4 Kasım 2011 07:38

Kayserili gençlerden kardeşlik seferberliği

Özgür Döner

Aylardır, siyasi iktidar ve medya, gençleri savaş tamtamları eşliğinde ırkçılığa sürüklemeye çalışıyor. Gençler, savaştan başka bir şey konuşamaz hale gelmişlerdi ki, Van halkının yaşadığı acı, biranda tüm ülkenin acısı haline geldi. Türk, Kürt her milliyetten ve her inançtan gençler, ülkenin dört bir tarafında bu kez dayanışmayı ve kardeşliği konuşmaya hatta konuşmakla kalmayıp örmeye başladı. Gençler, kardeşliği öredursun, sosyal medya üzerinden ve bazı televizyon kanallarından kimileri kurulan ‘kardeşlik köprüleri’ni baltalamak istedi. Kampanyayı yürüten gençler, hem kardeşlerine acilen yardım eli uzatmak için hem de bu türden ırkçı yaklaşımları bertaraf etmek için inadına ‘dayanışma ve kardeşlik’ dediler.  
Dergimizin bu sayısında, Kayseri’de emekçi mahallelerine giderek, “Bir battaniye, bir kazak, Van’a yardım eli uzat” kampanyasını yürüten arkadaşlarımızla çalışmalarını konuştuk.

ŞAZİYE ÇİFTÇİ - (Bankacılık)

Olayın, milliyetçi düşüncelerin katkılarıyla ırkçılığa sürüklenmesi hoş olmasa da, Türk-Kürt kardeşliğine yardım eden birçok vatandaşımızın olması beni mutlu etti. Çok sayıda kişinin bize kucak açması ve gerekli duyarlılığı göstermesi kardeşlik duygularımızın var olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Yardımlarını esirgemeyen vatandaşlarımıza teşekkürü bir borç biliyorum. Çok mutluyum!

AZAD GÜLER - (Tıp Fakültesi)

Böyle bir yardımın faşizan boyuta ulaşması bizler için üzücü bir olaydır. Fakat bunun yanında bu duruma insanca yaklaşan ve gerekli yardımı esirgemeyen birçok vatandaşımızın olduğunu da unutmamak gerekiyor. Yardım toplama işinde halkın olumlu yaklaşımı bizi sevindirdi. Medyada çıkan ırkçı söylemler, Türk-Kürt kardeşliğine vurulmak istenen ağır bir darbedir. “Allah belalarını verdi.”, “Sıra Diyarbakır’a gelsin.”, Yardımlar örgüte gidiyor.” gibi ifadelerin amacının ne olduğunu iyi biliyoruz. Asıl bölücülük budur.

ŞAHİN MUTLU - (Tıp Fakültesi)

Böyle bir yardımın hiçbir millet ayrımı olmadan insanlığa hizmet yolunda yapılan bir görev olduğunu düşünüyorum. “Bu bir doğal afet değil cezalandırmadır” başlığı altında medyada çıkan söylemlerin üzücü ve yıpratıcı olduğunu düşünüyorum. Yürüttüğümüz kampanya bu türden fikirlere de panzehir oluyor.

ÜMİT TAŞKESEN - (Mühendislik)

Medyada çıkan açıklamaları siyasi bir boyut çerçevesinde değerlendiriyorum. İnsanlar can derdindeyken olayın siyasi malzeme haline dönüşmesi yanlış bir durumdur. Tüm siyasi partilerin birlik olarak “tek yürek” şeklinde hareket etmeleri gerekiyor. Şehit haberlerinin gelmesi de deprem olayı da aynı şekilde üzücü. Halk yardım etmek istiyor fakat yardımların yerine ulaşmayacağını ve durum karşısında endişeli olduklarını dile getiriyor.

İRFAN KABAN - (Sivil Havacılık)

Yapılan yardımlara halkın bir kesimi olumlu yaklaşırken bir taraftan da az sayıda bir kesim, yapılan yardımların terör örgütüne gideceği endişesiyle kapıları yüzlerimize kapatıyorlar.  “Bu tamamen insansızlıktır” düşüncesiyle medya da çıkan ırkçı söylemlere karşılık;Van’da değil de başka bir bölgemizde meydana gelseydi,  bu olay karşısında aynı zihniyette açıklamalar olacak mıydı acaba? Van valiliğinin yapılan yardımları depremzede halkımıza eşit bir şekilde dağıtmaması bizi derinden üzmüştür. İnsanlar ölümle pençeleşirken, yardımların eşit bir şekilde halka verilmemesi insanlıkla ne kadar eşleşebilir ki? Kayseri halkının duyarlı bir kesiminin ellerinden gelen tüm çabaları göstermesi insanlığın yaşatılmasına ve ileriye götürülmesinde olumlu bir destektir.

ÜMİT KARTAL

Yürüttüğümüz kampanya salt bir yardım kampanyası da değildir. Bu aynı zamanda bir kardeşlik köprüsüdür. Halkların ortak acılara, ortak tepkiler vermesi; birlik ve dayanışma içerisinde olması, halklar arasında kardeşleşmenin pekişmesi için elzemdir. Her milliyetten ülkemiz gençliğini üzen acı bir olay yaşadık. ‘Her şerde bir hayır vardır’ derler. Bu acıdan, belki de kalabilecek tek hayır, halklar arasında uzunca süredir oluşturulmaya çalışılan düşmanlık duygularının, bir daha etkili olamayacak şekilde yok edilmesi olmalıdır. Van depremi ayrıca göstermiştir ki, devlet ve patron hükümetleri, halkın acil sorunlarını önemsememektedir. Toplanan vergiler, har vurup harman savrulmuş bu belli. Halktan toplanan vergilerin cari açığın kapatılmasına, patronlara teşvik primi olarak kullanılmasına olduğu gibi savaşa harcanmasına da karşı olduğumuzu en yüksek perdeden seslendirmeye devam edeceğiz.  Böylesi dönemler, halklar arasında kalıcı barışın sağlanması için vesile olmalı.

Evrensel'i Takip Et