16 Ekim 2005 21:00

'Sokaklarımızı, unvanlarımızı
   anahtarlarımızı geri istiyoruz'

Ankara 78'liler Derneği, 12 Eylül dönemi uygulamalarına karşı bir dizi çalışma başlattı. Ankara 78'liler Derneği Başkanı Ruşen Sümbüloğlu, "Sokaklarımızı, ünvanlarımızı, anahtarlarımızı darbecilerden geri istiyoruz. Sokakları onların işgalinden kurtaracağız" dedi.

Paylaş
Mamak Platformu adıyla bir çalışma başlatan Ankara 78'liler Derneği, Mamak Askeri Cezaevi'nde insanlık suçları işlemiş olan askeri görevlilerin, mağdurlar ve tanıklar aracılığıyla açığa çıkarılmasını ve yargılanmasını amaçlıyor. Bunun bir öç alma mekanizması olmadığına dikkat çeken Dernek Başkanı Ruşen Sümbüloğlu, tüm sıkıntıların ve ihlallerin kaynağı olduğunu belirttiği 12 Eylül Anayasası'nın değiştirilmesi için de sempozyum düzenleyerek, demokratik bir anayasa taslağı oluşturmayı hedeflediklerini söyledi. Eylül ayı başında yapılan genel kurulun da aldığı kararlar doğrultusunda harekete geçen Ankara 78'liler Derneği, başta Mamak Cezaevi Komutanı Albay Raci Tetik olmak üzere, o dönem işlenen suçlara ortak olmuş görevlilerin yargılanması için çalışacak olan platform ile, "darbe hukuku ve yarattığı sonuçların, kurumların, toplumun eleştirel süzgecinden geçmesi ve demokratik sürecin önünün açılması"nı amaçlıyor. Mamak Askeri Cezaevi'nde yatmış insanlara ulaşarak, bu kişilerin bilgisini güncelleştirerek başlanacak çalışmalar, isimlerin ve işledikleri suçların belirlenmesiyle devam edecek. Toplantılar düzenlenecek. "12 Eylül darbecilerinin oluşturduğu suç örgütünün açığa çıkarılmasına, suçlarının tahriflerini, tarihlerini, tanımlarını bulmaya" yönelik teknik bir program oluşturularak, bu kişiler hakkında suç duyurularında bulunulacak. Albay Raci Tetik'in Avustralya'da olduğuna ilişkin bilgiler edinen dernek, bu bilgilerin doğruluğunu tespit etmek için, uluslararası alanda insan hakları örgütleri ile ortak çalışmalar yürütecek. Tetik Avustralya'da ise sınır dışı edilmesi istenecek. Ankara 78'liler Derneği Başkanı Ruşen Sümbüloğlu'na, dernek çalışmaları hakkında sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle:

Neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyuldu? Hedef nedir? 12 Eylül, cezaevi müdürleri, sıkıyönetim komutanları, emniyet amirleri ve kendilerine bağımlı hale getirdikleri ilişkileriyle büyük bir suç örgütü kurdu. Mamak Askeri Cezaevi 12 Eylül faşizminin kendisini en yoğun hissettirdiği yerlerden biriydi. Yapmaya çalıştığımız, en alt hücreye kadar öç alma mekanizması değil, sürecin uygulanabilirliğini kanıtlamak istiyoruz. Biz kendi yerelimizde bu çalışmayı yürütüyoruz. Türkiye'nin pek çok yerinde yapılırsa iyi sonuçlar alınabilir. Cezaevlerinde hak ihlallerinin, sokak başlarında yargısız infazların olmadığı bir memleket düşlüyorsak eğer, geçmişte yapılanların hesabını görmeliyiz. Sadece ülke genelinde değil uluslararası alanda da bir psikolojik iklim yaratmak istiyoruz. Bizim kırmızı bültenlerimizle halkına, ülkesine karşı suç işlemiş olanlar aranacak ve hesap verecekler. İnsanlar bize bilgi-belge, doküman ulaştırsınlar. Elimizde suç dosyaları olacak.

Mamak'ta neler yaşandı, hangi insanlık suçları işlendi? İşkence suçu işlendi. İnsanların yaşama hakkını elinden aldılar. Bizim koğuşlarımız sürekli tarandı. Başlarımızın üzerinden mermiler geçiyordu. C-5 diye bir yer vardı, burası işkencehaneydi. Savunma hazırlayamıyorduk. İddianame verilmiyordu. Yakınlarımızla aylarca görüşemiyorduk. 90 günlük gözaltı süreci, 90 gün daha uzatılabiliyordu. 6 ay boyunca insanların işkenceyle ifadeleri alındı. Köpek kulübeleri vardı, tabutluk denirdi. 1 metre en, 1 metre boy, 2 metre yükseklikte kulübelerdi. Bir bidon, bir bardak ve bir lazımlık vardı. Burada 7 günlük hapis cezaları çekiliyordu. Bazen 20 gün, bir aydan fazla kalanlar oluyordu. Uyuyamıyorsunuz, oturamıyorsunuz, yatamıyorsunuz. Tutuklu istemediği halde kendisine egemen sınıf ideolojisini cebren öğretmeye çalışıyorlardı. Sabahtan akşama kadar askeri eğitim yaptırıyorlardı. Sayımlar sabah ve akşam tam bir işkence seansıydı. Bir sayımda binlerce cop vurulurdu. Bu nedenle sakat kalan insanlar var. 'Sesin az çıkıyor', 'çok çıkıyor', 'gülümsüyorsun' diye sistemli işkenceye dönüştürdüler. Onur kırıcı muameleler vardı. Mahkumu zorla domaltmak, giysilerini çıkarmaya zorlamak gibi. Kitabın verilmemesi, gazetenin verilmemesi, tek tip elbise, operasyonlar... Binlerce insanı falakaya çektiler, tuzlu su üzerinde yürüttüler.

Diğer çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Caddelere, sokaklara, okullara, meydanlara, bulvarlara bu darbecilerin isimleri verildi. Ankara'da da olduğunu biliyoruz. Cadde ve sokakların isimlerini birer birer, hem resmi yollardan ve hem üyelerimiz aracılığıyla tarayacağız. Belediye meclislerine gideceğiz, değiştirilmesini isteyeceğiz. Buralara insan hakları, demokrasi mücadelesinde kaybedilenlerin isimlerinin verilmesini isteyeceğiz. Belediyeden sonuç alamazsak teşhir edeceğiz. Bir gazetede, Nurettin Ersin'in cenazesine kimse gelmedi, geriye cadde sokak isimleri kaldı deniliyordu, biz bunları da geri alacağız. Şehirlerin altın anahtarları verildi. Oysa onlar bunu hak etmediler, bunları da geri istiyoruz. Sokakları onların işgalinden kurtarmak istiyoruz. Bir de bu darbecilere üniversiteyi ziyaret ettiği, seminer verdiği gerekçesiyle fahri doktora unvanları, cüppeler verilmişti. Bunların da iadesini isteyeceğiz. Kendi bulunduğumuz bölgede belli bir aşamaya ulaşırsa bu diğer illerdeki arkadaşlarımızı da harekete geçirecektir. Örneğin Fatsa'da halk bir sokağın isminin değiştirilmesini istedi.

Anayasaya yönelik bir çalışmanız olacak mı? Tüm sorunların kaynağı 12 Eylül Anayasası. Bu anayasadan güç alınıyor. O kaynağı kurutmak gerekiyor. 12 Eylül Anayasası halkın sırtında bir deli gömleğidir. Bir sempozyumla alternatifini koyacağız. Barolar, odalar, meslek örgütleri, bilim insanları, emek çevrelerini çağıracağız. Bilim adamları dünyadaki anayasaları anlatsın. Özgür bir kürsü olsun. Daha sonra da bir komisyon kurup taslak hazırlayacağız. 51 kurumla oluşturduğumuz mutabakatı da sürdürmek istiyoruz. Uzun soluklu bir imza kampanyası yürüttük. Bunu yurt çapında geliştireceğiz. Her ağzını açan 12 Eylül hukukunun değiştirilmesi gerektiğini söylüyor ama darbeciler korunuyor. Bu bizim işimizin zor olacağına, ama bunların gerçek yüzünün çabuk ortaya çıkacağına işarettir.

ÖNCEKİ HABER

Bir garip soruşturma hikayesi

SONRAKİ HABER

210 öğrenci zehirlendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...