21 Eylül 2005 21:00

Deklarasyona protesto

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB'nin Kıbrıs deklarasyonuna tepki gösterdi. Gül, "Kıbrıs sorununun çözüm merkezi Birleşmiş Milletler'dir" dedi. Gül, bu konudaki gelişmelerden duyduğu memnuniyetsizliğinin bir ifadesi olarak ABD Başkanı Rice'ın NATO ve AB dışişleri bakanları onuruna verdiği resepsiyona katılmadı. BM Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde bulunduğu New York'ta KKTC Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ile görüşmesi öncesinde bir açıklama yapan Gül, "Bir taraftan, 'BM'nin rolü artırılsın, BM dünya olaylarında, problemlerde daha kuvvetli rol oynasın' diye çağrıda bulunurken, bunun için burada konuşmalar yaparken, diğer taraftan BM'nin rolünü Kıbrıs'ta zayıflatmaya çalışmak bir tezattır" diye konuştu. Gül, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın daha önce attığı adımlar olduğunu hatırlatarak, Rum yönetiminin BM'yi etkisiz hale getirmek için bir gayret içinde olduklarını söyledi. "Bu onların stratejisidir. Bunu herkes bilmektedir. Ne yazık ki bazen AB de bunu görmezlikten gelmekte veya burada bir tuzağa düşmektedir" diyen Gül, Türkiye olarak sorunun asıl çözüm adresinin BM olduğu konusunda ısrar edeceklerini bildirdi. KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş da, "Kıbrıs'ta Kıbrıs Türkü'nün Ada'nın sahipliğinden doğan haklarını koruyan, uluslararası anlaşmaların Türkiye'ye vermiş olduğu Ada üzerindeki hakları koruyan, yaşayabilir bir çözüm bulma gayreti içerisindeyiz" dedi. Denktaş, Kıbrıs'ta Kıbrıs Türkü'nün Ada'nın sahipliğinden doğan haklarını koruyan, uluslararası anlaşmaların Türkiye'ye vermiş olduğu Ada üzerindeki hakları koruyan yaşayabilir bir çözüm bulma gayreti içerisinde olduklarını belirterek, "Bunu engelleyen Ada'nın bütününün sahibi olduğu iddiasını devam ettiren, Kıbrıs'ta Kıbrıs Türkleri'ne ihtiyaç duymayan Papadapoulos ve yönetimidir" dedi.


DEKLARASYONDA NE VAR?
  • Türkiye'ye müzakere sürecinde Kıbrıs Rum kesimini tanıma çağrısı yapılan karşı deklarasyonda, Gümrük Birliği'nin eksik uygulanmasının müzakerelerin genelini etkileyeceği mesajı veriliyor.
  • Deklarasyonda AB, Türk liman ve havaalanlarının Güney Kıbrıs Rum kesimi gemi ve uçaklarına açılması çağrısını yapıyor ve bu konunun 2006'da gözden geçirileceğini belirtiyor.
  • Karşı deklarasyonda, Türkiye'den, tüm AB üyesi ülkeler ile arasındaki ilişkileri en kısa sürede ve hukuki olarak normalleştirmesi beklentisine yer veriliyor.


    TALAT: BİZİM AÇIMIZDAN OLUMSUZ KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Rum yönetiminin AB'yi tehdit ederek istediğini elde ettiğini söyledi. Talat, "Bizim açımızdan son derece olumsuz, Kıbrıs Türkünün adının bile geçmediği, Kıbrıs'taki bütün haklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir deklarasyon hazırlandı. Ancak Rum tarafı o eğilimini değiştirerek müzakere çerçeve belgesinde de bir şeyler istemeye başladı. Tıkanıklık burada ortaya çıktı" diye konuştu.


    SOYER: AB REHİNE DURUMUNA DÜŞTÜ KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, AB'nin Kıbrıs Rum lideri Tasos Papadopulos yönetiminin rehinesi durumuna düştüğünü, Kıbrıslı Türklerin azınlık durumuna düşmeyi asla kabul etmeyeceklerini söyledi. Soyer, "Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs sorununda kalıcı ve adil bir çözüm için BM inisiyatifini destekleyen bir halktır. Türkiye hükümeti ile işbirliği içerisinde, ortak çıkarlar çerçevesinde sürekli çalışarak kalıcı ve karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm için inisiyatifler üretmiş bir halktır" dedi.


    RUM YÖNETİMİNİN ENGELİ AŞILDI Kıbrıs Rum yönetimi, bloke ettiği Kıbrıs karşı deklarasyonu konusunda Avrupa Birliği ile görüşbirliğine vardı. AB'li bir diplomat, Rum yönetiminin Kıbrıs karşı deklarasyonuna bir itirazının kalmadığını söyledi. Dönem başkanı İngiltere ile önceki günden bu yana süren pazarlıklar sonucunda Rum yönetimi, müzakerelerle ilgili Çerçeve Belge'ye iki maddenin eklenmesi önerisini kabul etti. Bu iki madde ise şöyle:

  • Türkiye, NATO'da Rumlara uyguladığı vetoları kaldırmalı
  • Türkiye tam üyelik görüşmelerinin hükümetler arası olacağı bilincinde hareket etmeli

  • Evrensel'i Takip Et