9 Aralık 2005 23:00
İnsan haklarında geriye gidiş
GÜNÜN YAZILARI
Türkiye'nin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni kabul etmesinin üzerinden 57 yıl geçti. Ancak, bu süre zarfında insan hakları ihlalleri azalmak bir yana artarak devam etti. AKP Hükümeti'nin de "işkenceye sıfır tolerans" vaadi, bir seçim vaadi olmaktan öteye gidemedi. İşkence karakollardan sokaklara taştı. Türkiye yine insan haklarının en çok ihlal edildiği ülkeler listesinde en üst sıralarda yer aldı. 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla hazırlanan raporlar, hak ve özgürlüklerin elde edilmesi için uzun soluklu bir mücadelenin gerekli olduğunu ortaya koydu.
LİNÇ MEŞRULAŞTI Mersin'de Newroz mitingi sonrasında yaşanan bayrak provokasyonunun ardından Türkiye genelinde ırkçı kampanyalar başlatıldı. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nden "aşırı sağın" tehdit sıralamasından çıkarılmasıyla birlikte saldırılar katlanarak arttı. Önce Trabzon'da F tipi cezaevine karşı bildiri dağıtan TAYAD'lılar linç edilmek istendi. Ardından, Rize, İzmir, Sakarya ve Balıkesir başta olmak üzere çeşitli illerde linç girişimlerinde bulunuldu. 2004 yılında infaz edilen 13 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın Mardin'den Eskişehir'e sürgün edilen davasını izlemeye giden kalabalık, her duruşma öncesinde ülkücüler tarafından organize edilen kişilerin saldırısına uğradı. Öcalan'a yönelik tecridin sona erdirilmesi için Bursa'nın Mudanya ilçesine giden kişileri taşıyan otobüsler Bilecik'in Bozüyük ilçesinde durduruldu. Polis ve askerin gözü önünde saatlerce otobüsler taş yağmuruna tutuldu. Saldırı sonucu ağır yaralananlar oldu.
ÖZGÜRLÜKLER KISITLANDI1 Haziran 2005'de yürürlüğe giren Yeni Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu, hak ve özgürlükleri daha da kısıtladı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, gazetemiz aleyhine, çizerimiz Sefer Selvi'nin bir karikatürü ve SEKA haberi nedeniyle dava açtı. Erdoğan, mizah dergilerine de dava üstüne dava açtı.
Şemdinli'de yaşanan olayları yansıtan gazetemizin bir nüshası da gerekçe gösterilmeden toplatıldı.
Ayrıca, Hrant Dink hakkında Agos gazetesinde yayımlanan yazı dizisi nedeniyle 6 ay hapis cezası verildi. Dink'in cezası ertelenirken, Ermeni Konferansı'nın ertelenmesi hakkında yazı yazan 5 gazeteci hakkında da dava açıldı.
Ceza İnfaz Kanunu ile birlikte F tipi cezaevlerinde tecrit ağırlaştırıldı.
İKİNCİ SUSURLUK Şemdinli'de bir kitabevine bomba atıldı. Saldırıda bir kişi yaşamını yitirirken, halkın yakaladığı faillerin JİTEM mensubu olduğu ortaya çıktı. Olayı protesto eden halkın üzerine panzerlerden ateş açılarak yeni ölümlere sebebiyet verildi. Yakalanan kişilerin jandarmaya kayıtlı aracından suikast listeleri ve krokiler çıkarken, gelişmeler, Susurluk'ta deşifre olan derin devletin faliyetlerine devam ettiğini ortaya koydu.
ŞEFFAF İŞKENCE Gökhan Belgüzar gözaltında tutulduğu Bakırköy Asayiş Büro Amirliği'nde yaşamını yitirdi. Polis, Belgüzar'ın kendini asmak suretiyle intihar ettiğini iddia etti. Ancak, 1.80 cm. boyundaki Belgüzar'ın sadece 80 cm. yüksekliğindeki ranzaya kendini battaniye ile asarak intihar ettiği iddiası, inandırıcı bulunmadı.
MOBESE sistemi ile İstanbul'un dört bir yanı kameralarla gözetlenmeye başlandı. Sistem ile karakolların 'şeffaflaşacağı savunulurken, Erol Sert adlı kişi "çorba parası" vermediği için polis tarafından sokak ortasında feci şekilde dövüldü.
Ordu'da konser izleyen çocuklar gözaltına alınarak dövüldü ve tehdit edildi.
ÖĞRETMENE COP Eğitim-Sen, tüzüğünde anadilde eğitim talebi yer aldığı için kapatılmak istendi.
İnsanca bir yaşam için Türkiye'nin birçok ilinden Ankara'ya yürüyen kamu emekçilerine polis cop ve biber gazıyla müdahale etti. Çok sayıda eğitim emekçisi hastanelik oldu.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle 6 Mart 2005 tarihinde Saraçhane'de basın açıklaması yapmak isteyen kadınlar yerlerde sürüklenerek, öldüresiye dövüldü.
LİNÇ MEŞRULAŞTI Mersin'de Newroz mitingi sonrasında yaşanan bayrak provokasyonunun ardından Türkiye genelinde ırkçı kampanyalar başlatıldı. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nden "aşırı sağın" tehdit sıralamasından çıkarılmasıyla birlikte saldırılar katlanarak arttı. Önce Trabzon'da F tipi cezaevine karşı bildiri dağıtan TAYAD'lılar linç edilmek istendi. Ardından, Rize, İzmir, Sakarya ve Balıkesir başta olmak üzere çeşitli illerde linç girişimlerinde bulunuldu. 2004 yılında infaz edilen 13 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın Mardin'den Eskişehir'e sürgün edilen davasını izlemeye giden kalabalık, her duruşma öncesinde ülkücüler tarafından organize edilen kişilerin saldırısına uğradı. Öcalan'a yönelik tecridin sona erdirilmesi için Bursa'nın Mudanya ilçesine giden kişileri taşıyan otobüsler Bilecik'in Bozüyük ilçesinde durduruldu. Polis ve askerin gözü önünde saatlerce otobüsler taş yağmuruna tutuldu. Saldırı sonucu ağır yaralananlar oldu.
ÖZGÜRLÜKLER KISITLANDI
İKİNCİ SUSURLUK Şemdinli'de bir kitabevine bomba atıldı. Saldırıda bir kişi yaşamını yitirirken, halkın yakaladığı faillerin JİTEM mensubu olduğu ortaya çıktı. Olayı protesto eden halkın üzerine panzerlerden ateş açılarak yeni ölümlere sebebiyet verildi. Yakalanan kişilerin jandarmaya kayıtlı aracından suikast listeleri ve krokiler çıkarken, gelişmeler, Susurluk'ta deşifre olan derin devletin faliyetlerine devam ettiğini ortaya koydu.
ŞEFFAF İŞKENCE
ÖĞRETMENE COP
Evrensel'i Takip Et