16 Aralık 2005 23:00
ABD ve Irak'tan direniş mesajı
GÜNÜN YAZILARI
10 Aralık'ta Londra'da düzenlenen Uluslararası Barış Konferansı'na, ülkelerindeki savaş karşıtı hareketin önemli isimlerinden ABD'li Cindy Sheehan ve Iraklı Hasan Cuma da katıldı. Oğlu Irak'ta ölen Cindy Sheehan, ABD'deki işgal karşıtı mücadelenin simge isimlerinden biri haline geldi. Hasan Cuma ise, işgal yönetimine karşı grevler örgütleyen Basra Petrol İşçileri Sendikası'nın eşbaşkanlığını yürütüyor. Sheehan ve Cuma, Evrensel'in sorularını yanıtladı.
Evrensel: Yürüttüğünüz kampanyaya Amerikan halkının desteği nasıldı? Cindy Sheehan: Çok yoğun bir destek gördük. Bir hafta içinde 12 bin kişi Beyaz Saray'ın önüne toplandı. Yaklaşık 30 bin destek mesajı aldım. Bunların yanı sıra büyük miktarda maddi destek sunuldu.
Kampanya boyunca ne tür zorluklarla karşılaştınız? Zorluklar yaşayacağımızı biliyordum. Çünkü bildiğiniz gibi benim kampanyaya başladığım dönemlerde Irak işgaline halen yoğun bir destek söz konusuydu. İlk dönemlerde saldırı niteliği taşıyan sözler duydum ve mesajlar aldım. Ama kampanyanın gelişmesiyle birlikte bunların yerini destek mesajları aldı.
Amerika'da işgale bakış açısı ve savaş karşıtı hareketin durumu nasıl? Amerika'da dengeler değişti. Halkın yüzde 63'ü savaşa karşı. Küçük bir çoğunluk savaşı destekliyor. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Irak işgali Amerika'da popülaritesini kaybetti.
Türkiye, Bush'un "şeytan üçgeni" olarak tanımladığı Irak, İran ve Suriye'ye komşu. Dolayısıyla ABD için stratejik bir öneme sahip. Okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz? Bu şiddet ve savaş ne zaman duracak? Renk, dil, din ayrımı yapmadan şiddete ve savaşa karşı birlikte karşı çıkmamız gerekiyor. Her zaman mücadele içinde olmamız gerekiyor. Savaşı ve şiddeti durdurmak mümkün. Ve Türk halkı, barışı mümkün kılabilmek için kilit bir rol oynayabilir. Ortadoğu'da barış için Türkiyeliler Ortadoğu'daki savaş karşıtı hareketle daha sıkı işbirliği yapmalı.
İşgalden sonra Iraklı işçilerin, özellikle petrol işçilerinin yaşam ve iş koşulları ne durumda? Hasan Cuma: İki temel doğrudan bahsedebiliriz. Irak işçilerinin koşulları Saddam rejimi döneminde kötüydü. Ama işgalden sonra daha da kötüleşti. Örneğin petrol işçilerinin maaşları, komşu ülkelerdeki petrol işçilerinin maaşlarının yarısı. Sosyal hizmetler ve sağlık hizmetleri hiç yok diyebileceğimiz kadar az. Ama bütün bunlara rağmen Irak halkı Amerikalılara, kendi emek ve kaynaklarıyla kendilerini yönetebilecek durumda olduklarını gösteriyorlar. Örneğin petrol işçileri aylık 300-400 dolar maaş almalarına rağmen, günde 1.85 milyon varil petrol çıkarıyor.
Sendikaların savaşa ve işgale karşı tutumu ne? Hiçbir Iraklı savaşı onaylamıyor. Dolayısıyla günlük olarak işgalcilerin şiddetine maruz kalan sendikacıların veya sendikaların da onay verdiğini düşünmüyorum. Sendikaların birçoğu petrol sendikası gibi işgal karşıtlığını ilan ettiler. Eğer Irak'ta petrol işçileri işgali onaylamıyorsa, öbür işkollarındaki işçilerin onaylaması mümkün değil!
Batılı medyaya göre Irak'taki işgale karşı mücadele giderek azalıyor ve örgütsüzleşiyor. Sizce bu tanımlama geçerli mi? Benim gözlemime göre durum tam tersi: Irak'ın her bölgesinde savaşa karşı mücadele ve başkaldırı gün geçtikçe genişliyor. Ama Batı medyası bu gelişen direnişi küçümsüyor. Örneğin Basra'da her gün işgalcilere ait olan bir bölük saldırıya uğruyor. Bazı günlerde de askerler ölüyor. Bence Amerikalılar ülkedeki direnişi saptırmak ve karalamak için köktendincilere saldırı zemini hazırlıyorlar.
Türkiyeli emekçilere mesajınız nedir? Bizim ilişkimiz, bağımız Türkiye halklarıyla, Türkiye hükümetiyle değil. Biz Türkiye'deki sivil hareketlerle, sendikalarla ilişkilerimizi geliştirmek ve derinleştirmek istiyoruz. Ve bundan Türkiye hükümetinin faydalanmasını istemiyoruz. Bizim Türkiye halklarıyla ilişkilerimiz tarih boyunca var olmuştur. Ve hükümetlerin alacağı hiçbir karar bu tarihsel ilişkiyi etkilememeli. Türkiye'deki halk hareketinin Irak'taki barış için önemli rol oynacağını düşünüyoruz.
BARIŞ KONFERANSI DEKLARASYONU Londra'da yapılan Uluslararası Barış Konferansı'na katılan delegelerin kabul ettiği sonuç bildirgesi, özetle şöyle: "Konferansımız, Irak halkının ulusal özgürlük mücadelesini ve dünyadaki savaş ve işgal karşıtı hareketleri selamlar. Savaş karşıtı hareketin işgal son bulana kadar devam edeceğini belirtir. Bu anlamda, şu kararlar alınmıştır: 1. Savaşın ve işgalin üçüncü yıldönümüne denk gelen 18-19 Mart 2006 tarihlerinde uluslararası mitingler organize etmek ve askerlerin evlerine geri dönerek işgalin son bulması çağrısında bulunmak. 2. Geçen sene Felluce'de kimyasal silah kullanımıyla ilgili uluslararası bir dava açılması için kampanya başlatmak. 3. Amerika, İngiltere ve diğer işgalci ülkelerdeki savaş karşıtı asker ailelerini desteklemek. 4. Önümüzdeki dönem yapılacak olan etkinliklerin organize edilmesi için uluslararsı koordinasyonu sağlamak. 5. Irak petrollerin özelleştirilmesine karşı kampanya yürütmek.
Evrensel: Yürüttüğünüz kampanyaya Amerikan halkının desteği nasıldı? Cindy Sheehan: Çok yoğun bir destek gördük. Bir hafta içinde 12 bin kişi Beyaz Saray'ın önüne toplandı. Yaklaşık 30 bin destek mesajı aldım. Bunların yanı sıra büyük miktarda maddi destek sunuldu.
Kampanya boyunca ne tür zorluklarla karşılaştınız? Zorluklar yaşayacağımızı biliyordum. Çünkü bildiğiniz gibi benim kampanyaya başladığım dönemlerde Irak işgaline halen yoğun bir destek söz konusuydu. İlk dönemlerde saldırı niteliği taşıyan sözler duydum ve mesajlar aldım. Ama kampanyanın gelişmesiyle birlikte bunların yerini destek mesajları aldı.
Amerika'da işgale bakış açısı ve savaş karşıtı hareketin durumu nasıl? Amerika'da dengeler değişti. Halkın yüzde 63'ü savaşa karşı. Küçük bir çoğunluk savaşı destekliyor. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Irak işgali Amerika'da popülaritesini kaybetti.
Türkiye, Bush'un "şeytan üçgeni" olarak tanımladığı Irak, İran ve Suriye'ye komşu. Dolayısıyla ABD için stratejik bir öneme sahip. Okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz? Bu şiddet ve savaş ne zaman duracak? Renk, dil, din ayrımı yapmadan şiddete ve savaşa karşı birlikte karşı çıkmamız gerekiyor. Her zaman mücadele içinde olmamız gerekiyor. Savaşı ve şiddeti durdurmak mümkün. Ve Türk halkı, barışı mümkün kılabilmek için kilit bir rol oynayabilir. Ortadoğu'da barış için Türkiyeliler Ortadoğu'daki savaş karşıtı hareketle daha sıkı işbirliği yapmalı.
İşgalden sonra Iraklı işçilerin, özellikle petrol işçilerinin yaşam ve iş koşulları ne durumda? Hasan Cuma: İki temel doğrudan bahsedebiliriz. Irak işçilerinin koşulları Saddam rejimi döneminde kötüydü. Ama işgalden sonra daha da kötüleşti. Örneğin petrol işçilerinin maaşları, komşu ülkelerdeki petrol işçilerinin maaşlarının yarısı. Sosyal hizmetler ve sağlık hizmetleri hiç yok diyebileceğimiz kadar az. Ama bütün bunlara rağmen Irak halkı Amerikalılara, kendi emek ve kaynaklarıyla kendilerini yönetebilecek durumda olduklarını gösteriyorlar. Örneğin petrol işçileri aylık 300-400 dolar maaş almalarına rağmen, günde 1.85 milyon varil petrol çıkarıyor.
Sendikaların savaşa ve işgale karşı tutumu ne? Hiçbir Iraklı savaşı onaylamıyor. Dolayısıyla günlük olarak işgalcilerin şiddetine maruz kalan sendikacıların veya sendikaların da onay verdiğini düşünmüyorum. Sendikaların birçoğu petrol sendikası gibi işgal karşıtlığını ilan ettiler. Eğer Irak'ta petrol işçileri işgali onaylamıyorsa, öbür işkollarındaki işçilerin onaylaması mümkün değil!
Batılı medyaya göre Irak'taki işgale karşı mücadele giderek azalıyor ve örgütsüzleşiyor. Sizce bu tanımlama geçerli mi? Benim gözlemime göre durum tam tersi: Irak'ın her bölgesinde savaşa karşı mücadele ve başkaldırı gün geçtikçe genişliyor. Ama Batı medyası bu gelişen direnişi küçümsüyor. Örneğin Basra'da her gün işgalcilere ait olan bir bölük saldırıya uğruyor. Bazı günlerde de askerler ölüyor. Bence Amerikalılar ülkedeki direnişi saptırmak ve karalamak için köktendincilere saldırı zemini hazırlıyorlar.
Türkiyeli emekçilere mesajınız nedir? Bizim ilişkimiz, bağımız Türkiye halklarıyla, Türkiye hükümetiyle değil. Biz Türkiye'deki sivil hareketlerle, sendikalarla ilişkilerimizi geliştirmek ve derinleştirmek istiyoruz. Ve bundan Türkiye hükümetinin faydalanmasını istemiyoruz. Bizim Türkiye halklarıyla ilişkilerimiz tarih boyunca var olmuştur. Ve hükümetlerin alacağı hiçbir karar bu tarihsel ilişkiyi etkilememeli. Türkiye'deki halk hareketinin Irak'taki barış için önemli rol oynacağını düşünüyoruz.
BARIŞ KONFERANSI DEKLARASYONU Londra'da yapılan Uluslararası Barış Konferansı'na katılan delegelerin kabul ettiği sonuç bildirgesi, özetle şöyle: "Konferansımız, Irak halkının ulusal özgürlük mücadelesini ve dünyadaki savaş ve işgal karşıtı hareketleri selamlar. Savaş karşıtı hareketin işgal son bulana kadar devam edeceğini belirtir. Bu anlamda, şu kararlar alınmıştır: 1. Savaşın ve işgalin üçüncü yıldönümüne denk gelen 18-19 Mart 2006 tarihlerinde uluslararası mitingler organize etmek ve askerlerin evlerine geri dönerek işgalin son bulması çağrısında bulunmak. 2. Geçen sene Felluce'de kimyasal silah kullanımıyla ilgili uluslararası bir dava açılması için kampanya başlatmak. 3. Amerika, İngiltere ve diğer işgalci ülkelerdeki savaş karşıtı asker ailelerini desteklemek. 4. Önümüzdeki dönem yapılacak olan etkinliklerin organize edilmesi için uluslararsı koordinasyonu sağlamak. 5. Irak petrollerin özelleştirilmesine karşı kampanya yürütmek.
Evrensel'i Takip Et