20 Nisan 2006 22:00
Kardeşlik ve dayanışma mesajı
Diyarbakır'da yaşanan olayların ardından şiddetin son bulması ve barış ortamının sağlanması amacıyla aralarında EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, İl Başkanı İlhan İlbay, TÜMTİS Genel Başkanı Sabri Topçu, Türkiye Yazarlar Sendikası 2. Başkanı Mustafa Köz, Yazar Adnan Özyalçıner ve Tunceli Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Taşkale'den oluşan heyet, kentte temaslarda bulundu. Belediye, DTP, baro ve aileleri ziyaret eden heyet, Diyarbakır halkının yanında olduğunu belirterek dayanışma ve kardeşlik mesajı verdi.
Heyet, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i makamında ziyaret etti. Burada konuşan EMEP Genel Başkanı Tüzel, gelişmelerden kaygı duyduklarını söyledi. Sağduyunun sağlanması için ortak çaba içerisinde hareket edilmesi gerektiğini belirten Tüzel, "Sorun hepimizin sorunudur. Burada yaşananlar hiç kimse tarafından onaylanmayacak gelişmelerdi" dedi.
Başbakan'ın Diyarbakır ziyareti sırasında yaptığı konuşmaya atıfta bulunan Tüzel, "Siz bir yandan benim vatandaşımdır diyeceksiniz, öte yandan gözaltına alacaksınız, çocuk dahi gözetmeden hedef göstereceksiniz, tutuklamalar yapacaksınız, kimseye açıklama yapmasına müsade etmeyeceksiniz. Bunlar kimseyi bir yere götürmez. Bunlar açmazdır" şeklinde konuştu.
"Newroz'da Diyarbakır halkının taleplerini, isteklerini dinledik. Herkesin büyük bir coşkuyla barış ve kardeşlik içinde bir arada yaşama taleplerini dinledik. Diyarbakır şimdi zor bir dönemden geçiyor. Her şeyi terörle eşleştiren bir süreçten geçiyoruz. Bunlarla yol alınamayacağını biliyoruz. Halkların bir arada yaşama talebi kimi güçlerin kışkırtmalarıyla karşı karşıya getirilmek isteniyorsa da biz bunların karşısında olacağız" diye konuşmasını sürdüren Tüzel, Kürt sorununun barış kardeşlik temelinde çüzülmesi gerektiğini ifade etti.
Diyalogdan başka yol yok Baydemir ise toplumda tehlike çanlarının çaldığına dikkat çekti. Baydemir, "Bu çan 3-4 ay önceden çalmaya başladı. Biz her fırsatta bunu anlatmaya çalıştık. Fakat, ya sesimizi Ankara'ya ulaştıramadık ya da ulaştırdık da anlaşılamadı" dedi. Keşke bu acılar yaşanmasaydı diyen Baydemir, "Bu acımızın daha da büyümemesi için, hepimizin ahlaki ve politik yükümlülükleri vardır. Bunları yerine getirmlek gerekir" dedi. Türkiye toplumunun tüm etnik farklılıklarıyla aynı gemide olduklarını belirten Baydemir, çağdaş limanlara çıkmak için dümeni doğru kullanmak gerektiğini ifade etti. Kürt sorununun demokratik barışçıl bir temelde çözülmesi gerektiğini belirten Baydemir, "Ortak paydalarımızda buluşmak zorundayız. Bence Kürt sorunu diyalogdan başka bir şekilde çözülmez. Bundan başka bir seçeneğimiz yok. Demokratik yollardan çözüm üretmek zorundayız. Burada sorun, doğru yansıtılmıyor. Diyarbakır'da yaşananlar, bu halkın talebi hep yanlış aktarılıyor "şeklinde konuştu. Heyet, Diyarbakır Barosu'nu ziyaret ederek gelişmeler hakkında bilgi aldı.
DTP: BİZE GÜÇ VERDİNİZ Diyarbakır'a gelen heyetin ilk ziyareti DTP'ye oldu. DTP İl Başkan Vekili Hilmi Aydoğdu ve yöneticiler tarafından karşılanan heyet adına konuşan EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Diyarbakır olaylarında hayatını kaybedenlere başsağlığı diledikten sonra, "Sendikacılarımız ve aydınlarımız ile birlikte buradayız. Düşüncelerimizi paylaşmak, değerlendirmelerinizi almak ve ortak bir şekilde bu süreci göğüslemek, barışın sağduyunun ve kardeşliğin egemen olması için bir çalışmayı sürdürmek üzere sizleri ziyaret etmek istedik" dedi. Diyarbakır olaylarında yaşananların Kürt sorununun çözümsüz bırakma politikasının bir sonucu olduğunu belirten Tüzel, olaylardan sonra tırmandırılan baskı ortamına dikkat çekerek "Bunlar onaylanabilir şeyler değil. Kürt halkının siyasi temsilcilerinin, sözcülerinin seçilmiş temsilcilerinin üzerinde bir baskı oluşturulması, bir sindirme faaliyetinin yeniden başlatılmış olması demokratik hak ve özgürlüklerle bağdaştırılamaz" dedi. Terörle Mücadele Yasa Tasarı'na da atıfta bulunan Tüzel, "Emniyetin ve askeri güçlerin istediği bir yasal düzenleme çıkarıyorlar. Buna karşı çıkmalıyız. Çünkü sadece Kürt siyasetçileri değil tüm emek güçleri hedefte. Diyarbakır'da sendikacılar da tutuklandı nitekim. Sadece burada değil ülkenin birçok kesiminde saldırgan bir tutum izleniyor. Ankara'da, Kocaeli'nde yürüyen emekçilere sendikacılara saldırılması gibi" diye konuştu. Tüzel, "Kürt sorunu konusunda bu kadar mesafe alındıktan sonra, bir ölçüde Kürt sorunu konusunda bir toplumsal uzlaşı ve beklenti oluştuktan sonra kimi güçlerin bunu geriye çekmesi, şiddete sarılması devlet terörü uygulaması kabul edilmeyecektir. Diyarbakır halkı ve Kürt halkı yalnız bırakılmayacaktır. Bizim böyle bir görevimiz var" diye devam etti. DTP Diyarbakır İl Başkan Vekili Hilmi Aydoğdu ise ziyaretin kendileri açısından önemli olduğunu belirterek şöyle devam etti; "Bu ziyareti hem halkların kardeşliği adına önemsiyoruz. Hem emeğin özgürleştirilmesi adına önemsiyoruz, hem de uzun yıllardır aslında farklı cephelerde de olsak aslında amacı ve hedefi Türkiye'yi demokratikleşmek olan ve uzun yıllardır da birlikte siyaset yapmaya çalışan, birlikte çözüm aramaya çalışan partilerin sivil örgütlerin ya da sendikaların bize bu anlamda destek ve katkı sunmuş olması bize hem moral hem güç vermiştir. Bu birliktelik bundan sonraki süreçte de çok daha özlü ve kalıcı olmalı." Kürtlerin ve DTP'nin demokrasi güçleri ve halkından başka dayanağı olmadığını belirten Aydoğdu, "Diyarbakır olayları kısa vadede bu baskı ve sindirme saldırısını meydana getirse de orta ve uzun vadede Kürt sorunun çözümünün aciliyetini herkese göstermiştir. Bu nedenle biz Emek Partisi'nin bu ziyaretini çok önemli buluyoruz. Gerçekten de böyle bir desteğe ve ziyarete ihtiyacımız vardı. Türk ve Kürt halkı arasındaki duygusal birliği sağlamak için" diye konuştu.
AİLELERE TAZİYE ZİYARETİ EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel ve beraberindeki heyet, Diyarbakır'daki olaylarda hayatını kaybeden 6 yaşındaki Enes Atak'ın ailesini ziyaret etti. Heyet, Enes'in babası Selamettin Atak tarafından evde ağırlandı. EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Enes'in babasına başsağlığı diledi. Çocukların yaşamlarını kaybetmesinde Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın sorumluluğu olduğunu belirten Tüzel, "Özellikle Başbakan'ın söylediği laflardan sonra bu tür hukuk dışı davranışlar yeniden başladı. Ben isterdim ki Cumhurbaşkanı'mız sizin üzüntünüze bir derman olsun, bir başsağlığı dilesin. İnsanların ölümünden sorumlu olan yetkililer ve polisler hakkında soruşturmalar başlatılsın. Ancak şimdiye kadar böyle bir soruşturmanın açıldığına dair bir bilgimiz yok" dedi. Enes'in vurulduğu anda çekilen fotoğrafının tüm Türkiye halkının gözünde ve yüreğinde yer ettiğini belirten Tüzel, "Enes'in fotoğrafı yüreğimize ateş düşürdü. Büyük öfke ve tepki duyuyoruz. Enes'in hayatını kaybetmesi Kürt halkının taleplerinin olumsuz karşılanmasının, çözümsüzlük ve şiddet politikalarının sonucudur" diye konuştu. Selamettin Atak da devletin hızla esnafın zarar ve tespit çalışması yaptığını ve medyanın da hep bunu öne çıkardığını ifade ederek, "Camların hesabı yapılıyor ama canların hesabı yapılmıyor. Devlet cana değil cama önem verdi. Şimdiye kadar kimse gelip benim acımı paylaşmadı. Bunun hesabını yapmadı. Biz devletten acılarımızı paylaşmasını beklerdik" dedi. Enes'in annesini kanser nedeniyle kaybettiğini belirten baba Atak şöyle devam etti; "Annesiz olduğu için onun üzerine daha çok titriyordum. Belki bu yüzden daha çok canım yandı onu kaybedince. Ama yine de tüm acılarımıza rağmen, ben kin beslemiyorum. Biz Diyarbakır halkı olarak hiç ayrımcılık yapmadık. Kürt-Türk ayrımı yapmıyorum. Ama ben Kürt isem bana zorla sen Türksün denmemeli." Geçen hafta batı illerinden bir grup üniversite öğrencisinin kendilerini ziyaret ettiğini söyleyen Selamettin Atak, "Türk kökenli bir öğrenci arkadaş vardı. Aydınlıydı galiba. O Enes için çok ağladı burada. Çok duyarlılık gösterdi gençler. Türkiye halkının yarısı o Aydınlı öğrenci gibi duyarlılık gösterse sorunlar çözülür" dedi.
Diyalogdan başka yol yok Baydemir ise toplumda tehlike çanlarının çaldığına dikkat çekti. Baydemir, "Bu çan 3-4 ay önceden çalmaya başladı. Biz her fırsatta bunu anlatmaya çalıştık. Fakat, ya sesimizi Ankara'ya ulaştıramadık ya da ulaştırdık da anlaşılamadı" dedi. Keşke bu acılar yaşanmasaydı diyen Baydemir, "Bu acımızın daha da büyümemesi için, hepimizin ahlaki ve politik yükümlülükleri vardır. Bunları yerine getirmlek gerekir" dedi. Türkiye toplumunun tüm etnik farklılıklarıyla aynı gemide olduklarını belirten Baydemir, çağdaş limanlara çıkmak için dümeni doğru kullanmak gerektiğini ifade etti. Kürt sorununun demokratik barışçıl bir temelde çözülmesi gerektiğini belirten Baydemir, "Ortak paydalarımızda buluşmak zorundayız. Bence Kürt sorunu diyalogdan başka bir şekilde çözülmez. Bundan başka bir seçeneğimiz yok. Demokratik yollardan çözüm üretmek zorundayız. Burada sorun, doğru yansıtılmıyor. Diyarbakır'da yaşananlar, bu halkın talebi hep yanlış aktarılıyor "şeklinde konuştu. Heyet, Diyarbakır Barosu'nu ziyaret ederek gelişmeler hakkında bilgi aldı.
DTP: BİZE GÜÇ VERDİNİZ Diyarbakır'a gelen heyetin ilk ziyareti DTP'ye oldu. DTP İl Başkan Vekili Hilmi Aydoğdu ve yöneticiler tarafından karşılanan heyet adına konuşan EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Diyarbakır olaylarında hayatını kaybedenlere başsağlığı diledikten sonra, "Sendikacılarımız ve aydınlarımız ile birlikte buradayız. Düşüncelerimizi paylaşmak, değerlendirmelerinizi almak ve ortak bir şekilde bu süreci göğüslemek, barışın sağduyunun ve kardeşliğin egemen olması için bir çalışmayı sürdürmek üzere sizleri ziyaret etmek istedik" dedi. Diyarbakır olaylarında yaşananların Kürt sorununun çözümsüz bırakma politikasının bir sonucu olduğunu belirten Tüzel, olaylardan sonra tırmandırılan baskı ortamına dikkat çekerek "Bunlar onaylanabilir şeyler değil. Kürt halkının siyasi temsilcilerinin, sözcülerinin seçilmiş temsilcilerinin üzerinde bir baskı oluşturulması, bir sindirme faaliyetinin yeniden başlatılmış olması demokratik hak ve özgürlüklerle bağdaştırılamaz" dedi. Terörle Mücadele Yasa Tasarı'na da atıfta bulunan Tüzel, "Emniyetin ve askeri güçlerin istediği bir yasal düzenleme çıkarıyorlar. Buna karşı çıkmalıyız. Çünkü sadece Kürt siyasetçileri değil tüm emek güçleri hedefte. Diyarbakır'da sendikacılar da tutuklandı nitekim. Sadece burada değil ülkenin birçok kesiminde saldırgan bir tutum izleniyor. Ankara'da, Kocaeli'nde yürüyen emekçilere sendikacılara saldırılması gibi" diye konuştu. Tüzel, "Kürt sorunu konusunda bu kadar mesafe alındıktan sonra, bir ölçüde Kürt sorunu konusunda bir toplumsal uzlaşı ve beklenti oluştuktan sonra kimi güçlerin bunu geriye çekmesi, şiddete sarılması devlet terörü uygulaması kabul edilmeyecektir. Diyarbakır halkı ve Kürt halkı yalnız bırakılmayacaktır. Bizim böyle bir görevimiz var" diye devam etti. DTP Diyarbakır İl Başkan Vekili Hilmi Aydoğdu ise ziyaretin kendileri açısından önemli olduğunu belirterek şöyle devam etti; "Bu ziyareti hem halkların kardeşliği adına önemsiyoruz. Hem emeğin özgürleştirilmesi adına önemsiyoruz, hem de uzun yıllardır aslında farklı cephelerde de olsak aslında amacı ve hedefi Türkiye'yi demokratikleşmek olan ve uzun yıllardır da birlikte siyaset yapmaya çalışan, birlikte çözüm aramaya çalışan partilerin sivil örgütlerin ya da sendikaların bize bu anlamda destek ve katkı sunmuş olması bize hem moral hem güç vermiştir. Bu birliktelik bundan sonraki süreçte de çok daha özlü ve kalıcı olmalı." Kürtlerin ve DTP'nin demokrasi güçleri ve halkından başka dayanağı olmadığını belirten Aydoğdu, "Diyarbakır olayları kısa vadede bu baskı ve sindirme saldırısını meydana getirse de orta ve uzun vadede Kürt sorunun çözümünün aciliyetini herkese göstermiştir. Bu nedenle biz Emek Partisi'nin bu ziyaretini çok önemli buluyoruz. Gerçekten de böyle bir desteğe ve ziyarete ihtiyacımız vardı. Türk ve Kürt halkı arasındaki duygusal birliği sağlamak için" diye konuştu.
AİLELERE TAZİYE ZİYARETİ EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel ve beraberindeki heyet, Diyarbakır'daki olaylarda hayatını kaybeden 6 yaşındaki Enes Atak'ın ailesini ziyaret etti. Heyet, Enes'in babası Selamettin Atak tarafından evde ağırlandı. EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Enes'in babasına başsağlığı diledi. Çocukların yaşamlarını kaybetmesinde Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın sorumluluğu olduğunu belirten Tüzel, "Özellikle Başbakan'ın söylediği laflardan sonra bu tür hukuk dışı davranışlar yeniden başladı. Ben isterdim ki Cumhurbaşkanı'mız sizin üzüntünüze bir derman olsun, bir başsağlığı dilesin. İnsanların ölümünden sorumlu olan yetkililer ve polisler hakkında soruşturmalar başlatılsın. Ancak şimdiye kadar böyle bir soruşturmanın açıldığına dair bir bilgimiz yok" dedi. Enes'in vurulduğu anda çekilen fotoğrafının tüm Türkiye halkının gözünde ve yüreğinde yer ettiğini belirten Tüzel, "Enes'in fotoğrafı yüreğimize ateş düşürdü. Büyük öfke ve tepki duyuyoruz. Enes'in hayatını kaybetmesi Kürt halkının taleplerinin olumsuz karşılanmasının, çözümsüzlük ve şiddet politikalarının sonucudur" diye konuştu. Selamettin Atak da devletin hızla esnafın zarar ve tespit çalışması yaptığını ve medyanın da hep bunu öne çıkardığını ifade ederek, "Camların hesabı yapılıyor ama canların hesabı yapılmıyor. Devlet cana değil cama önem verdi. Şimdiye kadar kimse gelip benim acımı paylaşmadı. Bunun hesabını yapmadı. Biz devletten acılarımızı paylaşmasını beklerdik" dedi. Enes'in annesini kanser nedeniyle kaybettiğini belirten baba Atak şöyle devam etti; "Annesiz olduğu için onun üzerine daha çok titriyordum. Belki bu yüzden daha çok canım yandı onu kaybedince. Ama yine de tüm acılarımıza rağmen, ben kin beslemiyorum. Biz Diyarbakır halkı olarak hiç ayrımcılık yapmadık. Kürt-Türk ayrımı yapmıyorum. Ama ben Kürt isem bana zorla sen Türksün denmemeli." Geçen hafta batı illerinden bir grup üniversite öğrencisinin kendilerini ziyaret ettiğini söyleyen Selamettin Atak, "Türk kökenli bir öğrenci arkadaş vardı. Aydınlıydı galiba. O Enes için çok ağladı burada. Çok duyarlılık gösterdi gençler. Türkiye halkının yarısı o Aydınlı öğrenci gibi duyarlılık gösterse sorunlar çözülür" dedi.
Evrensel'i Takip Et