Temsilciler AB'yi tartıştı

Haber-İş İstanbul 1 No'lu Şube, işyeri temsilcilerinin katılımıyla Avrupa Birliği'nin tartışıldığı bir forum gerçekleştirdi. Belediye-İş İstanbul şubelerinin toplantı salonunda gerçekleştirilen foruma 70'e yakın temsilci katıldı. Toplantı, DİSK/Gıda-İş ve Rosa Luksemburg Vakfı'nın ortaklaşa yürüttüğü ve emekçilerin AB hakkında eğilimlerini ortaya çıkaran araştırmanın sunumuyla başladı. Sunumu Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü'nden Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu ve sendika uzmanı Rana Çetin yaptı. 13 işkolundan emekçilerle yapılan araştırmayı özetleyen Özgür Müftüoğlu, ücretli emekçilerin yüzde 44.4'ünün AB'ye olumlu, 41.1'inin ise olumsuz baktığının, buna karşın yüzde 14.5'inin ise kararsız olduğunu belirtti. AB'nin yaptırdığı araştırmalarda destek oranının yüzde 55'lerde olduğunu hatırlatan Müftüoğlu, "Bu fark, ücretli emekçilerde AB'ye yönelik daha ihtiyatlı bir yaklaşımın hakim olduğunu göstermektedir" diye konuştu. Sunuşun ardından soru cevap kısmına geçildi. Bu bölümde sorulan sorulara yanıt veren Özgür Müftüoğlu ve Haber-İş İstanbul Şube Başkanı Levent Dokuyucu, Almanya'ya yaptıkları ziyarette edindikleri gözlemlerini aktardılar. Avrupa'da yaşayan emekçilerin AB'yi ve Türkiye'yi nasıl değerlendirdiklerine yönelik soruyu yanıtlayan Müftüoğlu, Avrupalı emekçiler açısından Türkiye'nin AB üyeliğinin çok temel bir gündem olmadığını dile getirdi. Levent Dokuycu da Almanya'da kazanılmış haklara yönelik saldırı yaşandığını ifade ederek, işçi sınıfının ve sendikaların bu saldırılar karşısında yeniden mücadeleci bir yönelime girdiğini dile getirdi. Özellikle AB üyeliğinin Türkiye'deki emekçilerin taleplerinin karşılanmasını sağlayacağı beklentisini yayanları eleştiren Dokuyucu, Avrupa'daki hakların mücadeleyle kazanıldığını ve bu hakların korunması için yeniden büyük mücadelelerin verildiğini söyledi. Almanya'da esnek çalışma uygulamalarının ve taşeronlaştırmaların nasıl bir tahribat yarattığını gördüklerini anlatan Dokuyucu, aynı uygulamaların Türkiye'de hızla yaygınlaşmasının aynı zamanda Avrupa Birliği'nin talebi olduğunun altını çizdi. Levent Dokuyucu, sözlerini Türkiye işçi sınıfının mücadeleyi geliştirmekten başka bir çaresinin olmadığını vurgulayarak bitirdi.