27 Ocak 2006 22:00

DTP'ye üç koldan dava

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri'nin hazırladıkları raporla Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve DTP'li 55 Belediye Başkanı hakkında dava açılması istendi.

Paylaş
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in yılbaşında TBMM üyelerine gönderdiği Kürtçe yeni yıl kutlama tebriki ve ROJ TV'nin kapatılmaması için Danimarka Başbakanı Rasmussen'e gönderdiği mektupla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişlerince yapılan soruşturma tamamlandı. İlgili raporda, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Baydemir'in Anayasa ve TCK hükümlerine göre yargılanması için hakkında işlem yapılması istendi.

Yine W psikozu Baydemir'in TBMM başkan ve üyeleri ile çeşitli devlet erkanına "Sersala We Piroz Be" (Yeni yılınız kutlu olsun) yazılı yeni yıl kutlama tebriği göndermesi iddiaları üzerine İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri'nce soruşturma açılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen raporda şöyle denildi: "Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in resmi belediye başkanı sıfatını kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan ve üyeleri ile çeşitli devlet erkanına göndermiş olduğu, 2006 yılına ait yeni yıl kutlama tebriğinde "Sersala We Piroz Be" (Yeni yılınız kutlu olsun) şeklinde Kürtçe cümle kullandığı ve resmi belediye başkanı sıfatı ile gönderilen yılbaşı kutlama kartında kullanılan Kürtçe sözcüklerinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 3. maddesinde yer alan "Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir" şeklindeki düzenlemelere açıkça aykırı olduğu ve yine Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun, 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na aykırı hareket ettiği gerekçesi ile genel hükümlere göre yargılanması için ilgili başsavcılıkça işlem yapılması gerekmektedir.''

56 başkana dava istemi İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri, Baydemir başta olmak üzere, DTP üyesi 56 belediye başkanı tarafından ortak kaleme alınan ve ROJ TV'nin kapatılmamasını isteyen bir mektubun, Danimarka Başbakanı'na gönderilmesi iddiası ile ilgili olarak da hazırladıkları raporu tamamladılar. Söz konusu mektubun Baydemir tarafından kaleme alındığı ve 55 belediye başkanının imzası ile Rasmussen'e gönderildiğini tespit eden müfettişler, mektubu inceleyerek, Baydemir ve 55 belediye başkanının yargılanması gerektiği sonucuna vardı. Raporda şöyle denildi: "PKK çizgisinde yayın yaptığı, çoğu kez PKK/KONGRE-GEL terör örgütünü öven, yaptığı faaliyetleri destekleyen ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kolluk kuvvetlerini aşağılayıcı yayınlar yaparak, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne doğrudan saldırı niteliğinde birçok yayın yaptığı çeşitli devlet birimlerden alınan bilgilerle doğrulanan ROJ TV'nin kapatılmaması için, bu televizyon kanalının yayınını gerçekleştirdiği Danimarka Başbakanı'na bir mektup yazarak, bu istek ve dileklerini dile getiren; bu TV kanalına açıkça destek veren ve yayınlarını savunur birtakım ifadeler kullanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman BAYDEMİR ve mektuba imza atan Demokratik Toplum Partisi üyesi 55 Belediye Başkanı'nın, Anayasa'nın 3. maddesinde yer alan, "Türkiye devleti, ülkesi ve milleti ile bir bütündür" hükmüne ve yine Anayasa'nın 14. maddesinde yer alan "Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk devletinin ve Cumhuriyet'in varlığını tehlikeye düşürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamak veya dil, ırk, din ve mezhep ayrımı yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzenini kurmak amacıyla kullanılamazlar" hükmüne ve yine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 301, 302, 303, 305, 309, 313, 314, 315, 318. madde hükümlerine ayrı ayrı aykırı hareket ettikleri gerekçesi ile dilekçede imzası bulunan belediye başkanları haklarında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250-C maddesi gereğince ilgili başsavcılıkça işlem yapılması gereklidir.''




'72 üyeyi partiden atın' Yargıtay Başsavcılığı, İngiltere'de düzenlenen bir etkinlikte DTP'yi Abdullah Öcalan'ın yönergeleri doğrultusunda kurduklarını söylediği iddiasıyla gündeme gelen eski DEP milletvekilleri Hatip Dicle ile Selim Sadak'ın üyeliklerinin düşürülmesini istedi. Eski DEP'li Dicle ve Sadak'ın yeniden yargılama kapsamında tahliye edilmelerine rağmen hükümlü olduklarını kaydeden başsavcılık, çeşitli suçlardan hüküm giymiş 72 kişinin de kurucu üyelikten çıkarılması konusunda DTP'yi uyardı. Yargıtay Başsavcısı Nuri Ok imzasıyla 24 Ocak'ta gönderilen yazıda, Dicle ve Sadak'ın, "terör örgütüne üyelik" suçundan 15 yıl hapisle cezalandırıldıkları, AİHM kararı doğrultusunda yeniden yargılama sürecinde tahliye edilmelerine rağmen "yasal kısıtlılık"larının sürdüğü vurgulandı.




Türk: "Düşünceyle değil, çetelerle uğraşılsın" DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, belediye başkanlarına dava açılmasına tepki gösterdi. Konuyu değerlendiren DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, AB yolunda olan bir Türkiye'de, demokratik hakların daha geniş şekilde kullanılacağı izlenimi ve umudu varken, gün geçtikçe demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri savunan insanların hedef haline getirildiğini söyledi.

'Çeteler bırakılıyor…' Türkiye'de demokrasi ve insan haklarına ilişkin düşüncelerini ifade eden herkesin bütün alanlarda yargılamayla karşı karşıya kaldığına işaret eden Türk, "Şemdinli'de suçüstü yakalanan çetelerin serbest bırakılmasına rağmen, düşüncelerini dile getiren belediye başkanlarına yönelik soruşturma açıldığına" işaret etti. Düşüncelerini dile getiren insanların yargılanmamasını umduğunu kaydeden Türk, "Çetelerin elini kolunu sallayarak dışarıda dolaştığı bir dönemde, düşünce ve fikirlerinden dolayı insanlar hedef haline getirilmiştir. Bugün biliyorsunuz halkın büyük çabası ile Şemdinli'de suçüstü yakalanan insanlar tahliye ediliyor. Çeteler her gün basında eylemleri, olayları ve görüntüleri ile kendilerini gösteriyor, ama Türkiye de her nedense barış, demokrasi ve insan haklarını savunan insanlar da bugün her söylemlerinde yargı ile karşı karşıya geliyorlar" dedi. Türk, bunun Türkiye için görmek istemedikleri görüntüler olduğunu ifade ederek "Bizim umudumuz bu anlayışın bir an önce değişmesi demokrasi ve insan hakları adına düşüncelerini ortaya koyan insanların bugün böyle bir işlemle böyle bir muamele ile karşı karşıya kalmamasıdır" diye konuştu. Belediye başkanlarının yaptığı açıklamaların demokrasinin bir gereği olduğunu belirten Türk, "Soruşturma da açılsa belediye başkanlarımız hakkında bir yargı süreci de başlasa biz her zaman düşüncelerimizi ve inançlarımızı halkımız ile toplumla paylaşmaya devam edeceğiz. Bu konuda açılmış olan soruşturmalar incelemeler bizi demokrasi mücadelemizden alıkoyamaz." dedi.

ÖNCEKİ HABER

Mümtaz Sevinç toprağa verildi

SONRAKİ HABER

'Bu iz sürülerek sırlar açığa çıkarılsın'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...