29 Ağustos 2005 21:00

Halkın tiyatrosu çiğnenemez

Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'in görevden alınması ve Devlet Tiyatroları'na yapılan müdahale İstanbul, Ankara ve İzmir'de yapılan basın açıklamalarıyla sanatçılar tarafından protesto edildi.

Paylaş
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'in görevden alınması ve Devlet Tiyatroları'na yapılan müdahale İstanbul, Ankara ve İzmir'de yapılan basın açıklamalarıyla sanatçılar tarafından protesto edildi. Taksim AKM önünde toplanan çok sayıda tiyatro sanatçısı, sinema oyuncusu, yazar ve plastik sanatçıları alkışlarla Devlet Tiyatroları'nın özerkliğine yapılan müdahaleyi protesto ettiler. Sanatçılar dakikalarca alkışlayarak Kültür ve Turizm bakanlığına tepkilerini gösterdiler. Devlet Tiyatrosu çalışanları adına yapılan ortak açıklamayı okuyan Can Gürzap, hedefin ülkede kültür sanat ortamını çölleştirmek ve ortaçağ anlayışına sürüklemek olduğunu belirterek, "Devlet Tiyatroları'nda yaşanan deprem, cumhuriyetimizin en büyük sanat kurumlarından birini daha bitirme operasyonudur. Bu girişim, kendine Devlet Tiyatroları'nın 'fikri hür vicdanı hür' çalışanları arasından işbirlikçiler bulamayacaktır" dedi. Gürzap, açıklamayı şöyle bitirdi;"Biz Devlet Tiyatrosu çalışanları, halkın tiyatrosunun tüzel kişiliğinin keyfi atamalarla çiğnenmesine izin vermeyecek, kurumumuz özerk bir yapıya kavuşturulana kadar direneceğiz".

Özerklik için mücadele Yoğun sanatçı dayanışmasının bulunduğu basın açıklamasına mesaj gönderen İzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Oyuncuları da DT'deki gelişmelerin hukuka aykırı ve korkutucu olduğunu belirttiler. İzmit Şehir Tiyatrosu Oyuncuları siyasi erkin her istediği kişinin yerini değiştiremeyeceğinin altını çizerek, "Bu memlekete sahip çıkmayı bilen sanatçılar, kendi tiyatrolarına da sahip çıkmasını bileceklerdir" dedi. İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları(İŞTİSAN)'da, yaşananların gündelik siyasi bürokrasi ile dar görüşlü sanat anlayışının birleşmisinden doğduğunu ifade etti. Özerk Sanat Konseyi adına konuşan Vecdi Sayar ise yaşananları kınadıklarının söyleyerek,"Kültür ve Turizm Bakanlığının özerklik için yasal düzenleme yapmasını istiyoruz" dedi. Tiyatro Opera ve Bale Çalışanları Vakfı(TOBAV)'da siyasi tercihlerin sanatsal etkinliğin önüne geçemeyeceğini söyleydi. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği ise bir tiyatro kurumuna böyle bir müdahalenin yapılamayacağını dile getirerek, "Kültür ve Turizm Bakanının 1933 Almanyası'nda değil 2005 Türkiyesi'nde bulunduğunu hatırlatırız" dedi. Son olarak açıklama yapan Devlet Tiyatrosu Sanatçıları(DETİS) de yapılanın siyasi bir tercih olduğunun altını çizdi ve DT'ye müdahalenin sezon açılışına denk gelmesinin de kurumun uçuruma sürüklenmek istenmesine işaret ettiğini belirtti. DETİS, bu müdahaleyle kurumun işlevsizleştirilmeye çalışıldığını ve içinin boşaltılmak istendiğini dile getirdi ve bunun bir kadrolaşma hareketi oldğunu söyledi. Ayrıca Devlet Tiyatroları çalışanlarına destek vermek amacıyla aralarında, KESK, ÇDD, EMEP, Haber-Sen, Nazım Hikmet Kültür Merkezi ve Halkevleri gibi kitle örgütleri, siyasi partiler ve sendikalarda basın açıklamasına katıldı.


EYLEME KATILAN SANATÇILAR NE DEDİ?

Tarık Akan: En kötü kültür bakanı Bana göre Türkiye Cumhuriyeti'ne gelmiş geçmiş en kötü kültür bakanı ile karşı karşıyayız. Bu kültür bakanı gittiğinde yerine daha az kötü bir kültür bakanı gelecektir. Bekliyordum ne zaman hareket edecekler diyordum. Onlara göre demek ki günü geldi ama ben sanatçı olduğum bugüne kadar hep şunu düşünmüşümdür ki sanatın önünde hiç bir güç ve kuvvet duramamıştır, duramazda. Onlar hed türlü engeli çıkartacaklar ama sanat ve sanatçı bir açılım bulacak ve engelin öbür tarafına geçecektir, geçmiştir dünyada da her zaman böyle olmuştur. Çünkü gerici sanat olmaz,sanatın gericiliği olmaz. Sanat her zaman ilerici ve devrimcidir. Her zaman toplumu aydınlatan bir daldır. Sanat toplum için en önemli can damarlarından bir tanesidir. Bunu kesmeye kalkalarsa bu kadar insanı da karşılarında görürler.

Rutkay Aziz: Hükümetlerin tiyatrosu olamaz Yıllar öncesinde söyledik şimdi de söylüyorum hiç bir zaman DT gelip giden hükümetlerin ya da kültür bakanlarının tiyatrosu olmamıştır olmaması gerekir. Aynı şehir tiyatrolarının belediye başkanının tiyatrosu olmayacağı gibi.Tiyatroyu tiyatrocular yönetecektir onlarda gereken desteği ve enerjiyi vereceklerdir. Bunu artık çağımızda yakalamak lazım. Lemi Bilgin DT'nı çağdaş kılmak doğrultusunda arkadaşlarıyla çok önemli çabalar veriyordu. Sorun Lemi'nin de söylediği gibi Lemi'nin dışında onu aşan bir sorun olarak bakmak lazım. Olay sadece bir genel müdürlük koltuğu değil var olan iktidarın kültür ve sanat alanında siyasal amaçla örgütlenmesine yönelik atmış olduğu bir adımdır. DT'nın sanat politikasına bir biçimde baskıcı, repertuarına, hatta hatta diyaloglarına varan müdahaleci yaklaşımlar demokrasi kültürünü oluşturma savaşını verirken çok ciddi biçimde bizi talihsiz yerlere götürür. Ama umutsuz değiliz. Örnek bir dayanışma gösteriyorlar bize düşünde onlara destek vermek.

Nur Sürer: Siyasi malzeme olmasına karşıyım Arkadaşlar basın açıklamasına çağrınca katiyen gelmek istemiyorum diye espiri yaptım. Çok uzun yıllardır gittiğimiz bütün dayanışma etkinliklerine DT çalışanları olmuyor biliyorsunuz. "Devlet memuruyuz gelemeyiz" diyorlardı. Ben de bu nedenle pek gelmeyi düşünmüyorum dedim. Sonuçta bir gönül birlikteliği için buradayız. Burda çalışanların çoğu çok uzun yıllardır birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız. Bu tür şeylerin siyasi malzeme olmasına gerçekten karşı olduğum için buradayım.

Genco Erkal: Olaylar birbirleriyle bağlantılı Son zamanlarda üst üste gelen birbirlerine bağlı olarak gördüğüm bir takım olaylar olduğunu söyleyebilirim. Haydarpaşa projesi, AKM gibi tarihsel önemi olan saygı duyulması gereken binalara rant, çıkar uğruna yapılan saldırılar diğer tarafta da DT'nın iç işlerine müdahale sanatın özgürlüğüne özerkliğine müdahale olarak görülen hareketler var. Bütün bunları protesto etmek için sanatçı arkadaşlarla birlikte buradayız.

Bülent Kayabaş : Kadrolaşma yaratılmaya çalışılıyor Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yaşanmaz. Siyaset ile sanat yanyana olabilir ama bu şekilde değil. DT'de bir kadrolaşma yaratılmaya çalışılıyor. Bilinsin ki, öyle kolay değil her yere girmek, her yeri yıkmak. Bazı şeyler o kadar uzun boylu değil. DT bu durumdan yüzünü ağartarak çıkacaktır.


'Oyun başlamıştır desteğe geliniz' Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü Lemi Bilgin'in görevden alınması Ankara'da da protesto edildi. Protestoya, aralarında istifa eden Ankara DT'nin Müdürü Tayfun Eraslan ile yöneticileri, Konya DT'nin Müdürü Tomris Çetinel ile yöneticileri, DT oyuncuları ve emekçileri, sanatçılar ve üniversitelerin tiyatro bölümü öğretim üyelerinin de aralarında bulunduğu yüzlerce kişi katıldı. Büyük Tiyatro'nun bahçesindeki Muhsin Ertuğrul anıtı önünde toplanan tiyatrocular ve tiyatro seyircileri, tiyatroyu temsil eden gülen ve ağlayan yüz yerine sadece "ağlayan masklar" taktılar. İmza kampanyası da başlatan tiyatrocular, DT vekil müdürü Mine Acar'ın istifasını istediler. Eylem, tiyatro oyunları başlamadan önce çalınan anonslarla başlatıldı. Anonslar bu defa tiyatro izleyicilerini, "Sayın seyircilerimiz bildirimiz başlamak üzeredir. Lütfen cep telefonlarınızı kapatır mısınız? Sayın seyircilerimiz tiyatromuz özerkliğini kaybetmek üzeredir. Lütfen sağduyunuzu, gözlerinizi ve kulaklarınızı açarmısınız?" diyerek, seyircileri duyarlılığa davet etti. Shakespeare'in, "yobazlığı, hükmedenlerin küstahlığını" anlatan dizelerin okunduğu eylemde konuşan oyuncu Mehmet Atay, tiyatronun, değişen hükümetlerin, midecilerle dolan partilerin üstünde bir kurum olduğunu belirterek, "Tiyatro hükümetlerin veya belediyelerin lütfuyla yaşayan bir arpalık değildir." dedi. Basın bildirisini okuyan DETİS Başkanı Mehmet Ege ise DT'de yaşanan depremin, cumhuriyetin en büyük sanat kurumlarından birini daha bitirme operasyonu olduğunu dile getirerek, bununla, Türkiye'deki kültür-sanat ortamını çölleştirmek ve ortaçağ anlayışını sürüklemenin hedeflendiğini söyledi. Ege, bu girişimin, DT'de işbirlikçi bulamayacağı uyarısında bulundu.


ATÜK'ten Bakan Koç'a tepki Amatör Tiyatrocular Yayın ve Üretim Kooperatifi (ATÜK) Başkanı Fahri Bozbaş, Devlet Tiyatroları'na müdahaleyi protesto ederek, "Sanatı ve yaşamı savunanları destekliyoruz" dedi. Bozbaş dün yaptığı açıklamada, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve politik yapılanmanın yansıması olarak Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nde uygulamaya konulmak istenen olumsuzluklara işaret ederek, olumsuzlukların geri püskürtülmesi için en geniş cephenin yaratılması gerektiğini vurguladı. Bozbaş, "Sanata müdahale yaşama müdahaledir" dedi.


İzmir'de Konak Sahnesi'nde İzmir Devlet Tiyatrosu Sanatçıları, halkın tiyatrosunun tüzel kişiliğinin keyfi atamalarla çiğnenmesine izin vermeyeceklerini vurguladılar. İzmir Devlet Tiyatrosu çalışanları adına Tiyatro'nun Konak Sahnesi bahçesinde bir açıklama yapan, Devlet Tiyatroları eski Edebi Kurul Başkanı Özdemir Nutku, devlet tiyatrolarında yaşanan depremin, Cumhuriyetin en büyük sanat kurumlarından birini daha bitirme operasyonu olduğunu söyledi. Bu operasyonun hedefinin ülkemizdeki kültür-sanat ortamını çölleştirmek ve ortaçağ anlayışına sürüklemek olduğunu belirten Nutku, "Bu girişim, kendine devlet tiyatrolarının fikri ve vicdanı hür çalışanları arasından işbirlikçiler bulamayacaktır" dedi.

Sanatçıların tümü Devlet Tiyatrosu Çalışanları olarak halkın tiyatrosunun tüzel kişiliğinin keyfi atamalarla çiğnenmesine izin vermeyeceklerini dile getiren Nutku, Devlet Tiyatroları özerk bir yapıya kavuşturulana kadar direneceklerini vurguladı. İzmir Devlet Tiyatrosu'nda çalışan 71 sanatçının hemen hemen tamamının katıldığı basın açıklamasının ardından sanatçılar uzun süre alkışlarıyla uygulamaları protesto etti.

ÖNCEKİ HABER

Linçe zemin hazırlandı!

SONRAKİ HABER

Kadınlar için sergi büyüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...