11 Kasım 2005 22:00

Hükümet sadece izliyor

Şemdinli'de bir haftadır meydana gelen olaylara hükümet seyirci kalıyor. Delillerin karartıldığı ve faillerin serbest bırakıldığına dair haberlere rağmen Bakan Çiçek ve Aksu, sadece "sağduyu çağrısı" yapmakla yetindi.

Paylaş
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylar karşısında hükümet, işi yargıya havale etmek ve halka sükunet çağrıları yapmak dışında hiçbir girişimde bulunmuyor. Delillerin karartıldığı ve bombalama olayına karıştığı ileri sürülen faillerin sorgulanmadan bırakıldığına dair haberlere ise itibar dahi etmeyen Adalet Bakanı Cemil Çiçek, sadece soruşturmanın sürdüğünü söylemekle yetindi. İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu ise Avusturya'dan "sağduyu" çağrıları yaptı. Şemdinli'deki patlamalar adeta hükümetin ilgi alanının dışında. "Başbakan talimat verdi" dışında herhangi bir girişimde bulunmayan hükümetin en yetkili makamları da kamuoyunu aydınlatacak herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınıyorlar.

Yargıya havale ettiler Gazeteciler sorduğu zaman olaylar hakkında açıklama yapan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, olayın üzücü olduğunu ve hükümetin konuyu başından itibaren yakın takibe aldığını savundu. Olayın adli boyutunu, Şemdinli ile terör ve organize suçlara bakmakla görevli Van Cumhuriyet savcılıklarının değerlendirdiğini anlatan Çiçek, soruşturma aşamasında olan konunun adli boyutuyla ilgili bir şey söylemeyeceğini kaydetti. Çiçek, şöyle konuştu: "Burada bir siyasi kararlılığımız var. Kamuoyu açısından herhangi bir tereddüt söz konusu olmamalıdır. Kamuoyunun da gerçeğin ortaya çıkarılması noktasında bir beklentisi vardır. Konuyu soruşturan yargı mensuplarımıza güvenimiz tamdır. Onlar da büyük bir sorumluluk duygusu içinde bunun gereğini yapacaklardır. İşin idari boyutuyla değerlendirilmesi açısından iki mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir. İş, hem idari hem adli yönden soruşturulmaktadır. Bunun gerçek boyutlarıyla bir an evvel ortaya çıkarılması, hepimizin arzusudur." Çiçek, bir gazetecinin, "Susurluk benzetmesi yapılıyor" sözleri üzerine, olaylar gerçek boyutlarıyla ortaya çıkmadan spekülasyon yapmanın, gerçeğin ortaya çıkmasını zorlaştıracağını, kamuoyunu yanlış yönlere sevk edeceğini belirtti. Çiçek, "Birkaç gün sabrederiz, gerçek ortaya çıkar, ondan sonra kim ne tip benzetme yapacaksa yapmalıdır. Soğukkanlı olarak işin üzerine gidiyoruz" dedi.

Sağduyu çağrısı Avusturya'da bulunan İçişleri bakanı Abdülkadir Aksu ise, Şemdinli'de meydana gelen olayların tüm yönleriyle soruşturulduğunu belirterek, vatandaşları sağduyulu hareket etmeye çağırdı. Aksu, "Ben vatandaşlarımızı sağduyulu hareket etmeye davet ediyorum. Bölge halkımızın sağduyulu olduğuna inanıyorum. Bu olay vesilesiyle de kendilerinden sağduyulu hareket etmelerini rica ediyorum" diye konuştu. "Şemdinli'de olaylar hepimizi çok üzmüştür" diyen Aksu, bayram ve arife günü de benzer bir olay olduğunu ve kendisinin o zaman Şemdinli'ye gittiğini hatırlatarak, "Şemdinli'ye gidip oradaki insanlarımızla görüşmüş ve kendilerini sağduyulu olmaya davet etmiştim" ifadesini kullandı.




FAİLLER YARGI ÖNÜNE ÇIKARILSIN Şemdinli'deki saldırı ve sonrasındaki gelişmelere ilişkin yazılı açıklama yapan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, saldırganların halk tarafından "suçüstü" yakalanarak polise teslim edildiklerini hatırlattılar. Suçüstü yakalanan faillerin derhal yargı önüne çıkarılması ve olayın bütünüyle aydınlatılmasını isteyen Tuğluk ve Türk, "İspanya'nın AB üyeliği sürecinde benzeri GALL çeteleri (Gladio) gibi bombalama, adam kaçırma, öldürme, yaralama ve gasp eylemlerini, vatanı korumak bahanesiyle gerçekleştiren bu canilere karşı halkın, medyanın, demokrasi güçlerinin daha duyarlı olmaları gereken bir süreci yaşıyoruz. Nitekim Gall çeteleri, hesap verdi, Savcı Baltazar Garson gibi yargıçların ülkemizde de var olduğuna inanmak istiyoruz" dediler.




BAĞIMSIZ KOMİSYON KURULMALI EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Şemdinli'deki patlama ile devletin suçüstü yakalandığını vurguladı. Kan ve şiddetin egemen olduğu bölgede yaşananların kaynağının bir kez daha ortaya çıktığını belirten İmrek şöyle devam etti: "Karanlık güçler Şemdinli'de iş başında yakalandı. Kürt sorununu terör ve bölücülük olarak sunan, sorunu demokratik ve barışçı yollarla çözmek istemeyen güçlerin yüzü bir kez daha görüldü. Kürt ve Türk halkını birbirine karşı kışkırtmak isteyen güçlerin ne tür oyunlar çevirdikleri ve ne tür provokasyonlar düzenlediklerini Şemdinli'de bir kez daha yaşadık." İmrek, içerisinde İHD, belediye başkanları ve parlamento dışındaki siyasi parti temsilcilerinin de bulunduğu bir komisyon kurularak gerçeklerin araştırılmasını istedi.




MECLİS'E TAŞIYACAĞIZ CHP Genel Başkan yardımcısı Cevdet Selvi, İstanbul Milletvekili İsmet Atalay, Çanakkale milletvekili Ahmet Küçük ile Mardin milletvekili Mahmut Duyan'dan oluşan heyet, uçakla Van'a geldi. Van Ferit Melen Havaalanı'nda gazetecilere açıklama yapan Selvi, olayları yerinde görmek ve daha iyi değerlendirmek amacıyla Şemdinli'ye gideceklerini ifade ederek, "Temennimiz bu olayların bir daha yaşanmaması ve olayın bir an önce aydınlığa kavuşturulmasıdır" dedi. "Olay meclise taşınacak mı" sorusuna Selvi, "Bu olay kesinlikle meclise taşınacak. Milletvekilimiz Esat Canan baştan beri bu konunun içinde yer almaktadır. Bu olay, içtüzüğün verdiği bütün olanaklar çerçevesinde meclise taşınacaktır" şeklinde yanıtladı.




KİMLİKLERİ AÇIKLANSIN SHP Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci, Şemdinli'de yaşananların "provokasyonun da ötesinde" olduğunu söyledi. Geçmişte istihbarat örgütleri ve güvenlik güçlerinin bazı birimlerinin faili meçhul cinayetlere karıştıklarının görüldüğünü ve bunun Susurluk'ta ortaya çıktığını kaydeden Ketenci, Şemdinli'de olayların başladığı andan itibaren bölgede devletin kesin tavrını, disiplin ve sonuçlarını göremediklerini, olayın kışkırtıcılarının olduğu ve bir kıvılcım ile ateşlendiğinin görüldüğünü ifade etti. Ketenci, güvenlik güçlerinin gözetiminde bulunan ve olaya neden oldukları iddia edilen kişilerin kimliklerinin açıklanmasını istedi.




ÇETELER YİNE İŞBAŞINDA ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu, "On yıl önce Susurluk'ta ortaya çıkan derin devlet yapılanmasının bütün yönleriyle ortaya çıkarılıp tasfiye edilmemesinin, bu güçlerin bugün bir kez daha Kürt sorunun çözümsüzlüğü için, toplumu terörize edip, provakatif eylemlerle çatışma sürecini kalıcılaştırmak amacıyla kirli faaliyetlerini sürdürmesine yol açtığını" dile getirdi. Kozanoğlu, Kürt sorununun barışçıl çözümüne yönelik çabaların önüne kesmek için sürdürülen bu çete faaliyetleri karşısında kararlılıkla durulmadan, Susurluk ve benzeri çetelerin üzerine gidilmeden gerçek bir demokratikleşmenin sağlanamayacağının altını çizdi.




AYNI SUSURLUK GİBİ CNN TÜRK'ün sorularını yanıtlayan Elkatmış, "olayda meçhul silahlar ve meçhul insanlar var. Susurluk'a karışanlar devlet adına yaptıklarını söylüyorlardı. Bunda da aynı şekilde, 'ben emniyetçiyim' diyor. Aynen Susurluk'a benziyor" dedi. Elkatmış, olaylara ilişkin olarak şimdiden bir değerlendirme yapmanın uygun olmayacağını, bunun 'yönlendirme' anlamına geleceğini söyledi. Elkatmış, "yargıya çok büyük görev düşüyor. Olayları iyi tahlil etmesi lazım" diye konuştu.




ÜZERİ YİNE KAPATILMAMALI Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, "Bu hukuk ihlalini, bu saldırıyı aydınlığa kavuşturulabilirsek ve failleri yargıya teslim edilebilirsek, Türkiye geçmişi ile yüzleşmiş demektir. Türkiye, geçmişte karanlıkta kalmış olan ve yurttaşlarımıza, demokrasimize zarar vermiş olan hiç bir uygulamayı izin vermeyecek anlamına geliyor. Yok eğer bu olay karanlıkta kalırsa, aydınlık kaygım ve korkum 1993-1994 yıllarında yaşadığımız vakaların, nahoş olayların tekerrür edebileceği ihtimalini herkesin gözardı etmemesi gerekir" dedi.

ÖNCEKİ HABER

Eskişehir'de festival zamanı

SONRAKİ HABER

Ülkücü saldırılar protesto edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...