5 Ocak 2006 23:00

AB süreci herkesi yakacak

Ziraat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen "2000'li yıllarda tarım sektörü" sempozyumunda Avrupa Birliği sürecinin tartışıldığı oturumda Türkiye'yi bekleyen tehlikeli süreç bir kez daha gözler önüne serildi. Sempozyuma katılan Tarım Bakanlığı yetkililerinin, Türkiye üreticisini ve tarımını tam anlamıyla bir ateşin beklediğini dile getirmeleri dikkat çekerken, AB yetkilisi ise bundan sonra, Türkiye tarımının daha liberalize olması gerektiğini iddia etti. AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu, Tarım-Kırsal Kalkınma ve Balıkçılık Sektör Yöneticisi Kai Bauer, AB Ortak Tarım Politikası ile Türkiye tarım politikaları arasındaki uçuruma dikkat çekti. Et ve süt fiyatlarının, kalitenin AB ülkelerine göre düşük olduğunu belirten Bauer, Türkiye tarım politikalarının daha fazla liberalize olarak, daha fazla serbest piyasa koşullarına açılması gerektiğini ileri sürdü. Bauer, 2014 yılındaki OTP'nin, bugünkü OTP'den çok farklı olacağını dile getirerek, Türkiye'nin katılım öncesinde sürece çok iyi hazırlanması gerektiğini söyledi. Tarım alanında uyumun sağlanması için çok sayıda projenin Türkiye'de yürütüldüğünü belirten Bauer, üreticilerin de kendilerini yenilemesi yönünde tavsiyelerde bulundu.

OTP ve DTÖ şekillendiriyor Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Topluluğu Daire Başkanı Dr. Kemal Sandık, Tarım Bakanlığı çalışanlarının AB'ye uyum için gece gündüz çalıştığını anlatarak, tarım politikalarının OTP ve DTÖ istekleri doğrultusunda şekillendiğini dile getirdi. Tarım Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Vedat Mirmahmutoğlu ise tarımdaki çok başlılığın tarama sürecine de yansıdığını dile getirerek, iç çekişmeler nedeniyle Hırvatistan'ın katılım öncesi desteklerden olan SAPARD yardımlarından 2006'da yararlanması kararı alınırken, Türkiye'nin bu destekten henüz yararlanamayacağını söyledi. Mirmahmutoğlu'nun, Tarım Bakanlığı'na yönelik eleştirilere karşılık "öyle bir ateş geliyor ki sizi de yakacak bizi de, kuru kuru eleştirmeyin artık" demesi dikkat çekti. Yunanistan'da, Polonya'da küçük üreticinin yok olduğunu belirten Mirmahmutoğlu, "Onlarda yüzde 5'lik kesim etkilendi, bizde ise yüzde 35'ik kesim bu durumdan etkilenecek" dedi.

Gerekli kaynak aktarılmalı ZMO Başkanı Gökhan Günaydın ise AB sürecinin bütünlüklü bir çalışma gerektirdiğini, birikim ve bilgi gerektirdiğine dikkat çekerek, yetkililerin kitle örgütlerinin sesini duymadığını söyledi. Tarıma gerekli kaynak aktarılmadığı sürece uyumun hiçbir koşulda sağlanamayacağını dile getiren Günaydın, "Sorun mevzuat değil, yaşamın ta kendisidir. AB süreci sadece teknik bir çalışma alanı değil, Türkiye yurttaşını ilgilendiren çok yakıcı bir süreçtir" dedi. Türkiye'nin topluluğa üye olduğu gün, "ben OTP'yi beğenmiyorum, uygulamayacağım" deme hakkına sahip olmayacağına dikkat çeken Günaydın, ancak şimdi tedbir alabileceğini söyledi. "Türkiye berbat bir destek sistemi ile kaynaklarının yüzde 80'ini boşa harcıyor" diyen Günaydın, Türkiye'nin kendi ekolojisinde üretebildiği ürünler için her yıl 1.8 milyar dolar vererek dışalım yaptığını, tüm bu açıkları kapatabilmek için etkin bir şekilde kaynak aktarılması gerektiğini vurguladı. "İstihdamın yüzde 33'ü tarımda. AB bunu azaltın diyor. Bu nüfus hangi hizmet ya da sanayi sektörüne kayacak, buna yönelik bir planınız var mı sorusuna, TKB Müsteşar Yardımcısı Mirmahmutoğlu'nun net bir cevap veremeyerek, "bu siyasi iradenin cevaplaması gereken bir sorudur" demekle yetindi.

Evrensel'i Takip Et