20 Ocak 2006 23:00

JİTEM'e dokunulmuyor!

Susurluk raporunda adı geçen ve hakkında 10 yıldır gıyabi tutuklama kararı bulunan itirafçı Hayrettin Toka, Kocaeli'de yakalandıktan sonra getirildiği Diyarbakır'da serbest bırakıldı. Adı Abdulkadir Aygan ve Adil Timurtaş gibi JİTEM'cilerle anılan ve JİTEM içinde faaliyet yürüttüğü iddia edilen Toka, hakkında "işyeri yakma ve bombalama" gibi bazı olaylara karıştığı gerekçesiyle Diyarbakır Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Gıyabi tutuklu olarak aranan Toka, bir ay önce Kocaeli'nin Karamürsel ilçesinde yakalandı. Bir süre cezaevinde tutulan Toka, dört gün önce Diyarbakır'a getirildi. Mahkemeye çıkarılan sanık, hakkındaki suçlamaları reddederek, "bombalama, işyeri yakma gibi olaylara karışmadım. Devletin hiçbir kademesinde resmi ya da gayri resmi olarak görev almadım" dedi. Müdahil avukatlardan Tahir Elçi ise, Toka'nın askerliğini hangi birimde ve ne şekilde yaptığının sorulmasını istedi. Mahkeme heyeti bu sorunun Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı ile Batman Alay Komutanlığı'na sorulmasına karar verdi. Sanık Toka, sabit ikametgah sahibi olması, savunmasının alınması ve eldeki kanıt durumuna göre tahliye edildi.

Elçi: Kollanıyorlar Konuyla ilgili gazetemize açıklama yapan Avukat Tahir Elçi, Toka'nın serbest bırakılmasının hukuken anlaşılır olmadığını söyledi. Elçi, şunları söyledi; "Hayrettin Toka'nın adı Ali Ozansoy, PKK itirafçısı Adil Timurtaş ve Abdulkadir Aygan gibi isimlerle anılıyor. Nusaybin gazetesini ve Özgür Gündem gazetesini bombalama olaylarında adı geçiyor. Ama ne yazık ki aranmasına rağmen yıllarca serbest dolaşıyor. Müdahil avukat olarak kendisine nerede görev aldığını sorduğumda, Diyarbakır Asayiş Bölge Komutanlığı'nda çalıştığını söyledi. Ve zaman zaman askeri operasyonlara katıldığını anlattı. Ama daha sonra hakkındaki bütün suçlamaları reddetti. Tabii bu tür olaylara adı karışan kişiler her nedense ya yargı önüne çıkarılmıyor ya da çıkarıldığında bir şekilde serbest bırakılıyor. Demek ki bir şekilde korunuyor, kollanıyor. Daha önce herhangi bir ceza almamış. Çünkü davası devam ediyor. Şu haliyle kesinleşmiş bir cezası olmadığı için de serbest bırakılıyor."




JİTEM'Cİ AYGAN'LA ANILIYOR Hayrettin Toka'nın yargılandığı davada hazırlanan iddianamede, PKK itirafçısı olan sanıklar Adil Timurtaş, Recep Tiril, Abdulkadir Aygan, Fethi Çetin, Hüseyin Tilki, Ali Ozansoy, İbrahim Babat, korucular Faysal Şanlı, Lokman Gündüz ve jandarma istihbarat elemanı Mehmet Zahir Karadeniz hakkında "çete kurmak, adam öldürmek, patlayıcı madde atmak" suçlarından ömür boyu hapis cezası isteniyor.Sanıkların itirafçı olduktan sonra dönemin Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanı Hikmet Köksal, Ankara'da 1993 yılında öldürülen JİTEM Grup Komutanı Binbaşı Ahmet Cem Ersever, binbaşılar Arif Doğan, Hasan Uysal, Aytekin Özel ve Ahmet Şeker'in emrine verildikleri, ardından Güneydoğu'da JİTEM adına PKK'lı olduğuna inandıkları çok sayıda kişiyi kaçırıp öldürdükleri, örgüte sempati duyduğu idiasıyla bazı kamu görevlilerinin araçlarına bombalı saldırılar düzenledikleri, işyeri ve gazete bürolarını bombaladıkları belirtiliyor.Sanıkların bu eylem ve faaliyetlerinin ise yine JİTEM adına çalışan İbrahim Babat sahte kimlikli Hacı Hasan adlı Suriye uyruklu PKK itirafçısının Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'na verdiği el yazılı ifadesiyle ortaya çıktığı kaydediliyor.




ADI SUSURLUK RAPORU'NDA GEÇİYOR Susurluk Raporu'nda adı geçen Hayrettin Toka için, "devlet sırrı" olduğu gerekçesiyle açıklanmayan 75 numaralı sayfanın ardından şu ifadeler kullanılıyor; "(12) ...güvenerek Diyarbakır'a gittim. Bu arada JİTEM çatısı altında illegal bir oluşuma gidildi. Diyarbakır ve çevresinde PKK ile ilişkili olduğundan şüphelendiğimiz hemen herkesi infaz etme yetkimiz vardı. Bu insanları yakalayıp suçu varsa tespit edip, adalete teslim etmek yerine faili meçhul bir şekilde öldürmeyi bir yöntem olarak benimsemiştik. Bizden istenen buydu bu tarzda talimat alıyorduk. Bu grup içersinde eski itirafçılardan Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Abdulkadir Aygan, Hayrettin Toka, Recep Tiriz, Adil Timurtaş ve eski TİKKO'cu Fatih adındaki kişiler vardı. Antalya'da örgüt tarafından öldürülen Numan kod (Salahattin Görgülü) adındaki kişi bizim grubumuzun istihbaratçısıydı. Örgütle ilişkilidir tarzında bize gösterdiği ve getirdiği kişilerin hepsini değişik dönem ve zamanlarda infaz ettik. Bismil'de benzinci Talat, Diyarbakır Bismil yol kavşağında bir vatandaşı aynı gerekçelerle infaz ettik. Batman'da iki kişiyi; birini evinden, diğerini evin önünden alarak Batman Silvan arasında infaz ettik. Yine Hazro'da bir vatandaş infaz edildi. Bu çalışmalar beş ay sürdü. Yine o dönemde Salahattin Görgülü'nün verdiği istihbarat doğrultusunda bir şahsı, Celil kodlu Aytekin Özel binbaşıyla Abdülkadir Aygan birlikte gidip infaz ettiler..."

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


CHP'li Eryılmaz terör estirdi Tüm Bel-Sen üyelerini "Asıl terörü bundan sonra görecekler" diyerek tehdit eden CHP'li Çankaya Belediyesi Başkanı Muzaffer Eryılmaz, belediye emekçilerine terör estirdi. Tüm Bel-Sen üyelerinin belediye yemekhanesinde yapmak istediği basın açıklaması, kimliği belirsiz kişilerce engellendi, saldırıya uğrayan belediye emekçilerden bazıları yaralandı. CHP'li Belediye Başkanı Eryılmaz, 17 Ocak 2006 tarihli Milliyet gazetesine verdiği demeçte, Tüm Bel-Sen üyelerine yönelik, "Esas terörü bundan sonra görecekler" demişti. Daha önce de belediye çalışanlarını, "tembellik, hırsızlık ve rüşvetçilik" ile suçlayan Eryılmaz, çalışanların çoğunun DEHAP, EMEP, ÖDP gibi partilerde görev aldıklarını, sosyal demokrat olmadıklarını ve 700 personeli başka kurumlara göndereceğini açıklamıştı. Tüm Bel-Sen 2 No'lu Şube Çankaya Temsilciliği, iki Tüm Bel-Sen üyesinin sürgün edilmesi ve Eryılmaz'ın açıklamalarını protesto etmek için belediye yemekhanesinde basın açıklaması yapma kararı aldı. Öğle tatilinde Tüm Bel-Sen'liler, yemekhane önünde toplanırken, kimliği belirsiz kişiler gazetecileri engellemeye çalıştı. Kendilerini "protokol müdürü" gibi sıfatlarla tanıtan grup, yemekhane girişine yığınak yaparak, belediye çalışanlarının da yemekhaneye girmesini engelledi. Bu sırada Belediye Başkan Yardımcıları da olay yerine geldi. Grup ile belediye çalışanlarının arasında sözlü tartışma yaşanırken, grup Tüm Bel-Sen'lilere yumruk ve tekmeklerle saldırdı. Bir süre devam eden arbedede bazı Tüm Bel-Sen üyeleri yaralandı. Yüzüne çok sayıda darbe alan Tüm Bel-Sen temsilcisi İsmail Kaygusuz'un dudağı patladı. "Baskılar bizi yıldıramaz" ve "Kahrolsun emek düşmanları" sloganlarıyla saldırıyı protesto eden belediye emekçileri, bir süre oturma eylemi yaptıktan sonra, belediye bahçesine çıkarak, basın açıklamasını burada gerçekleştirdi. Belediye Başkan Yardımcısı İsa Varlı'nın uzun süre basın açıklamasını engellemeye ve provoke etmeye çalışması dikkat çekti.

'Terörden yılmayız' Ankara Sendika Şubeleri Platformu temsilcileri ile KESK'e bağlı sendikaların yöneticilerinin de destek verdiği açıklamada, Tüm Bel-Sen Ankara 2 No'lu Şube Başkanı Satı Buruncu Çalı, Belediye Başkanı Eryılmaz'ın toplu sözleşme sözünü tutmadığı gibi, Tüm Bel-Sen'in çağrılarına da yanıt vermediğini söyledi. Eryılmaz'ın Milliyet gazetesinde yayınlanan demecini tekzip etmesi ve belediye çalışanlarından özür dilemesi gerektiğini ifade eden Çalı, bir belediye başkanının "terör estirme" tehdidinin akıl almaz olduğunu söyledi. Eryılmaz'ın 700 belediye emekçisini sürmek istediğini belirten Çalı, "Bize saldıranlar belediye çalışanları değil, dışarıdan belediye yönetimince çağrılan şirket çalışanlarıdır. Saldırganlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Biz terörden yılmayız, korkmayız. Baskılara, sürgünlere karşı tek yumruk mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. Çankaya Belediyesi'ndeki olaylar öğleden sonra da devam etti. İmar Müdürlüğü'nde bildiri dağıtan Tüm Bel Sen'liler, Belediye Başkan Yardımcıları'nın gözü önünde saldırıya uğradı.

Yöneticiler izledi Tüm Bel-Sen yönetiminin belediye yöneticilerini, "bu grubu buradan çekin" uyarısına rağmen, gruba müdahele etmeyen belediye yöneticileri saldırıyı izlemekle yetindi. "Biz belediye başkanından talimat aldık, hepinizi tespit ettik, hepinizi öldüreceğiz" diyen grup, hakaret ederek, belediye emekçilerine şiddet uyguladı, Tüm Bel-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Satı Buruncu Çalı'yı da yerde sürükledi. Gerginliğin artması üzerine belediyeye polis çağırıldı. Tüm Bel-Sen üye ve yöneticileri de sendika temsilciliğinde bir toplantı düzenledi.