30 Nisan 2006 21:00

Neoliberalizme karşı direniş öyküleri

Halkevleri, sendika. org, Basın-İş, Sine-Sen' in ortaklaşa düzenlediği 1. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali 1-7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul ve Ankara'da gerçekleşecek.

Paylaş
Halkevleri, sendika. org, Basın-İş, Sine-Sen' in ortaklaşa düzenlediği 1. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali 1-7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul ve Ankara'da gerçekleşecek. "Neoliberalizme Karşı Direniş Öyküleri-20 Ülke 40 Film" alt başlığıyla düzenlenen festivalde Türkiye'nin yanı sıra Çin, İspanya, ABD, Bolivya, Arjantin, Kore gibi ülkelerde son yıllarda yapılmış işçi fimleri ücretsiz olarak seyredilebilecek. Yurtdışından yönetmenlerin de katılacağı festivalde paneller, çalışma atölyeleri gerçekleştirilecek, grevdeki işçiler ziyaret edilecek. 2 Mayıs'ta Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde düzenlenecek olan açılış gecesine Türkiye'nin ilk işçi filmi "Karanlıkta Uyananlar"ın ve birçok işçi filminin senarsti Vedat Türkali onur konuğu olarak hazır bulunacak. 80 öncesi çekilen "Güneşli Bataklık" filminin set işçilerine şükran plaketi verilecek. Düzenleme Komitesi Sözcüsü Tufan Sertlek, ülkemizde uygulanan neoliberal programların ne tür sosyal yıkımlara yol açtığını Türkiye işçi sınıfına ve sinemaseverlere göstermeyi amaçladıklarını söylüyor. İşçi Filmleri Festivali düzenleme fikri nasıl ortaya çıktı? Festival düzenleme fikri 1997 yılında Güney Kore'ye yaptığımız bir ziyaret sırasında ortaya çıktı. Güney Kore'deki bir sendikanın davetlisi olarak gittiğimizde oradaki sendikaların işçi filmleri festivali düzenlediklerini gördük. Bize ilginç gelmişti o zaman. Orada öğrendiğimize göre de ilk defa 1994 yılında Amerika'da düzenlenen bir etkinlikmiş. Güney Kore'deki sendikacılar da Amerika'dan etkilenerek böyle bir organizasyon yapmışlar. Uzun bir süredir biz de böyle bir festival yapmayı düşünüyorduk. Ama birtakım eksikliklerimiz, imkansızlıklarımızdan dolayı cesaret edemedik. Nihayet geçen yıl yaz aylarında festivali düzenlemek için karar verdik. 2005 Eylül ayında 35 kişilik bir düzenleme komitesi oluşturduk. Bu komitenin içerisinde Ankara İletişim Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü'nden birkaç akademisyen arkadaşımız, sinemayla ve film yapımıyla ilgili yani kurgu-montaj işlerinden anlayan teknik bir ekibimiz ve sendikacılarımızın katılımıyla bir düzenleme komitesi oluşturduk. Basın tanıtımı, özellikle sendikaların ziyaret edilerek festivale davet edilmesi konusundaki çalışmalarımız 6-7 ay sürdü. Festivali düzenlemekteki amacınızı anlatır mısınız? Özellikle 1990'lı yıllar sonrasında neoliberal sermaye sınıfının saldırısına karşı işçi sınıfının yavaş yavaş bir toplumsal tepkisi, huzursuzluğu ortaya çıkmaya başladı. Bunu en somut olarak da Latin Amerika ülkelerinde görüyoruz. Zaten bizim festivalde göstereceğimiz filmlerin önemli bir kısmı Latin Amerika kaynaklı... Bu festivalle biz de on yıldır ülkemizde uygulanan neoliberal programların ne tür sosyal yıkımlara yol açtığını ve oradaki toplumsal sınıfların, özellikle işçi sınıfının bu yıkım programlarına karşı ne tür toplumsal tepkiler verdiklerini Türkiye işçi sınıfına ve sinemaseverlere göstermek istiyoruz. Bu yüzden festivalimizin ana temasını da "Neoliberalizme Karşı Direniş Öyküleri" olarak belirledik. Ayrıca Türk sineması kendi içerisinde son dönemlerde iyi filmler yapmaya ve herkesin beğenisini kazanmaya başladı. Bu festivalle toplumsal gerçekliği, özellikle ezilen sınıfların hayatını ve mücadelelerini anlatan filmlerin yapılmasını özendirmeyi de amaçlıyoruz. Eski ve yeni kuşaktan çok değerli yönetmenlerimiz olduğunu düşünüyoruz. Bu yönetmenlerimizin de yeniden toplumsal hayatın derinliklerindeki çelişkileri anlatan, ezilen toplumsal kesimlerin mücadele dinamiklerini anlatan filmler yapmalarını istiyoruz. 20 ülkeden özellikle son yıllarda yapılmış işçi sınıfı öyküleri anlatılacak... Evet. Türkiye'den 5 tane kısa 4 tane uzun metrajlı 9 film olacak. Diğerleri ise çevirilerini ve altyazılarını yaptığımız yabancı filmler olacak. Festivalimizin açılışı Lorna Green'in çarpıcı filmi "Kan Kaybı" ile başlayacak. Amerika'daki sağlık sistemiyle Küba'daki sağlık sistemini karşılaştıran bir belgesel yapmış. Bir heyetle Amerika'dan Küba'ya ziyarette bulunarak oradaki sağlık sistemini incelemiş ve her bir safhasını Amerika'daki sistemle karşılaştırarak anlatmış. Malum Türkiye'de de şu an sağlık alanında ciddi gelişmeler var. Özellikle geçen hafta Meclis'ten geçen Genel Sağlık Sigortası'yla Amerika'daki benzer bir liberal sağlık sistemi oluşturmaya çalışılıyor. Filmin bizim açımızdan böyle bir önemi de var. Sağlık programının ne tür sonuçlara yol açacağını göstermesi açısından da ilginç olacak... İşçi filmleri konusunda ünlü bir yönetmen olan Ken Loach'ın "Ekmek ve Güller"i özellikle Amerika'da NAFTA'nın ortaya çıkmasıyla birlikte fabrikaların kapanarak serbest ticaret bölgesine taşınmasıyla işsizliği ve yarattığı sorunları anlatan bir filmimiz olacak. Kamuoyunun yakından tanıdığı Micheal Moore imzalı "Roger ve Ben" yine festivalimiz kapsamında gösterilecek. Roger, General Motors'un genel müdürü. Moore, General Motors'un bir fabrikasının kapanması ve işçilerin işten atılmaları nedeniyle Genel Müdür Roger'la röportaj yapmak ister. Ve bu filminde de Roger'a ulaşmaya çalışırken yaşadığı süreci anlatır.

Festivalin bir özelliği ise yarışmanın olmaması... Bu sene yarışma yapmadık. Aslında yarışma genç belgeselcileri etkileyen dolayısıyla üretimi de artıran bir etken olarak görülebilir. Ama biz festivalimizin ilkini yaparken bir yarışma konusu haline getirmeyelim dedik. Üretimi ve izleyiciyi bir araya getiren bir etkinlik olsun. Bir dahaki festivalimizde özellikle genç belgeselcileri özendireceğine karar verirsek bir yarışma yapabiliriz. Film gösterimleri dışında ne gibi etkinlikler gerçekleştireceksiniz? Festival 1 Mayıs sabahı Taksim katliamının yaşandığı yere karanfil bırakarak başlayacak. Ve ardından pankartımızla 1 Mayıs'a katılacağız. 3 Mayıs'ta işçilerin yoğun şekilde yaşadığı Esenyalı Mahallesi'nde ailelere yönelik bir gösterim gerçekleştireceğiz. Ve muhtemelen yabancı konuklarımızla birlikte Bostancı'da bir tekstil firmasındaki direnişi ziyaret edeceğiz. İşçi filmleri yapmayı özendirmeyi amaçlıyoruz. 4 Mayıs'ta bir atölye çalışması yapacağız. Bunun içinde sinema okullarında okuyan öğrencilere yaygın bir duyuru yaptık. Onlarla birlikte bir sinema atölyesi kurmayı amaçlıyoruz. Ayrıca yabancı konuklarımızın katıldığı "İnternet ortamında TV, Radyo ve Yayıncılık-Dünya Deneyimleri" konulu bir panel dışında çeşitli söyleşilerimiz olacak. Film gösterimleri ve etkinlikler İstanbul'da Yeşilçam Sineması, Fransız Kültür Mekezi ve Halkevi toplantı salonunda Ankara'da ise Ekin Sanat Merkezi ve Mali Müşavirler Odası gösteri salonunda yapılacak. Bütün etkinliklerimizi ücretsiz gerçekleştireceğiz.


Yeni Melek'te açılış gecesi 2 Mayıs'ta yapılacak yapılacak açılış gecesinden de kısaca söz edebilir misiniz? Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde yapılacak açılış gecesinin sunuculuğu Derya Alabora üstlendi. Ayşe Emel Mesci'nin tek kişilik bir oyun sergileyecek, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu Eski 45'likler ve Ruhi Su Dostlar Korosu'nun dinletisi olacak. Onur konuğumuz ise 80 öncesi işçi filmlerinin hemen hepsinin senaryosunda imzası olan Vedat Türkali. Kendisine işçi filmleri ve sinemaya kattığı değerlerden dolayı bir şükran plaketi vereceğiz. Ayrıca "Maden" filminin yönetmeni Yavuz Özkan açılış gecesi bizimle birlikte olacak. Bu isimlerin dışında sinemaya emek vermiş oyuncular, yönetmenler, set işçileri gecemize renk katacaklar. 80 öncesi işçi filmlerinden olan Vedat Türkali'nin senaryosunu yazdığı Süreyya Duru'nun yönettiği "Güneşli Bataklık" filminin kamera arkası çekimlerini bulduk. Bu bizim için çok önemli çünkü 30 yıl sonra ilk defa seyirciyle buluşacak bu görüntüler. "Güneşli Bataklık" da görev alan sanatçılara ulaşmaya çalıştık. Bir kişi dışında diğerlerine ulaştık. Aynı zamanda açılış gecesine bu filmin set işçilerini de davet ettik. Onlara da bir şükran plaketi vereceğiz.

ÖNCEKİ HABER

Hekimler sandık başındaydı

SONRAKİ HABER

TMY Meclis gündeminde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa