10 Haziran 2006 21:00
Dövene laf yok dövülene ceza
AKP İzmit İl Kongresi'ne katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Genel Sağlık Sigortası'nı protesto eden sendikcıların başına gelmedik kalmadı. Eyleme saldırarak çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan polis hakkında soruşturma açılmasını isteyen sendikacı ve siyasi parti temsilcileri hakkında, hapis cezası ve memurluktan men edilmeleri istemiyle dava açıldı.
AKP İzmit İl Örgütü'nün 15 Nisan 2006 günü gerçekleştirdiği kongreye Başbakan Erdoğan da katılmış, KESK, DİSK, TTB ve TMMOB üyesi işçi ve emekçiler ise kongrenin yapıldığı bina önünde yasaya karşı eylem yaparak, Erdoğan'ı protesto etmişti. Polis eyleme gaz bombası ve coplarla saldırarak, Eğitim Sen Şube Başkanı Osman Bahçeci, ESM Şube Başkanı Yener Çalışkan ve Eğitim Sen üyeleri Nurşen Turan ve Doğan Altun'u gözaltına almıştı. Saldırı nedeniyle başına 7 dikiş atılan EMEP İl Sekreteri Tarık Erkan ise polisten şikayetçi olmak için gittiği karakolda gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmüştü.
Valilik izin vermedi Olayda aşırı şiddet uygulayan emniyet mensupları hakkında soruşturma açılması Kocaeli Valisi Erdal Ata tarafından engellendi. Olay sonrası gözaltına alınan Altun, Bahçeci, Turan, Çalışkan ve Erkan tarafından valiliğe yapılan şikayete Ata tarafından şu yanıt verildi: "Şikayetçilerin izin almaksızın gösteri düzenledikleri, görevlilerin zor kullanarak kanunsuz gösteri yapar grubu dağıttıkları, bu olayda yetki ve görevin aşılmadığı, darp ve hakaret fiilinin işlenmediği anlaşıldığından haklarında soruşturma izni verilmemesi gerekeceği görüş ve kanaatine varılmıştır."
Hapis cezası Gözaltına alınan 5 kişi hakkında ise "Görevli memura mukavemet ve gösteri ve toplantı yürüyüşleri kanununa muhalefet ettikleri" iddiasıyla dava açıldı. 1.5 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 ila 30 milyar lira arasında para cezasının istendiği davanın ilk duruşması 11 Temmuz'da görülecek. Savcı memur olan sendikacıların da memuriyetten men edilmesini istiyor.
'Kanlar içinde bekletildim' Vali Ata her ne kadar "darp ve hakaret fiilinin işlenmediğini" iddia etse de hakkında dava açılan sendikacılardan ESM Şube Başkanı Yener Çalışkan'ın saldırı sırasında burnunun kırılmış olması, bu durumu yalanlıyor. Valinin yaşanan hukuksuzluğu görmezden geldiğini ifade eden Çalışkan, "Gözaltında sözlü olarak hakarete maruz kaldık. En yakın sağlık kuruluşuna götürülmemiz gerekirken emniyet müdürlüğüne götürüldük ve hepimiz kelepçeliydik. Elim kelepçeli, burnum kırık ve kanlar içinde 13.30'dan 18.05'e kadar bekletildim" diye konuştu. Açılan davayı demokrasiye tahammülsüzlük olarak değerlendiren Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim yaptığım halkı bilinçlendirmektir. Bu suçsa bunu kabul ediyorum." Çalışkan, Terörle Mücadele Yasası ile demokratik tepkilerin tamamen engellenmek istendiğini kaydetti.
'Davacı iken davalı olduk' Yaralı olan arkadaşlarının 5-6 saat sonra hastaneye kaldırıldığını anlatan Eğitim Sen Şube Başkanı Osman Bahçeci, bunun suç olduğunu söyledi. "İlin valisi herkesin valisidir. En üst makamdan en alt makama kadar eşit davranmak zorundadır" diyen Bahçeci, emekçilerin sesini susturmak için dava açıldığını ifade etti. Polisten şikayetçi olmak için gittiği karakolda gözaltına alınan EMEP İl Sekreteri Tarık Erkan ise "Davacı iken davalı konumuna düşürüldük. Bundan daha büyük hukuksuzluk olur mu?" diye konuştu. Yaşananların Terörle Mücadele Yasası'nın provası olduğunu dile getiren Erkan, şunları söyledi: "Benim durumum ayrıca ilginçtir. Ben olayda gözaltına alınmadım. Hastanede tedavi olduktan sonra saldırıyı protesto eylemine katıldım. Sonra da polisin uyguladığı şiddetle ilgili suç duyurusunda bulunmak üzere gittiğim karakolda gözaltına alındım."
Valilik izin vermedi Olayda aşırı şiddet uygulayan emniyet mensupları hakkında soruşturma açılması Kocaeli Valisi Erdal Ata tarafından engellendi. Olay sonrası gözaltına alınan Altun, Bahçeci, Turan, Çalışkan ve Erkan tarafından valiliğe yapılan şikayete Ata tarafından şu yanıt verildi: "Şikayetçilerin izin almaksızın gösteri düzenledikleri, görevlilerin zor kullanarak kanunsuz gösteri yapar grubu dağıttıkları, bu olayda yetki ve görevin aşılmadığı, darp ve hakaret fiilinin işlenmediği anlaşıldığından haklarında soruşturma izni verilmemesi gerekeceği görüş ve kanaatine varılmıştır."
Hapis cezası Gözaltına alınan 5 kişi hakkında ise "Görevli memura mukavemet ve gösteri ve toplantı yürüyüşleri kanununa muhalefet ettikleri" iddiasıyla dava açıldı. 1.5 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 ila 30 milyar lira arasında para cezasının istendiği davanın ilk duruşması 11 Temmuz'da görülecek. Savcı memur olan sendikacıların da memuriyetten men edilmesini istiyor.
'Kanlar içinde bekletildim' Vali Ata her ne kadar "darp ve hakaret fiilinin işlenmediğini" iddia etse de hakkında dava açılan sendikacılardan ESM Şube Başkanı Yener Çalışkan'ın saldırı sırasında burnunun kırılmış olması, bu durumu yalanlıyor. Valinin yaşanan hukuksuzluğu görmezden geldiğini ifade eden Çalışkan, "Gözaltında sözlü olarak hakarete maruz kaldık. En yakın sağlık kuruluşuna götürülmemiz gerekirken emniyet müdürlüğüne götürüldük ve hepimiz kelepçeliydik. Elim kelepçeli, burnum kırık ve kanlar içinde 13.30'dan 18.05'e kadar bekletildim" diye konuştu. Açılan davayı demokrasiye tahammülsüzlük olarak değerlendiren Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim yaptığım halkı bilinçlendirmektir. Bu suçsa bunu kabul ediyorum." Çalışkan, Terörle Mücadele Yasası ile demokratik tepkilerin tamamen engellenmek istendiğini kaydetti.
'Davacı iken davalı olduk' Yaralı olan arkadaşlarının 5-6 saat sonra hastaneye kaldırıldığını anlatan Eğitim Sen Şube Başkanı Osman Bahçeci, bunun suç olduğunu söyledi. "İlin valisi herkesin valisidir. En üst makamdan en alt makama kadar eşit davranmak zorundadır" diyen Bahçeci, emekçilerin sesini susturmak için dava açıldığını ifade etti. Polisten şikayetçi olmak için gittiği karakolda gözaltına alınan EMEP İl Sekreteri Tarık Erkan ise "Davacı iken davalı konumuna düşürüldük. Bundan daha büyük hukuksuzluk olur mu?" diye konuştu. Yaşananların Terörle Mücadele Yasası'nın provası olduğunu dile getiren Erkan, şunları söyledi: "Benim durumum ayrıca ilginçtir. Ben olayda gözaltına alınmadım. Hastanede tedavi olduktan sonra saldırıyı protesto eylemine katıldım. Sonra da polisin uyguladığı şiddetle ilgili suç duyurusunda bulunmak üzere gittiğim karakolda gözaltına alındım."
Evrensel'i Takip Et