23 Haziran 2006 21:00

Baydemir'e yine dava

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında Tempo dergisinde yayımlanan bir röportajı nedeniyle dava açıldı. Adalet Bakanlığı'nın istemi üzerine açılan davada Baydemir, basın yoluyla "halkı ırk veya bölge farklılığını gözeterek açıkça aşağıladığı" iddiasıyla suçlanıyor. 1.5 yıla kadar hapsi istenen Baydemir, 7 Temmuz'da ifade verecek. Çeşitli toplumsal olaylara ilişkin yaptığı açıklamalar ve Danimarka Başbakanı'na gönderdiği mektup nedeniyle hakkında birçok dava ve soruşturma açılan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir aleyhine Adalet Bakanlığı'nın talebi üzerine bir iddianame daha hazırlandı. Adalet Bakanlığı'nın Tempo dergisinin 14 Ocak 2006 tarihli sayısında muhabir Cemal Subaşı'nın Baydemir'le yaptığı söyleşinin fotokopisini çekerek, gereğinin yapılması üzerine İstanbul Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü de aynı yönde savcılığa ihbarda bulundu. Bunun üzerine soruºturma baºlatan savcılık, Baydemir'in hazırlık soruşturması çerçevesinde ifadesine başvurduktan sonra 2 Mayıs'ta iddianame hazırladı. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, Baydemir'in söyleşide ön plana çıkarılan, "Her etnik kimlik, kendi kimliği ile kamu yaşamına katılabilmeli. Ortak payda, coğrafi esasa dayalı Türkiyelilik üst kimliği olabilir. Abdullah Öcalan'ın tecrit altında tutulması kabul edilemez. Tecrit, şiddetin derinleşmesine neden olacaktır. Bölgemizde yoksullaştırma politikası uygulanmıştır. Bunun mağduru elbette ki tek taraflı olmayacaktır. Etnik kimlik çalışmasını aşamazsak gözler dışarıda olabilir. Kuzey Irak'taki gelişmelerden bizim bölgemiz rahatsızlık duymuyor. Öcalan'ın etkisi göz ardı edilemez. Öcalan, 1999'da Türkiye'ye getirildiğinde, onun açıklamaları doğrultusunda silahlı bazı insanlar Türkiye sınırları dışına çıkmıştır. Kabul etmek gerekir ki, belirli bir çevrede etkin bir konumdadır. Bu göz ardı edilemez" şeklindeki sözlerinden alıntı yapıldı.

Reyting değerlendirmesi Tempo dergisinin, "Baydemir, Roj TV'nin kapanmamasını, Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılmasını istiyor" sözlerine de iddianamesinde yer veren Savcı, Baydemir'in "Öcalan'a uygulanan tecridi kabul etmek mümkün değil. Devamı şiddeti derinleştirir" şeklindeki sözlerini Türkiye'de Türk-Kürt ayrımı yapmaya delil olarak gösterdi. Savcı, Baydemir'in Roj TV'nin Kürtçe yayın yaptığını ve bu nedenle bölgede çok izlendiğini, diğer televizyonların ise Türkçe yayın yaptığı için izlenmediği yönündeki değerlendirmesini ise, "halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, bölge farklılığına dayanarak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yurttaşları arasında keskin ayrımcılık yaparak basın yoluyla aşağıladığı" şeklinde değerlendirdi.

1.5 yıla kadar ceza istemi Savcı, iddianamesinde Baydemir'in TCK'nın 216/2 ve 218 maddeleri uyarınca 9 aydan 1.5 yıla kadar hapis cezası isterken, Baydemir'in "Anayasa'nın kişilere tanıdığı kanaat ve düşünce açıklama hürriyeti ile eleştiri haklarının ötesine geçtiğini" iddia etti. Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin istemi doğrultusunda Baydemir, 7 Temmuz günü Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde ifade verecek.


'Amed' diyen belediye başkanına soruşturma

Bergüzar Oruç Mardin'in Mazıdağ İlçe Belediye Başkanı Nuran Atlı, Çanakkale'de düzenlenen 'Barış ve Kardeşlik Şöleni'nde yaptığı konuşmada "Amed'in çocuklarından size selam getirdim" sözlerinden dolayı soruşturmalık oldu. Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Amed' sözcüğünün PKK'nin söylemi ile paralel olduğunu ileri sürdü. Mazıdağ İlçe Belediye Başkanı Nuran Atlı'nın 16 Mayıs 2006 tarihinde DTP Çanakkale İl Örgütü tarafından organize edilen "Barış ve Kardeşlik Şöleni"nde yaptığı konuşmalar suç sayıldı. Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı, şölende konuşma yapan Atlı hakkında "Amed'in çocuklarından size selam getirdim" sözlerinden dolayı soruşturma açtı. Başsavcılık, Diyarbakır'ın eski adı olan "Amed"i, "PKK'nin söylemiyle paralel" olarak değerlendirdi.

'Tarih reddediliyor' Belediye Başkanı Atlı, soruşturma kapsamında Mazıdağ Cumhuriyet Başsavcılığı'na ifade verdi. "Amed" dediği için soruşturma açılmasını üzücü bulan Atlı, şunları dile getirdi: "Amed kelimesinin PKK söylemi olarak algılanmış olması Osmanlı tarihini reddetmektir. Tarihte bile Osmanlı haritalarına bakılırsa Amediye olarak Diyarbakır'ın adı geçer. Yani artık insanlar ne derse desinler haklarında soruşturmaların davaların açılacağı bir dönem. Yeni TMY ile beraber artık bizler belki bir ilçemizin yada bir köyümüzün adını Kürtçe olarak kullanamayacağız. Amed tarihi bir söylem ve herkes Diyarbakır için Amed der."

Evrensel'i Takip Et