3 Eylül 2005 21:00
Katrina ABD'nin öteki yüzünü gösterdi
Katrina kasırgasının en çok yoksulları ve siyah vatandaşları vurduğunu belirten Amerikalılar, ABD Başkanı George Bush yönetiminin kurtama çalışmalarını geciktirmesine tepki gösteriyor. Felaketten daha zengin bir kentin etkilenmesi durumunda yönetiminin tepkisinin farklı olacağını söyleyen çevreler, sular çekildikten sonra yaşanacak sorunlara da dikkat çekiyor.
Amerikan Kongresi senatörlerinden David Vitter, sadece Louisiana eyaletinde Katrina tayfunu nedeniyle can verenlerin 10 bini bulabileceğini söyledi. Ölenlerin çoğunun siyahlar olduğu kaydedildi.
Demokrat Parti'den William Jefferson, " Eğer bu insanlar siyah ve yoksul olmasaydı ilk anda New Orleans'da terk edilmezlerdi. Şunu söylemeye çalışıyorum, kenti terk edebilir miyim ile otel parasını ödeyebilir miyim arasında bir seçim yapmak zorundasınız" dedi. Demokrat Parti yetkilisi John Lewis, "Tarihin ölülerle sağ kalanlar arasındaki farkın yoksulluk, yaş ve ırk ile belirlendiğini yazmasına izin veremeyiz" diye konuştu.
Nüfusunun üçte ikisini siyahların oluşturduğu New Orleans'ta yoksulluk oranı 2000 yılında yüzde 28 idi. Bu oran ABD standartlarının iki katı.
Duyarsızlık eleştirisi New Orleans'ta kurbanların ezici çoğunluğunun siyah olduğunu hatırlatan önde gelen siyah politikacı ve sanatçılar, geciken yardım çabalarından dolayı suçladıkları Başkan George Bush'u, "siyahlara karşı duyarsız kalmakla" eleştirdi. Politikacı ve insan hakları savunucusu Jesse Jackson, Bush'u 'duyarsızlık, şefkatsizlik ve ehliyetsizlikle' suçladı. Kasırga kurbanı Louisiana eyaletinin başkenti Baton Rouge'da konuşan Jackson, New Orleans'ta yardım ve tahliye çabalarının yetersiz kalmasında, kurbanların 'siyah ve fakir' olmasının rol oynadığını savunarak, "Bu ülkede, fakir insanların ve siyahların acılarına karşı tarihi bir kayıtsızlık var" dedi. NBC televizyonunca canlı yayımlanan Katrina kurbanlarına yardım konserine katılan ünlü rap şarkıcısı Kanye West de, "Siyahlar, George Bush'un umurunda değil. Bu ülke, fakirlere, siyahlara mümkün olduğunca yavaş yardım etmek üzere kurulmuş bir yer" diye konuştu. Siyah hakları savunucusu Randall Robinson ise, New Orleans'taki kasırga kurbanı siyahların, yaşamlarını sürdürebilmek için "cesetleri yemeye başladığı" yönünde haberler geldiğini söyledi. Robinson, The Huffington Post adlı yerel gazetede çıkan yazısında, "Kasırgadan günler sonra New Orleans'taki binlerce siyah, köpekler gibi ölüyor. Kimse onlara yardıma gelmedi" ifadesini kullandı.
New York olsaydı? Amerikalı Fizikçi Dr. Kauser Akhter, hükümetin harekete geçmekte çok geç kaldığını belirterek "Eğer bunlar ülkenin başka bir bölgesinde yaşansaydı, mesela New York ya da California'da hükümet daha çabuk harekete geçebilirdi. Çünkü oralarda daha fazla para var ve insanlar seslerini çıkarıp karşı çıkıyorlar" dedi. Akther, bu kişilerin Mississippi ve Alabama'nın en yoksul kişileri olduğunu ve neredeyse hiçbir ihtiyaçlarını tedarik edemediklerini belirtti.
Kurtarılmaktan öte... Katrina kasırgası New Orleans'ta yaşananların 'doğal afetten' kurtarılmaktan öte olduğunu gün ışığına çıkardı. Yetkililer insanları, otobüslere doldurup başka bir yere taşımanın kurtarma anlamına gelmediğini belirtiyor. Kırsal Alan Enstitüsü'nden Sheila Zedlewski, "Tahliye için bir otobüse doluşabilirler ama gidecekleri yere geldiklerinde kredi kartlarını kullanıp bir otele yerleşemeyecekler" diye konuştu. Zedlewski, suların çekilmesinin ardından sorunların ortadan kalkmayacağına dikkat çekiyor. "Nasıl olacak da ekonomik açıdan kendilerini yeniden toparlayacaklar. Eğitim seviyeleri düşük, aileleri var ve işleri yok. Üstelik artık onları koruyacak bir ekonomik güvence ağımız da yok" diyerek sorunun diğer boyutlarına değindi. Katrina New Orleans'ta altyapı hizmetleri konusunda yaşanan adaletsizliği de gündeme taşıdı. 'Gelişmekte olan ülkeler' olarak nitelenen Hindistan, Endonezya ve Sri Lanka gibi ülkelerde felaketlerin ardından ABD'nin düştüğü duruma düşülmedi.
Çalışmalara ara verildi Öte yandan, Superdome stadyumunda kurtarma çalışmalarına ara verildiği duyuruldu. Otobüslerin stadyuma gelmemesi nedeniyle çalışmalar durdurulurken kurtarılmak için bekleyen 20 binden fazla kişi tepkili. Howard Blue, "Bu nasıl iş? Onlar temiz ve kuru" derken Ulusal Muhafızların temiz giyimlilerin bavullarına taşımasına yardım ederken kendisini engellediğini anlatıyor. Sandra Jones adlı felaketzede ise, "Hayatımın en kötü günleri. Hiçbir yardım almıyoruz" dedi. Superdome stadyumuna sığınan felaketzedeleri tahliye eden otobüsün ters dönerek karayolunun ortasında yuvarlanması sonucu 1 kişinin öldüğü, en az 10 kişinin de yaralandığı bildirildi.
'İnsanlıktan çıktık' Bush hükümeti, felaketzedelere sığınak olarak New Orleans' Superdome stadyumunu gösterdi. Ancak kentten ayrılamayan yoksulların bulunduğu stadyumun kendisi kötü koşullar nedeniyle ölümlere yol açıyor. Stadyumdan en az 7 ceset çıkartıldı. Çoğu Afrika kökenli onbinlerce kişinin bulunduğu stadyumda tutulanlar, insanlıktan çıktıklarını açıklıyor. "Ben köpeğime böyle davranmam diyen Daniel Edwards adlı Amerikalı, tekerlikli sandalyede ölen bir kadını gösteriyor. 3 yaşındaki oğlunu avutmaya çalışan Taffany Smith de "Yerlere işemek zorunda kalıyoruz. Hayvan gibi olduk" diye konuştu. Thomas Jessie ise su için cinayet bile işleyecek duruma geldiklerini anlatıyor. Çatı tamircisi Jessie, "Yanımızda cesetler oturuyor. Ölecekmişim gibi hissediyorum. Sizi su için bile öldürebilirim" dedi. Stadyumdan gelen tecavüz haberleri de basına yansıdı. Son olarak biri küçük bir kız çocuğu iki kişiye tecavüz edildiği açıklanırken polis benzer olayların daha önce de duyurulduğunu kaydetti.
Öldürülecek yağmacı... Elinde bira şişeleri ile felaketzedelerin bulunduğu yere giden bir Amerikalı, Bush'un televizyonlarda öldürülmesini emrettiği yağmacılardan biri olarak gösteriliyor. Ama günlerdir birlikte kaldığı ve hükümetten su ve gıda gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile yardım göremeyen felaketzedelere göre o bir kahraman. Edna Harris, "Dükkanlara giren bu insanlar bize yiyecek ve su getiriyor. Burada bebekleri olan kadınların sütleri gelmiyor. Bu adamlar dükkanlara girip süt getiriyor" diye konuştu. 28 yaşındaki bulaşıkçı biraz temiz su arıyor. "6 aylık bir bebeğim var ve hiç süt yok. Biraz süt tozu buldum ama şimdi de suya ihtiyacım var" dedi.
Küba'dan ABD'ye yardım Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, Katrina fırtınasının vurduğu ABD'ye 1100 doktor ve 26 ton ilaç yardımı yapmayı önerdi. Castro, devlet radyo televizyonundan yayımlanan açıklamasında, 100 doktorun Teksas eyaletindeki Houston'a hareket ettiğini, 1000 doktorun daha ABD'ye gideceğini söyledi. Küba'nın yardıma hazır olduğunu belirten Castro, ABD'ye doktorlarla birlikte 26,4 ton ilaç gönderileceğini kaydetti. Venezüella da ABD'ye yardım edeceğini açıklamıştı. Japon yönetimi de ABD'deki felaketzedelere yardıma hazır olduğunu bildirdi. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Katrina kasırgasının ardından ABD'ye yardım öneren ülkeler arasında Türkiye'yi de saydı. Bu arada New Orleans'ta bulunan dört kişilik bir Türk ailenin, bütün girişimlerine rağmen halen sular altındaki şehirde yoksunluk içinde mahsur kalmaya devam ettiği öğrenildi.
Felaket manzaralarıİnsanların çoğu yürüyemeyecek kadar hasta ve birçoğu da açlık çekiyor.
Anneler hazır bebek bezlerini tekrar kullanmak üzere temizlemek zorunda kalıyor.
Yardım ekiplerini bekleyen onlarca kişinin yaşanan gecikmeden dolayı hayatını kaybettiği duyuruldu.
New Orleans hastanesinde her saat 8 ila 10 kişinin öldüğü açıklandı.
Sokaklarda halen cesetler yüzüyor.
Kentlerin durumu işgal altında bulunan Irak'ın başkenti Bağdat'ın en kötü günlerine benzetiliyor.
Duyarsızlık eleştirisi New Orleans'ta kurbanların ezici çoğunluğunun siyah olduğunu hatırlatan önde gelen siyah politikacı ve sanatçılar, geciken yardım çabalarından dolayı suçladıkları Başkan George Bush'u, "siyahlara karşı duyarsız kalmakla" eleştirdi. Politikacı ve insan hakları savunucusu Jesse Jackson, Bush'u 'duyarsızlık, şefkatsizlik ve ehliyetsizlikle' suçladı. Kasırga kurbanı Louisiana eyaletinin başkenti Baton Rouge'da konuşan Jackson, New Orleans'ta yardım ve tahliye çabalarının yetersiz kalmasında, kurbanların 'siyah ve fakir' olmasının rol oynadığını savunarak, "Bu ülkede, fakir insanların ve siyahların acılarına karşı tarihi bir kayıtsızlık var" dedi. NBC televizyonunca canlı yayımlanan Katrina kurbanlarına yardım konserine katılan ünlü rap şarkıcısı Kanye West de, "Siyahlar, George Bush'un umurunda değil. Bu ülke, fakirlere, siyahlara mümkün olduğunca yavaş yardım etmek üzere kurulmuş bir yer" diye konuştu. Siyah hakları savunucusu Randall Robinson ise, New Orleans'taki kasırga kurbanı siyahların, yaşamlarını sürdürebilmek için "cesetleri yemeye başladığı" yönünde haberler geldiğini söyledi. Robinson, The Huffington Post adlı yerel gazetede çıkan yazısında, "Kasırgadan günler sonra New Orleans'taki binlerce siyah, köpekler gibi ölüyor. Kimse onlara yardıma gelmedi" ifadesini kullandı.
New York olsaydı? Amerikalı Fizikçi Dr. Kauser Akhter, hükümetin harekete geçmekte çok geç kaldığını belirterek "Eğer bunlar ülkenin başka bir bölgesinde yaşansaydı, mesela New York ya da California'da hükümet daha çabuk harekete geçebilirdi. Çünkü oralarda daha fazla para var ve insanlar seslerini çıkarıp karşı çıkıyorlar" dedi. Akther, bu kişilerin Mississippi ve Alabama'nın en yoksul kişileri olduğunu ve neredeyse hiçbir ihtiyaçlarını tedarik edemediklerini belirtti.
Kurtarılmaktan öte... Katrina kasırgası New Orleans'ta yaşananların 'doğal afetten' kurtarılmaktan öte olduğunu gün ışığına çıkardı. Yetkililer insanları, otobüslere doldurup başka bir yere taşımanın kurtarma anlamına gelmediğini belirtiyor. Kırsal Alan Enstitüsü'nden Sheila Zedlewski, "Tahliye için bir otobüse doluşabilirler ama gidecekleri yere geldiklerinde kredi kartlarını kullanıp bir otele yerleşemeyecekler" diye konuştu. Zedlewski, suların çekilmesinin ardından sorunların ortadan kalkmayacağına dikkat çekiyor. "Nasıl olacak da ekonomik açıdan kendilerini yeniden toparlayacaklar. Eğitim seviyeleri düşük, aileleri var ve işleri yok. Üstelik artık onları koruyacak bir ekonomik güvence ağımız da yok" diyerek sorunun diğer boyutlarına değindi. Katrina New Orleans'ta altyapı hizmetleri konusunda yaşanan adaletsizliği de gündeme taşıdı. 'Gelişmekte olan ülkeler' olarak nitelenen Hindistan, Endonezya ve Sri Lanka gibi ülkelerde felaketlerin ardından ABD'nin düştüğü duruma düşülmedi.
Çalışmalara ara verildi Öte yandan, Superdome stadyumunda kurtarma çalışmalarına ara verildiği duyuruldu. Otobüslerin stadyuma gelmemesi nedeniyle çalışmalar durdurulurken kurtarılmak için bekleyen 20 binden fazla kişi tepkili. Howard Blue, "Bu nasıl iş? Onlar temiz ve kuru" derken Ulusal Muhafızların temiz giyimlilerin bavullarına taşımasına yardım ederken kendisini engellediğini anlatıyor. Sandra Jones adlı felaketzede ise, "Hayatımın en kötü günleri. Hiçbir yardım almıyoruz" dedi. Superdome stadyumuna sığınan felaketzedeleri tahliye eden otobüsün ters dönerek karayolunun ortasında yuvarlanması sonucu 1 kişinin öldüğü, en az 10 kişinin de yaralandığı bildirildi.
'İnsanlıktan çıktık' Bush hükümeti, felaketzedelere sığınak olarak New Orleans' Superdome stadyumunu gösterdi. Ancak kentten ayrılamayan yoksulların bulunduğu stadyumun kendisi kötü koşullar nedeniyle ölümlere yol açıyor. Stadyumdan en az 7 ceset çıkartıldı. Çoğu Afrika kökenli onbinlerce kişinin bulunduğu stadyumda tutulanlar, insanlıktan çıktıklarını açıklıyor. "Ben köpeğime böyle davranmam diyen Daniel Edwards adlı Amerikalı, tekerlikli sandalyede ölen bir kadını gösteriyor. 3 yaşındaki oğlunu avutmaya çalışan Taffany Smith de "Yerlere işemek zorunda kalıyoruz. Hayvan gibi olduk" diye konuştu. Thomas Jessie ise su için cinayet bile işleyecek duruma geldiklerini anlatıyor. Çatı tamircisi Jessie, "Yanımızda cesetler oturuyor. Ölecekmişim gibi hissediyorum. Sizi su için bile öldürebilirim" dedi. Stadyumdan gelen tecavüz haberleri de basına yansıdı. Son olarak biri küçük bir kız çocuğu iki kişiye tecavüz edildiği açıklanırken polis benzer olayların daha önce de duyurulduğunu kaydetti.
Öldürülecek yağmacı... Elinde bira şişeleri ile felaketzedelerin bulunduğu yere giden bir Amerikalı, Bush'un televizyonlarda öldürülmesini emrettiği yağmacılardan biri olarak gösteriliyor. Ama günlerdir birlikte kaldığı ve hükümetten su ve gıda gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile yardım göremeyen felaketzedelere göre o bir kahraman. Edna Harris, "Dükkanlara giren bu insanlar bize yiyecek ve su getiriyor. Burada bebekleri olan kadınların sütleri gelmiyor. Bu adamlar dükkanlara girip süt getiriyor" diye konuştu. 28 yaşındaki bulaşıkçı biraz temiz su arıyor. "6 aylık bir bebeğim var ve hiç süt yok. Biraz süt tozu buldum ama şimdi de suya ihtiyacım var" dedi.
Küba'dan ABD'ye yardım Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, Katrina fırtınasının vurduğu ABD'ye 1100 doktor ve 26 ton ilaç yardımı yapmayı önerdi. Castro, devlet radyo televizyonundan yayımlanan açıklamasında, 100 doktorun Teksas eyaletindeki Houston'a hareket ettiğini, 1000 doktorun daha ABD'ye gideceğini söyledi. Küba'nın yardıma hazır olduğunu belirten Castro, ABD'ye doktorlarla birlikte 26,4 ton ilaç gönderileceğini kaydetti. Venezüella da ABD'ye yardım edeceğini açıklamıştı. Japon yönetimi de ABD'deki felaketzedelere yardıma hazır olduğunu bildirdi. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Katrina kasırgasının ardından ABD'ye yardım öneren ülkeler arasında Türkiye'yi de saydı. Bu arada New Orleans'ta bulunan dört kişilik bir Türk ailenin, bütün girişimlerine rağmen halen sular altındaki şehirde yoksunluk içinde mahsur kalmaya devam ettiği öğrenildi.
Felaket manzaraları
Evrensel'i Takip Et