4 Şubat 2006 04:00
Şemdinli'de polis askeri suçladı
Hakkari Yüksekova ve Şemdinli'de, yaşanan olayları araştırmak üzere kurulan TBMM Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, olayların askeri bağlantılı olabileceği imasında bulundu. Uzun'un, "Şemdinli'deki patlamaların askerler tarafından yapılmış olduğunu düşünsek dahi, eminim ki Ankara bu işin içinde yok. Eğer askerler yapmışsa, bu olay lokal bir askeri disiplinsizlik örneğidir" dediği öğrenildi.
Susurluk Raporu'nu hazırlayan Kutlu Savaş ise Şemdinli'deki olaylar hakkında hiçbir bilgisi olmadığını söyledi.
TBMM Araştırma Komisyonu önceki günkü toplantısında, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı döneminde Susurluk Raporu'nu hazırlayan Kutlu Savaş'ı dinledi. ANKA'nın edindiği bilgiye göre Uzun, PKK ile ilişkisi olduğu iddia edilen ve Şemdinli'deki olayların doruğa tırmanmasına neden olan bombalanan Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz'ı izlemediklerini kaydetti. Uzun, "Seferi Yılmaz'la ilgili olarak hiçbir istihbarat çalışmamız yoktu. Eğer kendisinin PKK ile ilişkisi olduğu yönünde en ufak bir bilgimiz dahi olsaydı istihbarat çalışması yapardık. Yılmaz istihbarat hedefimizde değildi" dedi.
Askerin emniyet bölgesinde, istihbarat çalışması yapmasının yasal olarak mümkün olmadığını dile getiren Uzun, ancak özel bazı izinler alınması halinde askerin istihbarat çalışması yapabileceğinini anlattı. Uzun, kendilerinin askeri istihbaratçıların, kent merkezinde çalışma yaptıklarından haberleri olmadığını da söyledi.
Kayda geçmedi Komisyon ayrıca, Susurluk Raporu'nu hazırlayan Kutlu Savaş'ı da dinledi. Şemdinli'de yaşanan olaylar hakkında hiçbir bilgisi olmadığını kaydeden Savaş, "Olaylar bazı kurumlardaki kişilerin yasal yolların dışına çıkmasıdır. Üst yönetim buna göz yumması halinde yasal yolların sınırı daha fazla aşılır. Bu tür olaylarda itirafçıların kullanılması da yanlıştır. Özellikle, o bölgenin insanlarının o bölgede itirafçı olarak kullanılması çok daha yanlıştır" değerlendirmesinde bulundu. Bu arada, komisyon toplantısının bir bölümünde Sabri Uzun'un isteği doğrultusunda konuşmalar kayda alınmadı.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Polislerde hafıza kaybı! Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer'e, Barış Annelerine "biz de barıştan yanayız" dediği, İHD GYK üyesi Yüksel Mutlu'ya da Barış Anneleri'nin eylemini gözlemci olarak izlediği için, Öcalan'ı övdükleri iddiasıyla açılan davada, Dinçer ve Mutlu'nun yargılanmasına neden olan tutanağı hazırlayan polisler, olayı hatırlayamadılar!. Dinçer ve Mutlu aleyhinde TCK'nın "suçu övmek" fiilini düzenleyen ve 2 yıla kadar hapis cezası öngören 215'inci maddesi uyarınca açılan davaya, Ankara 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Dinçer'in avukatı Akay Sayılır'ın katıldığı duruşmada, davaya konu olan tutanağı tutan polisler dinlendi. "Olayın ayrıntısını hatırlamıyorum" diyen tanık polis Nurettin Erdemir, tutanak tuttuklarını, tutanağın doğru olduğunu söyledi. Dinçer'i görevi gereği tanıdığını ifade eden Erdemir, Mutlu'yu tanımadığını belirterek, "Tutanakta Yüksel Mutlu olarak geçen şahsın o olup olmadığını bilemiyorum, orada bulunanlara sorularak yazılmıştır" dedi. Tanık Polis Hüseyin Yıldırım da, olayın ayrıntısını hatırlamadığını ifade etti. Olay günü Dinçer'in açıklama yaptığı Yüksel Caddesi'nde bulunmadığını söyleyen Yıldırım, Mutlu'nun suç işlediği iddia edilen Abdi İpekçi Parkı'nda bulunmasına karşın, Mutlu'nun nasıl tespit edildiğini bilmediğini dile getirdi. Yıldırım, "Diğer arkadaşların tanıdığını sanıyorum, Alaaddin'in konuşmasını ben görmedim" dedi. Başkomiser İbrahim Yıldırım, birçok olayla ilgili tutanak tuttuklarını kaydederek, "Olayı hatırlamıyorum" şeklindeki ifadeyi tekrarladı. Dinçer'i tanıdığını ancak Mutlu'nun nasıl tespit edildiğini hatırlamadığını ifaden eden Yıldırım, daha önceki açıklamaları nedeniyle tanınmış olabileceği tahmininde bulundu.
Duruşma ertelendi Duruşma, izleme tutanağının tasdikli örneği olmadığı için tasdikli bir örneğinin istenmesine ve Emniyet Müdürlüğü'nden Mutlu'nun basın açıklaması yaptığına dair görüntü olup olmadığının sorulmasına karar verilerek, 21 Nisan 2006 tarihine ertelendi.
Standı ziyaret etmişlerdi Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Meclis'e dilekçe vermek için 12 Temmuz 2004'te Ankara'ya gelen Barış Anneleri'nin, Eğitim Sen'in Yüksel Caddesi'ndeki standını ziyareti sırasında, "Mücadeleniz mücadelemizdir, biz de barıştan yanayız" şeklinde açıklama yapmıştı. İHD GYK üyesi Yüksel Mutlu da, İHD Genel Merkezi tarafından Barış Anneleri'ni izlemekle görevlendirildiği için olay yerinde bulunmuştu. Ancak daha sonra Dinçer ve Mutlu hakkında, yeni TCK'nın "suçu övmek" suçunu düzenleyen ve 2 yıla kadar hapis cezası öngören 215'inci maddesi uyarınca dava açılmıştı.
Kayda geçmedi Komisyon ayrıca, Susurluk Raporu'nu hazırlayan Kutlu Savaş'ı da dinledi. Şemdinli'de yaşanan olaylar hakkında hiçbir bilgisi olmadığını kaydeden Savaş, "Olaylar bazı kurumlardaki kişilerin yasal yolların dışına çıkmasıdır. Üst yönetim buna göz yumması halinde yasal yolların sınırı daha fazla aşılır. Bu tür olaylarda itirafçıların kullanılması da yanlıştır. Özellikle, o bölgenin insanlarının o bölgede itirafçı olarak kullanılması çok daha yanlıştır" değerlendirmesinde bulundu. Bu arada, komisyon toplantısının bir bölümünde Sabri Uzun'un isteği doğrultusunda konuşmalar kayda alınmadı.
src=/resim/b1.gif width=5>



Polislerde hafıza kaybı! Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer'e, Barış Annelerine "biz de barıştan yanayız" dediği, İHD GYK üyesi Yüksel Mutlu'ya da Barış Anneleri'nin eylemini gözlemci olarak izlediği için, Öcalan'ı övdükleri iddiasıyla açılan davada, Dinçer ve Mutlu'nun yargılanmasına neden olan tutanağı hazırlayan polisler, olayı hatırlayamadılar!. Dinçer ve Mutlu aleyhinde TCK'nın "suçu övmek" fiilini düzenleyen ve 2 yıla kadar hapis cezası öngören 215'inci maddesi uyarınca açılan davaya, Ankara 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Dinçer'in avukatı Akay Sayılır'ın katıldığı duruşmada, davaya konu olan tutanağı tutan polisler dinlendi. "Olayın ayrıntısını hatırlamıyorum" diyen tanık polis Nurettin Erdemir, tutanak tuttuklarını, tutanağın doğru olduğunu söyledi. Dinçer'i görevi gereği tanıdığını ifade eden Erdemir, Mutlu'yu tanımadığını belirterek, "Tutanakta Yüksel Mutlu olarak geçen şahsın o olup olmadığını bilemiyorum, orada bulunanlara sorularak yazılmıştır" dedi. Tanık Polis Hüseyin Yıldırım da, olayın ayrıntısını hatırlamadığını ifade etti. Olay günü Dinçer'in açıklama yaptığı Yüksel Caddesi'nde bulunmadığını söyleyen Yıldırım, Mutlu'nun suç işlediği iddia edilen Abdi İpekçi Parkı'nda bulunmasına karşın, Mutlu'nun nasıl tespit edildiğini bilmediğini dile getirdi. Yıldırım, "Diğer arkadaşların tanıdığını sanıyorum, Alaaddin'in konuşmasını ben görmedim" dedi. Başkomiser İbrahim Yıldırım, birçok olayla ilgili tutanak tuttuklarını kaydederek, "Olayı hatırlamıyorum" şeklindeki ifadeyi tekrarladı. Dinçer'i tanıdığını ancak Mutlu'nun nasıl tespit edildiğini hatırlamadığını ifaden eden Yıldırım, daha önceki açıklamaları nedeniyle tanınmış olabileceği tahmininde bulundu.
Duruşma ertelendi Duruşma, izleme tutanağının tasdikli örneği olmadığı için tasdikli bir örneğinin istenmesine ve Emniyet Müdürlüğü'nden Mutlu'nun basın açıklaması yaptığına dair görüntü olup olmadığının sorulmasına karar verilerek, 21 Nisan 2006 tarihine ertelendi.
Standı ziyaret etmişlerdi Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Meclis'e dilekçe vermek için 12 Temmuz 2004'te Ankara'ya gelen Barış Anneleri'nin, Eğitim Sen'in Yüksel Caddesi'ndeki standını ziyareti sırasında, "Mücadeleniz mücadelemizdir, biz de barıştan yanayız" şeklinde açıklama yapmıştı. İHD GYK üyesi Yüksel Mutlu da, İHD Genel Merkezi tarafından Barış Anneleri'ni izlemekle görevlendirildiği için olay yerinde bulunmuştu. Ancak daha sonra Dinçer ve Mutlu hakkında, yeni TCK'nın "suçu övmek" suçunu düzenleyen ve 2 yıla kadar hapis cezası öngören 215'inci maddesi uyarınca dava açılmıştı.
Evrensel'i Takip Et