20 Aralık 2005 23:00
Loğoğlu yine işbaşında!
GÜNÜN YAZILARI
Türkiye'nin ABD Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, ABD'nin Irak'a saldırması öncesinde yaptığı, işgale destek mahiyetinde demeçleri bu kez İran için veriyor. Irak işgali öncesi ve sonrasındaki sözleriyle Bush yönetiminin saldırgan politikalarını savunan Loğoğlu, Potomac Enstitüsü adlı "düşünce kuruluşu"nda yaptığı konuşmada, Bush yönetiminin "İran nükleer silah geliştiriyor" iddiasına destek verdi.
İran'a ilişkin gelişmelerin 2006'da büyük önem taşıyacağını belirten Loğoğlu, "Tahran'ın nükleer silah elde etmesinin, bütün Ortadoğu'nun güvenliği açısından tehdit oluşturacağını" söyledi. Loğoğlu, ''İran konusunda Avrupa Birliği'nin yürüttüğü çabanın başarıya ulaşması düşük ihtimal taşıyor. Rusya'nın önerisi zaten reddedildi. Bana göre İran, geri dönülmez şekilde nükleer silah edinme yolunda ilerliyor'' diyerek, AB ve Rusya'nın diplomatik çözüm politikasını reddetti.
'Havucu ABD verir' İran konusunda ''havuç ve sopa'' politikasında "havuç" unsurunu koyabilecek tek gücün ABD olduğunu savunan Büyükelçi, Washington ile Tahran arasında doğrudan diyalog kurulması gerektiği görüşünü dile getirdi. Türk Büyükelçi, bununla da kalmayarak Suriye'yi "problemli bölge'' olarak tanımladı. Loğoğlu, ABD tarafından savunulan Şam'ın tecrit edilmesi politikasının en etkili çare olmayabileceğini söyleyerek, "Beşar Esad silinip atılmamalı, onunla diyalogu sürdürmemiz gerek" dedi. Washington Büyükelçisi, din ve laiklik konulu sözleriyle de, ABD'nin başını çektiği "Büyük Ortadoğu Projesi"ne örtülü destek sundu. "Ortadoğu'da demokrasinin gelişmesi yönünde uzun zaman alacak sürecin başladığını" söyleyerek Amerikan iddialarını destekleyen Loğoğlu, "bölgede demokrasinin kök salması için dinin devlet işlerinden ayrılması gerektiğini" ifade etti. İslam, demokrasi ve laiklik kavramlarının bir arada bulunabileceğini belirten Loğoğlu, buna Türkiye'yi örnek verdi. Irak işgali öncesi... Loğoğlu, Ocak 2001'de ABD'nin Irak'a saldırı için Türkiye'nin hava sahasını kullanmak istediğini belirterek, Washington'un bu konudaki "resmi talebini" hükümete iletmesi halinde, TBMM'den onay alınacağını söylüyordu. Loğoğlu'nun 29 Ocak 2003'te USA Today gazetesine verdiği demeç ise, gazetemizde "Sanki Bushoğlu" başlığıyla manşete taşınmıştı. Loğoğlu burada, "Irak yönetiminin boyun eğmemesi halinde, birkaç ay içinde savaş çıkacağını" söylüyor ve diplomatik teamülleri bir kenara bırakarak Irak yönetimini açıkça suçluyordu. Büyükelçi, "Saddam Hüseyin'in sicili kötü. Sadece komşuları için değil, kendi halkı için de" diyordu.
Amerikalı uzman İran'ı işaret etti "Türkiye-ABD ilişkileri uzmanı" Ian Lesser, Amerikalıların Türkiye için kullandığı "stratejik ilişki" deyiminin, iki ülkenin hayati önem taşıyan konularda birbirlerine yardımcı olması anlamına geldiğini söyledi. "Akdeniz Danışmanları" (Mediterranean Advisors) şirketinin başkanı olan Lesser, Alman Marshall Fonu'nun Ankara Hilton Oteli'nde düzenlediği "Türkiye-ABD İlişkilerini Yeniden Şekillendirmek" konulu toplantıya katıldı. Türkiye-ABD ilişkilerinin eskisinden daha farklı bir seyir izlediğini belirten Lesser, stratejik işbirliğine dayalı bu ilişki biçiminin çeşitlendirilmesi, ekonomi ve kültür gibi alanları da kapsaması gerektiğini söyledi. Gelecek dönemde ilişkilerin gündeminde "İran ve nükleer programı"nın ağırlık kazanacağını belirten Lesser, ABD ve bölgedeki herkes gibi, Türkiye'nin de "Nükleer bir İran'la yaşayabilir miyiz?" sorusunu tartışmasını istedi. Bu sorunun yanıtının biraz da İran yönetiminin niyetiyle ilgili olduğunu belirten Lesser, nükleer programın caydırma amacıyla ya da prestij için kullanılmak istenebileceğini, ancak İran'daki rejimin, daha çok "bölgedeki düzeni değiştirmek gibi devrimsel bir niyeti" olması durumunda işlerin değişeceğini söyledi. "Türkiye 1 Mart tezkeresini geçirseydi, ilişkiler daha iyi olurdu" şeklindeki görüşe katılmayanların da bulunduğunu söyleyen Lesser, "Asker Irak'a Türkiye'den girseydi ve kamuoyunda ABD'ye karşı düşmanlık artsaydı, belki durum daha da kötü olurdu" diye konuştu. Amerikalıların Kıbrıs meselesinin çözümünün AB'de olduğunu düşünme eğiliminde olduğunu ileri süren Lesser, dışarıdan bakıldığında Kürt sorunu ile ilgili konuların daha açık şekilde dile getirilmeye başladığı izlenimini edindiklerini söyledi.
'Havucu ABD verir' İran konusunda ''havuç ve sopa'' politikasında "havuç" unsurunu koyabilecek tek gücün ABD olduğunu savunan Büyükelçi, Washington ile Tahran arasında doğrudan diyalog kurulması gerektiği görüşünü dile getirdi. Türk Büyükelçi, bununla da kalmayarak Suriye'yi "problemli bölge'' olarak tanımladı. Loğoğlu, ABD tarafından savunulan Şam'ın tecrit edilmesi politikasının en etkili çare olmayabileceğini söyleyerek, "Beşar Esad silinip atılmamalı, onunla diyalogu sürdürmemiz gerek" dedi. Washington Büyükelçisi, din ve laiklik konulu sözleriyle de, ABD'nin başını çektiği "Büyük Ortadoğu Projesi"ne örtülü destek sundu. "Ortadoğu'da demokrasinin gelişmesi yönünde uzun zaman alacak sürecin başladığını" söyleyerek Amerikan iddialarını destekleyen Loğoğlu, "bölgede demokrasinin kök salması için dinin devlet işlerinden ayrılması gerektiğini" ifade etti. İslam, demokrasi ve laiklik kavramlarının bir arada bulunabileceğini belirten Loğoğlu, buna Türkiye'yi örnek verdi. Irak işgali öncesi... Loğoğlu, Ocak 2001'de ABD'nin Irak'a saldırı için Türkiye'nin hava sahasını kullanmak istediğini belirterek, Washington'un bu konudaki "resmi talebini" hükümete iletmesi halinde, TBMM'den onay alınacağını söylüyordu. Loğoğlu'nun 29 Ocak 2003'te USA Today gazetesine verdiği demeç ise, gazetemizde "Sanki Bushoğlu" başlığıyla manşete taşınmıştı. Loğoğlu burada, "Irak yönetiminin boyun eğmemesi halinde, birkaç ay içinde savaş çıkacağını" söylüyor ve diplomatik teamülleri bir kenara bırakarak Irak yönetimini açıkça suçluyordu. Büyükelçi, "Saddam Hüseyin'in sicili kötü. Sadece komşuları için değil, kendi halkı için de" diyordu.
Amerikalı uzman İran'ı işaret etti "Türkiye-ABD ilişkileri uzmanı" Ian Lesser, Amerikalıların Türkiye için kullandığı "stratejik ilişki" deyiminin, iki ülkenin hayati önem taşıyan konularda birbirlerine yardımcı olması anlamına geldiğini söyledi. "Akdeniz Danışmanları" (Mediterranean Advisors) şirketinin başkanı olan Lesser, Alman Marshall Fonu'nun Ankara Hilton Oteli'nde düzenlediği "Türkiye-ABD İlişkilerini Yeniden Şekillendirmek" konulu toplantıya katıldı. Türkiye-ABD ilişkilerinin eskisinden daha farklı bir seyir izlediğini belirten Lesser, stratejik işbirliğine dayalı bu ilişki biçiminin çeşitlendirilmesi, ekonomi ve kültür gibi alanları da kapsaması gerektiğini söyledi. Gelecek dönemde ilişkilerin gündeminde "İran ve nükleer programı"nın ağırlık kazanacağını belirten Lesser, ABD ve bölgedeki herkes gibi, Türkiye'nin de "Nükleer bir İran'la yaşayabilir miyiz?" sorusunu tartışmasını istedi. Bu sorunun yanıtının biraz da İran yönetiminin niyetiyle ilgili olduğunu belirten Lesser, nükleer programın caydırma amacıyla ya da prestij için kullanılmak istenebileceğini, ancak İran'daki rejimin, daha çok "bölgedeki düzeni değiştirmek gibi devrimsel bir niyeti" olması durumunda işlerin değişeceğini söyledi. "Türkiye 1 Mart tezkeresini geçirseydi, ilişkiler daha iyi olurdu" şeklindeki görüşe katılmayanların da bulunduğunu söyleyen Lesser, "Asker Irak'a Türkiye'den girseydi ve kamuoyunda ABD'ye karşı düşmanlık artsaydı, belki durum daha da kötü olurdu" diye konuştu. Amerikalıların Kıbrıs meselesinin çözümünün AB'de olduğunu düşünme eğiliminde olduğunu ileri süren Lesser, dışarıdan bakıldığında Kürt sorunu ile ilgili konuların daha açık şekilde dile getirilmeye başladığı izlenimini edindiklerini söyledi.
Evrensel'i Takip Et