16 Mart 2006 23:00
KATLİAM LANETLENDİ
GÜNÜN YAZILARI
7 öğrencinin ölümü, 100'den fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan 16 Mart Katliamı, 28'inci yıldönümünde bir kez daha lanetlendi. İstanbul Üniversitesi önünde düzenlenen eylemlerde, katliamın gerçek sorumluları ortaya çıkartılana kadar olayın takipçisi olunacağı haykırıldı.
Üniversite öğrencileri, 16 Mart 1978 tarihinde İstanbul Üniversitesi (İÜ) Eczacılık Fakültesi önünde bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden arkadaşlarını andılar.
İÜ Merkez Kampusü, İÜ Edebiyat Fakültesi ve Beyazıt otobüs durağında dün saat 13.00'de buluşan öğrenciler, Beyazıt Meydanı'na yürüdü. 16-17 Mart 1988 tarihinde Halepçe'de 5 bin Kürt'ün kimyasal silahla katledilmesini de unutmayan öğrenciler "16 Mart'tan Şemdinli'ye katleden devlettir" ile üzerinde Türkçe ve Kürtçe "Halepçe'den Şemdinli'ye emperyalizme karşı mücadeleye" yazılı pankartları taşıdılar.
Yürüyüşün sonunda Beyazıt Meydanı'nda toplanan yaklaşık 300 öğrenci "Beyazıt faşizme mezar olacak", "16 Mart şehitleri ölümsüzdür", "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganlarıyla İÜ Eczacılık Fakültesi önüne geldi. Fakülte önünde saygı duruşunda bulunurak, "Enternasyonal" ve "Beyazıt" marşlarını okuyan öğrenciler, bombalamanın olduğu yere karanfiller bıraktı.
Münferit değil Öğrenciler adına ortak açıklama yapan Göksel Çağ, 1978'de yaşanan bombalı saldırıda 7 TİP'li öğrencinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Katliamda kullanılan bombanın orduya ait olduğu ve Abdullah Çatlı tarafından temin edildiğinin ortaya çıktığını belirten Çağ, katliamda adı geçen görevlilerin ödüllendirildiğini, haklarında dava açılanların da delil yetersizliğinden beraat ettiklerini söyledi. İtirazlar sonucu davanın yeniden 1995 yılında görülmeye başladığını aktaran Çağ, "Katliamın yasal zamanaşımı süresi 16 Mart 2008'de doluyor. Açılan davada hâlâ yazışmaların ötesine gidelemiyor. " diye konuştu. 16 Mart'tan Susurluk'a, Susurluk'tan Şemdinli'ye uzanan gerçekliğe dikkat çeken Göksel Çağ, kontrgerillanın ve çetelerin devlet içinde münferit olduğunu iddia etmenin mümkün olmadığını dile getirdi. 16 Mart ve Halepçe katliamını lanetleyen Çağ, katliamların takipçisi olacaklarını ve yarını kazanmak için mücadele edeceklerini söyledi. Açıklamanın ardından Grup Yorum kısa bir dinleti verirken, öğrenciler, marşlar ve sloganlar eşliğinde eylemi sonlandırdı.
Zaman aşımı 78'liler Girişimi üyeleri de dün sabah saatlerinde İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelerek, 7 öğrencinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan 16 Mart katliamını protesto etti. Girişim sözcüsü Celalettin Can, olayla ilgili bugüne kadar herhangi bir hukuksal ve toplumsal aydınlatma yaşanmadığını söyledi. Can, "Katliamın failleri yargılanamadı. Unutma ve unuttturma tercih edildi. Katliamda yaralananlar, ölenlerin dönem arkadaşları bir araya geldiler ve davanın peşine düştüler. Yeni tanıklar bulundu. Dosyalar tozlu raflardan indirildi. Bu çabaların sonucunda 1995 yılında yeni bir iddianame hazırlandı. Dava halen devam ediyor. Bu dava zaman aşımına uğramayacak" dedi. Açıklamaya EMEP, SDP ve İHD üyeleri de katılarak destek verdi.
SHP'den protesto SHP Bağcılar İlçe Örgütü ise Bağcılar Meydanı'nda düzenlediği kitlesel basın açıklaması ile 16 Mart katliamını protesto etti.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Halepçe unutulmadı 16-17 Mart 1988 tarihlerinde kimyasal silahlar kullanılarak binlerce Kürdün katledildiği, binlercesinin de sakat bırakıldığı Halepçe katliamı 18'inci yılında "Em şer naxwazin/Savaş istemiyoruz" sloganıyla lanetlendi. Ankara'da, Yüksel Caddesi'nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen İHD, EMEP, DTP, DİSK ve ESP temsilcileri, "Halepçe'nin hesabını soracağız", "Bıji bıratiya gelan/yaşasın hakların kardeşliği" sloganları atarak, Halepçe katliamını unutmadıklarını duyurdular. Dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ve diğer yöneticilerin toplu katliam emri verdiklerini hatırlatan İHD Ankara Şubesi Başkanı Salih Karaaslan, katliamdan sağ kurtulanların çoğunun da sakat kaldığını ifade etti. Bu insanlık trajedisine karşı ne uluslararası kurumların, ne de dünya kamuoyunun yeterince tepki verdiğini kaydeden Karaaslan, "Bugün Saddam rejimi iktidarda değil fakat başta Ortadoğu olmak üzere savaşlar ve katliamlar devam ediyor" dedi. Türkiye'nin, katliam, işkence ve diğer insanlık suçlarının hesabının sorulması için, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin statüsünü bir an önce kabul etmesini isteyen Karaaslan, "Başka Halepçeler yaşanmasın" dedi. DTP'li gençler, Yüksel Caddesi'nde bir araya gelerek Halepçe Katliamı'nı protesto etti.
Duygulu anlar Halepçe katliamı, Diyarbakır'da yapılan bir etkinlikle de kınandı. Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu'nda yapılan etkinliğe yaklaşık 400 kişi katıldı. Halepçe katliamından kesitlerin yer aldığı sinevizyon gösterimi sırasında salonda duygulu anlar yaşandı. DTP Diyarbakır İl Başkanı Ahmet Cengiz, Halepçe'nin Nagazaki ve Hiroşima'dan sonra kimyasal silahların yol açtığı en büyük insanlık suçu olduğunu söyledi. Kürtlerin Ortadoğu'da çelişkiler içinde yaşadığına işaret eden Cengiz, hükümetleri Kürtlere yönelik kaygı verici tutumlardan vazgeçmeye çağırdı.
Bir daha olmasın DTP Bursa İl Örgütü tarafından yapılan etkinlikle konuşan, DTP Bursa İl Başkanı Nizam Kapan, yeni Halepçelerin bir daha yaşanmaması istendi. Bu arada, İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi de bir açıklama yaparak, kimyasal ve biyolojik silahların bugün de halkları tehdit ettiğine vurgu yaptı. İHD Genel Merkez yöneticisi Etem Açıkalın'nın yaptığı açıklamada katliamın insanlık tarihinde bir utanç abidesi olarak durduğu vurgulandı.
Halepçe'de yine kan döküldü Halepçe Katliamı'nın 18. yıldönümü nedeniyle Anıt Mezar'a yürümek isteyen binlerce Halepçeli gence askerler ateş açtı. Açılan ateş sonucu bir gencin yaşamını yitirdiği bildirildi. Çok sayıda gencin yaralandığı ve birçok kişinin de gözaltına alındığı olay sonrası şehir girişine yürüyerek oturma eylemi yapan gençler, katliamı unutan yetkililerin şehir dışından gelerek anma töreni düzenlemesine izin vermeyeceklerini belirtti. Halepçe katliamının sadece yıldönümlerde hatırlanması ve kentin sorunlarıyla ilgilenilmemesini protesto etmek amacıyla Anıt Mezar'a yürümek isteyen gençler, 'Halepçe'yi unutan Halepçe'ye giremez' sloganıyla kent girişinde oturma eylemi yaptı. Öğrenci Gençliği Derneği'nin düzenlediği yürüyüşe, çocuğunluğu Süleymaniye Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Halepçeli binlerce genç katıldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da hükümet yetkililerinin Halepçe'ye gelerek burada resmi törenler düzenlemesi ve sonra kentle bir daha ilgilenmemesine tepki gösteren gençler, yetkililerin bu yıl Halepçe'de anma etkinliği düzenlemesini istemediklerini belirtti.
Münferit değil Öğrenciler adına ortak açıklama yapan Göksel Çağ, 1978'de yaşanan bombalı saldırıda 7 TİP'li öğrencinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Katliamda kullanılan bombanın orduya ait olduğu ve Abdullah Çatlı tarafından temin edildiğinin ortaya çıktığını belirten Çağ, katliamda adı geçen görevlilerin ödüllendirildiğini, haklarında dava açılanların da delil yetersizliğinden beraat ettiklerini söyledi. İtirazlar sonucu davanın yeniden 1995 yılında görülmeye başladığını aktaran Çağ, "Katliamın yasal zamanaşımı süresi 16 Mart 2008'de doluyor. Açılan davada hâlâ yazışmaların ötesine gidelemiyor. " diye konuştu. 16 Mart'tan Susurluk'a, Susurluk'tan Şemdinli'ye uzanan gerçekliğe dikkat çeken Göksel Çağ, kontrgerillanın ve çetelerin devlet içinde münferit olduğunu iddia etmenin mümkün olmadığını dile getirdi. 16 Mart ve Halepçe katliamını lanetleyen Çağ, katliamların takipçisi olacaklarını ve yarını kazanmak için mücadele edeceklerini söyledi. Açıklamanın ardından Grup Yorum kısa bir dinleti verirken, öğrenciler, marşlar ve sloganlar eşliğinde eylemi sonlandırdı.
Zaman aşımı 78'liler Girişimi üyeleri de dün sabah saatlerinde İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelerek, 7 öğrencinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan 16 Mart katliamını protesto etti. Girişim sözcüsü Celalettin Can, olayla ilgili bugüne kadar herhangi bir hukuksal ve toplumsal aydınlatma yaşanmadığını söyledi. Can, "Katliamın failleri yargılanamadı. Unutma ve unuttturma tercih edildi. Katliamda yaralananlar, ölenlerin dönem arkadaşları bir araya geldiler ve davanın peşine düştüler. Yeni tanıklar bulundu. Dosyalar tozlu raflardan indirildi. Bu çabaların sonucunda 1995 yılında yeni bir iddianame hazırlandı. Dava halen devam ediyor. Bu dava zaman aşımına uğramayacak" dedi. Açıklamaya EMEP, SDP ve İHD üyeleri de katılarak destek verdi.
SHP'den protesto SHP Bağcılar İlçe Örgütü ise Bağcılar Meydanı'nda düzenlediği kitlesel basın açıklaması ile 16 Mart katliamını protesto etti.
src=/resim/b1.gif width=5>



Halepçe unutulmadı 16-17 Mart 1988 tarihlerinde kimyasal silahlar kullanılarak binlerce Kürdün katledildiği, binlercesinin de sakat bırakıldığı Halepçe katliamı 18'inci yılında "Em şer naxwazin/Savaş istemiyoruz" sloganıyla lanetlendi. Ankara'da, Yüksel Caddesi'nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen İHD, EMEP, DTP, DİSK ve ESP temsilcileri, "Halepçe'nin hesabını soracağız", "Bıji bıratiya gelan/yaşasın hakların kardeşliği" sloganları atarak, Halepçe katliamını unutmadıklarını duyurdular. Dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ve diğer yöneticilerin toplu katliam emri verdiklerini hatırlatan İHD Ankara Şubesi Başkanı Salih Karaaslan, katliamdan sağ kurtulanların çoğunun da sakat kaldığını ifade etti. Bu insanlık trajedisine karşı ne uluslararası kurumların, ne de dünya kamuoyunun yeterince tepki verdiğini kaydeden Karaaslan, "Bugün Saddam rejimi iktidarda değil fakat başta Ortadoğu olmak üzere savaşlar ve katliamlar devam ediyor" dedi. Türkiye'nin, katliam, işkence ve diğer insanlık suçlarının hesabının sorulması için, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin statüsünü bir an önce kabul etmesini isteyen Karaaslan, "Başka Halepçeler yaşanmasın" dedi. DTP'li gençler, Yüksel Caddesi'nde bir araya gelerek Halepçe Katliamı'nı protesto etti.
Duygulu anlar Halepçe katliamı, Diyarbakır'da yapılan bir etkinlikle de kınandı. Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu'nda yapılan etkinliğe yaklaşık 400 kişi katıldı. Halepçe katliamından kesitlerin yer aldığı sinevizyon gösterimi sırasında salonda duygulu anlar yaşandı. DTP Diyarbakır İl Başkanı Ahmet Cengiz, Halepçe'nin Nagazaki ve Hiroşima'dan sonra kimyasal silahların yol açtığı en büyük insanlık suçu olduğunu söyledi. Kürtlerin Ortadoğu'da çelişkiler içinde yaşadığına işaret eden Cengiz, hükümetleri Kürtlere yönelik kaygı verici tutumlardan vazgeçmeye çağırdı.
Bir daha olmasın DTP Bursa İl Örgütü tarafından yapılan etkinlikle konuşan, DTP Bursa İl Başkanı Nizam Kapan, yeni Halepçelerin bir daha yaşanmaması istendi. Bu arada, İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi de bir açıklama yaparak, kimyasal ve biyolojik silahların bugün de halkları tehdit ettiğine vurgu yaptı. İHD Genel Merkez yöneticisi Etem Açıkalın'nın yaptığı açıklamada katliamın insanlık tarihinde bir utanç abidesi olarak durduğu vurgulandı.
Halepçe'de yine kan döküldü Halepçe Katliamı'nın 18. yıldönümü nedeniyle Anıt Mezar'a yürümek isteyen binlerce Halepçeli gence askerler ateş açtı. Açılan ateş sonucu bir gencin yaşamını yitirdiği bildirildi. Çok sayıda gencin yaralandığı ve birçok kişinin de gözaltına alındığı olay sonrası şehir girişine yürüyerek oturma eylemi yapan gençler, katliamı unutan yetkililerin şehir dışından gelerek anma töreni düzenlemesine izin vermeyeceklerini belirtti. Halepçe katliamının sadece yıldönümlerde hatırlanması ve kentin sorunlarıyla ilgilenilmemesini protesto etmek amacıyla Anıt Mezar'a yürümek isteyen gençler, 'Halepçe'yi unutan Halepçe'ye giremez' sloganıyla kent girişinde oturma eylemi yaptı. Öğrenci Gençliği Derneği'nin düzenlediği yürüyüşe, çocuğunluğu Süleymaniye Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Halepçeli binlerce genç katıldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da hükümet yetkililerinin Halepçe'ye gelerek burada resmi törenler düzenlemesi ve sonra kentle bir daha ilgilenmemesine tepki gösteren gençler, yetkililerin bu yıl Halepçe'de anma etkinliği düzenlemesini istemediklerini belirtti.
Evrensel'i Takip Et