Lizbon'da uluslararası toplantı

Avrupa'nın en güçlü komünist partilerinden biri olan Portekiz Komünist Partisi (PKP), geçtiğimiz hafta sonunda uluslararası bir toplantıya ev sahipliği yaptı. 85. kuruluş yıldönümünü kutlayan partinin 3-4 Mart tarihleri arasında başkent Lizbon'da düzenlediği toplantıda, "Avrupa ve Avrupa Birliği, mücadele deneyimleri ve değişim için yeni fırsatlar" tartışıldı. Kıta çapında 23 komünist ve sol örgütün katıldığı toplantıda, sermayenin yoğunlaşmasına paralel olarak uygulanan neoliberal politikaların, Avrupa çapında ciddi sorunlara yol açtığında hemfikir olundu. Katılımcı partiler; kitlesel işsizliğin arttığına, işçilerin sosyal hakları gaspedilmiş bir biçimde, düşük ücretle çalışmaya zorlandığına, yoksulluğun tırmandığına ve kamu hizmetlerinin yok edilmesi yönündeki saldırılara hız verildiğine dikkat çektiler. Bu anlamda, bazı değişikliklerle kabul edilen 'Bolkestein Yönetmeliği'nin kilit önemde olduğu vurgulandı.

Örgütlenme hakkı ayaklar altında Komünist ve sol partiler, "terörle savaş" adı altında bir dizi ülkede temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesine de dikkat çekti. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin "komünizmi kınayan" yasa tasarısını kabul etmesi, Bohemya-Moravya Komünist Partisi ve onun gençlik örgütü olan Çek Cumhuriyeti Komünist Gençlik Birliği'ne yönelik baskılar, bu alandaki son hamleler olarak değerlendirildi. PKP tarafından yayınlanan basın açıklamasında, "Katılımcılar; ABD'nin müttefikleriyle birlikte Irak, Afganistan, Ortadoğu ve Orta Asya'da izlediği savaş politikalarına kesin bir biçimde karşı çıkarak, yabancı işgal güçlerinin derhal geri çekilmesini, Suriye ve İran gibi egemen ülkelere yönelik saldırganlık tehditlerine son verilmesini talep ettiler. Ayrıca, Akdeniz'in silahlardan arındırılmasının önemini vurguladılar. Parti ve örgütler, Filistin halkı başta olmak üzere, özgürlük mücadelesi veren halklarla dayanışmalarını vurguladılar" denildi.

AB'nin gerçek yüzü Emek Partisi (EMEP) adına toplantıya katılan GYK Üyesi Kamil Tekin Sürek, Türkiye-AB ilişkileri hakkında bilgi verdi. AB'nin yıllarca "çalışma koşullarının iyileşeceği, işsizliğin sona ereceği, refah seviyesinin yükseleceği bir birlik" olarak tanıtıldığını anlatan Sürek, "Fakat AB süreci ilerledikçe söylenenlerin aksi görülmeye başlandı. AB'ye uyum paketleri içinde sayılan yasal değişikliklerle çalışma yaşamı esnekleştirildi. Örgütlenme ve grev hakları kısıtlandı. AB'nin de tavsiye ettiği IMF programlarının uygulanması ile emeklilik yaşının yükseltilmesi, sosyal güvenliğin özelleştirilmesi gündeme geldi. Eğitim ve sağlığı paralı hale getirmek için adımlar atıldı" diye devam etti. Sürek, AB'nin Kürt sorununda ikiyüzlü davrandığını, bu sorundan emperyalist politikaları için faydalanmaya çalıştığını kaydetti.

---

KATILIMCI PARTİ VE ÖRGÜTLER AKEL (Kıbrıs) Bohemya ve Moravya Komünist Partisi (Çek Cumhuriyeti) Danimarka Komünist Partisi Danimarka Komünistleri Partisi Finlandiya Komünist Partisi Fransa Komünist Partisi Almanya Komünist Partisi Demokratik Sosyalizm Partisi/Sol Parti (Almanya) İngiltere Komünist Partisi Yunanistan Komünist Partisi Macaristan Komünist İşçi Partisi İrlanda İşçi Partisi İrlanda Komünist Partisi İtalya Komünist Yeniden İnşa Partisi Lüksemburg Komünist Partisi Norveç Komünist Partisi Rusya Federasyonu Komünist Partisi İspanya Komünist Partisi/Birleşik Sol Katalonya Komünistleri Partisi Emek Partisi (Türkiye) Türkiye Komünist Partisi Ukrayna Komünist Partisi