6 Şubat 2006 23:00
'Avrupa Birliği cennet değil'
Yunanistanlı sendikacı Vamvakoussis Giannis geçen hafta, Muhasebeciler Kültür Kooperatifi'nin davetlisi olarak İstanbul'daydı. " AB'ye Uyumlaştırmanın Ekonomi Politiği ve Mesleki Yansımaları" başlıklı panele katılan Giannis, ayrıca Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levet Tüzel ile birlikte, sendika hakları için direnen Serna-Seral işçilerini ziyaret etti.
Giannis, 29 yıldır Yunanistan Merkez Bankası'nda çalışıyor ve Yunanistan Muhasebeciler Sendikası Federasyonu (POL) yönetiminde yer alıyor. Arkadaşlarıyla birlikte sendikalarını, Yunanistan Mücadeleci İşçiler Cephesi'ne (PAME) dahil etmeye çalışan Giannis, konuşmalarında sık sık Avrupa Birliği'nin (AB) Yunanistan ve Avrupa emekçilerinin haklarına yönelik saldırılarına vurgu yapıyor. Altını ısrarla çizdiği konu ise, "itaatkar" sendikacılık karşısında, mücadeleci sendikal birliklerinin kurulması ihtiyacı.
Evrensel: Yunanistan'daki sendika hareketinin bugünlerdeki durumu ve gündemi hakkında bilgi verir misiniz?
Vamvakoussis Giannis: Öncelikle belirtmeliyiz ki, bugünlerde Yunanistan'da iki tip sendikacılık var. Ne yazık ki sendikacıların çoğunluğu hükümet politikasına itaat gösteriyor.
PAME'de (Mücadeleci İşçiler Cephesi) bir araya gelen sendikalar ise bu politikalara tepki gösteriyor ve bunlarla mücadele yürütüyor. İşçilerin taleplerinin yerine getirilmesi için, daha iyi koşullar, daha iyi ücretler için çalışıyoruz. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin, kamusal bir hak olarak ücretsiz verilmesini istiyoruz. Ancak ne yazık ki AB politikalarına itaat eden hükümet ve sendikacıların çoğunluğu bu taleplerimize kulak asmıyor. Çalışma koşulları ve sosyal hizmetler giderek kötüleşiyor. PAME eskiden beri, hükümet ve patronların politikalarına karşı mücadele ediyor.
PAME'nin gücü ne düzeyde? Son yıllarda güçlendiğini söyleyebilir misiniz? PAME tüm sendikalarda ve sektörlerde örgütlü. Yunanistan genelindeki işçi sendikalarında ikinci büyük güç durumundayız. Oldukça dinamik eylemler yapıyoruz. Pek çok zaman mücadele ederken çoğunluk olmak değil, ne kadar vasıflı olduğunuz önemlidir. Tabii çoğunluk olmak için de çalışıyoruz. Hükümet ve AB politikalarına karşı ne tür eylemler yapıyorsunuz? Çeşitli etkinlikler yapıyoruz; gösteriler, yürüyüşler, başta Maliye Bakanlığı olmak üzere birçok hükümet binalarının işgali gibi... Bir defasında, Yunanistan'daki patronların birliğinin binası işgal edildi. Son yıllarda birçok kez genel grev yaptık. Kısacası, hükümete ve patronlara karşı işçi ve emekçi haklarını savunmak için çok çeşitli eylemler yapıyoruz. Son olarak, geçen ay parlamentoda bütçe görüşmeleri devam ederken ülke çapında başarılı bir grev düzenledik. Bütün büyük kentlerde de gösteriler yapıldı.
AB politikaları Yunanistan işçi ve emekçilerini nasıl etkiliyor? AB politikalarına karşı çıkıyoruz, çünkü görüyoruz ki AB politikaları patronlara hizmet ediyor, işçi ve emekçiler için çok kötü sonuçlar doğuruyor. AB'nin üye ülkelerin hükümetlerinden uygulamasını istediği politikalar, işçilerin çalışma koşullarını, ücretlerini ve haklarını çok daha geriye götürüyor. Bizce işçilerin ve sendikaların izlemesi gereken tek yol bu politikalara direnmek ve hakları için mücadele etmektir. AB'nin ve hükümetlerin propagandaları gerçeği yansıtmıyor. Örneğin; Yunanistan'da ücretlerin çok yüksek olduğunu iddia edip, ücretlerin daha düşük olduğu Bulgaristan'ı örnek gösteriyorlar. PAME olarak bu propagandayı boşa çıkarmaya çalışıyor ve insanca yaşayabilmek için asgari ücretin 1300 Avro düzeyinde olması gerektiğini söylüyoruz. Sanayide ve bankacılık alanında kâr oranlarının çok yüksek olduğunu ve işçilerin yaşam standardından taviz verilmesi yerine, bu oranların azaltılması gerektiğini savunuyoruz.
Türkiye'de çeşitli etkinliklere katıldınız. Türkiye ve katıldığınız etkinlikler hakkındaki izlenimleriniz neler? Sendikamızın deneyimlerini, bizi davet eden Türkiyeli dostlarımıza aktardık. Katıldığım toplantı çok dikkat çekiciydi; oldukça memnun kaldım. İstanbul'da birçok dost edindim; işçilerle, aydınlarla tanıştım. AB'nin propaganda edildiği gibi bir cennet kapısı olmadığını bilen, AB'nin büyük patronlara, tekellere hizmet eden bir organizasyon olduğunu anlayan insanlarla tanıştığıma sevindim. AB'nin emperyalist yüzünün anlaşılmasından memnun oldum. Türkiye halkına AB'den fayda gelmeyecektir. AB'yi ve hizmet ettiği tekelleri engellemek için bu fikirlerimizi yaygınlaştırmalıyız. Burada gördüklerimi sendikama ve PAME'ye aktaracağım.
PAME'nin gücü ne düzeyde? Son yıllarda güçlendiğini söyleyebilir misiniz? PAME tüm sendikalarda ve sektörlerde örgütlü. Yunanistan genelindeki işçi sendikalarında ikinci büyük güç durumundayız. Oldukça dinamik eylemler yapıyoruz. Pek çok zaman mücadele ederken çoğunluk olmak değil, ne kadar vasıflı olduğunuz önemlidir. Tabii çoğunluk olmak için de çalışıyoruz. Hükümet ve AB politikalarına karşı ne tür eylemler yapıyorsunuz? Çeşitli etkinlikler yapıyoruz; gösteriler, yürüyüşler, başta Maliye Bakanlığı olmak üzere birçok hükümet binalarının işgali gibi... Bir defasında, Yunanistan'daki patronların birliğinin binası işgal edildi. Son yıllarda birçok kez genel grev yaptık. Kısacası, hükümete ve patronlara karşı işçi ve emekçi haklarını savunmak için çok çeşitli eylemler yapıyoruz. Son olarak, geçen ay parlamentoda bütçe görüşmeleri devam ederken ülke çapında başarılı bir grev düzenledik. Bütün büyük kentlerde de gösteriler yapıldı.
AB politikaları Yunanistan işçi ve emekçilerini nasıl etkiliyor? AB politikalarına karşı çıkıyoruz, çünkü görüyoruz ki AB politikaları patronlara hizmet ediyor, işçi ve emekçiler için çok kötü sonuçlar doğuruyor. AB'nin üye ülkelerin hükümetlerinden uygulamasını istediği politikalar, işçilerin çalışma koşullarını, ücretlerini ve haklarını çok daha geriye götürüyor. Bizce işçilerin ve sendikaların izlemesi gereken tek yol bu politikalara direnmek ve hakları için mücadele etmektir. AB'nin ve hükümetlerin propagandaları gerçeği yansıtmıyor. Örneğin; Yunanistan'da ücretlerin çok yüksek olduğunu iddia edip, ücretlerin daha düşük olduğu Bulgaristan'ı örnek gösteriyorlar. PAME olarak bu propagandayı boşa çıkarmaya çalışıyor ve insanca yaşayabilmek için asgari ücretin 1300 Avro düzeyinde olması gerektiğini söylüyoruz. Sanayide ve bankacılık alanında kâr oranlarının çok yüksek olduğunu ve işçilerin yaşam standardından taviz verilmesi yerine, bu oranların azaltılması gerektiğini savunuyoruz.
Türkiye'de çeşitli etkinliklere katıldınız. Türkiye ve katıldığınız etkinlikler hakkındaki izlenimleriniz neler? Sendikamızın deneyimlerini, bizi davet eden Türkiyeli dostlarımıza aktardık. Katıldığım toplantı çok dikkat çekiciydi; oldukça memnun kaldım. İstanbul'da birçok dost edindim; işçilerle, aydınlarla tanıştım. AB'nin propaganda edildiği gibi bir cennet kapısı olmadığını bilen, AB'nin büyük patronlara, tekellere hizmet eden bir organizasyon olduğunu anlayan insanlarla tanıştığıma sevindim. AB'nin emperyalist yüzünün anlaşılmasından memnun oldum. Türkiye halkına AB'den fayda gelmeyecektir. AB'yi ve hizmet ettiği tekelleri engellemek için bu fikirlerimizi yaygınlaştırmalıyız. Burada gördüklerimi sendikama ve PAME'ye aktaracağım.
Evrensel'i Takip Et