15 Eylül 2005 21:00
Çöl fırtınası Afrika topraklarında
Sanki son dönemde vizyona giren Hollywood maceralarında, kahramanlık tanımlamasında değişimler oluyor gibi...
Sahara Yönetmen: Breck Eisner Oyuncular: Matthew McConaughey, Steve Zahn, Penelope Cruz, Lambert Wilson, Glynn Turman, Delroy Lindo, William H. Macy. Senaryo: Thomas Dean Donelly, Joshua Oppenheimer, John C. Richards Müzik: Allen Collins, Clint Mansell, Ronnie Van Zant Görüntü Yönetmeni: Seamus McGarvey Tür: Aksiyon, Macera, Komedi Süre: 124 dk. Dağıtım: Avşar Film
Sanki son dönemde vizyona giren Hollywood maceralarında, kahramanlık tanımlamasında değişimler oluyor gibi. Örneğin, geçtiğimiz hafta vizyona giren iki film; "Gece Uçusu" ve "Kahramanlar Okulu" ortalama Amerikan vatandaşlarının ülkelerini kurtarmak ve vatandaşlarını korumak için 'zaten gerekli kahramanlık özellikleriyle donanımlı' olduğunu salık veriyordu. Bugün gösterime giren "Sahara" ise, ABD vatandaşlarına başka ülkelerin topraklarında da kahramanlık misyonu yüklüyor. Gerçi bütün bunlar Hollywood için yeni şeyler değil. Ama yeni yorumlarla sunuldukları kesin. Amerikan içi savaşından.. Filmimiz vasat bir Amerika aksiyonu aslında. 1865 yılında, iç savaş sırasında, zırhlı ve içi özel paralarla dolu bir Amerikan gemisi ortadan kayboluyor. Bugünün dünyasında yaşayan kahraman kaşifimiz Dirk Pitt, Afrika sahillerinde başka bir iş için bulunurken, bu tarihi efsaneyle ilgili bazı kanıtlar eline geçer. Konuyu araştırmak için Nijer Nehri boyunca yolculuk kararı alan kahramanımız ve arkadaşı Al, Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı olarak Afrika'da bulunan Doktor Eva ile tanışırlar ve yolculuğa birlikte devam ederler. Doktor, veba olduğunu düşündüğü bir hastalığın kaynağını araştırırken; Dirk, efsanenin gerçek olup olmadığıyla ilgilenecektir. Ama her zaman olduğu gibi işler yolunda gitmez.
Tarihsel referans Söz konusu Afrika olduğunda, bir diktatörün ve onunla işbirliği yapan beyaz bir işadamının olması da kaçınılmaz tabii. Ama, basit bir macera filmi olsa da, hikayenin bugünün dünyasına meşruiyet aradığını söylemek gerek. İç savaş sırasında kaybolan bir geminin Afrika çöllerinde ortaya çıkması ve en önemlisi bu geminin diktatöre karşı kullanılması, Amerika'nın buralara müdahale ederkenki tarihsel referanslarını da ele veriyor. Üstelik iç savaş sırasında önemli rol oynayan siyah insanların, köklerine doğru yapılan bu yolculuk; Afrikalılara da yeni köklerini hatırlatacak nitelikte.
Diktatör, tehlikeli atık ve müdahale Afrikalı sadist bir diktatör, onunla işbirliği yapıp 'dünyayı tehdit edecek' kimyasallar üreten bir işadamı, diktaröre karşı örgütlenen gruplar... Bütün bunlar bugünün konsetptine ne kadar uyuyor. Amerikan ordusunun yetişmekte geçiktiği ya da çekingen davrandığı durumlarda, kahramanın çıkıp her şeye müdahale etmesi de cabası... Üstelik hem insani, hem askeri!