17 Ekim 2005 21:00
Referandum belirsizliği
GÜNÜN YAZILARI
Irak'ta cumartesi günü yapılan anayasa referandumunun sonuçları belirsizliğini koruyor. Anayasanın reddi için, 15 bölgeden 3'ünde "Hayır" çıkmasının yeterli olması, anayasanın kabul edilip edilmediğinin son ana kadar belli olmayacağına işaret ediyor. Amerikalı yetkililer 'sonuç ne olursa olsun' memnun olduklarını söylerken, Washington Post gazetesi karamsar bir tablo çizdi.
Yetkililer, 15.5 milyon seçmenin yüzde 60'ının sandık başına gittiğini tahmin ediyorlar. Referandumun gayrıresmi sonuçları perşembe günü belli olacak. Iraklı yetkililer sonuçla ilgili tahminde bulunmaktan kaçınırken, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, referandumun "muhtemelen kabul edildiğini" ilan ederek soru işaretlerine yol açtı. Rice, "Sonucu bekleyip göreceğiz, ama genel kanı anayasanın onaylandığı yönünde" iddiasında bulundu.
Gözlemciler, Şii Araplar ve Kürtlerin referanduma "Evet" dediğini, asıl sorunun Sünni Arapların 3 bölgede "Hayır" çıkarıp çıkaramayacağı olduğunu belirtiyor. Anbar ve Salahaddin bölgelerinde "Hayır" çıkabileceği belirtirken, Diyala ve Nineva'da durum "ortada". Bu bölgelerde sandığa gitme oranı yüzde 66'yı buldu.
'Karamsar' yorum Washington Post gazetesi ise, sonuç "Evet" olsa dahi direnişin aşılması yolunda ABD'nin işinin çok zor olduğunu yazdı. Gazetede dün çıkan yorumda, ABD yönetiminin referandumu memnuniyetle karşıladığına işaret edilirken, Sünnilerin çoğunluğunun anayasaya ret oyu vermesinin 'yolun hâlâ çok zor olduğunu gösterdiği' ifade edildi. Makalede "Anayasanın reddi, ABD yönetimi için felaket olurdu. Referandum sırasında şiddetin nispeten düşük düzeyde kalması da olumlu. Ancak, diğer taraftan anayasanın iki Sünni ilinde güçlü şekilde reddedildiğinin görülmesi, direnişin bitirilmesinde kilit önem taşıyan yerlerde derin muhalefet olduğunu ortaya koyuyor" denildi.
ABD insanlık suçu işliyor BM insan hakları uzmanı Jean Ziegler, Irak'taki işgal güçlerinin, direnişçilere operasyon düzenlemeden önce bölgedeki sivilleri kaçmaya zorlamak için gıda ve suyu kesmesinin, uluslararası hukuka aykırı olduğunu bildirdi. Ziegler, "Bu uygulama insanlık dışıdır" dedi. BM yetkilisi, Cenevre sözleşmelerinin, sivillere gıda sağlanmasının önlenmesini yasaklamakla kalmadığını, aynı zamanda isyancı gücü sivillere gıda sağlamakla yükümlü tuttuğunu hatırlattı. Bu yöntemin bir açıdan binlerce insanın hayatını kurtarmada yardımcı olabileceğini belirten Ziegler, "Ancak sivillerin birçoğu evlerinden ayrılamıyor ve Felluce, Telafer, Samarra gibi direnişçilerin kaleleri olan yerlerde kalanlar çok acı çekiyor. Bazıları açlıktan ölüyor" diye konuştu. "Bir savaş yöntemi olarak sivillerin aç bırakılmasının silahlı çatışmalarda yasak olduğunu" belirten Ziegler, bu konudaki bir raporu 27 Ekim'de BM Genel Kurulu'na sunacağını söyledi.
Ramadi'de katliam Irak'ın batısındaki Ramadi yakınlarında önceki gün düzenlenen Amerikan saldırısında 70 Iraklı öldü. ABD yetkilileri, bir grup direnişçinin üzerine Amerikan uçaklarınca bomba atıldığı ve bu saldırıda 20 kişinin öldüğü kaydedildi. Açıklamada, diğer hava saldırılarında da 50 kadar "direnişçinin" öldüğü ileri sürüldü. Görgü tanıkları ise, ölenlerin sivil olduğunu belirttiler. Basra kentinde ise şüpheli bir cinayet işlendi. İngiliz Kraliyet Jandarma Özel Soruşturma Birimi sorumlusu Yüzbaşı Ken Masters, Basra'daki İngiliz üssünde ölü bulundu.
'Karamsar' yorum Washington Post gazetesi ise, sonuç "Evet" olsa dahi direnişin aşılması yolunda ABD'nin işinin çok zor olduğunu yazdı. Gazetede dün çıkan yorumda, ABD yönetiminin referandumu memnuniyetle karşıladığına işaret edilirken, Sünnilerin çoğunluğunun anayasaya ret oyu vermesinin 'yolun hâlâ çok zor olduğunu gösterdiği' ifade edildi. Makalede "Anayasanın reddi, ABD yönetimi için felaket olurdu. Referandum sırasında şiddetin nispeten düşük düzeyde kalması da olumlu. Ancak, diğer taraftan anayasanın iki Sünni ilinde güçlü şekilde reddedildiğinin görülmesi, direnişin bitirilmesinde kilit önem taşıyan yerlerde derin muhalefet olduğunu ortaya koyuyor" denildi.
ABD insanlık suçu işliyor BM insan hakları uzmanı Jean Ziegler, Irak'taki işgal güçlerinin, direnişçilere operasyon düzenlemeden önce bölgedeki sivilleri kaçmaya zorlamak için gıda ve suyu kesmesinin, uluslararası hukuka aykırı olduğunu bildirdi. Ziegler, "Bu uygulama insanlık dışıdır" dedi. BM yetkilisi, Cenevre sözleşmelerinin, sivillere gıda sağlanmasının önlenmesini yasaklamakla kalmadığını, aynı zamanda isyancı gücü sivillere gıda sağlamakla yükümlü tuttuğunu hatırlattı. Bu yöntemin bir açıdan binlerce insanın hayatını kurtarmada yardımcı olabileceğini belirten Ziegler, "Ancak sivillerin birçoğu evlerinden ayrılamıyor ve Felluce, Telafer, Samarra gibi direnişçilerin kaleleri olan yerlerde kalanlar çok acı çekiyor. Bazıları açlıktan ölüyor" diye konuştu. "Bir savaş yöntemi olarak sivillerin aç bırakılmasının silahlı çatışmalarda yasak olduğunu" belirten Ziegler, bu konudaki bir raporu 27 Ekim'de BM Genel Kurulu'na sunacağını söyledi.
Ramadi'de katliam Irak'ın batısındaki Ramadi yakınlarında önceki gün düzenlenen Amerikan saldırısında 70 Iraklı öldü. ABD yetkilileri, bir grup direnişçinin üzerine Amerikan uçaklarınca bomba atıldığı ve bu saldırıda 20 kişinin öldüğü kaydedildi. Açıklamada, diğer hava saldırılarında da 50 kadar "direnişçinin" öldüğü ileri sürüldü. Görgü tanıkları ise, ölenlerin sivil olduğunu belirttiler. Basra kentinde ise şüpheli bir cinayet işlendi. İngiliz Kraliyet Jandarma Özel Soruşturma Birimi sorumlusu Yüzbaşı Ken Masters, Basra'daki İngiliz üssünde ölü bulundu.
Evrensel'i Takip Et