29 Ağustos 2005 21:00

Linçe zemin hazırlandı!

İzmir Seferihisar'a bağlı Ürkmez beldesinde 21-22 Ağustos tarihlerinde meydana gelen linç girişimi ile ilgili incelemelerde bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, olaylar sırasında kolluk kuvvetlerinin görevlerini yerine getirmeyerek, adeta linçe zemin hazırladıkları eleştirisinde bulundu. İHD İzmir Şubesi, linç edilmek istenen kişiler ve aileleri ile yaptığı görüşmenin ardından dün bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıda açıklamalarda bulunan İHD İzmir Şube Başkanı Mustafa Rollas, sıkça rastlanan linç girişimleri ile ilgili görünür bir adli soruşturmanın başlatılmamış olmasının düşündürücü olduğunu söyledi. Rollas, Seferihisar'da meydana gelen linç girişiminin başlangıcında örgütlü hareket ettikleri izlenimi yaratan ve kurt işareti yapan bir grubun kışkırtmalarının etkili olduğunu da aktardı. Kamu görevlileri ve yetkililerinin linç girişimine engel olma görevlerini kasten veya ihmalkar bir davranış sonucunda gereği gibi yapmadıklarının altını çizen Rollas, bu durumun linç girişimine uygun bir zemin yarattığını belirtti. Özellikle Ürkmez Belediye Başkanı'nın olayların başlangıcı sırasında tutuklanan kimselere ve yakınlarına yönelik saldırılara bizzat katıldığı, yine olayları başlatanlardan sivil giysili, eli coplu bir kişinin Ürkmez Jandarma Karakol Komutanlığı'nda görevli bir teğmen olduğu, kaymakam ve belediye başkanının linç girişimine fiilen katıldıkları yönlü iddialar bulunduğunu vurgulayan Rollas, iddiaların araştırılması gerektiğine işaret etti.
Hükümete 'hukuka uy' çağrısı
Makine Mühendisleri Odası, araç muayene istasyonlarının özelleştirilmesi yoluyla devrinin hukuka aykırılığının sürdüğünü, bu konuda hukuksal mücadeleyi devam ettireceklerini bildirdi. Makine Mühendisleri Odası Başkanı Emin Koramaz dün yaptığı yazılı açıklamada, araç muayene istasyonlarının hizmetin özelleştirilmesi yoluyla devrine ilişkin başvurularının Danıştay tarafından, Anayasa Mahkemesi'nin sözkonusu özelleştirmeyi düzenleyen Trafik Yasası'nın 35'inci maddesine ilişkin vereceği kararı gözönünde bulundurmak üzere geri bırakıldığını, karar gerekçesinde ise bu hizmetin "kamu hizmeti" olduğunun altının çizildiğini ifade etti. Danıştay 1'inci Dairesi'nin; "özelleştirme yoluyla yapılacak devre ilişkin sözleşmeyi, hizmetin yürütülmesi görevinin asıl olarak kamu idaresinde olması gerektiği, sözkonusu devir sözleşmesinin kamu idaresi ile hizmet arasındaki bağı tamamen kopardığı" şeklindeki yorumuna da işaret eden Koramaz, sonradan Ulaştırma Bakanlığı'nın görevleriyle ilgili bir yasayla, sözkonusu 35'inci maddede değişiklik getirildiğini kaydetti. Bu değişiklik ile araç muayene hizmetine ilişkin "yapmak veya yaptırmak" düzenlemesi yapılarak, hizmetle kamu idaresi arasında bir bağ kurulmak istendiğini belirten Koramaz, bu düzenlemenin de hukuksuzluğu kaldırmadığını dile getirdi. Koramaz, hergün yeni bir hukuksal çözümsüzlüğe giden bu devir işlemine ilişkin hukuk mücadelelerinin süreceğinin altını çizdi.