kardeşim Mahmut, Ali'nin yukarıda olduğunu söylüyor. Dükkanın üst katında bulunan evimize çıkan polislerle kardeşim Ali arasında tartışma başladı. Sesler bize kadar geldi. Ben de yukarı çıktığımda kardeşimi ve polisleri sakinleştirmeye çalışıyordum. Bu sırada polisin biri bana copla vurdu." Epilepsi hastası olan ve raporları bulunan Kaytan, polisin kendisine vurmasından sonra dükkanına inerek raporlarını polislere göstermek istediğini, ancak 2 polisin peşinden gelerek raporlarını göstermesine izin vermeden kendisine coplarla vurmaya başladığını ifade etti.

'Karakol önünde de dövdüler' Kaytan, daha sonra kardeşleri Ali ve Mahmut ile birlikte polis aracına bindirilerek Altındağ Polis Karakolu'na götürüldüklerini söyleyerek, "Karakola geldiğimizde karakolun önünde polisler yine kardeşlerime vurmaya başladı. Ben de o esnada kaçtım. Dükkana geldim kapalıydı. Dükkanın üstünde bulunan ağabeyimin evine gittim. Eve gittiğimde bayılmışım. Sinirlenince baygınlık geçiriyorum. İlaç kullanıyorum. Raporumu dahi göstermeme izin vermeden beni dövdüler" dedi.

Suç duyurusunda bulundu Olaydan bir sonraki gün hastaneye giderek film çektirdiğini ve muayene olduğunu belirten Kaytan, bu süre içinde idrar yerine kan geldiğini söyledi. Cumhuriyet Savcılığı'na başvuruda bulunan Kaytan, kendisine kötü muamelede bulunan polisler hakkında dava açtı. Sonuna kadar davasını sürdüreceğini ifade eden Kaytan, ayrıca IHD İzmir Şubesi'ne başvuruda bulundu.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


TTB Büyük Kongresi başlıyor Türk Tabipleri Birliği 54'üncü Büyük Kongresi bugün başlıyor. Etkin Demokratik TTB Grubu ile Ulusal Hekim Dayanışması Grubu'nun listelerinin yarışacağı kongrenin gergin geçmesi bekleniyor. Yasal boşluk nedeniyle 2 yıldır seçimli büyük kongresini toplayamayan TTB'nin 54'üncü Büyük Kongresi bugün başlıyor. Yarın yapılacak seçimlerle sona erecek kongre, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Abdülkadir Noyan Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek. Kongrenin açılışına sağlık sorunları nedeniyle TTB Başkanı Füsun Sayek katılamayacak. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın kongreye katılıp katılmayacağı bu sabah belli olacak. 451 delegenin katılacağı kongrenin ikinci gününde yapılacak seçimlerde 11 kişilik TTB Merkez Konseyi, 9 kişilik TTB Yüksek Onur Kurulu ve 3 kişilik TTB Denetleme Kurulu belirlenecek. Kızıl Elma Koalisyonu olarak anılan Ulusal Hekim Dayanışması'nın kongrede özellikle Kürt sorunu üzerinden bir provakasyona gitmesi ihtimali üzerinde duruluyor. Etkin Demokratik TTB Grubu'nun Başkan Adayı Gençay Gürsoy'a Kürt sorunu konusundaki tutumu nedeniyle hakarete varan eleştiriler yönelten grubun bir diğer hareket noktası ise Türkiye'de barışın tesis edilmesi, insan haklarında mesafe katedilmesi ve Kürt sorununun çözümü için çaba gösteren hekimlerin yaptığı çalışmalar.

Rapor dağıtılacak Öte yandan Ulusal Hekim Dayanışması Grubu'nun Başkan Adayı Suat Çağlayan'ın son halini verdiği yaklaşık 30 sayfalık bir rapor kongrede dağıtılacak. Edindiğimiz bilgiye göre, raporda Etkin Demokratik TTB Grubu ve TTB yönetimine yönelik ağır ithamlar ve iddialar bulunuyor. Dava konusu olabilecek raporun İzmir'deki Hekimler Güçbirliği Grubu'nun katkısı ile hazırlandığı belirtiliyor. Etkin Demokratik TTB Grubu ise kongre öncesinde yayınladığı açıklamada, Türkiye'nin sağlık sorunlarının ve sağlıkta eşitsizliğin derinleştiğine işaret ederek, sağlıkta gelinen noktayı kongrede tartışacaklarını ve çözüm içeren öneriler üreteceklerini bildirdi. Ulusal Hekim Dayanışması Grubu'na atfen "AKP hükümeti ile paralel toplumsal ve sağlık politikalarını savunan gruplarca Kürt sorunu gibi başlıklar öne çıkartılmaya çalışılarak sağlıkta iflas döneminin üstü örtülmeye çalışılmaktadır" denilen açıklamada, "G(ö)rev etkinliklerini baltalamaya çalışanlardan başka türlüsünü beklemek zaten yanlış olurdu" vurgusu yapıldı.

'Değerlerimizden vazgeçmeyeceğiz' Etkin Demokratik TTB Grubu'nun 20 yıla yakın süredir "iyi hekimlik değerlerinin savunucusu" olduğunun belirtildiği açıklamada, TTB'nin biriktirdiği bilgi birikiminin ve değerlerin onda birine bile sahip olmayan Bakanlar ve onların sözcülüğüne soyunan gruplar gördük. Ama hiçbir dönemde demokratik, laik, bağımsız bir ülkede barış ve kardeşlik içinde bir arada yaşama isteminden, toplum sağlığından ve hekim özlük haklarından vazgeçmedik. Bundan sonra da tüm karalama, iftira ve çarpıtma kampanyalarına rağmen bu temel değerlerimizden vazgeçmeyeceğiz. Aksini bekleyen yanılır" ifadesine yer verildi.


Etkin Demokratik gruba destek İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu, Türk Tabipler Birliği (TTB) Büyük Kongresi'nde Etkin Demokratik TTB grubunu desteklediğini açıkladı. Sosyal devletin tasfiyesi sürecinin sağlık alanındaki yansımalarına karşı sağlık ortamına tüm yönleriyle sahip çıktıklarını ifade eden İTO Yönetim Kurulu dün yaptığı yazılı açıklamada, sürdürdükleri kararlı yaklaşımın İTO seçimlerinde bir kez daha görüldüğü gibi meslektaşları tarafından kabul görüldüğü belirtildi. Ülkenin IMF ve DB politikalarına peşkeş çekilmesine, sağlığın ticarileştirilmesine duyarsız kalanların TTB yönetimine talip olduğu belirtilen açıklamada, "Yıllardır sürdürdüğümüz mücadele ile oluşturduğumuz değerlerimize sahip çıkmak için Etkin Demokratik TTB grubunun içinde yer aldığımızı tüm meslektaşlarımıza ve kamuoyuna bir kez daha duyuruyoruz" ifadelerine yer verildi.


Gürsoy'dan TTB seçimi yorumları Türk Tabipler Birliği Olağan Genel Kurul Toplantısı bugün Ankara'da yapılacak. TTB yönetimine, gerçekleri söyledikleri için zaman zaman AKP Hükümeti'yle ters düşen Etkin Demokratik TTB Grubu da aday. Etkin Demokratik TTB Grubu adayları arasından, daha önce İstanbul Tabip Odası Başkanlığı'nı yapmış olan Prof. Dr. Gençay Gürsoy'la seçimlere dair bir sohbet gerçekleştirdik. Birçok kişi tarafından TTB Başkanı olması gereken kişi olarak gösterilen Gürsoy, 'Kendimi başkan adayı olarak görmüyorum' dese de, Bugüne kadar TTB içinde Etkin Demokratik TTB Grubu olarak yer aldıklarını, bundan sonra da yer almaya devam edeceklerini kaydetti.

'TTB'ye hakim olan düşünce devam etmeli' TTB Yönetim Kurulu'na, Etkin Demokratik TTB Grubu'ndan 17 aday adayı olduğunu, bunların arasından 11 kişinin geçtiğimiz hafta yapılan önseçimle aday olduğunu ifade eden Gürsoy; "30 civarında odamızda önseçim yaptık. Bizim 11 adayımız, diğer 11 adayla birlikte seçime gidecek. Bizim düşüncemiz TTB'ye hakim olan düşüncenin devam etmesi yönünde. Türkiye'nin demokratikleşmesi için insana saygı gösterilmesini ve bir hukuk düzeninin kurulmasının sağlaması gerekiyor. Ayrıca, AKP'nin Dünya Bankası uygulamalarına karşı, çeşitli politikalar üretmek amacıyla da adayız TTB yönetimine" dedi. MHP, AKP ve İşçi Partisi eğilimli odaların ortak aday çıkartarak bu aday etrafında birleşmesine de değinen Gürsoy; "Bu kişilerin arasında siyasetler bakımından uzlaşmaz çelişkiler olduğunu düşünmüyoruz. Bizden farklı bir anlayışı temsil ettikleri ortada. Ancak temel sağlık politikalarının karşısında olduklarını söylüyorlar. Onlar da bizim gibi mevcut AKP Hükümeti politikalarına karşılar. Açık açık destek ifadesi, AKP'lilerin bile içinden gelmiyor. Seçim öncesinde kesin ifadeler kullanmak istemiyorum ama, TTB'nin bugüne kadar sürdürdüğü anlayışın devam etmesi yönünde bir iradenin ortaya çıkacağını düşünüyorum. 4 yıldan beri yasa değişikliği yapılmadığı için genel kurul yapılamıyordu" şeklinde konuştu.

'Gericilik ve milliyetçilik' TTB yönetimine seçildikleri takdirde, geçmişte olduğu gibi AKP iktidarının sağlık politikalarına karşı; yapıcı-alternatif politikalar sunarak eleştirilerini sürdüreceklerini kaydeden Gürsoy, konuşmasına şu şekilde devam etti; "Yeni dönemde bizim anlayışımıza uygun sağlık politikalarına ağırlık verip, kamuoyuna bu önerilerimizi sunacağız. Hekim hakları konusunda da çalışmalar yapacağız. Özel sağlık alanında çalışan hekimlerimizin ekonomik sorunlarını çözmeye, kamu alanındakilerin ise özlük haklarını korumaya çalışacağız. İnsanca yaşanabilecek ekonomik haklar için çaba göstereceğiz. Bir meslek örgütü olarak, emekten yana örgütlerle birlikte; demokratik ve barışçı bir yol izleyerek toplumsal muhalefetin oluşması yolunda çaba sarfedecegiz. Esasen TTB geçmiş dönemlerde bu görevini yerine getirmiş ve toplumsal muhalefetin öncülüğünü yapmıştır. Türkiye bir taraftan dinsel gericiliğin, bir taraftan faşizan milliyetçiliğin etkisi altına girme eğilimi yaşıyor. Bu yüzden, demokrasiden, laiklikten, katılımcılıktan, eşitlikten yana bir sivil toplum hareketinin gelişmesinin büyük önemi var. Çalışan kesimlerin örgütleriyle birlikte bu dönem de, etkin bir çaba içerisinde olmaya çalışacağız."


Hastane masrafı hapse düşürdü! Bursa'da 14 aylık oğlu Muhammed'in 7 bin 500 YTL'lik tedavi masrafını ödeyemediği için hakkında icra takibi başlatılan 30 yaşındaki baba tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yasada belirtilen sürede mal beyanında bulunmadığı için 1 aylık hapis cezasına çarptırılan Muhittin Tunç, çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Tunç, yasa gereği 10 gün hapis yatacak. Bağışıklık sistemi yetersiz çalıştığı için tedavi gören ancak 'Immunglobilin' isimli ilaç bulunmadığı için hayatini kaybettiği iddia edilen 1.5 yasındaki Kaan'ın acısı dinmeden tedavi masrafını ödeyemeyen bir babanın cezaevine gönderilmesi Bursa kamyonun gündemine düştü. UÜ Tip Fakültesi Hastanesi'nde immun yetmezliği teşhisiyle Eylül 2005'ten buyana tedavi gören 1 yasındaki Muhammed Tunç'un tedavisi belirli aralıklarla yoğun bakim ünitesinde sürüyor. Babası Muhittin Tunç ise toplam 13 bin YTL tutan tedavi masrafının 7 bin 431 YTL'lik kısmını ödeyemedi. UÜ Tip Fakültesi Hukuk Müşavirliği birimi, Tunç hakkında icra takibi başlattı. Hakkında yalama müzekkeresi çıkartılan Muhittin Tunç, 3 gün önce polis tarafındandan gözaltına alındı. Yapılan işlemlerin ardından önceki gün nöbetçi mahkemeye sevk edilen Tunç, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir aylık hapis cezasına çarptırılan Tunç, yasa gereği cezanın üçte birini (10 gün) cezaevinde geçirecek.