31 Ekim 2011 06:48

Ortaçağ Akdeniz’ine Cervantes’in sol eliyle yolculuk

İsmail Afacan

PUSULAYLA BAŞLAYAN YOLCULUK

Sergide esansı kan ve tuz olan Akdeniz egemenlerinin iktidar olmak için yaptıklarına tanık oluyoruz. Tanıklığımız Özgür Erkök ve Mary Cuesta’nın çalışmalarıyla başlıyor. İkilinin ‘Sakarlıklar’ ve ‘B planları’ isimli çalışmalarına gelmeden önce Özgür Erkök’ün ‘Asıl Pusula’ isimli çalışmasıyla yönümüzü bulmaya çalışıyoruz. Burma bıyıklı iri yarı bir Osmanlı pusula içine yerleşmiş. Burma bıyıklarının ucunda iki el yani Cervantes’in sol eli uzanıyor doğu ve batı yönünde. Türklerin ve İspanyolların Akdeniz’deki doğu batı mücadelesini tasvir ediyor. Pusuladaki yön kısımlarında “Dulcinea” yazıyor. Hemen Dulcinea’nın Don Kişot’un hayali sevgilisinin adı olduğunu hatırlatalım. Cervantes’in kesilen sol eli hayali sevgiliye ulaşır gibi. Osmanlının burma bıyığındaki iki el doğu ve batı Akdeniz’de iktidar olma mücadelesini anlatırken, her koşulda ve durumda sevgiliye ulaşma çabasını ironik bir şekilde betimlemiş.

Hemen akabinde ikilinin ‘Sakarlıklar’ ve ‘B Planları’ isimli karikatürel çalışmaları var. İnebahtı deniz savaşının İspanyolları felakete sürükleyişinin çağrışımları yer alıyor. Don Kişot’un mücadelesini ettiği yel değirmenleri İspanyollara çevrilmiş ve yanan ateşi körüklerken çizilmiş. Bir diğer çalışmalarında ise elini kaybeden Cervantes’in gözleri iki eli yerine divit kalem oluyor ve başlıyor yazmaya. İnsanın olumsuz koşullardan her zaman ikinci bir planı olduğunu dillendirirken aynı zamanda mücadelenin içindeki sakarlıkları hicvediyor.

Sergio Mara’nın “El Osmanlı” tablosuna yanaşıyoruz. Tabloda Cervantes’in sol eli Osmanlının sol eli olarak şekillenmiş. Kesik elde Latin harflerinin yanı sıra Heart, Head, Health (Kalp, kafa, sağlık) yazarak egemenlere bir gönderme yapıyor. Koca elin köşesinde külah ve kavuk takmış şövalyelerin işaret parmağıyla büyük eli gösteriyor. Sonunun ve yazgısının bu olacağını fark eden şövalyenin mağlubiyeti kabullenme psikolojisinde. “Otomani Dersi” isimli çalışmasında ise sol elin içinde bir kesik var. Şövalyeler kesiğe bakıyor. Din adamı ise kuş tüyünden kalemini kana batırıyor. Kan bir nevi mürekkep işlevi görüyor. Bu çalışmada iktidar olanın kendi tarih yazarken nereden beslendiğini göstermek istiyor.

‘KRALIN HÜKÜMRANLIĞI HALKIN FELAKETİDİR’

Kesilen sol elle her yerde karşılaşıyoruz. Sanki eserlerden fırlamış ve elimizden tutmakta. Trinity 1-2-3 adlı Emir Yardımcı’nın üçlemesinde sol elin içinde paşalar ve korsanlar yer alıyor. Akdeniz’de mücadele edenlerin parmak izleri çok tanıdık. Üçlemenin diğer çalışmasında ise eserin tamamına yayılmış egemenlerin üzerinde beyaz bir el beliriyor, dur dercesine. Kirli eli temizlemek istiyor belki de diğer çalışmasında.

“Tek Çizgiden Oluşan Eller”, “Yaratıcı Cellatlar”, “Cervantes’in Sol Elleri”, isimli çalışmaların sahibi Tan Celal Genç aynı zamanda ‘Don Kişot’un Pek Bilinmeyen Macerası’ isimli keyifli animasyonuyla sergideki yerini almış. Tan’ın “Yaratıcı Cellatlar”ı dikkate değer. İlk önce Cervantes’in sağ elini kesmek isterken anın ölümsüzleşmesini isteyen cellat sol elini kesmeye karar veriyor. Tan, egemenlerin işledikleri suçların ibret olmasını isteyişleriyle alay ediyor olsa gerek.  
Davit Curto, Curto çalışmalarıyla bizi ortaçağ karanlığından çıkararak bugünlere getiriyor. Çalışmasında güncel göndermelere yer veriyor. “Devlet Büyüğü” tablosunda tanıdık bir yüzle karşılaşıyoruz. Elindeki tokmağıyla iri yarı bir gladyatör var. Gladyatör bizim başımızdaki devlet büyüğüne çok benziyor. Avrupai görünümlü devlet büyüğümüz yıkımın içinde ihtişamla kasılıyor. Tablonun alt köşesinde bir cümle yazıyor: “Kralın hükümranlığı halkın felaketidir.” (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et