13 Kasım 2005 22:00

'Bu tasarı bir mayın tarlası gibi'

KESK Malatya Şubeler Platformu, Kamu Personel Rejimi Tasarısı'nın tartışıldığı bir panel düzenledi.

Paylaş
KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Fevzi Ayber, Kamu Yönetimi Temel Kanunu'nu "mayın tarlası"na benzeterek, "Hangi maddesine el atılsa patlayacak" dedi. KESK Malatya Şubeler Platformu'nun düzenlediği "Kamu Personel Rejimi Tasarısı" adlı panelde konuşan Ayber, saldırıların tüm emekçileri hedeflediğini belirterek, birlikte mücadele çağrısı yaptı. Panele konuşmacı olarak, Fevzi Ayber'in yanı sıra, İnönü Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden Yrd. Doç. Dr. Yusuf Karakılçık, Araştırma Görevlisi Ayşe Özcan katıldı. Panelde ilk sözü alan Yusuf Karakılçık, tasarının ilk bakışta bir "reform" gibi göründüğünü ancak biraz incelenirse "reform değil bir deform" olduğunun görüleceğini belirti. Kamu alanında yeni bir düzenlemenin şart olduğunu söyleyen Karakılçık, "Ancak bu tasarı böyle bir düzenlemeyi sağlamıyor. AKP, kamu alanında var olan sorunlardan yararlanarak kendi anlayışı doğrultusunda bir değişiklik yapmak istiyor, tıpkı YÖK'te yapmaya çalıştığı gibi" dedi. Karakılçık, bu tasarının diğer taslaklarla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Tasarının niyeti kötü Kamu Yönetimi Temel Kanunu'nun neo liberal politikaların bir yansıması olduğunu ifade eden Arş. Gör. Ayşe Özcan da "Bu tasarı ile sosyal devlet anlayışı tekellerin inisiyatifine bırakılmaktadır. Birleşmiş Milletler örneğine bakalım; ilk başta dünya barışını korumak için ortaya çıkan BM geri planda ABD'nin çıkarlarına hizmet etmektedir. Bu tür yasalar, olumlu gösterilerek kabul ettirilmeye çalışılıyor. Buna karşın temel hedef neoliberal politikaları uygulamaktır" diye konuştu. Çalışanların hak ve özgürlükleri konusunda olumsuzluklarla dolu olan tasarının genel olarak dört amacı olduğunu söyleyen Özcan, bunları şöyle sıraladı: Kamu çalışanlarının sayısını azaltmak; sözleşmeli personelin artırılması ve yeni alınacak personelin sözleşmeli olması; esnek istihdam uygulamasının yerleştirilmesi; performansa göre ücret ve ödüllendirme.

Kaynağına bakalım Saldırıların kaynağına bakmak gerektiğini belirterek, bu kaynağın ideolojik olduğunu dile getiren KESK MYK Üyesi Fevzi Ayber, emperyalist politikaların ağır çalışma koşullarını dayattığını söyledi. Ayber, "Uluslararası tekeller MAI ile anayasalarını oluşturdular, MIGA ve Tahkim Yasası ile güvence altına aldılar. Bunların kaynağını DTÖ olarak, kapitalizm olarak görmek lazım" dedi. Piyasa ilişkilerinin ön planda olduğu tasarıda işgüvencesinin, görev güvencesinin ortadan kalktığını belirten Ayber, tasarının esnek çalışmayı, kuralsızlaştırmayı, ücret esnekliğini ve sendikasızlaştırmayı dayattığını anlattı. Performans kriterinin hizmet alanında uygulanmasının mümkün olmadığını belirten Ayber, "Bu uygulama, bir ortamdaki insanların dayanışmasını yok ederek rekabet ortamına sokar, bu ise insani değerleri yok etmeyi amaçlamaktadır. İyi çalışanları ödüllendirebiliriz. Ödüllendirmeler kapitalizmin sosyalizmden çaldığı yöntemlerdir" diye konuştu.

Maksat demokrasi ise "Eğer çalışma yaşamına demokratikleşme getirileceği söyleniyorsa, oturulup toplu iş sözleşmesi imzalanır, grev hakkı verilir. Ama bu tasarı grev hakkını ortadan kaldırıyor. Biz TİS ile bir ücretlendirme istiyoruz, anlaşamazsak grev silahımızı istiyoruz" diyen Fevzi Ayber, tasarıyı "hangi maddesine el atılsa patlayacak" bir "mayın tarlası"na benzetti. Sınıfın ve ezilen kesimlerin örgütlülüğündeki zayıflılıklara da işaret eden Ayber, "İşimiz zor. Ancak saldırıları engelleyebiliriz diye düşünüyorum. Ellerimizi saldırıların tüm mağdurlarıyla buluşturabilirsek engelleyebiliriz" diyerek, uzun süreli grevlere hazır olunması gerektiğini ifade etti. Bir soru üzerine alternatif tasarılar hazırladıklarını belirten Ayber, bunların ancak mücadele ile uygulanabileceğini belirtti.

ÖNCEKİ HABER

Patron yasaları çiğniyor
   devlet görmezden geliyor

SONRAKİ HABER

Serna-Seral grevi iki ayı geride bıraktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...