17 Aralık 2005 23:00
Özgürlüklere saldırı
Almanya'da demokratik hak ve özgürlüklere yönelik kısıtlamalar, suçsuz insanların cezalandırılması ya da sınırdışı edilmesine kadar varıyor. İçişleri eski Bakanı Otto Schily tarafından gündeme getirilen ancak gerçekleştirilemeyen hak kısıtlamaları, "büyük koalisyon" döneminde gerçekleştirilecek.
Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble (CDU), Süddeutsche Zeitung gazetesine yaptığı açıklamada, Ceza Yasası'nda yapılacak bir değişiklikle "tehlikeli kişiler"in cezalandırılması ve sınırdışı edilmesinin önünü açacaklarını söyledi.
Skandaldan fırsat çıkardı Son günlerde Alman basınında yoğun olarak işlenen CIA işkence uçakları skandalı dolayısıyla açıklama yapan Schäuble, suçları ispat edilemeyen kişilerin yargılanması ve sınırdışı edilmesi konusunda değişiklikler yapılacağını dile getirerek, SPD-Yeşiller Hükümeti tarafından çıkarılan terör yasalarının sertleştirileceğini söyledi. Suçu kanıtlanamayan kişilerin mahkeme karşısına çıkarılması durumunda, bu kişilerin savcılıklar tarafından ne ile suçlanacağı bilinmiyor. Ancak, bu yolla "potansiyel tehlike" olarak görülen yabancıların sınırdışı edilmesi hedefleniyor. Yapılacak değişiklikte ayrıca, getirilen suçları tespit edilemeyen ancak sınırdışı da edilemeyen yabancıların "güvenlik hapsi"nde tutulması gündeme getiriliyor. Schäuble verdiği demeçte, "Mevcut yasalarla cezalandırılamayan kişilerin cezalandırılmasını veya sınırdışı edilmelerini sağlamak istiyoruz" dedi.
İşkenceye yeşil ışık Schäuble ayrıca, işkence ile ifade alınmasına da yeşil ışık yaktı. İçişleri Bakanı, bazı özel durumlarda hukuk devletini temel kurallarının sınırlandırılabileceğini ileri sürerek, "İnsanlar Ortaçağ'daki gibi özgür değil. Ben işkence tehdidi ile ifade alınması konusunda tartışmaların yapıldığı sırada, kırmızı çizgiyi açıkça geçmemek şartıyla bu yola başvurabileceğimizi söyledim" dedi. Muhalefetteki Sol Parti'nin Parlamento Grup Başkanı Petra Pau, Schäuble'nin işkence konusundaki görüşlerine sert tepki göstererek, işkence tehdidi ile ifade almanın insan hakları ihlali olduğunu belirtti. Ordu iç güvenliğe! Başta Schäuble olmak üzere muhafazakar politikacıların yıllardır gündeminde olan bir diğer önemli konu, ordunun iç güvenlikte kullanılması. Schäuble, hükümet olarak anayasada en kısa zamanda değişiklik yaparak ordunun iç güvenlikte kullanılmasının yolunu açacaklarını söyledi. Hedef, önümüzdeki yaz aylarında Almanya'da yapılacak dünya futbol şampiyonasında ordunun görev alması. Ordunun görev yapacağı alanların stadyumlar, havaalanları ve tren istasyonları olacağı belirtildi. Ancak önce, şubat ayında Federal Anayasa Mahkemesi'nin Havacılık Yasası'nın değiştirilmesi konusunda vereceği karar beklenecek. Hükümet, Havacılık Yasası'nı değiştirerek tehlikeli görülen sivil uçakların askeri uçaklar tarafından düşürülmesinin önünü açmıştı.
İsviçre'den resmi soruşturma İsviçre, Amerikan istihbarat örgütü CIA'nın işkence seferleri sırasında hava sahalarını kullanarak yasaları çiğneyip çiğnemediğine ilişkin adli kovuşturma başlattı. Federal Savcılık Bürosu sözcüsü Mark Wiedmer, savcılığın ABD'den bilgi alma konusunda karşılaşacağı zorlukların farkında olduğunu söyledi. İsviçre Dışişleri Bakanlığı, geçen ay, "terör zanlısı" olduğu belirtilen kişileri taşıyan CIA uçaklarının Cenevre Havaalanı'na 4 kez iniş yaptığı iddialarını ABD'ye sormuştu. ABD'nin İsviçre Büyükelçiliği sözcüsü Daniel Wendell ise, İsviçre'nin talebini ABD'ye ilettiklerini, ancak henüz bir cevap alamadıklarını belirtti. İsviçre Federal Havacılık Dairesi'nin kayıtlarına göre, CIA'nın kullandığı sanılan ABD'ye kayıtlı uçaklar, 73 kez İsviçre hava sahasından geçti. Bu arada, CIA'nın gizli işkence merkezleriyle ilgili soruşturmayı Avrupa Konseyi adına yürüten İsviçreli senatör Dick Marty, Avrupa'da iki gizli servisin, CIA uçaklarının Avrupa'daki uçuşlarından haberi olduğunu belirtti. Marty, söz konusu gizli servislerin hangileri olduğunu açıklamadı.
İşkence taşeronluğu CIA'nin bir Alman vatandaşını, Alman hükümetinin bilgisi dahilinde kaçırdığının ortaya çıkmasının ardından, yeni bir skandal gündeme geldi. İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble, Alman istihbaratçıların, Guantanamo kampı ve Suriye'de tutsakların sorgusuna katıldığını söyledi. Schäuble, çarşamba günü parlamentoda yaptığı açıklamada, Muhammed Haydar Zammar ve Türk vatandaşı Murat Kurnaz'ın Şam ve Guantanamo'da sorgulandığını anlattı. Zammar'ın, "Suriyelilerin işbirliği ile" BKA ajanları tarafından sorgulandığını belirten Schäuble, Alman ajanların "yanlış bir şey yapmadığını" ileri sürdü. 1982'de Alman vatandaşı olan Zammar'ın üst düzey El Kaide yöneticisi olduğu ileri sürülüyor. Dört yıldır yargılanmadan Guantanamo'da tutulan Murat Kurnaz ise, Eylül 2002'de Alman ajanlarınca sorgulanmış.
Skandaldan fırsat çıkardı Son günlerde Alman basınında yoğun olarak işlenen CIA işkence uçakları skandalı dolayısıyla açıklama yapan Schäuble, suçları ispat edilemeyen kişilerin yargılanması ve sınırdışı edilmesi konusunda değişiklikler yapılacağını dile getirerek, SPD-Yeşiller Hükümeti tarafından çıkarılan terör yasalarının sertleştirileceğini söyledi. Suçu kanıtlanamayan kişilerin mahkeme karşısına çıkarılması durumunda, bu kişilerin savcılıklar tarafından ne ile suçlanacağı bilinmiyor. Ancak, bu yolla "potansiyel tehlike" olarak görülen yabancıların sınırdışı edilmesi hedefleniyor. Yapılacak değişiklikte ayrıca, getirilen suçları tespit edilemeyen ancak sınırdışı da edilemeyen yabancıların "güvenlik hapsi"nde tutulması gündeme getiriliyor. Schäuble verdiği demeçte, "Mevcut yasalarla cezalandırılamayan kişilerin cezalandırılmasını veya sınırdışı edilmelerini sağlamak istiyoruz" dedi.
İşkenceye yeşil ışık Schäuble ayrıca, işkence ile ifade alınmasına da yeşil ışık yaktı. İçişleri Bakanı, bazı özel durumlarda hukuk devletini temel kurallarının sınırlandırılabileceğini ileri sürerek, "İnsanlar Ortaçağ'daki gibi özgür değil. Ben işkence tehdidi ile ifade alınması konusunda tartışmaların yapıldığı sırada, kırmızı çizgiyi açıkça geçmemek şartıyla bu yola başvurabileceğimizi söyledim" dedi. Muhalefetteki Sol Parti'nin Parlamento Grup Başkanı Petra Pau, Schäuble'nin işkence konusundaki görüşlerine sert tepki göstererek, işkence tehdidi ile ifade almanın insan hakları ihlali olduğunu belirtti. Ordu iç güvenliğe! Başta Schäuble olmak üzere muhafazakar politikacıların yıllardır gündeminde olan bir diğer önemli konu, ordunun iç güvenlikte kullanılması. Schäuble, hükümet olarak anayasada en kısa zamanda değişiklik yaparak ordunun iç güvenlikte kullanılmasının yolunu açacaklarını söyledi. Hedef, önümüzdeki yaz aylarında Almanya'da yapılacak dünya futbol şampiyonasında ordunun görev alması. Ordunun görev yapacağı alanların stadyumlar, havaalanları ve tren istasyonları olacağı belirtildi. Ancak önce, şubat ayında Federal Anayasa Mahkemesi'nin Havacılık Yasası'nın değiştirilmesi konusunda vereceği karar beklenecek. Hükümet, Havacılık Yasası'nı değiştirerek tehlikeli görülen sivil uçakların askeri uçaklar tarafından düşürülmesinin önünü açmıştı.
İsviçre'den resmi soruşturma İsviçre, Amerikan istihbarat örgütü CIA'nın işkence seferleri sırasında hava sahalarını kullanarak yasaları çiğneyip çiğnemediğine ilişkin adli kovuşturma başlattı. Federal Savcılık Bürosu sözcüsü Mark Wiedmer, savcılığın ABD'den bilgi alma konusunda karşılaşacağı zorlukların farkında olduğunu söyledi. İsviçre Dışişleri Bakanlığı, geçen ay, "terör zanlısı" olduğu belirtilen kişileri taşıyan CIA uçaklarının Cenevre Havaalanı'na 4 kez iniş yaptığı iddialarını ABD'ye sormuştu. ABD'nin İsviçre Büyükelçiliği sözcüsü Daniel Wendell ise, İsviçre'nin talebini ABD'ye ilettiklerini, ancak henüz bir cevap alamadıklarını belirtti. İsviçre Federal Havacılık Dairesi'nin kayıtlarına göre, CIA'nın kullandığı sanılan ABD'ye kayıtlı uçaklar, 73 kez İsviçre hava sahasından geçti. Bu arada, CIA'nın gizli işkence merkezleriyle ilgili soruşturmayı Avrupa Konseyi adına yürüten İsviçreli senatör Dick Marty, Avrupa'da iki gizli servisin, CIA uçaklarının Avrupa'daki uçuşlarından haberi olduğunu belirtti. Marty, söz konusu gizli servislerin hangileri olduğunu açıklamadı.
İşkence taşeronluğu CIA'nin bir Alman vatandaşını, Alman hükümetinin bilgisi dahilinde kaçırdığının ortaya çıkmasının ardından, yeni bir skandal gündeme geldi. İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble, Alman istihbaratçıların, Guantanamo kampı ve Suriye'de tutsakların sorgusuna katıldığını söyledi. Schäuble, çarşamba günü parlamentoda yaptığı açıklamada, Muhammed Haydar Zammar ve Türk vatandaşı Murat Kurnaz'ın Şam ve Guantanamo'da sorgulandığını anlattı. Zammar'ın, "Suriyelilerin işbirliği ile" BKA ajanları tarafından sorgulandığını belirten Schäuble, Alman ajanların "yanlış bir şey yapmadığını" ileri sürdü. 1982'de Alman vatandaşı olan Zammar'ın üst düzey El Kaide yöneticisi olduğu ileri sürülüyor. Dört yıldır yargılanmadan Guantanamo'da tutulan Murat Kurnaz ise, Eylül 2002'de Alman ajanlarınca sorgulanmış.
Evrensel'i Takip Et