20 Kasım 2005 22:00

Toplumu anlamanın anahtarı:
   İşçi sınıfı

Sosyal Araştırmalar Vakfı'na (SAV) bağlı olarak çalışmalarını yürüten Türkiye Sınıf Araştırmaları Merkezi (TÜSAM) ilki geçtiğimiz yıl yapılan 'Sınıf Çalışmaları Sempozyumu' nun ikincisi yapıldı.

Paylaş
Sosyal Araştırmalar Vakfı'na (SAV) bağlı olarak çalışmalarını yürüten Türkiye Sınıf Araştırmaları Merkezi (TÜSAM) ilki geçtiğimiz yıl yapılan 'Sınıf Çalışmaları Sempozyumu' nun ikincisi yapıldı. 'Türkiye'yi sınıf gerçeğiyle anlamak' konulu 'Türkiye'de sınıfların algılanışı, temsili, sınıf çalışmaları ve sınıf kavramının kullanımına bakış' alt başlığıyla düzenlenen sempozyum Gülhane'deki eski Darphane binasında gerçekleştirildi. İşçi sınıfı üzerine yapılan çalışmaların sunulduğu sempozyumda konuşmacılar, bir taraftan genel olarak toplumu anlamanın yöntemi üzerine konuşmalar yaparken, diğer taraftan bu anlama çabasının 'olmazsa olmazı' olan son yıllardaki direniş ve eylemleri, bu eylemleri yapanların dilinden ve onların algısıyla dinleme fırsatı buldu. Sempozyumun açılış konuşmasını Nail Satlıgan yaptı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nden bir grup öğretim görevlisi tarafından yapılan işçi profil araştırması, birçok yönden ülke genelini de yansıtan bir özellik taşıması dolayısıyla oldukça ilgi çekiciydi. Eskişehir'de işçilerin ekonomik, sosyal yapısı ve sorunlarını belirleme amacıyla yapılan araştırmanın sonuçları, toplumu anlamanın yöntemini de göstermesi açısından önemliydi. Son yıllarda örneklerini görmeye başladığımız bu tür alan araştırmalarının önemli bir boşluğu doldurmasının ötesinde, toplumu anlama çabasına da önemli katkılar yaptığı ortada.

Direnişin gösterdikleri Tülin Öngen'in sunuşunda belirttiği bir 'zorunluluğun', yani toplumu anlamanın ancak sınıf gerçeğini, tarihselliğiyle birlikte ele alarak mümkün olabileceğinin görülmesi de bir bakıma bu tür araştırmalarda daha net görülebiliyor. Eskişehir Paşabahçe işçilerinin aktardıkları deneyim içiçe geçmiş bir çok sorunun yeniden ele alınması fırsatını verdi. Sendikal rekabet, işçilerin birbirleriyle ilişkisi, sendikal yapının yaşadığı sorunlar ve özellikle taşeron-kadrolu işçi ayrımının mücadeleye etkilerine ilişkin söylenenlerin sınıf hareketiyle ilgilenenler açısından birçok öğretici unsur içermekteydi. Sempozyumun belki de en önemli işlevi de bu noktada ortaya çıktı. İşçi sınıfı üzerine araştırmaları bilimsel faaliyetinin merkezine koyan bilim insanlarının ulaştığı sonuçlar ve tezlerinin, doğrudan işçiler tarafından anlatılan mücadele deneyimleriyle harmanlanması ve bir bakıma 'sınanması'. Bu harman, 'çalışıp didinip, sonunda duvara toslamama'nın olanaklarını da sundu.

Oy verenlerin yapısı Yüksel Akkaya ve Atilla Göktürk'ün son yerel seçimler öncesinde Mersin genelinde yaptıkları araştırma da önemli gelişmelere işaret etmesi bakımından önemliydi. Mersin örneğinden hareketle, sınıfların yerel seçimlerde nasıl bir tutum takındığı, yaygın olarak bilindiği hali ile kişilere mi yoksa sınıfsal açıdan sorunlarına çözüm getireceğini düşündüğü yere mi yöneldiğinin sorgulandığı araştırma, Mersin'in demografik yapısıyla birleştiğinde ülkenin de bir fotoğrafını yansıtabilecek verilere sahipti. Örneğin ağırlıklı olarak Kürt, Türk ve Araplardan oluşan bir nüfusa sahip olan ilde, sınıf bölünmesinden farklı ayrımların varlığı araştırmayı daha da ilginç hale getiriyor. Yerel seçimlerde Emek Barış Demokrasi bloğuna oy verenlere bakıldığında etnik köken kadar işçi ağırlığının varlığının ortaya çıkması aslında hiçte beklenen bir sonuç değildi. Araştırma, SHP çatısında seçime giren Blok'un aldığı oyların etnik kökeni ne olursa olsun daha çok işçilerden geldiğini ortaya koyuyor. Araştırmanın yapılması sürecinde gerek Akkaya ve Göktürk'e yönelik baskılar; gerekse anket çalışmalarını yapan öğrencilerin gözaltına alınarak araştırmanın engellenmeye çalışılması, bu tür çalışmaları yapanlar açısından da önemli bir zorluğa işaret ediyor.


SEMPOZYUMDA SUNUŞLAR Sempozyumun birinci gününde üç oturum gerçekleştirildi. Çerçeve sunuşunu Tülin Öngen'in yaptığı birinci oturumda üç sunuş gerçekleştirildi. 'Marksist sınıf kavramının ve sınıf analizinin ayırt edici özellikleri' başlıklı sunuşu Tülin Öngen yaptı. 'İşçi sınıfının kapsamının belirlenmesinde bazı marksist yaklaşımlar ve bu yaklaşımların temel politik sonuçları' başlıklı sunuş ise F. Ülkü Selçuk tarafından yapıldı. Ahmet Salih Aktaş tarafından yapılan son sunuş ise 'Sınıf analizleri ve sınıf şemaları: Türkiye örneğine ampirik yaklaşım' başlığıyla yapıldı. Çerçeve sunuşunu Asuman Türkün'ün yaptığı ikinci oturumda planlanan 4 sunuşun üçü yapıldı. Cahide Sarı tarafından yapılması planlanan 'Ankara'da atık kağıt işçilerinin deneyimine bakış' başlıklı sunuş, Sarı'nın katılamaması nedeniyle yapılmadı. Demokrat Parti dönemi Türk sinemasını konu edinen 'Türk sinemasında sınıfların temsili: Dönemsel bir inceleme' başlıklı Aslığan Doğan Topçu tarafından hazırlanan tebliğ ise, Topçu'nun yazılı olarak ilettiği tebliğin okunması şeklinde sunuldu. Sempozyumun ilk gününün son oturumunda ise 'İşçi hareketinden güncel deneyimler' tartışıldı. SEKA deneyimi, 16 Haziran tersane işçileri yürüyüşü, Eskişehir Paşabahçe işçilerinin deneyimi ve Floret Tekstil deneyimi, bu eylemleri yaşayanlar tarafından anlatıldı.

ÖNCEKİ HABER

Venezüella halkı Chavez'in yanında

SONRAKİ HABER

Kruvaziyer liman kime yaradı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa