22 Mart 2006 23:00

Sabri Uzun görevden alındı!

Şemdinli Komisyonu'na ifade verirken "Hırsız içerdeyse kilit işe yaramaz" diyen Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, görevden alındı. Uzun'un açıklamasının ardından Hükümet Sözcüsü Çiçek, "Kimse komisyon üzerinden kahramanlık taslamasın" demişti.

'Adını koyamıyoruz' Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Meclis Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu'na bilgi verirken "Örgütün üstlenmediği eylemler olursa bu meçhul bir şeydir. Yani başka bir güç bu anormalliği yapıyor demektir. Olayın adını koyamıyoruz bir türlü. Şimdi, hırsız evin içinde olursa kilit işe yaramaz" demişti.

Çiçek'in sözleri Uzun'un bu sözlerinin basına yansıması üzerine tepki gösteren Adalet Bakanı Cemil Çiçek, rahatsızlığını dile getirmişti. Açıklamaları yorum olarak niteleyen Çiçek, bu bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasını da eleştirmişti.Çiçek, "Kimse bu komisyonlar üzerinden popülarite elde etmeye kalkmasın, kahramanlık yapmaya kalkmasın. Kimin elinde ne bilgi varsa, gider Cumhuriyet Savcısı'na verir, Adalet Bakanlığı'na verir, İçişleri Bakanlığı'na verir" demişti.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Yetkin Mühendislik - 2 -
   Parsayı kim kapacak? HAZIRLAYAN: Erkal Hascan* Odalarda bütün bunlar olup biterken, devlet tarafından da çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Daha önce TMMOB ve bağlı odalardan görüş alan hükümetimiz, ortada belge ve sınav ücretleri söz konusu olunca konuyu daha da genişleterek bir yasa tasarısı hazırlamıştır. Son şeklini Ekim 2005'te alan "Ulusal Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanun Tasarısı" ile sadece mühendislik alanlarına değil, tüm mesleklere bir düzenleme getirecek bir kurum oluşturulacağının haberi verilmektedir. TMMOB, bu kurumun genel kurulunu oluşturacak 50 delegenin içinde 2 kişi ile temsil edilecektir. Tasarıda net bir şekilde "onaylanan kurumlardan alınacak ücretler" de ifade edilmekte, yani TMMOB'nin bu kapsamda olsa olsa taşeronluk yapabileceği ortaya çıkmaktadır. Ayrıca YÖK Başkanlığı'ndan rektörlüklere gönderilen bir yazıyla, 2005-2006 öğretim yılından itibaren diplomalara unvan yazılmaması, sadece eğitimi alınan programın adının yazılması istenmiştir. Bu da mezunların unvanlarına sahip olabilmek için 2006 yılından itibaren kurumlarca onaya tabi olacaklarının habercisidir. Bu uygulamalar, bütün olarak bir uyumlaştırma sürecinin parçalarıdır. Devlet AB'ye, odalar da devlete, dolayısıyla AB'ye uyumlu hale getirilmektedir. Gerek etik kurulları, gerek "kalite" sertifikaları, gerekse akreditasyon mekanizması tüm bu sürecin bileşenleridir. Bu yazıda, resmin bütününü göz ardı etmeden özel olarak yetkin mühendislik uygulaması ele alınmıştır. Yetkİnlİk, kİmİn İçİn? Burada anlatmaya çalıştığımız yetkin veya sertifikalı mühendislik uygulamaları, aslında bazı odalardaki bazı iş alanları için yürürlüktedir. Bu yasa tasarısı ile yapılmak istenen, tüm odalardaki bütün iş alanlarıyla ilgili düzenlemelerdir. Daha iş alanlarının belirlenmesi konusunda bile, odalar birbirine girmiş ve mahkemelik olmuşlardır. Mühendisleri de yapay ayrımlarla bölecek bu uygulamalar, her geçen gün kan kaybeden mühendislerin ve odaların birliğine zarar vermektedir. TMMOB genç çatısı altındaki öğrencilerin büyük bölümü, bu uygulamaya karşıdır. Ancak öğrencilerin asıl kitlesi, halen mezun olduklarında nelerle karşılaşacaklarından habersizdir. Üyelerin büyük çoğunluğu da bundan farksız durumdadır. Bu düzenlemelerden faydalanacak kesimler ise şöyle sıralanabilir; bir gelir kapısı daha oluşacak odalar ve TMMOB, bu sınavlar ve eğitimlerde görev alarak gelir sağlayacak kişiler, kârlarının artacağını düşünerek AB ile uyumlaşmak için can atan kesimler. Alternatİfİ var mI? Bu argümanlara cevap veremeyenler "Senin çözümün ne?" diyerek söylediklerimize karşı çıkarlar. Mühendislik bilgimizin "yeterliliği", üniversite eğitiminden bağımsız düşünülemez. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının bilgi eksiğini gidermenin, üniversitelerdeki eğitim kalitesinin artırılmasından başka çözümü de yoktur. Teknolojik gelişmeler ise yeterlilik ya da yetersizlik göstergesi olamayacağı gibi, iyi bir mühendislik formasyonu almış insanların adapte olamayacağı konular değildir. Bu tür düzenlemeler kesinlikle eğitim yerine geçmeyeceği için, gerekçe olarak ortaya konan problemin çözümü de değildir. Bilinmelidir ki, mühendislerin belge alarak ayrıcalık yaşayacağı, bu ayrıcalıklar için de paralarının olmasının gerekli olduğu bir rekabet ortamı, sadece mühendisler arası değil, aynı mühendislikler içinde de eşitsizlik ve rekabet yaratacaktır. Deprem ve diğer sorunlar, bırakın hiçbir müteahhit suçlu olmasa bile, rekabet ile değil, toplumsal işbirliği ile çözülebilir. Örneğimiz çok basit aslında. Sondajı yapan jeoloji mühendisi ile bu bilgileri yaşayacak insanların ihtiyacına uygun olarak mimari çizimi yapan mimar ve o binaya uygun malzeme ve tesisatı kuracak olan inşaat, makine ve elektrik mühendislerini ayrı düşünemeyiz. Düşünürsek, hem rekabet ederiz, hem de o sağlıksız konutlarda her depremde ölürüz. Ne yapmalI? Bütün bunların sonucunda şöyle bir gerçek karşımıza çıkıyor; odalarda bir avuç insan tüm üyelerin ve öğrencilerin adına kararlar alıyor ve uyguluyor. Bu kararlar ise "kamu hizmeti" adına ve "mühendislik onuru" gibi ifadeler ile haklı çıkartılmaya çalışılıyor. İşte bizlere yeni bir liberal rekabeti dayatanlara karşı, mühendislerin sadece patron olanlarına yarayacak bir ayrıcalığa karşı, toplumsal dayanışmada rol alabilecek bir mühendisliği, elde edilen birikimleri daha fazla çoğaltmak ve birilerine hortumlatmak yerine paylaşılabileceği bir meslek odası ve geleceği savunmak zorundayız. Bugün için böylesi piyasa merkezli bir duruşa karşı gelecek tek güç, ücretli ve işsiz mühendisler ile öğrencilerin "para değil insan" merkezli birliği ve meslek anlayışıyla odalara sahip çıkmalarıdır. Önümüzdeki dönemde böylesi tartışmalar yapmak, bu tartışmalar engellense bile demokratik katılımı sağlamak zorundayız. Bunun adı, okullardan, işyerlerinden başlayan örgütlenmeler ile şube ve odalara taşınan güçlü demokratik tartışmalardır. Örgüte yön verecek olan bugünün ve yarının üyeleridir.

*Elektronik ve Haberleşme Mühendisi


TMMOB iş bulma kurumu değil

Erdal Bektaş Gündemdeki yetkin mühendislik konusunu TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ile görüştük. Yetkin mühendislik konusu özellikle mühendislik öğrencilerinin gündeminde ve geniş bir çevre tarafından tartışılıyor. Kökeni nedir bu tartışmaların? TMMOB'un kendi içinde, odalarda yıllardır tartışılan bir konu "uzmanlık, mesleki yeterlilik, mesleki eğitim". 2. Mimarlar ve Mühendislik Kurultayı'nda ilk defa yazılı halde ortaya konmuştur. Farklı okullardan çıkan mühendis arkadaşların statü farklılığı vardır. Laboratuvarıyla, ders kitabıyla, hocasıyla daha gelişmiş olanaklara sahip bir eğitim kurumundan çıkan bir mühendisin, hiçbir yeterli donanımı olmayan, laboratuvarı olmayan, profesörü olmayan bir eğitimden çıkmış mühendisin arasında büyük fark vardır. Böylesi yetersiz koşullarda eğitim görmüş bir mühendisin yaptığı projeler de başarılı olmayacaktır. Bunu da kaba bir işsizlik modeli ile tartışamayız. Mühendislik, doğrudan insan yaşamını ilgilendiren bir konudur. Bu nedenle de TMMOB, mühendislerin yeterli donanıma sahip olmalarını ve gereğinde bu yeteneği kullanmalarını ister.

Eğitimi ve yaşam koşulları nedeniyle belli standartları yakalayamamış mühendislerin sürekli reddedilmesini engellemek için ne yapılabilir? Türkiye'de yüzde 25'i işsiz ya da meslek dışı bir işte çalışan, mühendis-mimar- şehir plancısı topluluğunun meslek örgütüyüz. Yatırımın olmadığı bir ülkede, IMF ve Dünya Bankası politikaları gereği yapılan uygulamalarla mühendisin gözden çıkarıldığı bir ülkede mühendislik fakültelerine her yıl 35 bin yeni giriş var. Ortalama 25 bin yeni mezun arkadaşımız oluyor. Biz bu sayıların ülkemizde bir planlamanın olmadığının göstergesi olduğunu söylüyoruz. Yeni mezun arkadaşlarımızın yüzde 25'i ve giderek artacak bir orandaki kısmı bu ülkede ya mesleklerini yapamayacak ya da işsiz kalacak. Bu, bu ülkenin bir gerçeği. Yatırım yok. Sanayileşme yok. Sistemin gereği yetersiz (belki de çok kötü) eğitilerek mezun olan arkadaşlar var ve sonra zorunlu üyeliğin olduğu bir meslek örgütü TMMOB bunu çözecek. Doğal ki, böyle bir söz gerçekçi değil. Anlamlı değil. TMMOB, iş ve işçi bulma kurumu değil. TMMOB üyenin sorunlarının halkın sorunlarından ayrı tutulmayacağını ve sorunların emek ve meslek örgütlerinin ortak mücadelesi ile çözülebileceğini bilen ve bunu söyleyen bir örgüt. Önemli olan bu sözün gereklerini yapabilmek. Önemli olan bizi, mühendisleri, mimarları, halkımızı, ülkemiz insanını bu duruma düşüren, yoksullaştıran sistemi kavrayabilmek ve bunun değişimi için gerekeni yapabilmek. TMMOB işin bu tarafındadır.



Eğitime ne gibi bir geri besleme amaçlanıyor? 3-4 oda ancak böyle bir amaç koyabilmiştir. Üniversitelerin kendi içlerinde programları farklı olabilir; oda asgari eğitimi dayatabilir. Eğitime müdahale kısmı buradadır. Örneğin; laboratuvar olanakları yetersiz olan veya laboratuvarı olmayan bir üniversitenin kapatılması kararını oda alabilir. Bunun yanında TMMOB olarak üniversitelerin akreditasyonu gereklidir ve yabancı akreditasyon kurumları yerine TMMOB'un da içinde yer aldığı MÜDEK (Mühendislik Değerlendirme Kurumları) yaygınlaştırılmalıdır diyoruz. Bunun son noktası da, eğer bir bölüm akredite olmuyorsa kapatılır. Bu akredite olmayan bölümlerden çıkan öğrenciler de sürekli "hayır"la karşılaşacaklarından o bölüm kendini düzeltmek zorunda kalacaktır.


TMMOB OLUMLU BAKIYOR

TMMOB bu konuda ne düşünüyor? TMMOB'un görüşü yetkin/yetkili mühendisliğin olumlu olduğu yönündedir. Bunun dışında odaların veya kişilerin görüşleri kendilerini bağlar. TMMOB kararları yayınlarla ve raporlarla sunulmuştur. TMMOB'un genel kabul ettiği kararlara göre mesleki denetimin yapılabilmesi, yetkili üyelerin tanımlanması, üyelerin mesleki çalışmaları süresince yaptıkları işleri ve tamamladıkları eğitimlere dayanan uzmanlıklarının odalarca belirlenmesi, belgelendirilmesi ve gerekli yetkili üyelerin kamuoyuna önerilmesini sağlamaktır. Bunun nasıl yapılacağını odaya devreder, oda da öğrenim programı, uygulama alanları, mesleki bilimsel gelişmeleri, ülkenin teknolojik durumunu, kamuoyunun ve üyelerin istemlerini dikkate alarak ve gerektiğinde oluşturacağı mesleki-bilimsel kurullara danışarak, üretilen ürün yada hizmetlerde kamu yararına mesleki denetimin sağlanması konusunda mesleğin uzmanlık konularını ve uzmanlığın hangi koşullara göre belgeleneceğini belirler. Bunun dışında TMMOB'a atfedilen her söz yalandır ve yanlıştır. Mali Müşavirlik ve Avukatlıkta bu sistem yıllardır süregelen ve iyi bir şekilde işleyen böylesi bir süreç devam etmektedir. Neden mühendisim diyen; ama dünyadan, bilimden ve teknolojinin gelişmelerinden haberi olmayan bir kişiye iş vereyim ki? Yeterli olmayan bir insanla, neden böylesi insan odaklı bir meslekte böylesi bir risk alayım? Ama yeterli olmayan bir mühendis bir işe niyetlendiyse, bu durumda odanın görevi onu meslek içi eğitim aracılığıyla geliştirmektir. Belli konularda yetkin olanların dökümüne sahip olmanın yanında odanın bu tip bir yetiştirme görevi de vardır. TMMOB ve odaların bu ülkede "mühendisleri mühendisleştirmek" gibi bir görevi vardır. Çünkü okullardan çıktım demekle olmuyor, okulların birçoğu asparagas. Yanlış yaparsa insanlar zarar görecek. Mimarlık doktorluk, ebelik vb. gibi sağlıkla entegre olmuş bir meslek olarak kabul edildiğinden özel bir düzenleme yapılıyor. Mühendislik kavramları bunun dışındadır, ülke iç mevzuatları esastır.

BİTTİ