8 Mart 2006 23:00

Beden dilinden sözcüklere

İzmir Devlet Opera ve Bale sanatçılarından, koreograf Şimşek Yüksek'in öykü kitabı "Topsuz İğne" çıktı. Yıllarca beden dilini kullanan Şimşek Yüksek, artık kitaplarıyla kendisini ifade ediyor. Sanatçının, dansı anlattığı, "Saydam Beden" isimli kitabı 2003 yılında Etki Yayınevi'nden çıkmıştı. "Topsuz İğne", yaşanmış olaylar, kurgu ve hayal gücünün birbirine geçtiği 12 öyküden oluşuyor. Şimşek Yüksek ile evinde, bale sanatı, dans yarışmaları ve kitapları üzerine söyleştik. Yaşamının 17 yılını Almanya'da geçiren Yüksek, 1993 yılında İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin daveti üzerine Türkiye'ye gelerek İzmir'e yerleşmiş. Çocukken, Hayat Ansiklopedisi'nin "B" harfinde, küçücük bir balerin resmi görüp hayran kalmış Yüksek. 'Ben de bale yapmak istiyorum' sözleri annesi tarafından, 'Baban duyarsa gebertir' şeklinde yanıtlanınca dansçı olma isteği içinde kalmış. Almanya'ya Matematik Mühendisliği okumaya gittiğinde, bale yapan kız arkadaşı sayesinde hayalini gerçekleştirerek konservatuvara girmiş Yüksek. Ama kolay olmamış, çok çalışması gerekmiş. "Ben geç kalmış istisnalardandım. Açığı kapatmak için ölesiye çalıştım" diyor. Aktif olarak 44 yaşına kadar dans eden Yüksek, "meslek yıpranması" sonucu bel fıtığı olmuş.

Dans eleştirmeni yok 2000 yılında Dünya Dans Platformu kapsamında düzenlenen ve kendisinin de konuşmacı olarak katıldığı "Dans Eleştirmenliği ve Yazarlığı" paneli üzerine yazdığı iki sayfalık yazı Gösteri Dergisi'nde çıkınca Yüksek'in de yazma serüveni başlamış. "Bana göre Türkiye'de dans üzerine bir eleştirmen yok. Yurtdışında, sanatçı-izleyici-eleştirmen şeklinde bir sacayağı vardır. Böyle bir kültürden geldiğim için Türkiye'de bunun eksikliğini hissediyordum" diyor Yüksek. Bundan sonra aralarında Evrensel Kültür'ün de olduğu çeşitli dergilerde yazıları çıkar Yüksek'in. Daha sonra da hem güncel konuları ele aldığı hem de bale sanatını anlattığı "Saydam Beden" isimli deneme kitabını çıkarır. "Önceden beden diliyle kendimi ifade ediyordum. Şimdi sözcüklerle… Tek değişen ifade biçimi oldu" diyor Yüksek. Türkiye'de bale sanatının durumunu, "Bir sanat tek başına var olamaz. Bale sanatının yanında bale kültürü diye de bir şey var. Ama Türkiye'de bu yön eksik. Sadece bale sanatını alarak bir yere gidemeyiz. Dans ve bale kültürel yapıdan soyutlanamaz" diyerek açıklıyor. Konservatuvarların Cumhuriyet dönemine geçişte Atatürk'ün mirası olduğunu ifade eden Yüksek, daha sonra hiçbir siyasinin sanata önem vermediğini belirtiyor. "Her sanatın mutlaka siyasetle bir ilişkisi var" diyen Yüksek, Başbakan'ın yıllar önce bale sanatına belden aşağı dediğini hatırlatıyor. Son 15-20 yıldır dansın daha fazla yaşam alanına sızmaya başladığını belirten Yüksek, çok iyi dansçılar yetiştiğini ifade ediyor. Dans yarışmaları ile ilgili olarak Yüksek, "Rüküşler gazinosunu seyrediyoruz" diyor. "Yaşam sanat değildir. Sanat da yaşam değildir. Sanatla yaşam arasında ince bir sınır çizgisi vardır" diyen Yüksek, eğitimin asla yadsınamayacağını vurguluyor."Eğitimi dışlayıp 'tele-vole' aracılığı ile sanatçı olmaya çalışmak altı boş helkeyi ırmaktan doldurmaya benziyor" diyor. Ata örneğinde olduğu gibi televizyonların kurban vermeye hazır olduklarını ifade eden Yüksek, yarışmaların, 'özendirme' amaçlı olduğuna da inanmadığını belirtiyor. "Dansın kendisi zaten yeterince özendirici. Televizyonların yaptığı özendirme olmaz anca magazin olur" diyor. Türkiye'de dans sektörünün olmadığını belirten Yüksek, bu konuda tek örneğin 'Anadolu Ateşi' olduğunu ifade ediyor. Yarışmalarda gerçekten yetenekli kişilerin bulunduğunu söyleyen Yüksek'e göre, onları keşfetmek televizyonun değil, eğitmenlerin, konservatuvarların, dans okullarının görevi. Yarışmalara katılanlar için bir Alman atasözünü hatırlatıyor Yüksek; 'Yanlış vapurda oturuyorsun'. Başka yere gidiyor o vapur". "Topsuz İğne" kitabı ile ilgili olarak, "Anı ile hayal gücü arasında geziniyor. Şu an ya da geçmişte yaşanmış olaylarla bir şekilde ilgisi var. Örneğin bir öyküde, Irak'ta kolları bacakları kopmuş bir çocuk, bir başkasında Dr. Mengele, bir başkasında Suriye sınırında tel örgülerden birbirlerine hediye atanlar var. Bir şey aramıyorum. Gördüklerim bana yetiyor" diyen Yüksek'in yeni biten ve basılmayı bekleyen bir de romanı bulunuyor.

Evrensel'i Takip Et