26 Mart 2006 22:00
Bugün herkes tiyatroya...
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü bugün çeşitli etkinliklerle kutlanacak. İstanbul Devlet Tiyatrosu, saat. 20:00'de AKM Büyük Salon'da gerçekleşecek etkinlik fuayede Muhsin Ertuğrul büstünün açılışıyla başlayacak.
Gecenin sunuş metnini Ülkü Ayvaz'ın yazdığı, Orhan Kurtuldu'nun yönettiği düzenini Burhan Yılmaz'ın, ışık tasarımını Yakup Çartık'ın, ses efektleri Şükrü Tümşen'in gerçekleştirdiği geceyi Simay Küçük ve Orhan Kurtuldu sunacak.
Kutlama gecesi ile ilgili açıklama yapan İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdür ve Sanat Yönetmeni Tunç Günbay, "Tiyatromuz ilk kez "Dünya Tiyatro Günü" nü seyircileriyle birlikte coşkulu, çok renkli, çok sesli bir biçimde kutlayacaktır. Sadece sahnelerimizde oyun öncesi tiyatro günü bildirisini okumanın ötesinde, sanatın diğer alanlarıyla da yerel ve evrensel müzikle dansla beslenen bir kutlama olacak. Tiyatro gecesinde Devlet Opera ve Balesi; Devlet Modern Folk Müziği Topluluğu; İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası; Anatolia Dans Grubu ve İmge Mıngıroğlu (Gitar)' nun yer alacağı gösteride Devlet Tiyatrolarının kuruluşundan bu yana emek vermiş emekli, memur, teknik personel ve sanatçılarımıza teşekkür belgesi sunulacaktır" dedi. Gecenin sonunda TEB onur ödülleri sunulacak ve bugün ayrıca Oda Tiyatrosu'nda "Tek Kişilik Düet" ile Aziz Nesin Sahnesi'nde "Ben Ruhi Bey Nasılım?" oyunları ücretsiz olarak seyircileriyle buluşacak.
12 bölgede 19 oyun ücretsiz Devlet Tiyatroları, "27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü" nde 12 bölgedeki 17 yerleşik, 2 turne sahnesinde 19 farklı oyunu ücretsiz olarak sahneleyecek. Aynı gün, Adana Devlet Tiyatrosu, "Eşeğin Gölgesi" adlı oyunla "8. Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali'nin açılışını gerçekleştirecek. Festival kapsamında aralarında Mısır, Danimarka, Kırgızistan ve Almanya'dan gelen ekiplerinde bulunduğu tiyatro toplulukları, 20 değişik oyunla izleyici karşısına çıkacak. Festival, 29 Nisan'da sona erecek.
'Ustalara Saygı' da tiyatro var Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu tarafından düzenlenen "Ustalara Saygı" etkinlikleri, 27 Mart 2006 Pazartesi akşamı gerçekleştirilecek olan "Dünya Tiyatrolar Günü" özel oturumu ile sürecek. Kültür, sanat, edebiyat ve düşün dünyasından usta isimlerin çalıştıkları alanlara damga vuran çeşitli yönleri ile izleyiciyle buluştuğu gecelerin tiyatronun ustalarına, tiyatronun sorunlarına ayrılan on dördüncü etkinlik, saat 19.00'dan itibaren Melih Cevdet Anday Sahnesi'nde (Akatlar Kültür Merkezi) takip edilebiliyor. Faruk Şüyün'ün hazırladığı geceyi Okan Bayülgen sunacak. Etkinliğe Adalet Ağaoğlu, Berkun Oya, Cüneyt Türel, Derya Alabora, Emre Kınay, Emre Koyuncuoğlu, Erol Keskin, Hami Çağdaş, Kerem Kurdoğlu, Melisa Gürpınar, Mustafa Avkıran, Pınar Kür, Zeliha Berksoy konuşmacı olarak katılacak. Tiyatro Pera ise 5 Ödüllü Yılın Oyunu "Dobrinja'da Düğün"ünü bugün Caddebostan Kültür Merkezi'nde ücretsiz olarak oynayacak.
Tiyatro sayısı arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü" dolayısıyla tiyatro, eser ve izleyici sayısına ilişkin verileri açıkladı. Türkiye genelinde 2003 yılında 97 olan tiyatro sayısının, 2004 yılında 115'e yükseldiği açıklandı. Açıklamada, 2003 yılında, 68'i devlet, belediye ve diğer kurumlara bağlı resmi tiyatrolar olmak üzere toplam 97 tiyatronun hizmet verdiği belirtildi. Aynı yıl 898 eser sahnelendiği ve 2 milyon 758 bin 206 seyirci sayısına ulaşıldığı kaydedildi. 2004 yılı geçici rakamlarına göre ise tiyatro sayısının 115'e yükseldiği ve 977 eser sahnelendiği, izleyici sayısının ise 2 milyon 567 bin 491 olarak belirlendiği ifade edildi.
'Tiyatrocular örgütlenmeli, ses çıkarmalı' Türkiye Tiyatro Yapımcıları Meslek Birliği (TÜTİYAP)'ın oluşturulmasının ilk adımı olan 1'nci Ankara Tiyatroları Buluşması kapsamında düzenlenen "Tiyatro ve Örgütenme" başlıklı panelde, tiyatrocular, örgütlenmenin yollarını tartışarak, "Tiyatrocular ses çıkarmalı" dediler. Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde önceki gün düzenlenen panelde konuşan Türkiye Opera ve Bale Çalışanları Vakfı (TOBAV) Başkanı Tamer Levent, 12 Eylül koşullarında, TOBAV'ı nasıl kurduklarını anlattı. Levent, o yıllarda, tiyatro alanında, örgütlenmenin "ayıp" olarak nitelendirildiğini anlatarak, "1970'e kadar tiyatro oyuncusu ne olacağını hiç kestirememiş. Tiyatroya gelirsin, oynarsın gidersin diye düşünüyorlar. Bunun hakkı hukuku olabileceği konuşulmuyor bile. DT tarihinde, çalışanların bir grevi vardır. Ancak kimse, grev yapılabilir mi, haklarını kazanabilirler mi bilmiyor. Daha sonra DT çalışanlarını 657 sayılı yasaya tabi tutularak, sesleri kısıldı." diye konuştu. Levent, tiyatroculuğun, Avrupa'da yüzyıllardır meslek olarak kabul edildiğine dikkat çekerek, "Dünya Aktörler Federasyonu, bunun meslek olarak kabul edilmesi gerektiğini bize öğretti. Ben o zaman, bu işin gönüllü olarak yaılacağını düşünüyordum. Ancak mesleğin, istismar edilmesi, hakaret olarak sayılması beni düşündürdü" diye konuştu. Birisi mesleğini sorduğunda, "sanatçıyım" diyen bir kişinin, memleketteki olaylara karşı hiçbir şey söyleyememesine tepki gösteren Levent, "Sanatçı, toplumdan farklı yönde olması lazım. Duyarlı, tepki koyan kişi olmalı" dedi.
'Yürünecekse yürüyelim' Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği (ASSİTEJ) Türkiye Merkezi Başkanı Dr. Tülin Sağlam ise Türkiye'de çocuk ve gençlik tiyatrosunun, tiyatrodan sayılmadığını bu yüzden tiyatronun yaşadıkları sıkıntının daha fazlasını çektiklerini dile getirdi. Sağlam, iyi ya da kötü bir çocuk tiyatrosundan bahsedilebileceğini ancak gençlik tiyatrosunun hiç olmadığını belirterek, bir örgütlenmede, bu konulara ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizdi. DTCF Tiyatro Mezunları Derneği Başkanı Turgay Yıldız da "Belki de son paylaşım savaşının yanı başımızda yaşandığı, çok acımasız bir süreçten geçiyoruz. Sanatçıların sesi soluğu çıkmıyor. Biz haklarımızın, paramızın peşinde koşacaksak, onu başka yerde değerlendirmeliyiz. Ancak bu acımasız sürece söyleyecek sözümüz olduğu için örgütlenmeliyiz" dedi. Türkiye'de derneklerin sayısının çok olduğunu, ancak sorunlara eğilmediğini düşünen Yıldız, "İnsanın insanla aldatıldığı bir gerçeklik var; televizyon. Bir an önce bir araya gelmek zorundayız. Yürünecekse yürüyelim, koşulacaksa koşalım" diye konuştu. Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunları Birliği (UNIMA) Türkiye Merkezi Başkanı Mevlüt Özhan, Türkiye'de kukla ve gölge oyunlarının, artık tiyatro olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtirken, Amatör Tiyatrolar Üretim Kooperatifi Kurucu Başkanı Şenol Tiryaki de bütün alanlarda olduğu gibi tiyatrocuların da örgütlenmesinin zorunluluğuna dikkat çekti. Ankara Sanat Tiyatrosu'ndan Atila Oğultekin ise "her ay böyle toplantılarda bir araya gelme" önerisinde bulundi..
12 bölgede 19 oyun ücretsiz Devlet Tiyatroları, "27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü" nde 12 bölgedeki 17 yerleşik, 2 turne sahnesinde 19 farklı oyunu ücretsiz olarak sahneleyecek. Aynı gün, Adana Devlet Tiyatrosu, "Eşeğin Gölgesi" adlı oyunla "8. Devlet Tiyatroları Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali'nin açılışını gerçekleştirecek. Festival kapsamında aralarında Mısır, Danimarka, Kırgızistan ve Almanya'dan gelen ekiplerinde bulunduğu tiyatro toplulukları, 20 değişik oyunla izleyici karşısına çıkacak. Festival, 29 Nisan'da sona erecek.
'Ustalara Saygı' da tiyatro var Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu tarafından düzenlenen "Ustalara Saygı" etkinlikleri, 27 Mart 2006 Pazartesi akşamı gerçekleştirilecek olan "Dünya Tiyatrolar Günü" özel oturumu ile sürecek. Kültür, sanat, edebiyat ve düşün dünyasından usta isimlerin çalıştıkları alanlara damga vuran çeşitli yönleri ile izleyiciyle buluştuğu gecelerin tiyatronun ustalarına, tiyatronun sorunlarına ayrılan on dördüncü etkinlik, saat 19.00'dan itibaren Melih Cevdet Anday Sahnesi'nde (Akatlar Kültür Merkezi) takip edilebiliyor. Faruk Şüyün'ün hazırladığı geceyi Okan Bayülgen sunacak. Etkinliğe Adalet Ağaoğlu, Berkun Oya, Cüneyt Türel, Derya Alabora, Emre Kınay, Emre Koyuncuoğlu, Erol Keskin, Hami Çağdaş, Kerem Kurdoğlu, Melisa Gürpınar, Mustafa Avkıran, Pınar Kür, Zeliha Berksoy konuşmacı olarak katılacak. Tiyatro Pera ise 5 Ödüllü Yılın Oyunu "Dobrinja'da Düğün"ünü bugün Caddebostan Kültür Merkezi'nde ücretsiz olarak oynayacak.
Tiyatro sayısı arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü" dolayısıyla tiyatro, eser ve izleyici sayısına ilişkin verileri açıkladı. Türkiye genelinde 2003 yılında 97 olan tiyatro sayısının, 2004 yılında 115'e yükseldiği açıklandı. Açıklamada, 2003 yılında, 68'i devlet, belediye ve diğer kurumlara bağlı resmi tiyatrolar olmak üzere toplam 97 tiyatronun hizmet verdiği belirtildi. Aynı yıl 898 eser sahnelendiği ve 2 milyon 758 bin 206 seyirci sayısına ulaşıldığı kaydedildi. 2004 yılı geçici rakamlarına göre ise tiyatro sayısının 115'e yükseldiği ve 977 eser sahnelendiği, izleyici sayısının ise 2 milyon 567 bin 491 olarak belirlendiği ifade edildi.
'Tiyatrocular örgütlenmeli, ses çıkarmalı' Türkiye Tiyatro Yapımcıları Meslek Birliği (TÜTİYAP)'ın oluşturulmasının ilk adımı olan 1'nci Ankara Tiyatroları Buluşması kapsamında düzenlenen "Tiyatro ve Örgütenme" başlıklı panelde, tiyatrocular, örgütlenmenin yollarını tartışarak, "Tiyatrocular ses çıkarmalı" dediler. Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde önceki gün düzenlenen panelde konuşan Türkiye Opera ve Bale Çalışanları Vakfı (TOBAV) Başkanı Tamer Levent, 12 Eylül koşullarında, TOBAV'ı nasıl kurduklarını anlattı. Levent, o yıllarda, tiyatro alanında, örgütlenmenin "ayıp" olarak nitelendirildiğini anlatarak, "1970'e kadar tiyatro oyuncusu ne olacağını hiç kestirememiş. Tiyatroya gelirsin, oynarsın gidersin diye düşünüyorlar. Bunun hakkı hukuku olabileceği konuşulmuyor bile. DT tarihinde, çalışanların bir grevi vardır. Ancak kimse, grev yapılabilir mi, haklarını kazanabilirler mi bilmiyor. Daha sonra DT çalışanlarını 657 sayılı yasaya tabi tutularak, sesleri kısıldı." diye konuştu. Levent, tiyatroculuğun, Avrupa'da yüzyıllardır meslek olarak kabul edildiğine dikkat çekerek, "Dünya Aktörler Federasyonu, bunun meslek olarak kabul edilmesi gerektiğini bize öğretti. Ben o zaman, bu işin gönüllü olarak yaılacağını düşünüyordum. Ancak mesleğin, istismar edilmesi, hakaret olarak sayılması beni düşündürdü" diye konuştu. Birisi mesleğini sorduğunda, "sanatçıyım" diyen bir kişinin, memleketteki olaylara karşı hiçbir şey söyleyememesine tepki gösteren Levent, "Sanatçı, toplumdan farklı yönde olması lazım. Duyarlı, tepki koyan kişi olmalı" dedi.
'Yürünecekse yürüyelim' Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği (ASSİTEJ) Türkiye Merkezi Başkanı Dr. Tülin Sağlam ise Türkiye'de çocuk ve gençlik tiyatrosunun, tiyatrodan sayılmadığını bu yüzden tiyatronun yaşadıkları sıkıntının daha fazlasını çektiklerini dile getirdi. Sağlam, iyi ya da kötü bir çocuk tiyatrosundan bahsedilebileceğini ancak gençlik tiyatrosunun hiç olmadığını belirterek, bir örgütlenmede, bu konulara ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizdi. DTCF Tiyatro Mezunları Derneği Başkanı Turgay Yıldız da "Belki de son paylaşım savaşının yanı başımızda yaşandığı, çok acımasız bir süreçten geçiyoruz. Sanatçıların sesi soluğu çıkmıyor. Biz haklarımızın, paramızın peşinde koşacaksak, onu başka yerde değerlendirmeliyiz. Ancak bu acımasız sürece söyleyecek sözümüz olduğu için örgütlenmeliyiz" dedi. Türkiye'de derneklerin sayısının çok olduğunu, ancak sorunlara eğilmediğini düşünen Yıldız, "İnsanın insanla aldatıldığı bir gerçeklik var; televizyon. Bir an önce bir araya gelmek zorundayız. Yürünecekse yürüyelim, koşulacaksa koşalım" diye konuştu. Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunları Birliği (UNIMA) Türkiye Merkezi Başkanı Mevlüt Özhan, Türkiye'de kukla ve gölge oyunlarının, artık tiyatro olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtirken, Amatör Tiyatrolar Üretim Kooperatifi Kurucu Başkanı Şenol Tiryaki de bütün alanlarda olduğu gibi tiyatrocuların da örgütlenmesinin zorunluluğuna dikkat çekti. Ankara Sanat Tiyatrosu'ndan Atila Oğultekin ise "her ay böyle toplantılarda bir araya gelme" önerisinde bulundi..
Evrensel'i Takip Et