‘Depremde yaşananları fotoğraflarla belgeledik’
Biz de onlara Van’da gördüklerini, yaşananları ve duygularını sorduk. Gençler Van’daki depremi duyar duy maz oraya gitmeyi ve orada yaşananları belgelemeleri gerektiğini düşünmüşler. Yolculuk kendi imkânları ile ve bir hayli zorlu geçmiş. Yer yer otostop çekmişler yer yer otobüse binerek yol almışlar. Tabi sadece yolculuk değil ondan sonrası da zor geçmiş. Van’ın soğuğunda bazen arabada geçirmişler geceyi bazen de bir depo da. Bundan dolayı zaten hepsi biraz hasta. İlk olarak Van’a neden gittiklerini soruyoruz. Sözü ilk olarak Eylül alıyor. Van depremi sonrası basında yer alan haberlerin gerçekleri yansıtmadığını ve kendilerinin fotoğrafları ile bunu başarabileceklerini düşündüklerini söylüyor. Daha sonra ufuk devam ediyor söze; “ilk başta orada yaşananları belgelemek için gittik ama daha sonra orada başka türlü gelişti olaylar.” Ufuk’un kaldığı yerden yaşar devam ediyor “orası bizi politize etti” diyerek. Hiçbirinin Kürt halkına karşı bir önyargıları olmadığını aktaran yaşar yine de kendisinin ilk başlarda insanlarla çok fazla diyalog içine girmek istemediğini söylüyor. Yaşar “‘ben kimseyle konuşup içli dışlı olmam olayları belgelemek gerekiyor’ diye düşünüyordum. Ama orada oldukça durum değişiyor. Omuzlarınıza ağır bir yük biniyor” dedikten sonra Ufuk bağlıyor cümlenin sonunu “bir süre sonra ‘ne yapabilirim de orada ki insanlara daha fazla yardımcı olabilirim’ demeye başlıyorsun” şeklinde.
Van’da özellikle köylere yardım gitmediğini, insanların ya çadır bulamadığını ya da karlı havada yazın yaylaya çıktıkları çadırlarında kaldıklarını aktaran yaşar bölgede sürekli deprem olduğu için halkın evlerine giremediğini de belirtiyor. Hükümet yetkililerinin “her şey kontrol altında” “bütün gerekli yardımlar yapıldı” sözlerini hatırlattığımızda ise yaşar “orada olmamız bize Van’da devletin değil sivil toplum kuruluşlarının olduğunu gösterdi. Orada tam 128 sivil toplum kuruluşu vardı ve biz sadece bir tane devlet kuruluşu gördük” diyerek cevap veriyor. Eylül ise “bence insanların oraya gitmesine izin verince orada olduğunu zannediyor. Tersi bir durumda eğer istemese gaz bombalarıyla oraya gidilmesini engelleyebilir” diyerek kolluk kuvvetlerinin yardım talebi ile valiliğe yürüyüş yapan kitleye saldırısına gönderme yapıyor. Hükümetin açıklamaları ile ilgili olarak Ufuk ise “devlet sivil toplum ekipleri orada olunca kendini orada mı sayıyor acaba? Ben oraya gittikten sonra orasının başka bir ülke toprakları olduğunu düşünmeye başladım çünkü orası Türkiye olsaydı devlet orada olurdu” yorumunu yapıyor. Yaşar bütün çadırların kontrolsüz dağıtıldığını ve enkaz başında bekleyenlerin çadır alamadığını belirtirken zaten marketlerde de hiçbir şey kalmadığını aktarıyor. Bazı sosyal paylaşım sitelerinde “yardımları PKK’ya verecekler” tarzı yorumlara da değinen yaşar “Orada yardımlar halka ulaşmıyor. Ayrıca halk orada ATV, Haber Türk gibi kanalları istemiyor televizyonlarda yapılan yorumlar halkın kalbini çok yaralamış” diyerek depremden bile ırkçı söylemler çıkartan medya yayınlarının halkta nasıl karşılık bulduğunu belirtiyor.
Yaşar daha sonra ise “orada halk çadırının kapısını açıp sana karısının ve kızının fotoğrafını çektiriyor hangi koşullarda kaldığını gör diye o saatten sonra ben bunu göstermek zorundayım eğer bunu öyle çok satan gazeteler göstermezse ben de internet sitesi açar öyle gösteririm diyerek açtıkları vandepremi.tumblr adlı internet sitesinin belki de kuruluş hikayesini anlatıyor. İnternet sitesinde fotoğrafların basında kendilerinin yaptıkları haberlerin, videoların ve bölgeye dair izlenimlerinin yer aldığını söyleyen yaşar herkesi siteyi ziyaret etmeye ve orada yaşananları olduğu gibi görmeye davet ediyor. Gençlere son olarak Van’da gördüklerinden nasıl etkilendiklerini ve Van halkının kendilerine nasıl davrandığını sorduğumuzda ise ilk olarak Engin konuşuyor. Oraya giderken hepsinin az çok belli görüşleri olduğunu belirten Engin fakat orada geçirdikleri vakitten sonra psikolojik olarak kötü durumda olduklarını belirtiyor ve kendisinin geceleri uyuyamadığını belirtiyor. Oradaki halkın kendilerine çok sıcakkanlı davrandıklarını söyleyen gençler sigaraları bittiğinde kendilerine sigara uzatıldığını, insanların acılarını kısa süre de olsa unutarak kendilerine sofra hazırladığından bahseden gençlerin umudu ise depremin en azından iki halk arasında tekrardan birleştirici bir rol oynaması. (Kocaeli/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et