3 Kasım 2011 05:55

Gündüz ahırda, gece çadırda!

Van’da 24 Ekim’de meydana gelen depremde en büyük hasarı yaşayan Erciş’te bir çok kişi kendi imkanlarıyla yaşama tutunuyor. Havaların soğuması nedeniyle hastalıkların baş gösterdiği ilçede hâlâ bir çok sıkıntı yaşanıyor. Yaşananlar hükümet yetkililerinin ‘sorun büyük oranda çözüldü’ açıklamalarını yalanlıyor. İlçede çaresizlik devam ederken, bunun en somut örneği ise Ceylan ve Kızıltan aileleri. 15 kişilik iki aile olarak Eybeli Köyü’nde Erciş’e akrabalarının yanına taşınan Ceylan ve Kızıltan aileleri, çaresizlik içinde yaşam mücadelesi veriyor. Figen Ceylan, “Bizler bir umut akrabalarımızın yanına taşındık. Bizim akrabaların da evi depremde yıkıldı. Akrabalarımız biz iki aileye bir derme çatma çadır kurdular. Elektrik yok, su ve soba yok. Çocuklarımızın hepsi soğuktan hastalandı. Biz kaderimize terk edildiğimiz için kim ne veriyorsa o yardımı kabul ediyoruz” dedi.

10 ÇOCUĞUMLA AHIRDA KALIYORUM’

Ceylan, kurtarabildikleri bazı eşyalarla akrabaları tarafından verilen ahırın bir köşesini eve çevirdiklerini belirterek, “Ben 10 çocuğumla bu ahırda kalıyorum. Deprem korkusu nedeniyle de sabahlara kadar uyuyamıyoruz. Eşim İstanbul’da ekmek parası için çalışıyor. Kaymakamlık veya belediyeye gittiğimizde yardım vermiyorlar. Bizler bu halde bırakıldık ve çok çaresizce yaşamamızı sürdürmeye çalışıyoruz. Kucağımdaki çocuğu nasıl doyuracağımı bilemiyorum” şeklinde konuştu.

‘BİZLERİ ACILARIMIZLA BAŞ BAŞA BIRAKTILAR’

Gündüzleri ahırda kalan ve geceleri kurdukları baraka türündeki çadıra geçen aile fertlerinden Nazlı Kızıltan ise, depremin etkisiyle yaşamlarının adeta zehir olduğunu söylüyor. “Bizler acılarımızla baş başa bırakıldık” diyen Kızıltan, “Ben öğrenciydim, birçok arkadaşım ve öğretmenim yaşamlarını yitirdi. Babam İstanbul’da çalışıyordu, deprem olduğunda geldi, bize bir çadır getirdi. 5 gün boyunca çadırsız kaldık, bu soğuk havalarda. Çadır geldi, ama çok soğuk ve çocuklar hep hasta oldu” dedi. “Yaşamlarını yitirenler için çok üzüldük. Keşke zamanı geri getirebilsek” diyen Kızıltan, “Bizler aç ve açıkta yaşamımızı sürdürüyoruz. 4 gündür kardeşim mamasız ve sürekli ağlıyor” sözleriyle yaşadıklarını anlattı. “Sabahlara kadar uyuyamıyoruz” diyen Emine Kızıltan ise, kadın için yaşamın daha zor olduğunu kaydederek, yemekten banyoya kadar bütün ihtiyaçları kurdukları baraka veya ahırda yaptıklarını aktarıyor. (Van/DİHA)

Evrensel'i Takip Et