20 Eylül 2005 21:00
Foyaları meydana çıktı
Irak'taki kanlı bombalı saldırıları düzenlemekle suçlanan iki İngiliz ajanı Basra'da ele geçirildi. Ancak ajanlar, cezaevini basan İngiliz işgal birliklerince kurtarıldı. Ordu birlikleri 3 Iraklıyı da öldürdü.
Irak'ta düzenlenen ve neredeyse her gün onlarca sivilin canına mal olan kanlı saldırıların arkasında hangi güçlerin olduğuna dair ilk ciddi kanıt, önceki gün ortaya çıktı. Önceki gün şafak sökerken, İngiliz işgali altında bulunan güneydeki Basra kentinde, 2 İngiliz ajan, plakasız bir araçla bir polis kontrol noktasına yaklaştılar. Ajanlar, geleneksel Arap kıyafetleri içindeydi. Kontrol noktasına geldiklerinde Irak polislerine ateş açtılar ve saldırıda bir polis öldü, bir polis yaralandı. Görgü tanıklarına göre, kontrol noktasına gelindiğinde Iraklı polisler araca yaklaştı, ancak tam o sırada ajanlardan biri silahını çekip ateş açtı.
Kanlı görev Basra kent yetkilileri, "gizli komandolar" olduklarını söyledikleri iki İngiliz'i vakit kaybetmeden gözaltına aldı. İngiliz ajanlar, gözaltında "görevleri"nin ne olduğunu söylemeyerek, İngiliz ordusuna mensup oldukları dışında bilgi vermeyi reddettiler. Ancak kent polisinin, ajanları "bomba yerleştirmek" ile suçladığı belirtiliyor. Buna göre ajanlar, bir bomba yerleştirme operasyonundan dönüyor veya böyle bir operasyona gidiyorlardı. Iraklı kılığına girmiş İngilizlerin polise saldırdıkları haberi, kentte hızla yayıldı. Iraklılar, zaten sivil halka veya polis ve ordu birliklerine yönelik kanlı saldırıların arkasında işgalcilerin parmağı olduğundan şüpheleniyordu. Bu şüphenin beklenmedik bir biçimde doğrulanması, halkı harekete geçirdi ve kentteki 8500 İngiliz askerinin "zor anları" başladı.
Halkın öfkesi Bu arada, İngiliz diplomatları perde arkasından ajanların bırakılması için görüşmelere başlamıştı. Ancak İngiliz ordusu, görüşmelerin aslında hiçbir anlam ifade etmediğini ilan edercesine, ajanların tutulduğu karakolu kuşatmaya girişti. Tanklarla karakola saldırma hazırlığındaki işgal birliklerinin karşısına, halk çıktı. Karakolun önünde toplanan Iraklı sayısı onlardan yüzlere yükselirken, 'Katiller defolun' sloganı atan halk tankları kuşatma altına aldı ve taş yağmuruna başladı. Bu arada kentte megafonlarla dolaşan öfkeli Iraklılar, halka olanları duyurarak, insanları katil ajanların tutuklanması için mücadeleye çağırdı. Bu arada karakol önündeki kalabalık, tanklara molotof kokteylleri yağdırmaya başlamıştı. Molotoflardan biri tanklardan birine isabet etti ve içerideki askerler yanmaya başladı. Kameralar, yanmakta olan İngiliz askerinin tankın içinden dışarı fırlamasını görüntüledi. Bu arada, yanan askere taş yağmuru sürüyordu.
İngiliz katliamı Taşlara silahla yanıt veren İngiliz birlikleri; 2 Iraklıyı öldürdü, 15 kişiyi yaraladı. Olaylarda 3 İngiliz askerinin de yaralandığı öğrenildi. Fırlatılan molotof kokteyller ise iki zırhlı aracın yanmasına sebep oldu. Sivillere yönelik bu saldırının ardından kalabalık dağıldı ve kente sessiz bir gerginlik hakim oldu. Ancak İngilizler, katil ajanları "kurtarmakta" kararlıydı. Öğle saatlerinde 10 kadar İngiliz tankı, ajanların tutulduğu cezaevinin duvarını yıkarak içeri girdi. Tanklar, havadan helikopterlerce destekleniyordu. İngiliz timleri içeri girerek ajanları kurtarırken, cezaevinde bulunan 150 kadar Iraklı tutuklu da kaçmayı başardı. Böylece, bombalı saldırıların en azından bir kısmını gerçekleştirdiği sanılan İngiliz ajanlar, "üslerine" dönmüş oldu.
Bağdat-Basra çatışması Basra Valisi Muhammed el Vaili, cezaevi baskınını "barbarca, vahşi ve sorumsuzca" olarak nitelendirdi. İngilizlerin, ajanların bırakılması için Bağdat hükümetini devreye soktuğu, ancak Basra yetkililerinin Bağdat'ı dinlemediği ve bunun üzerine işgal ordusunun "bildiği yolla" ajanları kurtardığı belirtiliyor. İngiliz medyası, ajanların özel kuvvet SAS mensubu olduğunu bildirdi.
Kanlı görev Basra kent yetkilileri, "gizli komandolar" olduklarını söyledikleri iki İngiliz'i vakit kaybetmeden gözaltına aldı. İngiliz ajanlar, gözaltında "görevleri"nin ne olduğunu söylemeyerek, İngiliz ordusuna mensup oldukları dışında bilgi vermeyi reddettiler. Ancak kent polisinin, ajanları "bomba yerleştirmek" ile suçladığı belirtiliyor. Buna göre ajanlar, bir bomba yerleştirme operasyonundan dönüyor veya böyle bir operasyona gidiyorlardı. Iraklı kılığına girmiş İngilizlerin polise saldırdıkları haberi, kentte hızla yayıldı. Iraklılar, zaten sivil halka veya polis ve ordu birliklerine yönelik kanlı saldırıların arkasında işgalcilerin parmağı olduğundan şüpheleniyordu. Bu şüphenin beklenmedik bir biçimde doğrulanması, halkı harekete geçirdi ve kentteki 8500 İngiliz askerinin "zor anları" başladı.
Halkın öfkesi Bu arada, İngiliz diplomatları perde arkasından ajanların bırakılması için görüşmelere başlamıştı. Ancak İngiliz ordusu, görüşmelerin aslında hiçbir anlam ifade etmediğini ilan edercesine, ajanların tutulduğu karakolu kuşatmaya girişti. Tanklarla karakola saldırma hazırlığındaki işgal birliklerinin karşısına, halk çıktı. Karakolun önünde toplanan Iraklı sayısı onlardan yüzlere yükselirken, 'Katiller defolun' sloganı atan halk tankları kuşatma altına aldı ve taş yağmuruna başladı. Bu arada kentte megafonlarla dolaşan öfkeli Iraklılar, halka olanları duyurarak, insanları katil ajanların tutuklanması için mücadeleye çağırdı. Bu arada karakol önündeki kalabalık, tanklara molotof kokteylleri yağdırmaya başlamıştı. Molotoflardan biri tanklardan birine isabet etti ve içerideki askerler yanmaya başladı. Kameralar, yanmakta olan İngiliz askerinin tankın içinden dışarı fırlamasını görüntüledi. Bu arada, yanan askere taş yağmuru sürüyordu.
İngiliz katliamı Taşlara silahla yanıt veren İngiliz birlikleri; 2 Iraklıyı öldürdü, 15 kişiyi yaraladı. Olaylarda 3 İngiliz askerinin de yaralandığı öğrenildi. Fırlatılan molotof kokteyller ise iki zırhlı aracın yanmasına sebep oldu. Sivillere yönelik bu saldırının ardından kalabalık dağıldı ve kente sessiz bir gerginlik hakim oldu. Ancak İngilizler, katil ajanları "kurtarmakta" kararlıydı. Öğle saatlerinde 10 kadar İngiliz tankı, ajanların tutulduğu cezaevinin duvarını yıkarak içeri girdi. Tanklar, havadan helikopterlerce destekleniyordu. İngiliz timleri içeri girerek ajanları kurtarırken, cezaevinde bulunan 150 kadar Iraklı tutuklu da kaçmayı başardı. Böylece, bombalı saldırıların en azından bir kısmını gerçekleştirdiği sanılan İngiliz ajanlar, "üslerine" dönmüş oldu.
Bağdat-Basra çatışması Basra Valisi Muhammed el Vaili, cezaevi baskınını "barbarca, vahşi ve sorumsuzca" olarak nitelendirdi. İngilizlerin, ajanların bırakılması için Bağdat hükümetini devreye soktuğu, ancak Basra yetkililerinin Bağdat'ı dinlemediği ve bunun üzerine işgal ordusunun "bildiği yolla" ajanları kurtardığı belirtiliyor. İngiliz medyası, ajanların özel kuvvet SAS mensubu olduğunu bildirdi.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Şebnem Korur Fincancı
Tehlike nedir?
Sultan Özer
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Hediye Levent
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Arif Nacaroğlu
Özgürlükçü Anayasa
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs ve sonrası
Mehmet Özyazanlar
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
